İçeriğe atla

Uzun Hasan Kanunları

Uzun Hasan Kanunları veya Uzun Hasan Kanunnamesi veya Hasan Padişah Kanunları, 15. yüzyılda Akkoyunlu padişahı Uzun Hasan tarafından düzenlenen kanunlardır. Bu kanunlar sadece Azerbaycan'da değil, Uzun Hasan'ın idaresi altında bulunan tüm bölgelerde geçerliydi.

Kanunlar esas olarak tarım ve vergi ile ilgili konuları düzenlemiştir ve bu iki alanda bir hukuk reformu olarak kabul edilirler. Kanunname, adli işlemler, gazilerin vazife tayini ve medeni hukuk davalarının açılması ile talep sürelerinin hesaplanması gibi konuları da kısmen ele almaktadır. Ayrıca kanunlar ile mahkemede dava açma süresi önemli ölçüde kısaltılmıştı.

Uzun Hasan Kanunnamesi, Azerbaycan hukuk tarihinin yanı sıra genel siyasi ve hukuki düşüncenin incelenmesi açısından değerli bir kaynak olarak kabul edilir.

Bu kanunlar Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından devletin siyasi ve ekonomik gücünü artırmak amacıyla düzenlenmiştir. Uzun Hasan, 15. yüzyılın ikinci yarısında merkezi bir devlet yaratmak ve ülkenin ekonomik hayatını canlandırmak amacıyla ülkedeki iç düzeni sağlamlaştırmaya yönelik özel Kanunnameler hazırlattı.

O dönemde keyfi olarak toplanan ve "Şiltagat" adı verilen her türlü vergi yeni kanunlarla iptal edildi. Vilayet topraklarından ihraç edilen mallardan vergi alınması, o bölgede satılan mallardan ise damga vergisi alınması sağlandı.

Uzun Hasan'ın düzenlendiği asıl Kanunname orijinal haliyle günümüze ulaşmamıştır. Ancak vakanüvislerin "Hasan şah kanunları" veya "Dasturi-Hasan bey" diye adlandırdıkları ıslahat kanunları günümüze kadar gelmiştir. Bu kaynaklarda ıslahatlarla ilgili çok az bilgi verilse de o dönemin feodal kuralları hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.

Akkoyunlu tarihi hakkında önemli bir kaynak olan Ebu Bekir Tehrani ise Uzun Hasan Kanunnamesi hakkında geniş bilgi vermemesine rağmen ekonomik konularda bazı nüanslara değinmiştir. Uzun Hasan'ın Tebriz'de vergi topladığı anları kaydederek, halka karşı davranışları hakkında bilgi vermiştir.[1]

"Hasan Padişahın Kanunları" uzun süre kaldırılmamış ve Safevi döneminde de kullanılmıştır. Bu kanunlar Osmanlı Devleti topraklarında da uygulanmıştır.[2]

Kaynakça

  1. ^ Əbu Bəkr Tehrani “Kitabi-Diyərbəkiyə” I hissə, səhifə 46. Fars dilindən tərcümə edən Rəhilə Şükürova.
  2. ^ “Vergi mədəniyyəti” səh:179

İlgili Araştırma Makaleleri

Uzun Hasan, Akkoyunlu hükümdarı olup, bugünkü İran, Irak, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin bir bölümünü kapsayan bir coğrafyada 1453-1478 yılları arasında hüküm sürmüştür. Akkoyunluların en güçlü hükümdarı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Akkoyunlular</span> Doğu Anadolu’nun Türkmen kabilesi ve Müslüman hanedanı

Akkoyunlular veya Bayındırlılar, 14. yüzyılda Oğuz Türkleri'nden Bayandurlu Hanedanı'nın kurmuş olduğu bir devletti. Horasan'dan Fırat'a ve Kafkas Dağları'ndan Umman Denizi'ne kadar uzanan topraklarda egemen olmuşlardır. Akkoyunlular, Azerbaycan halkının oluşumunda önemli bir rol oynamasının yanı sıra Azerbaycan devletçilik tarihinde de önemli yere sahiptir.

Tanzimât, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Tanzimât Fermânı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu deyimi kullanılmaktadır.

Bac, bir çeşit vergidir. Farsça baj kelimesinin Arapça ve Türkçede aldığı şekil olup, Gazneli, Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlılarda vergi manasında kullanılmıştır. Bu vergi; pazarlarda, panayırlarda alınıp satılan hayvandan, her cins maldan, ithal edilen ve Osmanlı topraklarından transit olarak geçirilen mallardan alınırdı. Önceleri bağlı oldukları hükümdara vermeleri gereken para ve armağanlara baj denilmekteydi. 13. yüzyılda tekalif-i örfiye nevinden bir vergi oldu.

Ticaret hukuku, hukukun, ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. İşletmeler, tacirler, bireyler arasındaki ticari ilişkileri, alışverişi ve tarafların haklarını düzenler.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Meşrutiyet</span> Osmanlı Devletinde ilk anayasal monarşi dönemi (1876–1878)

Birinci Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nda 23 Aralık 1876'da II. Abdülhamid tarafından ilan edilen, anayasal monarşi rejiminin ilk dönemi. Bu dönemin anayasası Kanun-ı Esasi, yürütme organı padişah II. Abdülhamid, yasama organı ise Meclis-i Umumi'dir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği müktesebatı</span> Avrupa Birliği hukukunun temeli

Avrupa Birliği Müktesebatı, temel Avrupa Birliği anlaşmalarında ve diğer yardımcı hukuk kaynaklarında yer alan kural ve kurumlar bütününü ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karakoyunlular</span> 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurduğu bir devlet

Karakoyunlular ya da Karakoyunlu Devleti, başkenti Tebriz olan ve 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurmuş olduğu bir devlettir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu gerileme dönemi</span> Osmanlı İmparatorluğunun reform dönemi

Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması'ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir.

<span class="mw-page-title-main">Islahat Fermanı</span> Osmanlıda gayrimüslimlere yeni haklar tanıyan ferman (1856)

Islahat Fermanı veya Islâhat Hatt-ı Humâyûnu, Tanzimat'ın ilanından sonraki uygulamalarla ilgili olarak özellikle gayrimüslimlere yeni haklar tanıyan 18 Şubat 1856 tarihli hatt-ı hümâyun.

<span class="mw-page-title-main">Tanzimat Fermanı</span> Osmanlıda 1839 tarihli ferman

Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde Batılılaşmanın ilk somut adımıdır. 3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı'nda okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Şerifi, Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu veya Tanzimât-ı Hayriye olarak da anılır. Bu fermanla devlet kendisini yenilemesi gerektiğini söylemiştir. Fransız İhtilâli ile Osmanlı ülkesinde aydın kişiler ve yeni fikirler oluşmaya başlamıştır. Özellikle meşrutî yönetim yanlısı aydınların baskıları, yapılan ıslahatların kalıcı olması fikri ve Fransız İhtilâli ile ülkeye giren milliyetçilik fikirlerinin olumsuz etkilerinden kurtulmak amacı ile 3 Kasım 1839 tarihinde Gülhane Parkı'nda ilan edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ermenistan tarihi</span>

Ermenistan tarihi, günümüzdeki Ermenistan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde kalan bölgelerin tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar süregelen tarihidir. Antik Ermenistan tarihsel olarak Ermeni krallığı olarak biliniyordu. İmparatorluk Büyük Dikran hükümdarlığı altında zirveye ulaştı. Ermenistan, MS 300 yılında dünyada Hıristiyanlığı kabul eden ilk ülke oldu.

<span class="mw-page-title-main">Fatih Kanunnâmesi</span> Osmanlı Kültür Ve Medeniyeti

Fatih Kanunnâmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun devlet örgütü ile örgüt yapısının işleyişi hakkında düzenleyici nitelikteki temel kanun. II. Mehmed döneminde oluşturulması nedeniyle padişahın lakabı olan "Fatih" adıyla anılmakta olup o zamana dek yürürlükte olan ancak derlenmemiş olan örfi ve şeri kurallar dayanak alınarak oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu duraklama dönemi</span>

Duraklama dönemi, Sokollu Mehmed Paşa'nın ölümüyle başlayıp, ilk kez büyük çapta toprak kaybı yaşanılan Karlofça Antlaşması'na kadar olan dönemi kapsamaktadır. Osmanlı Devleti bu dönemde Ferhat Paşa Antlaşması ile doğudaki en geniş sınırlarına, Bucaş Antlaşması ile de batıdaki en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Yaklaşık 120 yıl süren bu dönemde 12 padişah ile 61 sadrazam görev yapmıştır. Bu dönemde deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Coğrafi keşiflerle ticaret yollarının önem kaybetmesi, sık padişah değişmeleriyle çok verilen cülus bahşişi ve yeniçerilerin artmasıyla verilen ulufe miktarının da artması Osmanlı ekonomisini yıpratmıştır. Bu dönemde benimsenen beşik ulemalığı sistemi de Osmanlı eğitiminin bozulmasına yol açmıştır. Osmanlı duraklama dönemi XVII yüzyılı kapsamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun bu döneminde saltanat hukukunda düzenlemeler yapılmış, ekber ve erşed sistemine geçilmiştir. Ekber ve erşed sisteminde hanedan ailesinin en yaşlı üyesinin padişahlık makamında bulunması söz konusu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de anayasal süreç</span> Türk anayasal sürecinin geçmişi ve bugünü

Türkiye'de anayasal süreç, 1808 tarihinde ilan edilen Sened-i İttifak ile başlayıp günümüze kadar devam etmektedir. II. Mahmud döneminde, Alemdar Mustafa Paşa tarafından hazırlanan Sened-i İttifak, merkezî otoriteyi taşrada hâkim kılmak için Rumeli ve Anadolu âyanları ile Osmanlı Devleti arasında 29 Eylül 1808’de imzalandı. Osmanlı'da Sened-i İttifak ile Türk tarihinde ilk defa devlet iktidarı sınırlandırıldığından, bu belge Türk tarihinde ilk "anayasal belge" kabul edilmektedir. Abdülmecid döneminde 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşid Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı ilan edildi. Bu ferman ile padişah, fermanda ilân edilen ilkelere ve konulacak kanunlara uyacağına yemin etti. Tanzimat Fermanı'nın tamamlayıcısı ve pekiştiricisi olan Islahat Fermanı, Abdülmecid tarafından 1856 yılında "ferman" olarak ilan edildi. Tanzimat döneminde yetişen ve Genç Osmanlılar olarak bilinen aydın ve yazarlar, Avrupa'dan etkilenerek meşrutiyet yönetimini savunmaya başladılar ve meşrutiyeti ilan ettirmek için Abdülaziz’i tahttan indirerek, yerine II. Abdülhamid’i getirdiler. 23 Aralık 1876'da Mithat Paşa’nın hazırladığı Kanun-i Esasi ilan edilerek meşrutiyete geçildi. Kanun-i Esasî, şekli kritere göre bir anayasa olarak kabul edilmektedir. Türk tarihinin ilk anayasası olan ve 12 bölüm ile 119 maddeden oluşan Kanun-i Esasî'nin 113. maddesi gereğince, padişah olağanüstü durumlarda Anayasa'yı askıya alabilirdi. II. Abdülhamid, 1877 yılında Rus savaşlarını neden göstererek Anayasa'yı askıya aldı. 1908 yılındaki askeri ayaklanma sonucu II. Abdülhamid, 1876 Anayasası'nı tekrar yürürlüğe koydu ve böylece II. Meşrutiyet dönemi başladı. 1909 yılında 31 Mart Vakası'nın meydana gelmesinden sonra tahttan indirilen II. Abdülhamid'den sonra 1909 yılında Anayasa'da önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle 1876 Anayasası, meşruti bir parlamenter monarşi Anayasası haline geldi.

Safevi Tarikatı, Safiyüddin Erdebilî tarafından Erdebil kentinde kurulmuş bir sufi tarikattır. Erdebil, Hazar Denizi’nin güney batı kıyısında, günümüzde İran’ın kuzey batı bölgesinde yer alan bir kenttir.

<span class="mw-page-title-main">GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü</span> 1997de kurulan demokrasi ve ekonomik kalkınma örgütü

GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü; Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova gibi ülkelerin bulunduğu örgüttür. 10 Ekim 1997 yılında kurulmuştur. 1999-2005 yıllarında Özbekistan da örgüte katılmıştır. Örgütün adı, üye ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Özbekistan'ın üye olduğu dönemde örgüt GUUAM adını taşıyordu. Örgüte üye ülkeler Gürcistan, Azerbaycan, Ukrayna, Moldovadır, örgüte sonradan Özbekistan'da katılmıştır. Türkiye ve Letonya ise gözlemci ülkeler arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik tarihi</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik tarihi, iki alt döneme ayrılır. Birincisi, oluşturulan kapalı tarım ekonomisinin imparatorluk içinde bölgesel fark gösterdiği klasik çağ (genişleme); ikincisi ise devlet ve kamu işlevleri üzerine, idari ve politik düzenlemeler ile başlayan devlet örgütlü reformları kapsayan reform dönemidir. Askerî reformlar ile başlayan değişim; kamu ve zanaatkar loncalarına uzanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

Selçukşah Begüm,, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan'ın ilk hanımı, Sultan Halil'in ve Sultan Yakup'un annesi, mehd-i ulya, 15. yüzyıl Akkoyunlu tarihinin önemli isimlerinden biridir.