İçeriğe atla

Uzay teleskobu

Hubble Uzay Teleskobu

Uzay teleskobu, uzaktaki gezegenleri, galaksileri ve diğer astronomik cisimleri gözlemlemek için uzaya yerleştirilen bir teleskoptur. Uzay teleskopları, zemine dayalı teleskopların ışık kirliliği ve elektromanyetik radyasyonun bozulması (ışık titremesi) gibi birçok sorundan kaçınır. Buna ek olarak morötesi frekansları, X ışınları ve gama ışınları Dünya atmosferi tarafından engellendiğinden yalnızca uzaydan gözlemlenebilirler.[1]

İlk olarak 1946'da Lyman Spitzer tarafından teorize edilmiş olup ilk operasyonel uzay teleskopları, 1968'de yerleştirilen Orbiting Astronomical Observatory OAO-2 ve 1971'de Salyut 1 istasyonunda bulunan Sovyet Orion 1 morötesi teleskop idi.

Kaynakça

  1. ^ Chaisson, Eric; McMillan, Steve (2002). Astronomy Today, Fourth Edition. Prentice Hall. 

Konuyla ilgili yayınlar

  • Neil English: Space Telescopes - Capturing the Rays of the Electromagnetic Spectrum. Springer, Cham 2017, 978-3-319-27812-4.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Optik</span> fizik biliminin bir alt dalı

Optik, ışık hareketlerini, özelliklerini, ışığın diğer maddelerle etkileşimini inceleyen; fiziğin ışığın ölçümünü ve sınıflandırması ile uğraşan bir alt dalı. Optik, genellikle gözle görülebilen ışık dalgalarının ve gözle görülemeyen morötesi ve kızılötesi ışık dalgalarının hareketini inceler. Çünkü ışık bir elektromanyetik dalgadır ve diğer elektromanyetik dalga türleri ile benzer özellikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik radyasyon</span>

Elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışınım, elektromanyetik dalga ya da elektromıknatıssal ışın bir vakum veya maddede kendi kendine yayılan dalgalar formunu alan bir olgudur. Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ile yayılan enine dalgalardır. Elektromanyetik dalgalar, frekansına göre değişik tiplerde sınıflandırılmıştır. Bu tipler sırasıyla :

<span class="mw-page-title-main">Işık</span> elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon

Işık veya görünür ışık, elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon. Görünür ışık genellikle 400-700 nanometre (nm) aralığında ya da kızılötesi ve morötesi arasında 4.00 × 10−7 ile 7.00 × 10−7 m dalga boyları olarak tanımlanır. Bu dalga boyu yaklaşık 430-750 terahertz (THz) frekans aralığı anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Atmosfer</span> Bir gök cismini çevreleyen gaz katmanları

Atmosfer, gaz yuvarı veya hava yuvarı herhangi bir gök cisminin etrafını saran ve gaz ile buhardan oluşan tabaka.

<span class="mw-page-title-main">Teleskop</span> uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen, astronomların kullandığı, bir rasathane cihazı

Teleskop veya ırakgörür, uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı, bir rasathane cihazıdır. 1608 yılında Hans Lippershey tarafından icat edilmiştir ve 1609 yılında Galileo Galilei tarafından ilk defa gökyüzü gözlemleri yapmakta kullanılmıştır. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan gelen görülen ışık, ultraviyole ışınlar, kızılötesi ışınlar, röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar; kozmos hakkında bilgi toplamak için çok gerekli kanıtlardır. Bu kanıtlar, klasik manada optik teleskoplarla ya da çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Gözlemsel astronomi</span>

Gözlemsel astronomi astronomi bilimlerinin, teorik astrofizikten farklı olarak veri almayla ilgilenen bir dalıdır. Ana olarak fiziksel modellerin ölçülebilir içeriklerini bulmaya dayanır. Uygulama olarak, Teleskop ve diğer astronomi araç gereçleri kullanılarak gökcisimlerinin gözlenmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Hubble Uzay Teleskobu</span> Uzay teleskobu

Hubble Uzay Teleskobu (HUT), ismi Amerikalı astronom Edwin Hubble'ın anısına verilmiş; Nisan 1990'da STS-31 Görevi esnasında Uzay Mekiği Discovery tarafından Dünya etrafındaki yörüngesine taşınmış bir uzay teleskobudur. İlk uzay teleskopu olmamasına rağmen, HUT en büyüklerindendir ve birçok üstün özelliğe sahiptir. Ayrıca hem hayati öneme sahip bir araştırma aracı olması hem de astronomi için etkili bir halkla ilişkiler unsuru olması nedeniyle çok tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Stratosfer</span> troposferin üzerindeki atmosfer katmanı

Stratosfer, troposferdan başlayarak 50 km yüksekliğe kadar uzanır. İçerdiği ozon (O3) molekülleri Güneş'ten gelen morötesi ışınları soğurarak bu katmanın ısınmasına yol açar. Bu nedenle, tropopoz düzeyinde -50 °C ile -60 °C arasında olan sıcaklık stratosferin alt kesimlerinde her kilometrede 1 °C, üst kesimlerinde ise her kilometrede 3 °C kadar artarak stratosferin üst sınırı olan stratopozda 0 °C düzeyine kadar yükselir. Bu sıcaklık dağılımı, stratosferin hava akımlarının son derece az olduğu bir tabaka olarak korunmasını sağlar. Bu özellik, stratosfer düzeyinde oluşan kirliliğin kalıcı/çok uzun süreli olabilmesi gibi bir duruma sebep olabilmektedir. Bu tabakada sıcaklık yükseklikle artar. Bundaki en büyük etken, en önemli sera gazlarından biri olan ozonun atmosferdeki konsantrasyonunun büyük bölümünün bu tabakada olmasıdır. Güneş ışınları ozon tarafından emilerek bu tabakanın ısınmasına sebep olur.

<span class="mw-page-title-main">Salyut 7</span>

Salyut 7, Sovyetler Birliği tarafından 19 Nisan 1982'de yörüngeye oturtulan uzay istasyonu. Salyut serisi istasyonların sonuncusudur. Salyut 6'nın yedek istasyonu olarak fırlatılmıştır, donanım ve kabiliyetleri ona benzer. Yörüngede çeşitli teknik arızalar gerçekleşti, ancak ziyaretçi Progress ve Soyuz araçlarının artan sığası, görevli kozmonotların tecrübe ve yaratıcılıkları sayesinde bu sorunlar çözüldü. Eylül 1983'te bir yakıt borusunun delinmesi üzerine tamir için uzay yürüyüşleri yapılması gerekti. Dört yıl iki ay görevde kaldı. Bu süre zarfında altı ana seferde ve dört ikincil uçuşta görev alan Fransız ve Hint uzay adamlarının da dahil olduğu 10 mürettebat istasyonu ziyaret etti. Bunlar arasında uzaya çıkan ikinci ve uzayda yürüyen ilk kadın olan Svetlana Savitskaya da vardı.

<span class="mw-page-title-main">Fototerapi</span> fikrin özü; ışık tedavisi

Fototerapi ya da ışık tedavisi, ışığın tedavide kullanılmasıdır. Özellikle yenidoğan sarılığında bilirubin pigmentinin hızla yıkılarak vücuttan atılması amacıyla kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">X ışını</span> Elektromanyetik radyasyon

X ışınları veya Röntgen ışınları, 0,125 ile 125 keV enerji aralığında veya buna karşılık, dalgaboyu 10 ile 0,01 nm aralığında olan elektromanyetik dalgalar veya foton demetidir. 30 ile 30.000 PHz (1015 hertz) aralığındaki titreşim sayısı aralığına eşdeğerdir. X ışınları özellikle tıpta tanısal amaçlarla kullanılmaktadırlar. İyonlaştırıcı radyasyon sınıfına dahil olduklarından zararlı olabilirler. X ışınları 1895'te Wilhelm Conrad Röntgen tarafından Crookes tüpü (Hittorf veya Lenard tüpleri ile de) ile yaptığı deneyler sonucunda keşfedilmiştir. Klasik fizik sınırları içinde, X-ışınları aynı görünür ışık gibi bir elektromanyetik dalga olup, görünür ışıktan farkı düşük dalga boyu, dolayısıyla yüksek frekansları ve enerjileridir. Morötesi'nin ötesidir. X Işınlarının ötesi ise Gama ışınları'dır.

<span class="mw-page-title-main">Kuasar</span> Gazca zengin, çok yüksek enerjili astronomik cisim

Kuasar, kütlesi milyonlarca ila on milyarlarca güneş kütlesi arasında değişen, bir gaz diski ile çevrili bir süper kütleli kara delik tarafından desteklenen son derece parlak bir aktif galaksi çekirdeğidir (AGN). Kara deliğe doğru düşen diskteki gaz sürtünme nedeniyle ısınır ve elektromanyetik radyasyon şeklinde enerji açığa çıkarır. Kuasarların ışıma enerjisi muazzamdır; en güçlü kuasarlar, Samanyolu gibi bir galaksiden binlerce kat daha fazla parlaklığa sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Kızılötesi</span> dalga boyu görünür ışıktan uzun, fakat terahertz ışınımından ve mikrodalgalardan daha kısa olan elektromanyetik ışınımdır

Kızılötesi, görünür ışıktan daha uzun ancak mikrodalgalardan daha kısa dalga boylarına sahip elektromanyetik radyasyondur (EMR). Kızılötesi spektral bant, kırmızı ışığınkinden biraz daha uzun dalgalarla başlar, bu nedenle IR insan gözü için görünmezdir. IR'nin genellikle yaklaşık 750 nm (400 THz) ila 1 mm (300 GHz) arasındaki dalga boylarını içerdiği anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">NGC 7023</span>

NGC 7023, Kral takımyıldızı'nda bulunan ve Caldwell Kataloğu'nda yer alan parlak bir yansıma bulutsusu.

NASA'nın Büyük Gözlemevleri uydu programı uzaya yerleştirilen dört büyük ve güçlü teleskoptan oluşmaktadır. Büyük Gözlemevleri benzer ebata ve program bütçesine sahiptir ve her birinin astronomiye ciddi katkıları olmuştur. Bu dörtlüyü oluşturan teleskopların her bir tanesi, özel olarak takip ettiği elektromagnetik spektrumun ayrı bir bölümünü incelemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uydusal Astronomik Gözlemevi</span>

Uydusal Astronomik Gözlemevi (OAO) NASA tarafından 1966 ve 1972 yılları arasında uzaya gönderilmiş ve morötesi ışıkta birçok nesnenin ilk kez üstün kalitede gözlemlerini sağlamış olan dört adet uzay gözlemevinden oluşan bir uydu serisidir. İki OAO'nun başarısız olmasına rağmen diğer ikisinin başarısı uzayda konumlandırılacak gözlemevlerinin faydaları konusunda astronomi topluluğunda farkındalığı artırdı ve Hubble Uzay Teleskopu'nun yolunun açtı.

<span class="mw-page-title-main">Radyasyon</span> Uzayda hareket eden dalgalar veya parçacıklar

Radyasyon veya ışınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. "Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına" veya "Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına" da radyasyon denir. Bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla veya oldukça az ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere radyoaktif madde denir.

<span class="mw-page-title-main">Mercek</span>

Mercek ya da lens ışığın yönünü değiştiren (kıran), ışık ışınlarını birbirine yaklaştıran ya da uzaklaştıran optik alet.
Basit mercek tek bir optik elemanın kullanıldığı, bileşik mercek ise iki optik elemanın bir arada olduğu mercek tipidir. Bileşik mercek, basit mercek kullanıldığında ortaya çıkan sapınç olayının etkisini azaltmak için kullanılır. Mercekler genelde camdan ve saydam plastikten yapılır. Lensler, gereken şekle göre taşlanır, parlatılır veya kalıplanır. Bir mercek, ışığı odaklamadan kıran bir prizmadan farklı olarak, bir görüntü oluşturmak için ışığı odaklayabilir. Mikrodalga lensler, elektron lensler, akustik lensler veya patlayıcı lensler gibi görünür ışık dışındaki dalgaları ve radyasyonu benzer şekilde odaklayan veya dağıtan cihazlara da "mercekler" denir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş ışığı</span> Güneş ışığı ya da Güneş ışını, Güneşten gelen toplam elektromanyetik ışınım

Güneş ışığı ya da Güneş ışını, Güneş'ten gelen toplam elektromanyetik ışınımdır. Kızılötesi, görünür ışık ve morötesi biçiminde bulunur. Güneş ışığı Dünya'ya gelirken atmosferde süzülmektedir. Ozon tabakası'nda parçalanırlar böylece daha az zarar verirler.

<span class="mw-page-title-main">Robert W. Wood</span>

Robert Williams Wood, Amerikalı fizikçi ve mucit. Optik dalında çok önemli katkıları bulunmaktadır. Kızılötesi ve morötesi fotoğrafçılığın öncülerinden sayılmaktadır. Wood'un patentleri ve teorisel çalışmaları ultraviyole radyasyonun yapı ve fiziğine ışık tuttu ve I. Dünya Savaşından sonra popüler olan uv floresanın sayısız kullanımını mümkün kıldı.