Matematik felsefesinin oluşturmacılık akımına göre matematiksel bir nesnenin varlığını kanıtlayabilmek için, nesnenin bulunması gerekir. Oluşturmacılara göre bir nesnenin var olmadığını varsayıp bu varsayımdan bir çelişki türetildiğinde -nesnenin kendisini bulmadıkça ("oluşturmadıkça")- nesnenin varlığı da kanıtlanmış olmaz.
Matematiksel mantık, biçimsel mantığın matematiğe uygulanmasıyla ilgilenen bir matematik dalıdır. Metamatematik, matematiğin temelleri ve kuramsal bilgisayar bilimi alanlarıyla yakınlık gösterir. Matematiksel mantığın temel konuları biçimsel sistemlerin ifade gücünün ve biçimsel ispat sistemlerinin tümdengelim gücünün belirlenmesidir.
Mantık ya da eseme, bilginin yapısını inceleyen, doğru ile yanlış arasındaki akıl yürütmenin ayrımını yapan disiplindir, doğru düşüncenin aletidir. Önceleri bir felsefe dalıyken daha sonra kendi başına bir ihtisas alanı olmuştur. Matematik ve bilgisayar biliminin de parçası haline gelmiştir. Bir disiplin olarak Aristoteles tarafından kurulmuştur. Aristoteles'den etkilenen Farabi tarafından iki kısımda kategorize edilmiştir. İbn-i Sina geçicilik ve içerme arasındaki ilişkiyi geliştirmiştir. Çağdaş zamanlarda Frege, Russell ve Wittgenstein önemli katkılar yapmıştır.
Zihin ya da bilinç; düşüncenin, algılamanın, belleğin, duygunun, isteğin ve düşlemenin bazı birleşimlerinde görünür olan bilincin ve zekânın kolektif görünüşlerini kapsar. Zihin bilinç akışı olarak tanımlanabilir. İnsan beyninin bilinçli süreçlerin tümünü içerir. Ayrıca bu sözcük kesin içeriklerde hayvanların bilinçli veya insanların bilinçaltı düşüncelerinin çalışmasını içermek için kullanılır. "Zihin" mantığın düşünce süreçlerine özellikle değinmek için sıklıkla kullanılır.
Prolog, yapay zekâ uygulamalarında kullanılan dördüncü nesil bilgisayar dili ailesinden olan bir mantık programlama dilidir.
Halüsinasyon veya varsanı, bir duyu organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, kişinin sadece kendisinin duyabildiği, görebildiği, dokunabildiği ve koklayabildiği, gerçek olmayan duyuların algılanmasına veya sanıların alınmasına verilen isimdir. Halüsinasyonlar, benzer fenomenlerden ayrı tanımlanmaktadır. Örneğin rüya görmek uyanık olma hali barındırmaz; psödohalüsinasyonda istemsiz duyusal algıların gerçek olmadığı kişi tarafından bilinir; yanılsamalar saptırılmış ve yanlış yorumlanmış gerçek duyusal algılar barındırır; zihinsel imge kişinin istemi kontrolü altındadır gibi. Ruh hastalıklarında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Beş duyunun da varsanısı olabilir; görme, işitme, dokunma, koklama ve tat duyusu. Halüsinasyonlarda kişi, bir hastalığının olduğunu bilmeden, gördüğü, işittiği ve hissettiğine bütünüyle inanır. Gözlerinde bozukluk olan kişide veya migrende görülen ışık parıltıları varsanı içine girmez. Bunlarda hasta, olayın nedenini bilmektedir.
Friedrich Ludwig Gottlob Frege, modern matematiksel mantığın ve analitik felsefenin kurucusu sayılan Alman matematikçi, mantıkçı ve filozof.
Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.
Animizm ya da Canlandırmacılık, doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş. Animizm, hayvanları, bitkileri, kayaları, nehirleri, hava sistemlerini, insan eserlerini ve bazı durumlarda sözcükleri canlı, fail ve özgür iradeye sahip olarak kabul eder. Animizm bir din olmaktan öte bir din sistemidir. Animizm, mantıksal temellerin ve prosedürlerin ötesinde doğaüstü evrene odaklanan metafizik bir inançtır ve özellikle maddi olmayan ruh kavramına odaklanır.
Harivarman, M.S. 250-350 yılları arasında yaşamış olan Hint Budist düşünür. "Hiçlik öğretisi"ni geliştirmiş olan Harivarman sisteminde, Nirvana'ya erişmenin yolunu değilleme mantığında bulmuştur. Ona göre, ne benlik ya da ruhlar, ne yaratılmış nesneler ve ne de bunlarla ilgili kavramlar gerçektir. Bunların tümü birden, bir hiçten başka bir şey değildir.
Nagarjuna, M.S. 2. yüzyılda yaşamış ve değilleme mantığıyla ün kazanmış olan ünlü Budist düşünür. Dünyayı anlama, yorumlama ve varlığın gizini çözme girişimlerinin zorunlu olarak sınırlarla karşılaşacağını ve eşyanın boş olduğunu öne süren Nagarjuna, yalnızca bilge kişinin, varlıkla ilgili olarak var mı yok mu sorusuna takılmadan, "ne var, ne yok" diyeceğini, her şeye tepeden bakacağını ve tartışmadan susacağını savunmuştur.
İdealizm, gerçekliğin özünü yalnızca fenomen olarak kabul ettiği cisimler dünyasında değil, maddesel olmayan varlıkta arayan, nesnel gerçekliği; idea, us, tin olarak belirleyen ve maddeyi düşüncenin (tinin) bir görünüş biçimi olarak inceleyen görüş. Materyalizmin ve natüralizmin karşıtı.
XAML, genişletilebilir uygulama biçimlendirme dili. Microsoft'un uygulama arayüzlerinin oluşturulmasını sağlayan tanımlama dili. XAML, geliştiricilerin XML kullanarak tüm .NET kullanıcı arayüz elemanlarının çizimlerini kontrol edebilmelerini sağlar. Her XAML etiketi (tag), özellikleri XML attributeleriyle kontrol edilen bir .NET Framework sınıfına birebir karşılık gelir.
Video oyunu türleri belirlenirken sınıflandırmada video oyunlarının mekanikleri, tasarım aşamasında, tasarımcının verdiği kritik kararlar yani daha basit bir şekilde oynanış tarzları esas alınır. Lakin bu sınıflandırma her zaman tutarlı veya sistematik bir yol izleyememiştir. Bunun nedeni kriterlerin, ayrımı yapan kişi ya da kuruma göre farklılık göstermesidir. Tümüyle akademik çalışmaların yürütülmemesinden ötürü kimi zaman keyfi isimlendirmeler de söz konusudur. Buna rağmen dünya genelinde benimsenmiş tür kalıpları da mevcuttur.
İdealar Kuramı, felsefede önemli bir prensip olarak Platon tarafından ortaya atılmış ve episteme anlayışından doğmuştur. Gerçek bilginin temelinin ancak idealar dünyâsında bulunabileceği temeline dayanır.
Berkley'in idealizmine verilen addır. Materyalizmin tersine alemin kendi kendine hiçbir gerçekliğinin olmadığı; maddenin de, dış alemin de, nesnelerin ve her türlü madde çeşitlerinin de hayallerimiz ve fikirlerimiz dışında var olmadıklarını ileri sürer. Ona göre ancak ruh vardır. Maddenin varlığı ancak "idrak edilmiş" olmaktan ibarettir.
Abzar İyesi - Türk mitolojisinde avlunun koruyucu ruhudur. Abazar İyesi olarak da ifade edilir.
Adi ilmek ipin kendi etrafında bir dönüp, döngüsü içinden forasının geçmesiyle oluşan düğümdür.
El incesi cevizi, halatın ucundaki kollar ayrıştırılmadan yapılan, ceviz görünümlü, amacına hizmet edecek yuvarlak bir nesneyi de içine hapsederek yapılan bir düğümdür.