İçeriğe atla

Vadi's-Selam

Koordinatlar: 32°00′18″K 44°18′54″D / 32.00500°K 44.31500°D / 32.00500; 44.31500
Vadi's-Selam
Vâdi's-Selâm
Harita
KonumNecef, Irak
Koordinatlar32°00′18″K 44°18′54″D / 32.00500°K 44.31500°D / 32.00500; 44.31500
TürMüslüman Mezarlığı
Dinİslam
DurumKullanımda
ÖzelliklerDünyanın en büyük mezarlığı

Vâdi's-Selâm (Arapçaوادي السلام Wādī s-Salām) Irak'ın Necef şehrinde bulunan dünyanın en büyük mezarlığıdır. Hadis kaynaklarda bu mezarlığın faziletiyle ilgili çok sayıda hadis mevcut olduğundan dolayı bu mekan şiilere dini bir öneme sahiptir. Bu mezarlıkta 6 milyon mezar bulunduğu ve 6 kilometrekare alana yayıldığı için dünyanın en büyük mezarlığı olarak kabul edilir.[1]

İmam Ali türbesinin karşısında bulunan bu mezarlık, uzunluğu 25 km, genişliği ise 6 km karedir. Vadi's-Selam mezarlığı, Necef kentindeki Ali bin Ebi Talib türbesinin kuzey kısmında yer alır. Mezarlarının özel mimarisi ise bu mezarlığın önemli yanlarından biridir. Kabirlerin bazıları ev, bazıları kümbet, bazıları ise minyatür cami şeklindedir. Cenazelerin bazı kabirlerde üst üste gömüldüğü için oların boyu 10 metre ulaşıyor.[2]

Önemi ve fazileti

Rivayetlere göre müminlerin ruhları bu mezarlıkta toplanıp, melekler vefat eden her müminin ruhunu buraya getirir ve kim bu mezarlığa defnedilirse Allah onu kabir azabından güvende kılar.[3] Bu mezarlığın eskiliği bin yıldan daha fazladır. Vadi's-Selam mezarlığı, Necef'in kutsal yerlerinden biri olup, aralarında pek çok peygamberin ve pek çok peygamberin evladların, salihlerin ve büyük din adamlarının kabirleri de olmak üzere binlerce insanın gömüldüğü yerdir. Arapçada "vadi" kelimesi, iki dağ arasındaki uzun çukur anlamına gelir. "Selam" kelimesi ise, müslümanlara göre Allah'ın adlarından biri olmasının yanı sıra barış, sulh, selamette olmak anlamına gelir.

Bazı kaynaklara göre, Vadi's-Selam mezarlığına bu adın verilmesinin sebebi, bu mezarlığa gömülenlerin dünya cezasından kurtulmuş ve güvende olmalarıdır. Bu adı İslam peygamberi olan Muhammed ve Cebrâil tarafından mezarlığa verdi.[2]

Vadi's-Selam mezarlığında, farklı ülke ve milliyetlerden olan birçok dini ve dini olmayan şahsiyet gömülüdür. Bunların bazıları: Muhammed Bakır es-Sadr, Seyyid Cemâlüddîn Golpayegani, Seyyid Ali Kazi Tabatabaei, Reis Ali Delvari, Leyla Kasım, Ebu Mehdi el-Mühendis. Lut, Yahya, Hûd ve Salih gibi bazı peygamberlerin mezarları da bu mezarlıkta yer almaktadır.[4][5]

Galeri

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Ölüleri kat kat defnediyorlar: Dünyanın en büyük mezarlığı havadan görüntülendi". 16 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2023. 
  2. ^ a b "Dünyanın en büyük mezarlığı". 16 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2023. 
  3. ^ (Farsça) Sa'id Babaei, Sima-yı Necef-i Eşref, s.150
  4. ^ "پیشنهاد ثبت جهانی «وادی‌السلام» آرامگاه مشاهیر ایرانی". 17 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2023. 
  5. ^ "قبرستانی که روح مؤمنان به آن‌جا می‌آید". 16 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2023. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

Vehhabîlik ya da Vahhabizm, İslam'a bağlı Sünni-Hanbelî mezhebinin bir altkolu olan ve 18'inci asırda Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından başlatılmış fikir akımıdır. Muhammed bin Abdülvehhâb kendi düşüncelerini Kur'an ve Hadislerde olmayan her şeyin reddi, esas İslam'a dönüş olarak tanımlar. Abdülvehhâb'ın etkilendiği İbn Teymiyye ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam alimlerinin düşüncelerinin ve şirk olarak görülen şeylere karşı duruşlarının etkisi Vehhabîlik akımında baskındır. Vahhabi(zm) terimi Abdülvehhâb'ın şahsı tarafından kullanılmadı, hatta bazı taraftarları "Selefî" terimini kullanmayı tercih ederek "Vahhabi" kullanımını reddederler. Bunun bir sebebi ise Muhammed bin Abdülvehhâb'ın yeni bir İslam yorumu getirmediği ve esas İslam'ı, Ahmed bin Hanbel'i takip ederek tekrar canlandırdığı düşüncesidir. Vehhabîlik tanımlamasını nadir olarak benimseyen Vehhabîler olsa da, sıklıkla bu mezhepte olmayanlar tarafından onları tanımlama amacıyla kullanılır.

Tarikat veya tarik kelimesi "yol" tarikat "yollar" anlamına gelir, "Allah'a ulaştıran yol" mânâsında kullanılmaktadır. Tarikatlar Selçuklu ve Osmanlı'ya özgü düşünce ve inanç hareketleri olarak değerlendirilmektedir. Birçok tarikatın menşei Hicri 5./Miladi 11. asırda Abdülkâdir Geylânî'nin yolundan gidenler tarafından oluşturulan Kadiri Tarikatıdır. Ebû Sâlih Muhyiddîn Abdülkâdir Geylânî, neseben hem Hasanî ve hem de Hüseynîdir. Abdulkadir Geylânî'nin soyundan gelen evlat ve torunları da yaşadıkları muhitlerde “şerîf”, “şurefâ”, “seyyid” olarak anılmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Ali</span> İslam Devletinin dördüncü halifesi ve Şiilerin birinci imamı

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Caferilik</span> İslam dininde bir fıkıh ekolü

Câferîlik ya da Câʿferîyye, İslam dininin Şii fıkıh mezheplerinden biridir. İsmini kurucusu olan Ca'fer es-Sâdık'tan (699-765) alır. Başta İran olmak üzere Azerbaycan ve Irak'ta yaygındır. Yer yer Türkiye'nin Kars, Iğdır gibi illerinde ve bazı İslam toplumlarında görülmektedir. İsnâ‘aşer’îyye'nin temelini teşkil eden fıkıh ekolüdür. Şiîlerin çoğunluğunun mensup olduğu fıkhî mezheptir. Günümüzde Şiîler başlıca üç ana fırkaya ayrılmışlardır. Bunlar nüfus oranlarına göre sırasıyla İsnâ‘aşer'îyye, İsmâ‘îl’îyye ve Zeyd’îyye fırkalarıdır. İran'nda hakim olan İsnâ‘aşer'îyye fırkasının %90'ının takip ettiği resmî fıkhî mezhep Câferîlik'tir. Ayrıca, İsmâ‘ilîğin Mustâ‘lî-Tâyyîb’îyye kolu tarafından da fıkhî meselelerde takip edilmekte olan mezheptir.

<span class="mw-page-title-main">Türbe</span> İslami kültürde saygın kişilere ait mezar

Türbe, devlet görevlilerinin veya din âlimlerinin mezarlarının bulunduğu oda şeklindeki yapıya verilen isimdir. İçerisinde çoğunlukla saygın kişilerin gömülü olduğu anıtsal tarihi mezarlar için de türbe kelimesi kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Hasan bin Ali</span> Sünnilerin 5. halifesi, Şiilerin 2. imamı; sahabe

Hasan bin Ali bin Ebu Talib, Ali bin Ebu Talib ve Fatıma’nın büyük oğulları ve İslam peygamberi Muhammed'in ilk torunudur. Şiâ çoğunlukla onu on iki imamlarının ikincisi kabul eder, çok küçük bir fırkaya göre ise ikinci imam Hüseyin bin Ali'dir. Bununla birlikte hem Sünni, hem de Şiî ve Alevî İslam anlayışında çok önemli bir yeri vardır; onun, peygamberin Ehli beyt'inden olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Babası ile 37 yıl, dedesi ile ise 8 yıl birlikte bulunmuştur. Soyundan gelenlere Şerif denilir.

İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.

Tevhit ya da tevhid, teizm tarifinin İslâm terminolojisindeki karşılığıdır.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

Berzâh, Arapça kökenli bir söz olup, coğrafyada bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, kıstak, anlamına gelmektedir. İslam eskatolojisinde ise öldükten sonra ölenlerin ruhlarının gittiği ve kıyamete kadar kaldıkları düşünülen âlem veya mekândır. Kâbir âlemi olarak da bilinir. Kur'an'da üç yerde geçen berzah kelimesi engel, iki şey arasındaki perde anlamlarında kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mesih</span> kurtarıcı olarak beklenen figür

İbrahimî dinlerde mesih, bir grup insanın kurtarıcısı veya özgürlüğe kavuşturucusudur. Geleneksel Yahudilikte maşiah, mesihçilik veya Mesih Çağı gibi kavramlar, kutsal mesh yağıyla meshedilmiş bir seçkine atıfta bulunan Tanah'la ortaya çıkmıştır.

Rüfailik ya da Rifâiyye, tasavvufi inanışa göre kurucusu ve piri Ahmed er Rüfâi olan İslamîyetin bir tarikatıdır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da İsa</span> İslam inancında İsa

İslam dininde İsa veya ʿÎsâ bin Meryem, İsrailoğulları'na gönderilen son peygamber ve aynı zamanda da Mesih'tir. İsrailoğullarına Tevrat'ı ilga etmeden, onun yanı sıra yeni bir vahiy olan İncil ile tebliğde bulunmuştur. İsa, hiç evlenmeden ve çocuğu olmadan yaşamış ve bu hâliyle göğe yükseltilmiştir. Kuran'da 93 âyette, "Meryem'in oğlu", "Allah'tan bir ruh" ya da "Allah'ın Kelimesi" unvanlarıyla veya özel ismiyle toplam 180 defa zikredilmektedir. Kuran'da İsa'nın babasız yaratıldığı, Adem Peygamberin durumuna benzetilerek vurgulanmaktadır. İsa'nın Allah'ın izniyle çeşitli mucizeler göstermiş olduğu kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

Ümmî, kelime anlamı itibarıyla ümm Arapçada anne, ümmî ise anneden doğduğu gibi, tahsil ve eğitim almamış anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Abbas</span>

Abdullah bin Abbas, Tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen ve çok sayıda hadis rivayet eden İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu olan sahabe.

<span class="mw-page-title-main">Baki Mezarlığı</span>

Baki Mezarlığı veya Cennetü'l-Baki, Suudi Arabistan'ın Medine şehrinde bulunan bir mezarlıktır. Müslümanların Medine’deki ilk mezarlığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu'l-Kasım Hoyî</span>

Büyük Ayetullah Seyyid Ebu'l-Kasım Hoyî el-Musevi 19 Kasım 1899 - 8 Ağustos 1992) İranlı-Iraklı Şii bir merciydi. Hoyî, en etkili Şii alimlerden biri olarak kabul edilir.

Müslüman mezarlığı, İslam dininin emirlerine göre oluşturulmuş mezarların bulundugu defin alanlarıdır.