
Bağlama ya da saz, Türk halk müziğinde yaygın olarak kullanılan telli tezeneli bir çalgı türüdür. Tezene denilen kiraz ağacı kabuğundan yapılmış bir mızrapla tellere vurularak çalınır. Tekne bir kütükten oyulmuştur ve armut biçimindedir.

Türkü, Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidine verilen ad. Türkü sözcüğü, Türk adının sonuna, ilgi eki olan "î" ekinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. "Türkî", Türk ile ilgili ve Türk'e özgü anlamında da kullanılır.

Türk müziği, Türklerin Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde belirginleşen müzik tarzı. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir. Osmanlı'nın son dönemindeki modernleşme hareketleriyle Batı etkisi görülmeye başlanmış, bu etki Cumhuriyet döneminde daha da artmıştır.

Ninni, çocukları büyüten kişilerin, çocukları uyutmak için belli bir ezgiyle söyledikleri manzum veya mensur sözler. Ninniler, çocuk edebiyatına malzeme olacak halk kültürü ürünlerindendir. Aynı zamanda ninniler, çocuğun uzun ömürlü olması, nasibinin bol olması, nazar ve hastalıklardan korunması, bebeğin ağlamaması, uslu olması, çabuk büyümesi, gelin ya da damat olması çocuğun gelecekte mutlu olması gibi dilekleri içeren doğaçlama söyleyişlerdir. Ninnilerde yerel öğeler, gelenek ve görenekler, tarihî ve toplumsal pek çok konu bulunmaktadır.
Diğer bir tanımı: Annelerin veya diğer yakınların genellikle bebeği uyuturken bazen de onu sevip oyalarken, kendilerine has ezgi ile söyledikleri, çoğu kez söyleyenin çocuk hakkında dilek ve umutlarını yansıtan, ayrıca çocuğun ve söyleyenin o andaki durumlarını yansıtan, genellikle dörtlüklerden oluşan, başlarında ve sonlarında ahengi tamamlayan, dolgu ve klişe sözler ihtiva eden halk edebiyatı mahsulleridir.
Genel anlamıyla ninniler, annelerin veya diğer yakınların genellikle bebeği uyuturken bazen de onu sevip oyalarken, kendilerine has ezgi ile söyledikleri, çoğu kez söyleyenin çocuk hakkında dilek ve umutlarını yansıtan, ayrıca çocuğun ve söyleyenin o andaki durumlarını yansıtan, genellikle dörtlüklerden oluşan, başlarında ve sonlarında ahengi tamamlayan, dolgu ve klişe sözler ihtiva eden halk edebiyatı mahsulleridir.
Ninniler, sade bir dille ezgili olarak söylenen şiirlerdir. Söyleyeni belli olmayan bu ürünlerin neredeyse tamamı kadınlar tarafından üretilmiştir. Hem yaşanan önemli olaylar hem de annenin ninni söyleme anında fiziksel durumu ve buna bağlı duygusal durumu ninninin konusunu, işlevini ve yapısını belirlemektedir. Sözlü kültür ortamında ve geleneksel aile yapısı çerçevesinde yer alan kadının içinde bulunduğu sosyal ve fiziksel mekânlar, annenin söylediği ninnileri etkilemektedir. Sözlü gelenekte uzun yıllar içerisinde ortaya çıkan ve aktarılan ninniler, annenin kendi çevresini algıladığı şekilde biçimlenmektedir. Ninniler; anne ile çocuğun ahengini, birliğini, yakınlığını ve uyumunu sağlayan, tarih boyunca hemen her toplumda var olmuş müzik değeri taşıyan edebi örnektir. Ninniler, çok yönlü işleve sahip oldukları için konuları da çeşitlilik göstermektedir. Ninnilerin konusu bebek veya çocukla, çocuğun yakınlarıyla, evde bulunan kişilerle, o anda evde oluşan durumlarla veya olaylarla ilgili olabilmektedir.
Ninnilerin kültür aktarımında önemli rolleri vardır. Bu roller hem toplumsal yaşamın süreğenliğinin sağlanmasında hem de çocukların bireysel gelişimleri anlamında da önemli etkilere sahiptir. Ninniler, topluma ait değerlerin de nesilden nesile aktarılmasını sağlamaktadır. Bir dili iyi öğrenebilmek ya da öğretebilmek için, o dille ortaya konan ve o dilin konuşulduğu topluma ait kültürü yansıtan eserlerden yararlanmak gerekmektedir. Türk aile yapısı, örf, âdet ve gelenekleri, dini inanış, yaşam şartları, aile içindeki ilişkiler, bebeğe duyulan sevgi ve daha pek çok şey ninniler aracılığıyla çocuklara aktarılmaktadır. Bütün kültürlerde ninnilerin çocukları sakinleştirici etkisi bilinmektedir. Ancak çocuklar için ninnilerin daha farklı anlamları vardır. Ninniler, çocuklar için gözleri kapatmadan önce dinlenilen ve öğrenilen bir sestir. Yavaş ilerleyen ritmi, tekrarlayan yapısı ve duygusal sözleriyle çocukta stresi azaltmakta ve uykuyu kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle çocuğun gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.
Mandra havası, Balkanlarda oynanan halk oyunu. 7/16'lık ve 7/8'lik ritimleriyle oldukça hareketlidir. Türk Müziği'nde, devr-i turan usulüyle çalınır. Yunanistan'da mandilatos (Μαντηλάτος) (mendil) adı ile bilinir. En bilinen mandra havası Sultan Abdulaziz 'in bestelediği Hicaz mandra havasıdır.
Ali Fuat Aydın, Geleneksel Türk halk müziğinin temel çalgılarından bağlamanın temsilcilerinden olup özellikle zeybek tavrı üzerine yoğunlaşmıştır. 1973'te Aydın – Karpuzlu - Ektirli Köyü’nde doğdu. Sırasıyla İzmir Mustafa Urcan İlkokulu (1984), İzmir Bornova Anadolu Lisesi (1991) ve Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünden (1998) ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünden (2010) mezun oldu.
Barak Türkmenleri ya da Baraklar, esas olarak Türkiye'nin güneyindeki Gaziantep ilinin güneydoğu kesiminde bulunan Barak Ovası'nda yaşayan bir Türkmen boyudur. Barak aşiretleri Gaziantep, Nizip, Kargamış üç- geninde yoğun olarak yaşamıştır. Bu aşiret, se- bebini bilemediğimiz bir göç hareketi ile Teke yöresi -Antalya- Kaş,çevresine yerleşmiştir. İlk defa Sahil Barak Köyü'ne gelen Baraklar, birkaç yüz yıldan beri Kaş bölgesinde yaşamaktadır.
Ömer Asım Aksoy,, Türk eğitimci, siyasetçi ve dilbilimci.

Arabesk, Türkiye'ye özgü, duygusal bir halk müziği türüdür. Genellikle duygusal olan şarkı sözleri; karamsarlığı, umutsuz aşkları, günlük dertleri, umutsuzluğu ve başarısızlığı konu edinir. Küçük bir kısmı ise enstrümantaldir.

Kamança veya kamançe, Azerbaycan, İran ve Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde çalınan bir tür yaylı telli çalgıdır. Enstrümanın yapısındaki ufak değişikliklerle birlikte Kürt, Gürcü, Türkmen ve Özbek müziklerinde kullanılır. Kamança kavisli Bizans lirasının da tarihsel atası olan rebab ile akrabadır. Teller değişken gerilimli bir yay ile çalınır.
Black metal 1980'lerde ayrı bir tür olarak gelişmeye başlamış heavy metal'in ekstrem alttürü. Black metal'e öncülük eden gruplar türe ismini veren Black Metal adlı albümü çıkaran Venom'un yanı sıra Bathory, Mayhem, Celtic Frost ve Hellhammer'dır. Black metal'in günümüzdeki müzikal özelliklerini ve duruşunu belirleyen gruplar ise Beherit, Mayhem, Emperor, Darkthrone, Burzum, Satyricon ve Immortal gibi türün ilk örneği olan black metal gruplarıdır.
Karadeniz Bölgesinde, özellikle Rize ve Trabzon yöresinde yaygın olarak yaşatılan bir uzun hava türüdür. Sözel seslendirmede konuşurcasına (Recitatif) söyleme belirgin özelliktir. Yöre ağzı da belirgin olarak kendini gösterir. Bu türde Hüseyni makamı sıkça kullanılmıştır. Az olmakla birlikte hicaz yol havalarına da rastlanmaktadır. Ezgilerin ses genişliği en çok bir sekizlidir. Sekizliyi aşan ses genliğinde yol havasına rastlanmamıştır. Yol havasının eşlik çalgıları kemençe ve tulumdur.

Sitar (Hindu/Sanskrit: सितार, Urduca: ستار, Farsça: سی تار) telli uzun saplı bir saz, müzik enstrümanıdır. Hindistan kökenli bu sazın sözcük anlamı Farsçada 30 telli'dir. Bu müzik aleti, Hint kültürü dışında batıda da benimsenmiş bir çalgıdır. Sitar Iran-Afganistan bolgesinin sehtar adlı aletinden türemiştir.

Şamisen ya da sangen, baçi adı verilen bir mızrap ile çalınan üç telli bir Japon çalgısıdır. 16. yüzyılda güney Japonya'da doğmuştur. Şamisenler çeşitli biçimlerde üretilirler ve genelde teatral çalışmalarda kullanılırlar.

Türk halk müziği ya da kısaca Türkü, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü. Yapısal olarak folklorun bir parçası olan Türk halk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziğine ise ezgi adı verilir. Klasik Türk halk müziği, çeşitli yörelerden derlenmiş birçoğu anonim olan türkülerden ve sözsüz halk müziklerinden oluşur, anonim eserlerin sözü ve bestesinin kime ait olduğu bilinmez ve yöreye mâl olmuştur. Modern Türk halk müziği ise, 1970'li yıllardan sonraki dönemde eski yöresel müzik kalıpları örnek alınarak oluşturulmuş, sözü ve bestesi belli olan halk müzikleridir. Türk halk müziği, halk oyunları ve halkbilim ile de yakından ilgilidir. Bunun dışında genel karakteristiğine göre; bektaşi, halay, teke, zeybek gibi türlere ayrılır. Ayrıca il bazında türküler kategorilendirilmiştir.

Dranyen olarak da bilinen dramyin geleneksel bir Himalaya halk müziği ududur. Yedi telli olan çalgı, Drukpa Budist kültürünün tamamlayıcısı olarak görülmekte ve Bhutan,Tibet, Sikkim ve Batı Bengal kaynaklı şarkıları çalmak için kullanılmaktadır. Vajrayana Budizmi ve Tibet Budizmi'nin dini bayramlarında sıkça kullanılan dramyin, parmakla tıngırdatarak çalınır.

Çağdaş Kazakistan devleti, Kazak Devlet Kurmangazi Orkestrası Halk Çalgıları, Kazak Devlet Filarmoni Orkestrası, Kazak Ulusal Operası ve Kazak Devlet Oda Orkestrası'na ev sahipliği yapmaktadır. Halk enstrümanları orkestrası 19. yüzyıldan kalma ünlü bir besteci ve dombra yorumcusu Kurmangazi Sağırbayoğlu adını temsil eder.

Folk kostümü veya halk kostümü, genellikle bir millet ve devlete ait tarihsel giyimlerdir. Ayrıca milletin sosyal, medeni veya dini durumunu da gösterebilir. Kostüm, belirli bir etnik grupun kültürünü veya kimliğini temsil etmek için kullanılıyorsa, genellikle etnik kostüm olarak bilinir. Bu tür kostümler genellikle iki biçimde gelir: biri günlük durumlar için, diğeri geleneksel festivaller ve resmi giysiler için.

Kırım Tatar müziği, Kırım Tatarlarının müzik folklorudur. Kırım Tatar müziği, Kırım Hanlığı döneminden kalma uzun bir geçmişe sahiptir. 1990'lardan sonra bilinçli bir şekilde derlenmeye başlanmıştır.

Nizip Zeytini, dikiminden iki sene sonra meyve vermeye başlayan ve Türkiye'de Orta Fırat Bölümü'nde Gaziantep yöresinde yetiştirilen bir zeytin türüdür.