
Vajina, memelilerde dişi genital sisteminin esnek ve kaslı kısmıdır. Vajina, insanlarda vulvadan servikse kadar uzanır. Dış vajinal açıklık normalde kısmen himen adı verilen bir zarla örtülüdür. Dip ucunda serviks vajinaya doğru çıkıntı yapar. Vajina cinsel ilişki ve doğumun gerçekleşmesini sağlar. Aylık âdet döngüsünün bir parçası olarak insanlarda ve insanlara yakın akraba olan primatlarda meydana gelen âdet kanamasını da yönlendirir.

Sarık, genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, doğrudan başa veya fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaş baş örtüsü. Sih ve Müslüman toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır. Türkçede sarık dendiğinde özel olarak Osmanlı'da kullanılan, fes veya kavuk üzerine sarılan sarık türü de kastedilir.

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

Saç, insanda, baş üzerinde kafa derisi ya da saç derisi denen kısımda bulunan kıl kümesine verilen genel ad. Saç, deride bulunan saç foliküllerinden büyüyen bir protein lifidir. Saç, memelilerin tanımlayıcı özelliklerinden biridir. İnsan vücudu, tüysüz deri bölgeleri dışında, kalın terminal saçı ve ince vellus saçı üreten foliküllerle kaplıdır. Saça en yaygın ilgi, saç büyümesi, saç tipleri ve saç bakımı üzerine odaklanır, ancak saç aynı zamanda esas olarak proteinden, özellikle alfa-keratinden oluşan önemli bir biyomateryaldir. Vücut kılları, yüz kılları, kulak kılları, burun kılları, kaş, kirpik, kol altı kılları, göğüs kılları, karın kılları, kasık kılı, bacak kılları vücutta bulunan diğer saç tipleridir.

Başörtüsü, başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan, başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysi.
Alt kültür, bir kültür içindeki bir grup insandır. Hâkim kültürle bağlantısını koparmadan ancak çeşitli önemli noktalarda ayrılarak gelişen bir kültür “alt kültür” olarak tanımlanır.
Ensest, yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkidir. Çoğu kültürde ensest bir tabudur.

Göktürkler veya Kök Türkler, Orta Çağ'da Orta Asya'da göçebe bir Türk halkları konfederasyonuydu. Bumin Kağan'ın önderliğindeki Göktürkler, geleceğin coğrafi konumunu, kültürünü, hakim inançlarını ve geleceğini şekillendirecek birçok göçebe hanedanlıklarından biri olan Göktürk Kağanlığı'nı kurdular.
Etnik grup veya etnisite, kendilerini diğer gruplardan ayıran ortak nitelikler temelinde birbirleriyle özdeşleşen bir grup insandır. Bu nitelikler, ikamet ettikleri alanda ortak gelenekler, soy, dil, tarih, toplum, kültür, ulus, din, fiziksel farklılıklar veya sosyal özellikleri içerebilir.

Âdet, hayız, menstrüasyon veya regl, kadınlarda ve bazı diğer yüksek dişi primatlarda, rahim iç yüzeyinde oluşan damar ve dokuların kan ile birlikte vücuttan atılması şeklindeki fizyolojik olay. Doğurgan kadınlarda üreme ve döllenme amacıyla meydana gelen değişiklikler için kullanılan bilimsel bir terimdir. Menstrüasyon halk arasında aybaşı olarak da bilinir. Fiil olarak genellikle âdet görmek ya da regl olmak şeklinde kullanılır.
İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

Norveçliler denilince genellikle Norveç'te oturan halk anlaşılır fakat başka tanımları da vardır.
- Vatandaşlık: Bu resmi ve kolay kesinleştirilebilir bir tanımdır, sayılar bellidir.
- Anadil: Anadili Norveççe olanlar genellikle Norveç'te oturanlardır, bunların dışında sadece ABD'de 80 000 kişi bu gruba dahildir, bunların da yarısı Norveç'te doğmuş olanlardır. Diğer yarısı Norveç'te oturanlarca hala anlaşılabilen İngilizce ile karışık bir lehçe konuşurlar. Norveç'te Norveççe konuşulur; Norveççenin yazı dili olarak iki sürümü vardır; Bokmål ve Nynorsk. Konuşma dili olarak yöresel lehçeler büyük farklılıklar gösterir; Birbirine paralel uzun ve derin vadiler, düşük nüfus yoğunluğu ve sert iklim bu derin farklılıkların büyük ihtimalle sebebi olmuştur. Son zamanlarda Russenorsk ve Kebabnorsk gibi adlar verilen başka kültür kökenlilerle etkileşimin sonucu olan lehçeler ortaya çıkmıştır. Ayrıca birçok azınlık dili resmen kullanılır; Kuzey Norveç'te bazı belediyelerde sokak isimleri samiler halkının diliyle yazılır.
- Irsi: Norveçlilerin çoğunluğunu oluşturanlar Cermen kökenli bir halktır. Yakın ülkelerdeki halklardan pek ayırdedilemezler. Genelde açık renk tenli, uzun boylu, kalın yapılı olurlar. Saç rengi sarı, kırmızı ve siyah olarak her üç çeşidi vardir. Bu renkliliğin yörenin bir özelliği olarak çok eskiden beri var olduğu 1200 lü yıllarda yazıya dökülmüş Rigstula şiirinden bilinmektedir; "işçiler siyah, çiftlik sahipleri kırmızı, asilzadeler sarı saçlı" der şiir. Norveç'e ilk yerleşenler taş devrinde gelen avcılar -ki bu günün samiler halkının bu gruptan kalma olma ihtimali yüksektir-, daha sonra buzul çağı ertesi tarımı getiren Keltler ve peşinden avrupaya 4-5 bin yıl önce, Norveç'e ise ancak 4. yüzyılda gelmeye başlayan Gotlardır. Bunlar temeli oluştururlar. Orta Çağ ve Hansa Birliği zamanında Norveç'e göçler olmuştur. Ayrıca eski göçmen Romanlar ve fince konuşan kven ve skogfinn halkları vardır. İkinci dünya savaşı öncesindeki 100 yıl süresinde Norveç'in nüfusunun önemli bir kısmı denizaşırı ülkelere, özellikle ABD'ye göç etmiştir. İkinci dünya savaşı sonrası Norveç bir refah toplumu haline gelmiş ve yeni yeni göçmen grupları gelmeye başlamıştır. Sırasıyla Fas, Latin Amerika, Pakistan, Vietnam, Somali, Orta Doğu dan ve en son Avrupa birliği ile dolaşım serbestliği antaşmasından dolayı gelenler olmuştur. Örneğin Polonyalılar 2015 itibarıyla 100 000 kişiyi aşkın nüfusla en büyük göçmen grubunu oluşturmaktadırlar.
- Etnik: Kültür olarak Norveç kültür ve geleneğine dahil olanlar genellikle Norveç kilisesine üye Hristiyandırlar, vatandaşlık, dil, eğitim, hayat tarzı, sanat, edebiyat ve diğer değerler açısından Norveç'te oturanların çoğuyla ortak yönleri vardır. Sülale ağaçlarının bazı dalları Norveç'te yöresel köklere sahiptirler. 1990 ile 2001 yılları arasında Norveç'te gerçekleşen evliliklerin yüzde 15-20 oranı bir Norveç vatandaşı ile Norveç dışı bir ülke vatandaşı arasında yapılmıştır bu yüzden aile ağaçlarının bazı dalları Norveç dışına uzanan, ama Norveç kültürü ve terbiyesi almış kişiler de az değildir ve bu yaygın kabul gören tanıma göre Norveçli sayılabilirler.
- Norveç kültürünü bilinenlerden ayıran bazı faktörler şöyle sayılabilirler: Birinci sırada "ait olma" duygusunun kuvvetliliği gelir; Bu en kolay Norveç ulusal günü 17 Mayıs kutlamalarında görülebilir. Sistemin adaletliliğine ve devlet yetkililerinin doğruculuğuna güven yüksektir. Bu da halkın polisle olan ilişkilerinde görülebilir; bunun kötü yan etkisi de benzeme ihtiyacı yani konformizmdir. Nüfusun az oluşu herhangi bir kişiyle tekrar karşılaşma, bir hatadan sonra kalabalıkta kaybolabilme gibi olasılıkları başka büyük toplumlardakine göre ters yönde etkiler. Bu yüzden herkesi biraz komşu gibi görmek, herkese biraz adaletli ve hoşgörülü, tehditsiz, hakaretsiz davranmak, olası çeliskileri ilişki azaltarak karşılamak kuraldır. Örneğin kadın erkek eşitliği dünyadaki en iyilerdendir denilebilir. Buna karşılık az riskli hayat, az sosyal sınıf farkı, yüksek ve herkesle benzeşir gelir seviyesi, devletin ve vatandaşlara sunulan sosyal hizmetlerin zenginliği, bütün bunlar kişiler arası sıkı fıkı ilişkileri azaltmış, kişisel sınırlara ve kişisel özgürlüğe verilen önemi çoğaltmış, yoğun yardımlaşma ve bağlılığı sadece yakın akraba ve tanıdıklar arasında makul bir hale getirmiştir. Yalnızlık, geliri ve sosyal statüsü düşük yaşlılar ve çalışma hayatı öncesi gençlerde belirgin bir şikayettir. İnsan ilişkilerinde hissiyat, şahsa tavır ve uzun vadeli çıkarlar önemlidir.
- Kimlik : Bu sayılan ya da başka herhangi bir sebepten "ben norveçliyim" ya da "ben şu oranda norveçliyim" diyenler Norveç'te oturanların çoğuna yani 4,6 milyon kişiye ek olarak Norveç dışında 10-12 milyon insan daha vardır. Bunların 5 milyonu sadece ABD'dedir. Dışardakilerin oranının bu kadar yüksek olması dünya savaşları öncesi dışa göçler ve Norveç'te gemiciliğin uluslararası boyutlarda gelişme göstermesidir, öyle ki, Norveç'in nüfusunun sadece 4-5 milyon olagelmesine rağmen dünyanın her büyük liman şehrinde hristiyanlığın Norveç'e özel bir dalı olan bir Norveç kilisesi bulunur.
Etnik milliyetçilik, etno-milliyetçilik ya da mikro milliyetçilik, milliyetin etnisite açısından tanımlandığı bir milliyetçilik biçimidir. Millî kimliği oluşturan, kültür, tarih ve ülkü birliği gibi hakim kültür unsurların oluşturduğu millî şuur yerine; boy, aşiret, kabile, mezhep ve etniklik gibi dar kapsamlı bir şuuru benimseyen etnosentrik milliyetçilik görüşüdür.

İnternet kültürü, sık ve aktif internet kullanıcıları arasında gelişen ve sürdürülen, özellikle internet üzerinden birbirleriyle iletişim kuran çevrimiçi toplulukların üyeleri tarafından oluşturulan bir tür yarı yeraltı kültürüdür. Bu kültür, etkisi bilgisayar ekranları aracılığı ve bilgi ve iletişim teknolojileriyle, özellikle de internet tarafından aracılık edilen bir kültürdür.

Dünya Sağlık Örgütü'nce ülkelere göre 2015 intihar etme oranları aşağıdaki gibidir.

Dorset kültürü ya da bugünkü İnuit efsanelerine göre Tuniit, Sivullirmiut, MÖ 500 ilâ MS 1500 yılları arasında Arktik Kuzey Amerika'da gelişen Paleo-Eskimo kültürü. Bu kültür, insanların avcılık ve alet yapımıyla ilgili dört aşamadan oluşur. Farklı üçgen bıçak uçları, sabun taşı lambaları ve keskileri (burin) vardı.
Fiziksel çekicilik, bir insanın fiziksel özelliklerinin estetik açıdan güzel nitelendirildiği durumu ifade eder. Bu ifade çoğu zaman cinsel çekiciliği veya arzu edilebilirliği ima eder. Bir insanın başka bir insandan etkilenmesine neden olan birçok sebep vardır ve fiziksel çekicilik bunlardan biridir. Fiziksel çekicilik bütün kültürlerde ortak olan evrensel bir bakışı içerdiği gibi kültürel ve sosyal farklılıklar ve öznel tercihleri de içerir.

Cinsiyet eşitsizliği, bireylerin cinsiyetlerine göre maruz kaldıkları eşit olmayan davranışlar, tutumlar ve algıları anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Kökeni, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıklardır. Cinsiyet sistemleri genellikle kesin hatlarla ikiye ayrılmış ve hiyerarşik yapıya sahiptir; cinsiyet ikiliği sistemleri günlük yaşamın sayısız boyutunda kendini gösteren eşitsizlikleri yansıtabilmektedir. Cinsiyet eşitsizliği deneysel temellere dayandırılmış ya da toplumsal olarak kabul edilmiş ayrıcalıklardan kaynaklanır.
Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Kadın sağlığı, pek çok benzersiz açıdan erkeklerinkinden farklıdır. Kadın sağlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlığın "yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil; fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli" olarak tanımlandığı toplum sağlığına bir örnektir. Genellikle kısaca kadınların üreme sağlığı olarak ele alınırken birçok grup, kadınların genel sağlığına ilişkin daha geniş bir tanım için tartışmakta ve daha iyi bir şekilde "kadının sağlığı" olarak ifade edilebilir. Bu farklılıklar, sağlık açısından riskli olan kadınların daha da dezavantajlı olduğu gelişmekte olan ülkelerde daha da kötüleşmektedir. Sanayileşmiş ülkelerdeki kadınlar, yaşam beklentisindeki cinsiyet eşitsizliğini azaltmış ve artık erkeklerden daha uzun yaşasa da sağlığın birçok alanında daha erken ve daha şiddetli hastalıklarla karşılaşmakta ve sonuçları daha kötü olmaktadır.