İçeriğe atla

Uzay uçuşunun insan vücudu üzerindeki etkisi

Uzay Mekiği Fotoğrafı

Uzay uçuşunun insan vücudu üzerindeki etkileri hem kısa hem de uzun vadede büyük ölçüde zararlıdır.[1]

Dik kalkış sırasındaki yüksek G kuvvetleri, astronotların vücutları üzerinde çeşitli fizyolojik etkiler yaratır. Bu etkilerin başında, kanın vücut içindeki dolaşımında meydana gelen değişiklikler gelir. Yüksek G kuvvetleri, özellikle bacaklardan yukarı doğru olan kan akışını zorlaştırabilir, bu da beyin ve diğer organlara yeterince oksijen gitmemesine neden olabilir. Bu durum, astronotlarda bilinç kaybına, baş dönmesine ve hatta uzun süreli etkilerde bulunabilecek sağlık sorunlarına yol açabilir.

G giysileri, vücutta oluşan bu kan akışı problemlerini hafifletmeye ve kanın yeterince etkili bir şekilde dolaşmasını sağlamaya yardımcı olur. Özel olarak tasarlanmış bu giysiler, vücuttan başa doğru kanın yukarı çıkmasına yardımcı olur, böylece beyin ve diğer organlar normal fonksiyonlarını sürdürebilir.

Astronotlar, dik kalkışın başlangıcında ve seyrinde, vücutlarına binen yüksek G kuvvetlerine karşı dayanıklılıklarını artırmak için düzenli fiziksel egzersizlere tabi tutulurlar. İyi bir fiziksel durum, bu yüksek ivmeye karşı koymak için önemli bir faktördür.

Otomatik sistemler ve roket kontrolleri, astronotları belirli bir G sınırının üzerinde maruz bırakmamak üzere tasarlanır. Bu sistemler, roketin uçuş parametrelerini düzenleyerek ve kontrol ederek astronotların güvenliğini sağlamak için önemli bir rol oynar.

Bu önlemler, astronotların uzaya güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri ve dik kalkış sırasında karşılaştıkları yüksek G kuvvetlerine karşı en iyi şekilde hazırlıklı olmalarına yardımcı olur. Yine de, uzay keşifine yönelik bu tür fizyolojik etkileri anlamak ve azaltmak amacıyla sürekli araştırmalar ve geliştirmeler devam etmektedir.

Blue Origin: Ortalama 2.90909090909 mach hızıyla gider G giysieri ile 3-6 arası G kuvveti arasında değişir.

Kaynakça

  1. ^ Chang, Kenneth (27 Ocak 2014). "Beings Not Made for Space". The New York Times. 6 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2014. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Su</span> H2O formülüne sahip kimyasal bileşik, yaşam kaynağı

Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Roket</span> itiş için kullanılan pirokinetik motor; yanıcı silah için bkz. Q2037215

Roket bir uzay aracı, hava aracı, araç, atkı veya bombadır. Roket, roket motorundan itme gücü elde eder. Roket motoru egzozu tamamen roket içinde taşınan roket itici yakıtından oluşur. Roket motorları etki ve tepki ile çalışır ve sadece egzozlarını yüksek hızda ters yönde dışarı atarak roketleri ileri doğru iter ve bu nedenle uzay boşluğunda çalışabilir. Etimolojik kökeni İtalyancada "bobin" anlamına gelen rocchetto olup, silindirik şekil benzerliğinden ötürü modern anlamında sahiplenilen kelimenin kullanımı 20. yüzyıl başlarında savaş gemilerinin öz itmeli ateşleme mermilerine dayanmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre Türkçeye Fransızca roquette kelimesinden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kanat</span> hayvan ya da cansız bir objenin uçmasını sağlayan organ ya da parça

Kanat, uçma veya hareket etme amacıyla kullanılan ve genellikle kuşlar, böcekler veya uçaklar gibi hayvanlar veya araçlar tarafından kullanılan bir yapıdır. Kanatlar, aerodinamik prensiplere dayalı olarak tasarlanmış ve şekillendirilmiştir, böylece hava akışını kontrol ederek uçuş veya hareket sağlayabilirler. Kanat belli bir evrimsel ve biyolojik süreç sonrası oluşabilmesinin yanı sıra beşeri olarak da modellenebilip uçmak veya bir sıvı içerisinde hareket sağlamak için de özelleştirilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">North American X-15</span> NASA tarafından üretilen deneysel uçak modeli

X-15 A, çok yüksek irtifalarda faaliyette bulunacak yetenekte, pilotlu, roket güçlü, hipersonik araştırma aracıdır. Bu araç; B-52 Stratofortress uçağından havada fırlatılır ve iniş yerine sevkedilir. Azami hızı yaklaşık olarak 6.7 machtır. NASA, Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri (USAF), Birleşik Devletler Donanması ve North American Havacılık Şirketinin ortak programı sonucu, çok yüksek hız ve çok yüksek irtifalarda insan ve malzeme faktörleri üzerine veri toplamak amacıyla geliştirilmiştir. İlk uçuşunu motorsuz olarak 8 Haziran 1959'da, motorlu ilk uçuşunu da 17 Eylül 1959'da gerçekleştirmiştir. Toplam 3 tane üretilen uçak, 22 Ağustos 1963'te yeryüzünden 107 kilometre yüksekte uçarak yükseklik; 3 Ekim 1967'de ses hızını 6.7 kat aşarak (7200 km/s) hız rekorlarını kırmıştır. 2004 itibarıyla rekorunu X-43A'ya kaptırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kanatçık</span>

Kanatçık, uçaklarda yuvarlanma/yatma yani kanat aşağı ve kanat yukarı hareketinin gerçekleşmesini sağlayan kumanda yüzeyi.

<span class="mw-page-title-main">Aerodinamik</span> Fizik terimi ve bilim dalı

Aerodinamik, hareket eden katı kütlelerin havayla etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Aerodinamik sözcüğü Yunancadan gelmiş olup bu bilim dalı havanın hareketi ile ilgilidir. Parçalı olarak katı bir cisim ile irtibata geçmiş olması, havanın hareketi ve uçağın kanadı gibi, buna örnek olarak gösterilebilir. Aerodinamik akışkan dinamiği ve gaz dinamiğinin bir alt dalıdır ve aerodinamiğin birçok bakış açısı, teorisi bu alanlarda ortaktır. Aerodinamik genellikle gaz dinamiği için kullanılır; gaz dinamiğinin aerodinamikten farkı, tüm gazlar için çalışması ve aerodinamik gibi yalnızca hava ile sınırlanmamış olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Uçuş denetimleri</span>

Uçuş denetimleri ya da kumanda yüzeyleri; pilota uçağın uçuş yönü ve yeryüzüne göre durumunu (attitude) kumanda etme yetisi sağlayan uçak parçalarının genel adıdır.

<span class="mw-page-title-main">İrtifâ dümeni</span>

İrtifa dümeni, uçaklarda yunuslama hareketini gerçekleştiren kontrol yüzeyidir. Geleneksel uçaklarda yatay stabilize üzerinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal silah</span> Bireyleri öldürmek veya zarar vermek için kimyasallar kullanan cihaz

Kimyasal silahlar, insan üzerinde fiziksel veya psikolojik tahrip etkisi yapmak üzere kimyevî maddelerin zehirleyici özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş olan maddelerdir. Bu maddeler, cansız olmaları nedeniyle çoğalmaları veya insandan insana veya diğer canlılara bulaşmaları söz konusu değildir.

<span class="mw-page-title-main">Uzay elbisesi</span> uzaya çıkan astronot ve kozmonotları dış etkenlere karşı koruyan özel giysi

Uzay elbisesi, tepkili uçak pilotları ve özellikle astronotların vücutlarını dış etkilerden koruyarak çalışabilmeleri ve yaşayabilmelerini sağlayan elbisedir. Bu elbise, astronotun durumunun stabil kalmasını sağlar.

g kuvveti

g kuvveti, bir kütleye belirli bir durumda etki eden hızlanma (akselerasyon). İngilizce gravitational (kütleçekimsel) sözcüğünden gelen g kuvveti adı aslında bir misnomerdir zira kütleçekimini değil hızlanmayı belirtir. Düz bir hatta sabit hızla ilerleyen veya hareketsiz duran bir cisme etki eden g kuvveti +1'dir.

<span class="mw-page-title-main">Uçuş giysisi</span>

Uçuş giysisi, aslında bir tür elbisedir. Askeri uçaklar,planörler ve helikopterlerde uçarken giyilir. Bu elbiseler genellikle, sıcağa dayanıklı maddelerden yapılır. Ayrıca pratik kullanım olanağı sağlaması için cepleri bol ve yanmaya dayanıklı olarak üretilir. Görünüşü itibarı ile bir tulumu andırır. Askeri bir uçuş giysisinin üzerinde rütbe işaretleri vardır. Yakın temas, indirme, arama, kurtarma, yakalama gibi durumlarda da kullanılabilen bir nevi savaş üniformasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ağırlıksızlık</span>

Ağırlıksızlık ya da ağırlığın yokluğu aslında dışarıdan uygulanan kuvvetler, genellikle yerden koltuktan yataktan vb. uygulanan temas gerektiren kuvvetler, sonucu oluşan baskı ve gerilmenin yokluğudur. Sezgilere aykırı bir şekilde düzgün kütleçekimsel kuvvet tek başına gerilmeye ve baskıya neden olmaz ve b tip bir kuvvetin bulunduğu ortamda serbest düşüşte olan bir cisim g- kuvveti algılamaz ve ağırlıksız hisseder. Bu ayrıca sıfır g- kuvveti olarak adlandırılır. Cisimler kütleçekimi dışındaki kuvvetlere maruz kaldığında, santrifüjde ya da dönen bir uzay istasyonunda ya da roketleri ateşlenen bir uzay mekiğinde, kuvvet cismin eylemsizliğini bastırdığından ağırlık hissi oluşur. Bu tip durumlarda, ağırlık hissi, kütleçekimsel alan sıfır dahi olsa baskı durumu ile oluşabilir. Bu tip durumlarda g kuvveti hissedilir ve cisimler ağırlıksız değildir. Kütleçekimsel alan düzgün olmadığında serbest düşüşteki bir cisim gelgitsel kuvvetler hissedecektir ve cisim baskısız değildir. Bir karadeliğin yanında bu tip gelgitsel kuvvetler çok güçlü olabilir. Dünya göz önüne alındığında bu tip kuvvetler oldukça küçüktür. Özellikle de küçük boyutlu cisimler için. Örneğin insan vücudu veya bir uzaymekiği için. Ve bu durumlarda genel ağırlıksızlık hissi korunmuş olur. Bu durum mikroyerçekimi olarak da bilinir ve yörüngede dolanan uzay mekiklerinde oldukça yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Magnus etkisi</span>

Magnus etkisi, genellikle dönmekte olan toplarda harekete başlangıç noktasından itibaren kavis yaparak izlediği yolda gözlemlenen bir etkidir. Bu etki, top ile oynanan birçok sporda önemlidir. Dönerek ilerleyen füzelerde de etkisi görülür ve mühendisliklerde de bazı kullanım alanları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Roket motoru</span>

Roket motoru, genellikle yüksek sıcaklıktaki gaz olan yüksek hızlı itici bir sıvı jeti oluşturmak için tepkime kütlesi olarak depolanmış roket itici gazlarını kullanır. Roket motorları, Newton'un üçüncü yasasına göre kütleyi geriye doğru fırlatarak itme üreten tepki motorlarıdır. Çoğu roket motoru, gerekli enerjiyi sağlamak için reaktif kimyasalların yanmasını kullanır, ancak soğuk gaz iticileri ve nükleer termal roketler gibi yanmayan biçimleri de mevcuttur. Roket motorları tarafından tahrik edilen araçlara genellikle roket denir. Roket araçları, çoğu yanmalı motorun aksine kendi yükseltgen taşır, bu nedenle roket motorları, uzay aracını ve balistik füzeleri itmek için bir boşlukta kullanılabilir.

Uçuş yükü, bir hava taşıtının ya da bir fırlatma aracının taşıma sığasıdır ve genellikle ağırlık olarak ölçülür. Uçuşun ya da görevin türüne göre, aracın uçuş yükü şunları içerebilir: kargo, yolcu, uçuş mürettebatı, cephane, bilimsel araç gereç veya deneyler ya da diğer donanımlar. İsteğe bağlı olarak taşındığında, ek yakıt da ayrıca uçuş yükünün bir parçası sayılır. Ticari bağlamda, taşıma yükü sadece gelir getirici/üretici kargodan ya da ücret ödeyen yolculardan oluşabilir.

Uçuş dinamikleri, dış uzayda ya da hava boyunca uçan taşıtların kontrolü, stabilitesi ve performansı üzerine yapılan inceleme ve çalışmalardır. Zamana göre onun motoru üzerine etkiyen kuvvetlerin onun davranışını ve hızını nasıl etkilediğine dikkat eder.

Fizyolojik psikoloji, kontrollü deneylerde insan dışı hayvan deneklerin beyinlerinin doğrudan manipülasyonu yoluyla sinirsel algı ve davranış mekanizmalarını inceleyen davranışsal sinirbilimin bir alt bölümüdür. Bu psikoloji alanı beyin ve insan davranışlarını incelerken ampirik ve pratik bir yaklaşım gerektirir. Bu alandaki çoğu bilim insanı, zihnin sinir sisteminden kaynaklanan bir fenomen olduğuna inanmaktadır. Fizyolojik psikologlar sinir sisteminin mekanizmaları hakkında çalışarak ve bilgi edinerek insan davranışı hakkında birçok gerçeği ortaya çıkarabilirler. Biyolojik psikolojideki diğer alt bölümlerin aksine, psikolojik araştırmanın ana odağı beyin-davranış ilişkilerini tanımlayan teorilerin geliştirilmesidir.

g-suit

g-suit veya daha doğru kullanımıyla anti g-suit, g kuvvetine maruz kalan genellikle havacılar ve astronotlar tarafından giyilen bir uçuş kıyafetidir. Ani hızlanma sırasında g kuvvetinden dolayı vücudun alt kısmında kan birikmesinin neden olduğu göz kararmasını ve g-LOC'ı önlemek amacıyla tasarlanmıştır. Tarihte Göz kararması ve g-LOC sebepli bir dizi ölümcül uçak kazası yaşanmıştır.

Psikomotor gelişme, fiziksel yapıdaki değişikliklerin (büyümenin) santral sinir sisteminin gelişimiyle koşut ve uyumlu olması olgusudur. Prenatal dönemden başlar ve yaşam boyu sürer. Büyürken öğrenme, öğrendikçe gelişme ve geliştikçe olgunlaşma olgusudur; son aşamada olgunlaşma ve öğrenme yaşla uyumlu bir düzeye gelir.