Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.

İsmâilîlik, adını İsmâil b. Ca'fer es-Sâdık'tan alan Şii mezhebi.

Alevîler ya da Zeydî-Alevîler Hanedanlığı İran'ın bugünkü Taberistan (Mazenderan, Gilan ve Gülistan eyaletleri) bölgesinde 9. yüzyılda kurulan ve tarihte Elburz Dağları ile Hazar Denizi arasında yer alan Zeydî-Alevî olarak da bahsedilen, Caferîliğe bağlı olan Şiî Türkmen bir emîrliktir. Anadoludaki Alevîlerin büyük bir kısmının kökeni, günümüz İran'daki Taberistan ve Horasan bölgesindeki Türkmen Alevî, yani Ehl-i Beyt Hanedanına dayanmaktadır. Çapraz evliliklerle Arap-Türkmen aşiretleriyle Anadolu topraklarına uzanan ve varlıklarını sürdüren Zeydî-Alevîler isimlerini, soyundan geldikleri Zeyd-'ûl Alevî'den almaktadırlar.

Nizârîlik, İslam'ın Şia mezhebi olan İsmâilîyye mezhebinin alt kollarından biridir.

Mustâlîlik, Şiîliğin İsmâilîyye mezhebinin Mustâ‘lî fıkhını tâkip eden kolu.
Keysanîlik (Dörtçüler), Şiîlik'te Mehdî kavramını ortaya atarak ilk defa İmam unvanını kullanan; Ali bin Ebu Talib'den sonra sırası ile Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali ve dördüncü İmâm olarak da Ali bin Hüseyin (Zeyn el-Âb-ı Dîn)’in yerine Ali bin Ebu Talib’in Bânû Hânife Kâbilesi mensûbu Havlet bint Câ'fer’den olan oğlu Muhammed bin Hânifîyye'nin imâmlık ve Mehdiliğini kabullenen; temelleri "El-Muhtâr bin Ebû ‘Ubeyd'ûl-Lâh el-Sâkafî el-Thâifî" tarafından atılan ve daha sonra da kendi içlerinden Abbâsî Hâlifeliği’ni çıkaran ghulât (köktendinci) mezhep.
Ni'metullah'îyye, Ni'metallahîlik ya da Ni'metullahî Tarikâtı ; Emir Nûr'ed-Dîn Ni'metullah bin Mir Abdullah tarafından 14. yüzyılda kurumsallaştırılan Azerî kökenli bir sufi tarikâtı.
Vech-î Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in, İsnâ‘aşer’îyye Şiî'liğinin Câferî Mektebi yerine İsmailî Mektebi'nin rehberi mahiyetinde olup farklı İslamî-Bâtınî düşünce ve uygulamaları hakkındaki te'villerini muhteva eden bir eseridir.
Muhammed bin Abdullah el-Mehdî veya Muhammed en-Nefsüzzekiyye, Abbasiler'e karşı Medine'de başlatılan isyanın lideridir.
Yedicilik ya da Arapça orijinal ismiyle Seb’îyye/İmâmet ; Bâtıniyye-İsmâiliyye itikadının İmâmet kuramını tanımlamakta kullanılan bir tâbir olup, İsmâiliyye mezhebinden olmayan diğer Şîa-Bâtıniyye itikatlar ile Hasan Sabbâh'ın "Haşîşiyye" itikadı için de geçerlidir. Irak kıt’asında fi’len Şîa-i Bâtıniyye’yi teşkilâtlandıran Meymûn el-Kaddâh’dan itibaren zamanımızdaki Hindistan Bâtınîleri’nin reisi ve Nizâriyye’nin mukaddes makâmının Sâhib-î Â’zamları olan Ağa Hanlar’a gelinceye kadar geçen on üç asırlık “Bâtıniyye” tarihini topyekün mütalaa etmedikçe bu önemli harekâtın ortaya çıkardığı mezhebe dâir hakikî bir fikir elde etmek mümkün değildir.

Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir ya da Muhammed bin İsmâil el-Mektûm İsmail bin Ca'fer es-Sâdık'in oğlu ve İsmaililik Mezhebi'nin kurucusudur. Abbâsîler devrinde çeşitli Şîʿa fırkaları tarafından yönetime karşı gizli bir muhalefet hareketi tertip edilmekteydi. Bu muhalefet gruplarının arasında Ön-İsmâ'îlî topluluklarının destekçilerinin en tanınmışlarından olan “Mûbârek’îyye” adı verilen fırka da yer almaktaydı. İsmâ'îlî düşünce sistemine göre, İmâm Câʿfer es-Sadık ikinci oğlu olan İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek’i İmâmet’e veliaht olarak tayin etmişti. Bununla beraber, İsmâ‘îl'in babasından evvel ölümü üzerine bazıları onun gizlendiğini iddia ettiyseler de, Ön-İsmâ‘îlî fırkaları onun ölümünü kabullenerek İsmâ‘îl’in en büyük oğlu olan Muhammad bin İsmâ‘îl’i imâmları olarak tanıdılar.
Hattâb'îyye, İslâmiyet'e ilk defa hulûl bâtıl i'tikadının girmesine vesile olan "Cifr İlmî" mûcidi Ebû'l-Hattâb el-Esedî tarafından kurulan bir Ghulat-i Şîʿa fırkasıdır.
El-Dâî'Kebîr Hâlife Hasan bin Zeyyid Tam adı: El-Ḥasan ibn Zeyyîd ibn Muḥammed ibn Ismā‘il ibn el-Ḥasan ibn Zeyyîd bin Hasan el-Mûctebâ bin Ali el-Mûrtezâ, el-Da‘î el-Kebîr, Ali el-Mûrtezâ'nın neslinden olup Taberistan'daki Alavîler Zeydî Hânedanlığı'nın kurucusu olmuştur. Deylem-Taberistan-Gürgan bölgesi ve Türkistan'da "El-Dâî’Kebîr Hâlife – İmâm Bil’Hâkk" nâmıyla ün salmıştır.

Muhammed et-Taki, Muhammed el-Hâbib ya da Ahmed bin ʿAbd Allâh bin Muhammed et-Takî Soyadı: "et-Takî") İmâmet 'na göre "Dokuzuncu" İsmâilîyye İmâmı. İsmâilîyye/Mustâlî/Davudî İsmailîlik i'tikadına göre "Dokuzuncu İmâm" Ahmed ibn ʿAbd Allāh ibn Muhammed et-Takî'dir.

Mustâ'li fıkhı ya da Tâyyîb'îyye; Mustâ‘lî Mezhebi'nin fıkıh sistematiğidir. İmâmet Et-Tâyyîb Ebû’l-Kâsım ile sona ermiştir. Bu görev "Dâ'î el-Mutlaklar" aracılığıyla icra edilmektedir. Tâyyîb, Davudî İsmailîlik, Süleymânî, Kutbî ve Alavî Buhralarca "Gizlenen son imâm" olarak bilinir. İsnâ‘aşer’îyye'deki Muhammed Mehdi'nin rôlünü üstlenen İmâmdır.

Dâ'î İsmâilîyye mezhebinin İslâmiyet ve İsmâilîlik mezhebine dâvet için görevlendirmiş olduğu din adamlarına verilen ad. Geniş anlamda, insanlar arasında bir diyalog ortamı oluşturduktan sonra onları İslâm'ı anlamaya ve uygulamaya, dua etmeye, İslâmî usullere göre yaşamaya ve ibâdet yapmaya çağıran kişi olarak tanımlanır. Dâ'î birçok hal için Hristiyanlıktaki misyonerlerin eşdeğeri olarak algılanabilir.
Gayba Şiîliğin bazı mezheplerindeki İmâmet i'tikadında mevcût olan bu kavrama göre, bu mezheplerin kabul ettiği imâmlar içerisinde, "Saklanan", "Gizlenen" ya da "Görülmez" hâldeki imâm.

Ahmed bin el-Keyyâl bin el-Khasibî İsmâil’îyye mensuplarınca İsmâilîlik hudutları dışına taşmakla ve İsmâilîyye mezhebinin ana yolundan ayrılmakla suçlanan, Hindistan Bâtınîliği'nin yaratıcısı.

Muhammad bin Kiya Buzrug Ummid Alamut Kalesi'nin hakimi.
Meymun el-Kaddah Bâtınîliğin ve İsmâ‘îl’îyye mezhebinin, özellikle de Nizârî fıkhının gerçek kurucusu. Kur'an-ı Kerîm’in "te’vil" olarak nitelendirilen mecazî tefsirinin moda olduğu dönemlerde bu görevi en ciddi şekilde üstlenerek dinî bir felsefe akımının evrim sürecini başlatan şahsiyettir. Sözde oftalmolog ama gerçekte şüphesiz ok ve mızrakların saplarının üreticisi olan Meymûn el-Kaddâh, Beşinci İsnâ‘aşer’îyye İmmâmı Muhammed el-Bakır'ın Mekkeli müridlerindi ve oğlu ʿAbd Allâh ibn-i Meymûn'a Altıncı İsnâ‘aşer’îyye İmmâmı Câʿfer es-Sâdık'ın öğretilerini nakletmişti. Böylece baba-oğul İsnâ‘aşer’îyye-İmâmiye öğretisine kuvvetle vakıf olan şahsiyetlerdendi. Aslen Huzistan Eyaleti'nde Qūraǰ al-ʿAbbās'tan olup "Gnostik-Bardesanite-Düalist" inanç sahiplerindendiler. Ayrıca, mevcut inanç ve geleneklere kuvvetle muhalif, kışkırtıcı inanç ve i'tikat sahibi Ghulat-i Şîʿa'dan Ebû’l-Hattâb el-Esedî'nin öğretilerinin de takipçisiydiler. Aḵū Moḥsen'e göre oğul "ʿAbd Allâh ibn-i Meymûn" Karmatîlik öğretisinin gerçek atasıydı.