
Coğrafya; beşerî (insanî) sistemleri ve yeryüzünü araştıran, bunlar arasındaki ilişkiyi neden-sonuç ve dağılış ilkesine bağlı olarak inceleyen ve sorgulayan bir bilim dalıdır. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sözcüğü Yunanca “γεωγραφία” gaia (yer) ve gráphein sözcüklerinden türemiştir. Türkçesi yerçizim sözcüğüdür. Zamanımızdan 2200 yıl önce coğrafya terimini ilk kullanan kişi Eratosthenes olmuştur. Gregg ve Leinhardt (1994), coğrafyayı 4 özellikle karakterize edilen bir disiplin olarak tanımlamaktadırlar:
- Birincisi, bir yere eşsiz bir karakter kazandıran, yeryüzü üzerindeki özelliklerin dağılımıdır.
- İkincisi, bazı şeylerin oldukları yerlerde ve zamanda neden ve nasıl meydana geldiğini anlamaktır.
- Üçüncüsü, meydana gelen olayların, diğer olaylarla ilgisi ve bağlantısıdır.
- Sonuncusu, coğrafyanın haritalar ile bilgilerin ve düşüncelerin iletişimini sağlamasıdır.

Doğa İnsan yapımı dışında kalan ve kendiliğinden var olan, sürekli değişen, dönüşen tüm fiziki evren ve onun kendiliğinden işleyişi. İnsan da doğanın parçasıdır. İnsan'ın doğadan koparak; doğaya, dünyaya müdahale eden bir canlıya dönüşmesiyle doğa ve insan ayrımı yapılmak durumu doğmuştur. İnsanın, kabaca on bin yıl öncesinden itibaren özellikle de yerleşik düzene geçmesiyle, yoğun şekilde besi hayvanlarını evcilleştirmesi, toprağı ekip dikmeye başlaması, tüm ekonomik faaliyetleri, kitlesel savaşları ve savaşlar için geliştirdiği teknolojileri, insanın doğadan kopması veya doğaya müdahale etmesi olarak yorumlanır. Antik Çin bilgelerinden Zhuangzi bu kopuşu "İnsanın, öküzün burnuna halka takması" diye anlatır: Öküzün iki kulağı, iki boynuzu, dört bacağının olması doğadan gelir; öküzü işinde gücünde kullanmak için burnuna halka takıp çekiştirmek ise insan müdahalesidir.

Türlerin Kökeni, İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin'in 24 Kasım 1859'da yayımlanan kitabıdır. Orijinal adı Doğal Seçilim Yoluyla Türlerin Kökeni ya da Yaşam Mücadelesinde Avantajlı Irkların Korunumu Üzerine idi, ancak 1872'de çıkan 6. baskısında Türlerin Kökeni olarak kısaltıldı. Bilim tarihinin en önemli çalışmalarından biridir ve evrimsel biyolojinin temelini oluşturduğu kabul edilir. Çalışma, Darwin'in HMS Beagle gemisi ile 1831-1836 yılları arasında yaptığı araştırma gezisi sonrasında, özellikle Galápagos Adalarındaki gözlemlerine dayandırarak oluşturduğu biyolojik evrim kuramı üzerinedir.

Çevrecilik, çevre hareketini destekleme veya katılmaktır. Doğal kaynakları ve ekosistemleri korumak için lobi faaliyeti yapma, çevre eğitimi, çevreci eylemler ve örnekler geliştirmekle merkezi ve yerel yönetimlerdeki karar alma süreçlerini etkileme arayışında olan sosyal bir harekettir. Çevre ile ilişkili konulardan bazıları; kirlilik, türlerin yok olması, katı atıkların azaltılması, geri dönüşüm, küresel ısınma tehdidi ve genetiği değiştirilmiş ürünler.

Yeşil Anarşizm, özellikle doğa ile insan arasındaki ilişki üzerine odaklanan anarşist ekol. Bu hareketin temel sorunu, endüstri öncesi toplumu, hatta bazen tarım öncesi toplumu yeniden canlandırmaktır. İnsanları doğal yaşama yabancılaştıran teknoloji ve ilerleme düşüncesiyle ifade edilen endüstri toplumu, bu ekolün eleştirilerinde önemli yer tutar. Felsefesinde Ludditelerin politik eylemlerinin ve Jean-Jacques Rousseau’nun yazılarının etkileri görülür. Fakat bunlardan daha fazla, primitivizm ortaya çıktığında, Frankfurt Okulu’nun Marksistleri Theodor W. Adorno ve Herbert Marcuse’ün düşünceleri ile Marshall Sahlins, Richard Lee, Lewis Mumford Jean Baudrillard ve Gary Snyder gibi antropologların düşünceleri ekolün şekillenmesinde önemli yer tutmuştur.

Doğal çevre veya doğal dünya, yalnızca doğal yollarla meydana gelmiş canlı ve cansız tüm varlıkları kapsar. Doğal çevre terimi çoğunlukla Dünya ve Dünya'nın bazı bölgeleri için kullanılır. Bu kavram, insanlığın hayatta kalmasını ve ekonomik faaliyetlerini etkileyen tüm canlı türlerinin, iklimin, hava durumunun ve doğal kaynakların etkileşimini kapsamaktadır. Doğal çevre kavramı, aşağıdaki bileşenlerine göre incelenebilir:
- Bitki örtüsü, mikroorganizmalar, toprak, kayalar, atmosfer ve sınırları içinde gerçekleşen bütün doğa olayları dahil olmak üzere, modern kitlesel insan müdahalesi olmaksızın kendi başına birer doğal sistem olarak varlığını sürdürebilen ekolojik birimler.
- Hava, su ve iklim gibi kesin sınırları olmayan; enerji, radyasyon, elektrik yükü ve manyetizma gibi modern insan faaliyetlerinden kaynaklanmayan evrensel doğal kaynaklar ve fiziksel olaylar.

IUCN Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi ve bitki ve hayvan türlerinin dünyadaki en kapsamlı Küresel Koruma durumu envanteridir. IUCN Kırmızı Listesi Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından sürdürülmektedir.
Dünya Doğayı Koruma Birliği veya tam adıyla Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği doğal kaynakların korunması amacı ile kurulmuş uluslararası bir organizasyondur. Merkezi Gland, İsviçre'de bulunur. IUCN dünya çapında 160 ülkeden 1.400'ün üzerinde devlet kuruluşu ve sivil toplum örgütünü aynı çatı altında toplamaktadır.

Wangari Muta Maathai, Kenyalı çevreci ve siyasi eylemcidir.
Doğa koruma alanı ya da tabiatı koruma alanı, doğal çevrenin koruma ve inceleme amaçlarıyla korunduğu alan. Bu alanlar, bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan, nadir bulunan, tehlikeye maruz kalan ve kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve doğal olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri içeren ve kesinlikle korunması gerekli olup, sadece bilimsel ve eğitsel amaçlarla kullanılmak üzere ayrılmış doğa parçalarıdır.

Doğa tarihi, hayvanlar, mantarlar ve bitkiler de dahil olmak üzere organizmaları doğal ortamlarında inceleyen, deneysel çalışma yöntemlerinden çok gözlemsel yöntemlere yönelen bir araştırma alanıdır. Doğa tarihi çalışan bir kişiye doğa bilimci veya doğa tarihçisi denir.

Ardea humbloti balıkçılgiller (Ardeidae) familyasından bir kuş türü. Madagaskar'da kuzey ve batı sahilleri ile içeride Alaotra Gölü çevresinde yaşar. Komorlar ve Mayotte'ta da görülür. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından tehlikedeki türler arasında listelenmiştir. Popülasyonunun 1.500 civarında olduğu sanılmaktadır.
Beşeri coğrafya, coğrafi çevrenin insan yaşamına etkisi ve insanın mekanda yaptığı değişiklikleri inceleyen bir coğrafya anabilim dalıdır. Beşeri coğrafya, yeryüzünde insanın değiştirdiği ve hâlen değiştirmekte olduğu görünümünü analiz eder. Beşeri coğrafya bireyle ilgilenmez, insan denildiğinde, insan topluluğu anlaşılır. İnsan ve insan faaliyetlerini konuları incelenir.
Korunan alanların uluslararası sınıflandırılması Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nin korunacak bölge için yaptığı sınıflandırmadır.

Çevre sorunları, insan aktivitelerinin biyolojik ve fiziksel çevre üzerindeki zararlı etkilerinin toplamına verilen addır. Çevre koruma, doğal çevreyi hem çevrenin hem de insanoğlunun yararına olacak şekilde, bireysel, organizasyonel ve yönetimsel seviyede koruma pratiğidir. Çevreci anlayış, çevre sorunlarına savunmacı, eğitici ve aktivist bir yaklaşımla eğilir.

Bangladeş'in turistik cazibe merkezleri arasında tarihi anıtlar, tatil köyleri, plajlar, piknik noktaları, ormanlar ve kabile insanları, çeşitli türlerin vahşi yaşamı bulunmaktadır. Turistler için etkinlikler arasında olta balıkçılığı, su kayağı, nehir gezintisi, yürüyüş, kürek çekme, yatçılık ve deniz banyosu bulunmaktadır.
Bu liste, Romanya'nın korunan alanlarının bir listesidir.

Vahşi yaşam alanı, toprağın doğal durumda olduğu bir bölgedir; bu bölgelerde insan faaliyetlerinden kaynaklanan etkilerin asgari düzeydedir, yani bu bölgeler vahşi doğadır. Aynı zamanda vahşi veya doğal bir alan olarak da adlandırılabilir. Özellikle daha zengin, sanayileşmiş ülkelerde, bunun da belirli bir yasal anlamı vardır: kalkınmanın yasalarca yasaklandığı arazi. Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülke vahşi alanları belirlemiştir.

Sarı çizgili amazon, Yucatan papağanı veya sarı çizgili papağan olarak da bilinen Yucatan amazonu, Psittacidae ailesindeki bir amazon papağanı türüdür. Belize, Honduras ve Meksika'da bulunur. Doğal yaşam alanları subtropikal veya tropikal kuru ormanlar, kıyıdaki mangrovlar ve büyük ölçüde bozulmuş eski ormandır. Örnek bir görülme alanı, Yucatán'ın Petenes mangrovları ekolojik bölgesindedir.