
Türkiye'de mimarlık, Türk mimarisi veya Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprakları üzerinde süregelen mimarlık sürecini inceler. Türkiye’deki mimarlık uygulamaları belli dönemlerde yaygın olan mimari akımlardan, cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan belli sorunlardan ve çelişkilerden etkilenerek veya onlara tepki olarak oluşmuştur. Bu çelişkilerden başta geleni özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde gündeme gelen Doğu-Batı ikilemidir. Buna ek olarak ulusal-evrensel, geleneksel-modern veya dindarlık-laiklik gibi ikilemler ve farklı siyasi görüşler de mimarlık uygulamalarının seyrini etkilemiştir. Bu dönemlerin birbirinden kesin olarak ayrılması pek mümkün değildir. Bazı akımlar diğerleri ile iç içe belirli bir zaman dilimine kadar varlığını sürdümüşler; bir dönemin veya ekolün temsilcisi olarak nitelendirilen bazı Türk mimarlar, kariyerlerinin ileriki dönemlerinde daha farklı stillerde de eserler tasarlamışlardır.

Levent Camii ya da Afet Yolal Camii İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde yer alan Levent Semtinde Levent Caddesi üzerinde, Levent Mektep Sokağı ile Sümbül Sokağı’nın kesiştiği noktada yer alan yeni tarihli bir camidir. İbrahim Yolal tarafından genç yaşta kaybettiği kızı Afet Yolal adına yaptırılmıştır. 1945’te Mimar Vasfi Egeli tarafından projesi çizilip yapımına başlanan cami 1954’te ibadete açılmıştır.

Şişli Camii, İstanbul, Türkiye'de, Şişli ilçesinde bulunan bir camidir. Halâskârgazi Caddesi ile Abide-i Hürriyet Caddesi'nin kesişmesiyle oluşan bir adacıkta konumlanır.

Behruz Çinici veya tam ismiyle Veli Behruz Çinici, Türk mimar.

Mehmet Vedat Tek, Türk mimar. 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla tanınmakta ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın Mimar Kemalettin Bey ile birlikte en önde gelen iki isminden biridir.

Ahmed Kemaleddin, 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla tanınan ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın önde gelen isimlerinden olan Türk mimar.

Birinci ulusal mimarlık akımı, neoklasik Türk üslûbu veya millî mimarî rönesansı; ağırlıklı olarak 1908 ile 1930 yılları arasında yaygın olan mimarî üslûptur. Her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamış bir üslûp olsa da esas etkisini cumhuriyet döneminde göstermiştir.
İkinci Ulusal Mimari Akımı veya Yeni Yöreselcilik, 1939 ile 1950 yılları arasında Türkiye’de etkisini göstermiş ve dönemin yükselen totaliter ve milliyetçi düşünce ve üsluplarından etkilenmiş bir mimarlık üslubudur.
Arif Hikmet Holtay Türk mimar ve öğretim görevlisi.

Şevki Balmumcu, Türk mimardır. Ankara Sergi Evi binasının mimarıdır.

İsmail Utkular Türkiye mimarlık tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan İstanbul Radyoevi’nin mimarıdır. Ayrıca Çanakkale Şehitleri Anıtı’nı da tasarlayan mimarlardan birisidir.
Enver Tokay, Türk mimar. Türkiye'deki mimarlık tarihinde önemli yer tutan ve Türkiye'de inşa edilmiş ilk gökdelen olarak kabul edilen Kızılay Emek İşhanı'nı tasarlamıştır.
Teoman Doruk, Türk mimar ve öğretim görevlisi. Türkiye mimarlık tarihinin 1950’li yıllardaki en önemli eserlerinden birisi olan DSİ Genel Müdürlük Binası’nı tasarlamıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini de yürüten Teoman Doruk 12 Eylül Darbesi’nden sonra ABD’ye yerleşmiştir.
Mehmet Melih Birsel, Türk mimardır.

Feridun Kip Türk mimar. Çanakkale Şehitleri Anıtı'nı tasarlamıştır.
Türkiye'de cami mimarisi 1923’te Türkiye devletinin kurulmasıyla başlayan ve günümüze kadar gelen süreçte, Türkiye toprakları üzerinde süregelen camii mimarisi ve bu mimari uygulamalarla ilgili süreçleri inceler.

Hüsrev Tayla Türk mimar. En çok Ankara'da yer alan Kocatepe Camii ve İstanbul'da yer alan Şakirin Camii tasarımlarıyla tanınmıştır.
Fatin Uluengin, Türk mimardır. En çok Ankara'da yer alan Kocatepe Camii tasarımıyla tanınmıştır. Ayrıca Osmanlı mimarisi'nin klasik yapı detayları alanında önemli bir uzmandır.

Hüseyin Ağa Camii, Hüseyinağa Camii, Emin Bey Camii ya da yaygın bilinen adıyla Ağa Camii, Türkiye'nin İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesinde, İstiklal Caddesi üzerinde yer alan cami. 1596 yılında ibadete açılmıştır. Galata Sarayı ağalarından Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Bazı kaynaklarda ilk halinin kubbeli olduğu kaydedilmektedir. II. Mahmud döneminde iki defa ihya edilmiştir. Uzun müddet bakımsız kaldıktan sonra 1934'te Vakıflar İdaresi'nce ihata duvarlarına kadar yeniden onarılan caminin mihrabı, duvarları ve minare gövdesinin eski yapıdan kaldığı anlaşılmaktadır. 1950'de de pencereler arasına Halim Özyazıcı tarafından kuşak yazısı çekilmiştir. Zarif bir işçiliğe sahip olan şadırvanın Mimar Sinan’ın eseri Sinan Paşa Camii’nden, şadırvanın yanı sıra birçok kaynakta “Türk taş oymacılığının en şaheser örneği” olarak geçen fıskiye ise Eyüp'teki Oluklu Bayır Tekkesi'nden getirilmiştir. Mihrap önünde yine Galata Sarayı ağalarından Dâvud Ağa'nın 1056 (1646) tarihli kabri bulunmaktadır. Önceleri ana caddeye doğru uzanan hazîrenin taşları 1934 tamiri sırasında kaldırılmıştır. 1999 Gölcük depreminde zarar gördü. Daha sonra yakınında yapılan bir inşaat kazısı sebebiyle yapıda tekrar hasar oluştu. 2014 yılında onarımı yapılarak tekrar ibadete açıldı.
Feridun Akozan, Türk mimar, akademisyen ve yazardır.