Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.
Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

Pausanias (Gezgin), MS 2. yüzyılın sonlarında yaşamış Lidyalı gezgin ve coğrafyacı.
Zekât, İslâm'ın beş şartından biridir. Terim olarak şeriatta "asli ihtiyaçlar" dışında nisab miktarı mala sahip olan ve bu sebeple zengin sayılan Müslüman'ın, bu zenginliği üzerinden bir tam yıl geçtiğinde dinî yükümlülük gereği zekât olarak vermesi gereken miktarın adıdır.

Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.
Şehit kutsal bir ülkü, din veya inanç uğrunda ölen kimse. Şehit olma eylemine "şehâdet" adı verilir.

Tapınak, ibadethane ya da mabet; yüce bir varlığa tapınılan ve bazı diğer dinî ritüellerin gerçekleştirildiği kutsal yapı. Türkçe tapınak sözcüğü tapmak kökünden gelir. İbadethane sözcüğü Farsça ve mabet sözcüğü Arapça kökenlidir.
Kökten dincilik, genellikle dinî esaslı aslî kaidelere geri dönme talebiyle kendini belli eden ve bu kaidelere katı bir biçimde bağlı olan, diğer görüşlere karşı toleranssız ve laiklik karşıtı dinî hareket veya bakış açısı. Kökten dincilik, genellikle dinî tabiattaki bir dizi kurala sıkı sıkıya bağlı, çağdaş, sosyal ve siyâsî yaşam ile ilgili üzerinde uzlaşılmış prensiplere karşı tepkisi olan inancı belirtir.

Atik Mustafa Paşa Camii (Cabir Camii) veya Kristos Pantepoptes Kilisesi, İstanbul'un Ayvansaray semtinde kiliseden camiye çevrilmiş bir dinî yapıdır. Orta Bizans döneminden kalma yapının eski ismi "Kristos Pantepoptes"tir. Konstantinopolis'te yapılar plan tipi olarak ya Serbest Haç Plan tipi ya da Kapalı Yunan Haçı(kare içerisinde haç) Plan tipiyle inşa edilmekteydi. Kristos Pantepoptes'in plan tipi ise Kare İçinde Haç Plan ya da Kapalı Yunan Haçı olarak isimlendirilen plan tipidir.
Regaip Kandili veya Regâib Kandili, Hicri takvime göre Recep ayındaki ilk perşembeyi cumaya bağlayan gece. İslam'daki beş mübarek kandil gecesinden biridir. Kökü "arzulamak, meyletmek" anlamlarına gelen regâib sözcüğü, hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel” anlamlarında kullanılır.

Ayetullah, Şiilik'te özellikle Caferiliğinin başlıca ekolü olan Usulî kolunda kullanılan bir ünvandır.
Virânî'nin doğum ve ölüm tarihleri net olarak bilinmemekle birlikte, Abdülbaki Gölpınarlı'nın "Alevî - Bektaşî Nefesleri" adlı eserinde, Virânî'nin Şah Abbas ile görüştüğüne dair kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlardan hareketle, Virânî'nin XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış olabileceği öne sürülmektedir. Virânî'nin doğum yeri Eğriboz adası olarak belirtilmiş ve hayatının çeşitli dönemlerinde Necef'te kaldığı, Hz. Ali Türbesi'nde türbedarlık yaptığı, Anadolu ve Balkanlar'a seyahat ettiği rivayet edilmiştir. Gölpınarlı, Virânî'nin ölmediğine dair bir inancın olduğunu ve Necef Bektaşî Dergâhı'nda onun için özel bir mekân olduğunu belirtmektedir. Virânî'nin aslen Nusayrî olduğu ancak daha sonra Bektaşîliğe, Alîilâhîliğe ve Hurûfîliğe yöneldiği söylenmektedir. Balım Sultan'ın halifelerinden birine methiye yazması, Balım Sultan'a intisap ettiğini doğrulamaktadır. Virânî, Alevî-Bektaşî geleneğinde önemli bir yere sahiptir ve Yedi Ulu Ozan arasında sayılmaktadır. Şairin yaklaşık 300 şiiri aruz vezniyle yazılmıştır ve bu da belli bir eğitim aldığını göstermektedir. Dinî-tasavvufî bilgiye sahip olduğu anlaşılan Virânî'nin şiirleri, genellikle Hz. Ali, on iki imam ve Alevî-Bektaşî uluları hakkındadır. Şiirlerinin çoğu kasidedir ve inancını yaymak amacıyla yazılmıştır. Virânî'nin divanı dışında, "İlm-i Câvidân" adlı başka bir eseri daha vardır. Bu eserde, Fâtiha sûresinin tefsiri, Ehl-i beyt, tasavvufî kavramlar ve Bektaşîliğin âdâb ve erkânı gibi konular işlenmiştir. Dinî tahsilde sadece bilgi vermenin değil, aynı zamanda ikna edici ve dini sevdirici olmanın da önemli olduğunu vurgulamıştır.
İbadiyye (Abadiyye), Sıffin Savaşı sonrasında Hakem Olayı neticesinde Ali el-Mûrtezâ'nın ordusundan ayrılarak oluşan ve Muhakkime olarak adlandırılan grubun içerisinde Hariciler ile birlikte yer alan fırkadır. Raşidî'ye göre halkı devlete karşı isyâna teşvik eden başta Ezârika olmak üzere Muhakkime'nin Sufriyye, Necedât ve Beyhesiyye gibi diğer fırkaları Emevîler tarafından Havâric olarak adlandırılmışlardır. Ilımlı bir yol izleyen ve silâhlı mücadeleyi yöntem olarak benimsemeyen İbâzîyye bu tanımlamanın dışındadır. Nitekim, 9 Kasım 2004 tarihinde tüm İslâm ülkelerinin dinî önderlerinin onayı ile yayınlanan Amman Bildirgesi ile İbâzîyye, resmen yasal bir fıkhî mezhep olarak tanınmıştır.

Tesettür mayosu, alternatif mayo veya diğer adıyla burkini, vücudun büyük bölümünü açıkta bırakan yüzme kıyafetlerinin yerine bayanlarda sadece yüz, eller ve ayaklar dışında tüm vücudu kapatan; erkeklerde ise dizaltından ve göbeğe kadar olan kısmı kapatan, yüzmeye ve ıslanmaya uygun değişik kumaş türleri ile üretimi gerçekleştirilen bir tür yüzme kıyafeti. Dinî hassasiyetlerin yanı sıra, güneşten korunmak veya vücut kusurlarını gizlemek gibi gerekçelerle de tercih edilir.
Kıyâm-ı Kıyâmet, Elemût Devleti hükümdârı ve Nizârî Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye Mezheb'inin Yirmi Üçüncü İmâm-ı Zamânı “Hasan-ı Sâni Alâ Zikrihi’s-Selâm” Hicrî 559 yılının Ramazan Ayı'nın On Yedinci günü, 8 Ağustos 1164 tarihinde Elemût Kalesi’de yapılan büyük merâsimde İslâmî bütün dînî ibâdetlerin tamamıyla ilga edildiğini ilân etti.
Şablon:Yazdânizm Ali-İlâhîlik ya da bazen Aliyullahîlik, Batı İran'da Kürdistan ve Luristan eyâletlerindeki bâzı Kürt kabileleri ve Lübnan'ın kuzeyi ile Suriye arasındaki yörelerde yerleşik bazı kabile ve topluluklar arasında yaşayan dinî i'tikad.

Şeyh Camii, Muğla'da 16. yüzyıl Osmanlı dönemine ait cami.

Ferisi Yahudileri veya Ferisiler İkinci Tapınak Dönemi'nde İsrailoğulları içinde doğan bir Yahudi toplumsal hareketi, düşünce okulu ve siyasi grubudur. MS 70'te İkinci Tapınak'ın yıkılması ile birlikte Ferisilerin inançları Rabbani Yahudiliğin akîdelerinin, ibadetlerinin ve ibadetlerde okunan metinlerinin kökenini oluşturdu.

İran cumhurbaşkanı, İran Anayasası'na göre dinî liderden sonraki en yüksek ikinci siyasi makamdır.
Aşağıdaki sayfalar, yılın belirtilen günlerindeki tarihî olaylar, doğumlar, ölümler, tatiller ve dinî günleri listelemektedir: