İçeriğe atla

Vazopressin

Vazopressin
Klinik verisi
Telaffuz/ˌvzˈprɛsɪn/
Diğer adlarAntidiuretic hormone (ADH); arginine vasopressin (AVP); argipressin
ATC kodu
Fizyolojik veriler
Kaynak dokularSupraoptic nucleus; paraventricular nucleus of hypothalamus
Hedef dokularSystem-wide
ReseptörlerV1A, V1B, V2, OXTR
AgonistlerFelypressin, desmopressin
AntagonistlerDiuretics
MetabolizmaPredominantly in the liver and kidneys
Farmakokinetik veri
Protein bağlanma1%
MetabolizmaPredominantly in the liver and kidneys
Eliminasyon yarı ömrü10–20 minutes
BoşaltımUrine
Tanımlayıcılar
  • 1-{[(4R,7S,10S,13S,16S,19R)-19-Amino-7-(2-amino-2-oxoethyl)-10-(3-amino-3-oxopropyl)-13-benzyl-16-(4-hydroxybenzyl)-6,9,12,15,18-pentaoxo-1,2-dithia-5,8,11,14,17-pentaazacycloicosan-4-yl]carbonyl}-L-p rolyl-L-arginylglycinamide
CAS Numarası
PubChem CID
IUPHAR/BPS
DrugBank
ChemSpider
UNII
KEGG
ChEBI
ChEMBL
CompTox Bilgi Paneli (EPA)
Kimyasal ve fiziksel veriler
FormülC46H65N15O12S2
Mol kütlesiError in {{değer}}: parametre 1 geçerli bir sayı değil. g·mol−1
3D model (JSmol)
Yoğunluk1.6±0.1 g/cm3
  • c1ccc(cc1)C[C@H]2C(=O)N[C@H](C(=O)N[C@H](C(=O)N[C@@H](CSSC[C@@H](C(=O)N[C@H](C(=O)N2)Cc3ccc(cc3)O)N)C(=O)N4CCC[C@H]4C(=O)N[C@@H](CCCN=C(N)N)C(=O)NCC(=O)N)CC(=O)N)CCC(=O)N
  • InChI=1S/C46H65N15O12S2 /c47-27-22-74-75-23-33(45(73)61-17-5-9-34(61)44(72)56-28(8-4-16-53-46(51)52)39(67)54-21-37(50)65)60-43(71)32(20-36(49)64)59-40(68)29(14-15-35(48)63)55-41(69)31(18-24-6-2-1-3-7-24)58-42(70)30(57-38(27)66)19-25-10-12-26(62)13-11-25/h1-3,6-7,10-13,27-34,62H,4-5,8-9,14-23,47H2,(H2,48,63)(H2,49,64)(H2,50,65)(H,54,67)(H,55,69)(H,56,72)(H,57,66)(H,58,70)(H,59,68)(H,60,71)(H4,51,52,53)/t27-,28-,29-,30-,31-,32-,33-,34-/m0/s1 
  • Key:KBZOIRJILGZLEJ-LGYYRGKSSA-N 

Vasopressin ve Antidiüretik Hormon (ADH) olarak da bilinen Arginin Vasopressin (AVP), insan dahil olmak üzere memelilerin büyük çoğunluğunda bulunan bir hormondur. Vasopressinin birincil görevi, böbreklerden su geri emilimini artırmaktır.

Vasopressin, peptid yapısında bir hormondur. Hipotalamusta sentezlenip arka hipofizdeki keseciklerde (veziküllerde) depolanan bir preprohormon öncüsünden sentezlenir. Vasopressinin bir kısmı direkt olarak beyne salıverilirken büyük çoğunluğu arka hipofizde, kana salıverilmek üzere depolanır.

Fizyoloji

Görevi

Vasopressinin en önemli görevlerinden biri vücuttaki su tutulumunu düzenlemektir. Vücut susuz kaldığında (dehidrate olduğunda) vasopressin salınır ve böbreklerin suyu tutması sağlanır. Böylece hacmi düşük, yoğunluğu yüksek bir idrar oluşturulur. Bunun yanı sıra AVP, orta dereceli bir vazokonstriksiyona sebep olarak kan basıncını da artırır. Ayrıca vasopressinin (özellikle beyinde) nörolojik etkilere sebep olduğu da bilinmektedir.

Ayrıca AVP'ye çok benzer bir madde olan lizin vasopressin (LVP) de domuzlarda bulunan, AVP ile aynı görevlere sahip olan bir hormondur ve insanlarda tedavi amacıyla kullanımı yaygındır.

Böbrekler

Böbreğin temel işlevsel birimi olan nefronun yapısı.

AVP, böbreklerin temel fonksiyonel birimi olan nefronlardaki distal kıvrımlı tübülün ve toplayıcı tübüllerin suya geçirgenliğini arttırır. Böylece su geri emilimini artırır ve daha yoğun bir idrar oluşmasını sağlar (antidiürez). Bu etki, distal tübüldeki epitel hücrelerinin apikal kısmındaki hücre zarına ilave su kanalları(Aquaporin-2) eklenmesiyle sağlanır. Aquaporin'ler suyun distal kıvrımlı tübül ve toplayıcı tübüllerden hücrelere geçişini sağlayan kanallardır.

Distal kıvrımlı tübül ve toplayıcı tübül boyunca sıralanan hücrelerin bazolateral kısmında, AVP için aktif bir alan içeren g-protein bağımlı V2 Reseptörleri bulunur. Hücre zarının hücreye bakan kısmında V2 ile temas eden G-proteini, ATP'yi siklik AMP'ye (cAMP) dönüştüren adenilat siklazı tetikler. Daha sonra cAMP şelalesi, Aquaporin 2 su kanallarının hücre zarına eklenmesini, depo veziküllerinin ekzositozu yoluyla tetikler.

Protein kinaz C (PKC) geninin transkripsiyonunu düzenleyen baskılayıcı protein, cAMP için bir yapışma alanı içerir. Bu alana cAMP bağlandığında, düzenleyici proteinin yapısı değişir ve genin operatör bölgesinden ayrılır. Böylece düzenleyici proteinin, PKC geninin transkripsiyonu üzerinde baskılayıcı etkisi ortadan kalkmış olur. PKC transkribe olur ve ATP'den fosfat ayrılmasıyla enerji üretimini tetikleyerek, zarlarında Aquaporin-2 kanal proteinlerini içeren veziküllerin hücre zarıyla kaynaşmasını sağlar. Bu süreçte kalsiyum iyonları gerekli olabilir. Fosfolipaz C- beta (PLC) enziminin de bu yolda bir görevi olması mümkündür. PLC de G-proteini ile ilişkili bir reseptörle aktive olmaktadır.

Vasopressin ayrıca nefronlardaki toplayıcı tübüllerin meduller kısmının üreye geçirgenliğini artırarak, üre geri emilimini artırır (nefronun yapısını gösteren şekli inceleyiniz). Böylece üre toplayıcı kanallardan meduller bölüme geçer ve distal kıvrımlı tübül ile toplayıcı tübülün kortikal kısmındaki yükselen su geri emilimi sonucu oluşan yoğunluk farkı dengelenmeye çalışılır.

Kalp-Damar Sistemi

Vasopressin, adından da anlaşılacağı üzere, çevresel (periferal) damarların direncini artırarak atardamarlardaki (arteriyel) kan basıncını artırır. Bu etki sağlıklı bireylerde küçüktür. Ancak aşırı kanama gibi durumlarda kan hacmi çok fazla düştüğünde (hipovolemik şok), vasopressin kan basıncının tekrar normal seviyelere çekilmesinde en önemli telafi edicilerden biri konumuna gelir.

Merkezi Sinir Sistemi

Vasopressin'in beyin içerisinde salınımının birçok etkisi vardır.

  • Mekanizmaları tam olarak bilinmese ve etkileri tartışmalı olsa da hafıza oluşumunda rolü olduğu düşünülmektedir. Yapay bir vasopressin benzeri (analoğu) olan desmopressin, nootropik ajan olarak görülmektedir.
  • Vasopressin, hipotalamustaki supraoptic çekirdekteki nöronlar tarafından düzenli olarak beyne salınmaktadır.
  • Hipotalamustaki bazı nöronlardan salınan vasopressin, saldırganlık, kan basıncı ve sıcaklığın düzenlenmesinde görev alır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ödem</span>

Ödem, kan sıvısının damar dışına çıkması ve hücreler arasındaki sıvının artışı olgusudur. Ödemin yaygın biçimine anazarka (anasarca) denir. Ödem olgusunun temel ilkesi, kan sıvısı ile hücre dışı (ekstrasellüler) sıvı arasındaki dengenin yitirilmesidir. İnsan vücudunda ortalama 40 litre sıvı vardır. Bu sıvının yaklaşık ½ ‘si hücrelerin içindedir. Öteki yarısı ise kanı, lenf sıvısını ve hücreler arasındaki sıvıyı oluşturur. Kan ve lenf sıvılarının dengesini proteinler sağlar. Bunların dışındaki sıvı türlerinin dengesi elektrolitlere bağlıdır. Hücre içi sıvı dengesini potasyum, hücre dışı sıvı dengesini ise sodyum denetler.

Hücre bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre kelimesi, ; Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir. Hücrenin içerisinde "Solunum, Boşaltım, Beslenme, Sindirim" gibi yaşamsal faaliyetler gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım sistemi</span>

İdrar yolu veya böbrek sistemi olarak da bilinen insan idrar sistemi böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur. Üriner sistemin amacı vücuttan atıkları uzaklaştırmak, kan hacmini ve kan basıncını düzenlemek, elektrolit ve metabolit seviyelerini kontrol etmek ve kan pH'ını düzenlemektir. İdrar yolu, idrarın nihai olarak uzaklaştırılması için vücudun drenaj sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek üstü bezleri</span>

Böbrek üstü bezleri, üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid ve katekolamin bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.

<span class="mw-page-title-main">Aldosteron</span> Stereoid yapılı hormon

Aldosteron böbrek üstü bezlerinin kabuk katmanı Zona Glomerulosa'da üretilen, kanda sodyum ve potasyum dengesini düzenleyen bir mineralokortikoiddir.

<span class="mw-page-title-main">Ökaryot</span> hücrelerinde bir çekirdek ve genellikle organeller içeren canlılar

Ökaryotlar, hücrelerinde bir çekirdek ve –genellikle– organeller içeren bir canlılar grubu olup, bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Kortizol</span> Vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormon

Kortizol, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormondur. Kan basıncını ve şekerini artırır, kadınlarda kısırlığa neden olur ve bağışıklık sistemini baskılar. Hidrokortizon veya kortizon olarak bilinen yapay kortizol alerji ve yangı'ya karşı sağaltımda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Testis</span>

Er bezi, haya veya testis, erkek üreme organlarından penisin her iki yanında yer alan yapılardır. Erkek sağlığında önemli yer tutar.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek</span> omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organları

İnsanlarda böbrekler, memeli böbreklerinin genellikle dış lobülasyon belirtileri göstermeyen, çok loblu, çok papiller şekilli, iki adet kırmızımsı kahverengi fasulye biçimli kan filtreleyen organlardır. Bunlar retroperitoneal boşlukta solda ve sağdadır ve yetişkin insanlarda yaklaşık 12 santimetre uzunluğundadır. Kanı eşleşmiş renal arterlerden alırlar; kan eşleşmiş renal venlere çıkar. Her böbrek, atılan idrarı mesaneye taşıyan bir tüp olan üretere bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hipofiz</span>

Hipofiz bezi veya diğer adıyla Pitüiter bez, bir fasulye tanesi büyüklüğünde yaklaşık 0,5 gram ağırlığında bir endokrin bezdir. Beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çıkıntı şeklinde uzanır. Beyni örten dura mater ile çevrilmiştir. Hipofiz hormonu üretip salgılayarak Homeostasiyi düzenler. Bunu bütün iç salgı bezlerini denetleyerek yapar. Bu anlamda hipofiz, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Hipotalamusun salgısı olan RF, kan yoluyla hipofizi uyarır ve hipofizin hedef organının uyarılmasını sağlayan hormonu üretmesini sağlar. Hipofiz bezi ön, orta ve arka lop olmak üzere üç parçalıdır. Ara lob insan embriyosunda görüldüğü halde, ergin insanda körelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Paratiroid hormon</span>

Paratiroid hormon, parathormon veya PTH, paratiroid bezi tarafından salgılanan, vücutta kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde rol alan hormon.

Yağ asitleri birçok organizma için önemli enerji kaynaklarıdır.Artmış glukoz sıklıkla yağ asidine çevrilerek depo edilmektedir. Trigliserdiler aynı miktardaki karbonhidrat ve proteinlerden yaklaşık 2 kat daha fazla enerji vermektedirler. Tüm hücre zarları iki tabakalı fosfolipitlerden oluşur. Yağ asitleri aynı zamanda protein modifikasyonunda da kullanılırlar. Bu nedenle yağ asidi metabolizması, yağ asitlerinin primer metabolitlerinin ve enerjinin oluştuğu katabolizmalarını ve biyolojik olarak oldukça önemli bileşiklerin sentez edildiği anabolizmalarını kapsar.

Sekretin; salgısı mide ve pankreasça düzenlenen, onikiparmak bağırsağının ortamını etkileyen ve kişide su homeostazının düzenleyiminin bir ögesi olan peptit yapılı bir hormondur. Sekretin bağırsak bezlerinde bulunan S hücrelerinde üretilmektedir. Kişilerde sekretin peptidi SCT geni tarafınca kodlanmaktadır. Sekretin tanımlanmış ilk hormondur.

Erkek üretrası penistir ve penis aynı zamanda erkek üreme sisteminin dış yapılarından biridir. Erkek üreme sistemi iç ve dış yapılar olarak ikiye ayrılır.

Getirici (afferent) arteriyoller, çok sayıda boşaltım sisteminde nefronları besleyen bir grup kan damarıdır. Bu damarlar, tubuloglomerüler geribildirim mekanizmasının bir parçası olarak kan basıncının düzenlenmesinde önemli bir rol oynar.

<span class="mw-page-title-main">Mineralokortikoidler</span>

Mineralokortikoidler bir kortikosteroidler sınıfıdır, Glukokortikoidler ile birlikte steroid hormonlarındandır. Mineralokortikoidler adrenal kortekste üretilir, tuz ve su dengelerini etkiler. Primer mineralokortikoid aldosterondur.

<span class="mw-page-title-main">Glomerülonefrit</span> böbrekteki glomerüllerin iltihaplanması

Glomerülonefrit (GN), birkaç böbrek hastalığına atıfta bulunmak için kullanılan bir terimdir. Hastalıkların çoğu, böbreklerdeki glomerüllerin veya küçük kan damarlarının iltihaplanması ile karakterizedir, ancak tüm hastalıkların mutlaka bir enflamatuar bileşeni yoktur.

Azotemi, vücutta anormal derecede yüksek düzeyde azot içeren bileşikler ile tanımlanan tıbbi bir durumdur. Bu büyük ölçüde kan'ın böbrekler tarafından yetersiz veya işlevsiz filtrelenmesiyle ilgilidir. Kontrol edilmezse üremi ve akut böbrek hasarı’na yol açabilir.