Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.
Vatana ihanet, vatan hainliği ya da hıyanet-i vataniye, meşrû egemenlik organını devirmeye veya otoritesini yıkmaya, bağlı olduğu devlete karşı savaşmaya veya düşmanla iş birliği etmeye yönelik eylemleri kapsayan suç türü. Tarih boyunca birçok hukuk sisteminde tüm suçların en büyüğü olarak değerlendirilmiş ve en şiddetli biçimlerde cezalandırılmıştır.
Almanya'daki Türkler, Türkiye'den Almanya'ya göçmüş ve yerleşmiş Türklerdir. Almanya'daki Türkler geniş tanımı ile Almanya'da doğan Türkleri de kapsamaktadır. Gurbetçiler tanımıyla yaşadıkları ülkede kalıcı konuma geçmiş, değişik meslekleri ifa eden ve bazıları yaşadıkları ülkenin yurttaşlığına geçen özellikle yeni nesil Türkleri tam olarak ifade etmemektedir. Geçtiğimiz 40 yıl içerisinde Türkiye'den Almanya'ya üç milyon civarında insan göç etmiştir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, kuruluş belgesi Roma Statüsü olan, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası "Ev Sahipliği Anlaşması" yaptığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmaktadır. Mahkemeye 124 ülke taraf olmuştur.
Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir. Ceza hukukunda suça göre para cezası, tutuklama, hapis, hatta ölüm cezası verilebilir.
Uluslararası ceza hukuku, uluslararası hukuk kapsamında bireylerin cezaî sorumluluğunu doğrudan düzenleyen normların bütününü tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Uluslararası hukuk suçları soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçudur. Bu suçlar söz konusu olduğunda, etkilerinin tek bir devletin ötesine geçtiği ve dolayısıyla uluslararası toplumun bir bütün olarak sorumluların yargılanmasında çıkarı olduğu varsayılır.
Nefret suçu ; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi durumlara karşı oluşmuş ön yargı sebebiyle işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar. Zaten suç olan eylemleri kapsar ve ön yargı sebebiyle işlenilmiş olmaları suçun cezasının artmasına neden olur. Bu açıdan nefret söyleminden farklı bir kavramdır. Eğer bu suç bir defaya mahsus olarak işlenmemişse ve süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu olarak adlandırılırlar. Bu suçları engellemeye ve suç işleyenleri cezalandırmaya yönelik düzenlenmiş yasalara ise nefret yasası denir.
Yasa ya da diğer adıyla kanun anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuk kurallarıdır. Yasalar, tüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzuat denir. Dar anlamında yasa, yasama organınca yapılan yasa adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukuk karşılıklı hakları ifade eden üst mefhumdur, yasa ise bu hakları koruyan ve belirleyen kuralları ifade eder.
Strafgesetzbuch; Almanya, İsviçre, Lihtenştayn ve Avusturya'da Ceza Hukukuna verilen isimdir. StGB olarak kısaltılır. Kuzey Almanya Konfederasyonu tarafından yapılan yasalar, hemen hemen Alman İmparatorluğu tarafından da kabul edilerek 1871 yılında resmiyete dökülür. Yasalar daha sonraları, bilgisayar sabotajlama, dolandırıcılık gibi yeni suçların gelişimi ile genişletildi. 2002 yılından beri insanlık suçları, soykırım ve savaş suçlarının gibi suçların düzenlenmesi Völkerstrafgesetzbuch ile yapılır.
Genel af, Türk Dil Kurumunun tanımına göre, kamu yararına uygunluğu anlaşıldığında belli bir veya birkaç suç çeşidi için yapılan kovuşturmaların durdurulması, verilmiş cezaların kaldırılması veya azaltılmasıdır.
Folketing, Danimarka Parlamentosu olarak da bilinen Folketing, Faroe Adaları ve Grönland ile birlikte, Danimarka Krallığı'nın tek meclisli ulusal yasama organıdır. 1849'da kurulan Folketing 1953'e kadar, iki meclisli bir parlamentonun alt meclisiydi. Üst yasama organı Landstinget'tı. Kopenhag'ın merkezindeki Slotsholmen adasındaki Christiansborg Sarayı'nda bulunuyordu.
Almanya'da eşcinsellik, açıklık ve tolerans ile baskı ve toplu katliâm arasında değişen olay, durum ve tavırlara şahit olmuş çalkantılı bir tarihe sahiptir.
Kayyım veya kayyum, yasalarla belirlenen bazı durumlarda, başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimse. Arapça kama (durmak) kökünden gelir ve kıyam kelimesinden türemiştir.
Rusya'da LGBT bireyler, LGBT olmayan bireylerin uğramadığı yasal ve sosyal zorluklarla yüz yüze gelmektedir. Özel olarak ve karşılıklı rıza göstermiş yetişkinler arası hemcins cinsel ilişkilerin 1993 yılında yasallaştırılmasına rağmen hemcins çiftler, karşıcins çiftlere mevcut olan yasal korumalara hak sahibi değiller ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılığı yasaklayan yasalar mevcut değildir. Trans bireyler, cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirdikten sonra legal cinsiyetlerini değiştirme hakkına sahipler, fakat cinsiyet kimliği ya da ifadesine dayalı ayrımcılığı yasaklayan yasalar da mevcut değildir.
Israrlı takip; özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, tehdit ve şantaja başvurmak gibi yollarla bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma durumudur. Eylemi gerçekleştiren kişi karşı tarafta korku uyandırmayı, ona gözdağı vermeyi ve kendisini güvensiz hissetmesini hedefler. Psikoloji, sosyoloji, kriminoloji ve hukuk gibi disiplinlerin çalışma alanına girmekle birlikte ısrarlı takibin hukuki bir nitelik kazanması nispeten daha yeni bir olaydır. Çeşitli uzmanlar tarafından farklı tanımları yapılmış olsa da genel itibarıyla bir taciz ve sarkıntılık türü olduğu kabul edilmektedir. Günümüzde ısrarlı takip pek çok ülkede suç olarak sayılmakta ve ilgili yasalarca yaptırıma tabii tutulmaktadır. Literatüre İngilizce "stalking" kelimesinden türeyerek giren ısrarlı takibin tam Türkçe karşılığı "musallat olma" veya "dadanma"dır.
Ahlaksızlık, ahlaki yasaların, normların veya standartların ihlalidir. Ahlaksızlık normalde insanlara veya eylemlere uygulanır veya daha geniş anlamda gruplara, kurumsal organlara ve sanat eserlerine de uygulanabilir. Ahlaksızlık birçok toplumlarda suç ve günah olarak kabul edilmekdedir.
Türkmenistan'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler, LGBT olmayan bireylerin karşılaşmadığı yasal ve toplumsal zorluklara uğrayabilir.
II. Dünya Savaşı'nın son kısımları sırasında Müttefik askerleri Alman topraklarına girdikçe ve bu toprakları işgal altında bulundurdukça, kadınların toplu tecavüzleri hem askerî harekâtlar ile bağlantılı olarak hem de daha sonraki Almanya işgali sırasında gerçekleşti. Akademisyenlerin ortak görüşü, tecavüzlerin çoğunun Sovyet işgal birlikleri tarafından işlendiğidir. Savaş zamanı tecavüzleri, savaştan sonra onlarca yıl boyunca sessizlikle çevriliydi. 2015'te kitapları bazı Rus okullarında yasaklanan tarihçi Antony Beevor'a göre, NKVD dosyaları Sovyet liderliğinin neler olduğunu bildiğini ancak bunları durdurmak için çok az şey yaptığını ortaya çıkardı. Tecavüzleri işleyenler çoğunlukla cephe gerisi karargâh birlikleriydi. Profesör Oleg Rzheshevsky'nin verdiği istatistiklere göre ise, 4.148 Kızıl Ordu subayı ve diğer birçok er, Alman sivillere karşı işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırıldı. Kızıl Ordu askerlerinin tecavüz gibi savaş suçlarını işlemelerinde Sovyet vatandaşlarını Almanlardan intikam almaya teşvik eden Yahudi kökenli İlya Ehrenburg'un çağırısının da etkisi vardı. Savaş ve sonrasındaki işgal sırasında Sovyet birlikleri tarafından tecavüze uğrayan Alman kadın ve kızlarının kesin sayısı belirsizdir, ancak tarihçiler sayılarının yüz binlerce ve muhtemelen iki milyon kadar fazla olduğunu tahmin etmektedir.
Sanhedrin, Mişna'nın Nezikin faslının dördüncü bölümü. Bu bölümün onbir kısmı dini mahkemelerin kuruluşu ve işletilmesi ile ilgili yasaları ele alır. Erets Yisrael'de belirli bir kentin büyüklüğüne ve davaya göre 3, 23 ve 71 kişilik mahkemeler kurulurdu. En büyük Mahkeme, Büyük Sanhedrin adını alır ve Bet-Amikdaş'ın kesme taşlı salonunda toplanırdı. Mişna, parasal konularla ilgili ve çeşitli suç davalarını, cinayet suçlarını, infazı ve kralın yargıyla ilgili haklarını tartışır.