İçeriğe atla

Uzay tabanlı güneş enerjisi

Uzay tabanlı güneş enerjisi, Dünya'da kullanılması için uzaydan güneş enerjisi toplama konseptidir. 1970 lerden bu yana araştırmaları devam etmektedir.

Uzay tabanlı güneş enerjisi, geçerli güneş toplama yöntemlerinden, Dünya'nın yüzeyindeki enerjiyi toplamak yerine, yörüngeli uydularda bulunan enerjiyi toplayarak daha farklı olacaktır. Böyle bir sistemin bazı öngörülen faydaları ise; daha yüksek bir toplama oranı, atmosfer difüzyon eksikliği ve uzayda gece vaktinden mütevellit daha uzun bir toplama periyodudur. Güneş enerjisinin bir kısmı (55-60 %) atmosfer boyunca yolculuğu sırasında emilme ve yansıma etkilerinden dolayı kaybolmaktadır. Uzay tabanlı güneş enerji sistemleri atmosferin dışında güneş ışığını mikrodalgalara dönüştürerek bu kaybı ve Dünya'nın rotasyonundan dolayı meydana gelecek eksilmeyi önler.

Böyle bir sistemin uygulanması maliyetinin yanı sıra, uzay tabanlı güneş enerjisi aynı zamanda birçok yeni engeli de beraberinde getirir. Bunlardan ilki kullanım için orbit ve Dünya yüzeyi arasındaki enerji transfer problemidir. Çünkü Dünya'nın yüzeyinden uydu orbitallerine uzanan kablolar ne pratik bir kullanıma sahip olacak ne de günümüz teknolojisi ile ulaşılabilir olacaktır. Uzay tabanlı güneş enerjisi tasarımları genellikle kablosuz güç aktarımını içerecek şekilde tasarlanır. Uydu toplama, güneş enerjisini paneller üzerinde elektrik enerjisine çevirecek, (mikrodalga vericisi ya da lazer yayıcı güç) ve ışınını yeryüzünde bulunan koleksiyoncu (alıcı antenler) e odaklayacak. Bunun yanı sıra, radrasyon ve mikrometeoroid hasar da uzay bazlı güneş enerjisi için diğer kaygı verici unsurlardır.

Uzay tabanlı güneş enerjisi, sürdürülebilir veya yeşil enerjinin, yenilenebilir enerjinin bir formu olarak düşünülmekte ve bazen de iklim mühendisliği önerileri arasında yer almaktadır.

Aynı zamandan uzay tabanlı gübeş enerjisi, antropojenik iklim değişikliği veya fosil yakıt tükenmesi gibi sorunlara geniş ölçekli çözüm arayanlar için çok ilgi çekicidir.

Uzay tabanlı güneş enerjisi aktif olarak Japonya ve Çin tarafından takip edilmektedir. 2008 de uzay güneş enerjisini millî bir hedef olarak gören, temel uzay yasasını kabul etmiş ve JAXA uzay bazlı güneş enerjisi için bir reklam filmi hazırlamıştır. 2015 te Çin Akademisi Uzay Teknolojileri bölümü Uluslararası Uzay Gelişim Konferansı'nda 2050 yılına kadar olan 1 GW için ticari yol haritaları ve dizaynlarının videoları ve tanımları hakkında bilgi vermiştir. Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ve USAID Direktörünün sponsoru olduğu (Diplomasi, Geliştirme, Savunma) yarışmasını kazanmasının ardından,Birleşik Devletlerin Uzay tabanlı güneş enerjisi projesine liderlik yapma önerisi son zamanlarda bütün dikkatleri üzerine çekmiştir. 21Mayıs 2015 tarihi itibarıyla, Change.org ve ikinci bir Whitehouse web sitesinde bu konuyla ilgili aktif bölümler oluşturuldu.

Tarihi

Amerikan Ulusal Uzay Topluluğu, uzay güneş enerjisi ile ilgili büyük tarihi dokümanları, çalışmaları ve haber makalelerini barındırdığı Uzay Güneş Enerjisi Kütüphanesi çalışmalarını sürdürmektedir. 1941'de bilimkurgu yazarı Isaac Asimov mikrodalga ışınların kullanılarak çeşitli gezegenlere Güneş'ten toplanan enerjinin iletilmesini konu alan, bilimkurgunun kısa hikâyesi 'Reason' adlı hikâyeyi yayınladı. Uzay tabanlı güneş enerjisi konsepti, Orijinal haliyle uydu-güneş enerji sistemi olarak bilinir ve ilk olarak Kasım 1968 de tanımlanmıştır. 1973'te Peter Glaser çok uzak mesafeler için mikrodalgalar kullanarak uydulardan yeryüzüne enerji transferi metoduyla 3,8781,647 numaralı patenti almıştır.

Glaser daha sonra Arthur D. Little şirketinde başkan yardımcısı oldu. Bunun üzerine NASA bu şirketle diğer dört şirkete liderlik ederek daha geniş çaplı bir çalışma yürütmesi için 1974 bir anlaşma imzaladı. Daha sonra, kavramın var olan birçok önemli sorunları bulundu, - uzay konusundaki projeler için deneyim eksikliği başta olmak üzere- bu durum daha fazla tetkik ve araştırmaya yöneltti.

NASA güneş enerji uydusu konsepti 1976

1978 ve 1986 arasında, Yetkili kongre Enerji departmanı birimini kurdu ve NASA ile birlikte ortaklaşa bir çalışma yürütüldü. Ve birlikte Uydu Güç Sistemi Konsept Geliştirme ve Değerlendirme Programını düzenlediler. Bu çalışma hala zamanın en yoğun ve pahalı çalışması olma özelliğini korumaktadır. (50 milyon dolar bütçe). Bir mühendislik projesi gibi mühendislik fizibilitesini araştıran birçok rapor yayınlandı. İçeriği ise şöyleydi ;

  • Kaynak gereksinimleri (kritik materyaller)
  • Finans/ Yönetim senaryoları
  • Kamu kabulü
  • Uygulamalı güç sistemleri olarak eyalet ve yerel yönetmelikler
  • Öğrenci katılımı
  • Uzay tabanlı güneş enerjisi transferi için Lazer potansiyeli
  • Uluslararası anlaşmalar
  • Merkezileştirme/ Yerelleştime
  • Alıcı antenlerin Siteleri için Dışlama Alanlarının Haritalama
  • Dağıtım İle İlgili Ekonomik ve Demografik Sorunlar
  • Bazı soru ve cevaplar
  • Lazer ışın yayımının meteorolojik etkileri ve doğrudan güneş pompalı lazerler
  • Kamu ulaşma deneyi
  • Enerji iletimi ve Alımı Teknik özeti ve Değerlendirme
  • Uzay taşımacılığı

Kesilme

Proje 1980 ABD Federal seçimlerden sonra idaredeki değişiklikler nedeniyle devam etmedi. Teknoloji Değerlendirme Ofisi : Uzay bazlı güneş enerjisi hakkında güçlü bir karar verebilmek için teknik, ekonomik ve çevresel yönleri açısından çok az şey bilinmekte ve buna ek olarak daha fazla araştırma yapmadan bir uzay tabanlı güneş enerji sistemi ya da sistem mühendisliği doğrulama programı yüksek riskli bir girişim olacaktır.

1977 yılında NASA Uzay tabanlı güneş enerji sisteminin fizibilitesini incelemek için Fresh Look adlı çalışmayı yapmıştır. Nasa, Amerika Ulusal Uzay Politikasının, Nasaya Dünya ve orbital arasındaki taşınmanın maliyetinin düşürülmesi teknolojisi için ciddi miktarda bir yatırım yaptığını iddiaa etti.Buda uzay güneş enerjisinin mutlak bir gereklilik olduğunu gözler önüne serdi.

Tersine, Dr Pete Worden Uzay tabanlı sistemin, Arizona Çöl'ünden kullanılan güneş enerji sisteminden beş kat daha pahalı olduğunu iddiaa etti. Ve bunun üzerine spekülatif bazı çözümler önerdi ve bunlar onyıllar dan önce gerçekleşecek gibi görünmüyordu.

2 Kasım 2012 de, Uzay tabanlı güneş enerjisi üzerine Çin ve Hindistan Uzay işbirliği yaptılar....Hindistan ve Çin'in bu ortaklığı uygun finansman ile uzun süreli bir ilişki içinde çalışması, diğer uluslara örnek olarak, Uzay bazlı güneş enerji sistemi işin güzel bir girişim örneği olabilir.

Uzay Güneş Enerjisi Keşif Araştırma ve Teknoloji programı

1999 yılında, Nasa'nın Uzay Güneş Enerjisi Keşif Araştırma ve Teknoloji programı aşağıdaki amaçlar için başlatılmıştır.

  • Seçilen uçuş gösteri kavramların tasarım çalışmaları yapmak.
  • Genel fizibilite, tasarım ve gereksinimleri çalışmaları değerlendirmek
  • Gelecekteki boşluk veya karasal uygulamaları faydalı hale getirmek ve güneş enerji sistemlerinin alt kavramsal sistemlerini oluşturmak
  • (Uluslararası ortaklarla çalışma) ABD için bir eylem ön plan formüle etmek ve saldırgan teknoloji girişimini üstlenmek
  • Kritik Uzay Güneş Enerjisi (SSP) elemanları için teknoloji geliştirme ve demonstrasyon yol haritalarının oluşturma.

Uzay güneş enerjisi keşif araştırma ve teknoloji programı

Güneş enerjsini elektrik enerjisine çeviren ve bunları yeryüzüne göndermek için gelecek gigavat güneş güç sistemi için, güneş güç uydusu geliştirme yoluna gitti. Bu teknoloji programı güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek için, yoğunlaştırıcı lensler veya güneş ısı motorları ile şişme bir fotovoltaik yapı kullanmayı önerdi. Program aynı zamanda eşzamanlı yörünge sistemleri ve senkronize güneş yörüngeleriyle de ilgilendi. Bu program tarafından varılan bazı sonuçlar:-

-Her boyutta inşa edilen güç santralleri sonucu, artan küresel enerji talebinin uzun yıllar boyunca devam etmesi muhtemeldir.

güneş enerjisi sandviç veya abaküs gösterimi
  • Bu santrallerin,dünya enerji kaynakları, bitkiler ve diğerjeopolitik ilişkiler üzerinde olumsuz çevresel etkileri olabilir.
  • enilenebilir enerji, felsefi ve mühendislik açısından zorlayıcı bir yaklaşımdır.
  • Konsept tanımlama çalışmaları üzerine kurulu, uzay güneş enerjisi konsepti yeniden gündeme gelebilir.
  • Uzay güneş enerjisi sistemleri, alternatif yaklaşımlara göre çok önemli çevresel avantajlara sahip görünmektedir.
  • Uzay güneş enerjisi de 21. yüzyılın enerji taleplerini karşılamak için seçenekler arasında ciddi bir aday olarak ortaya çıkabilir.
  • Ekonomik olarak mümkün bir uzay güneş enerjisi sistemi için kilogram başına dünya yörüngesine maliyeti 100-200 dolar arasında olmalıdır.

Japon Uzay Araştırma Ajansı

Mayıs 2014 te, Elektrik ve elektronik mühendisliği enstitüsü (IETT) spektrum dergisinde Dr. Susumu Sasaki tarafından yayınlanan ‘uzay her zaman güneşlidir’ adlı uzun bir makale yer aldı. Belirtilen makalede, ‘ Birçok yıllardır yapılan çalışmalar bilimkurgu içeriklidir ancak uzay tabanlı

Güneş enerjisi gerçek olabilir’ ifadeleri kullanıldı.

Japon Uzay Araştırma Ajansı 12 mart 2015'te, kablosuz olarak 1.8 kilovatı 50 metre ötede bir alıcıya, elektriği mikrodalgaya çevirerek ilettiklerini daha sonra da tekrar elektriğe çevirdiklerini duyurdu. Bu durum bu tür bir güç için uygulanması gereken standart prosedür idi. 12 Mart 2015 te Mitsubishi Endüstri, 10 kilowatt bir enerjiyi 500 metre uzaklığa ilettiklerini açıkladı.

Zorluklar

Potansiyel

Uzay tabanlı güneş enerji sistemi çok çekiciydi, çünkü uzay Dünya yüzeyinde güneş enerjisi toplamak için birçok önemli avantaja sahipti.

  • Yüzeye toplama işlemi çok daha yoğun güneş ışınlarının atmosferik gazlar, bulutlar, toz ve diğer hava olayları gibi engellerin eksikliği nedeniyle yüzeye ulaşmasına neden olacaktı. Sonuç olarak, yoğunluk, maksimum yüzeye ulaşılabilirliğin yaklaşık %144ü kadar bir orana tekabül etmektedir.
  • Bir uydu zamanının %99u kadar bir süre ve ilkbaharda Dünya'nın gölgesinde gecelik sadece 72 dakika maksimum ve sonbaharda ekinoks süresi kadar aydınlık olabilir. Yörüngedeki uydular güneş radyasyonununa sürekli ve yüksek derecede maruz kalabilir, genellikle günde 24 saat, Ortalama yeryüzü güneş panelleri şu anda günde% 29 ortalama güç toplamaktadır.
  • Güç nispeten hızlı bir şekilde en çok ihtiyaç alanlara doğrudan yönlendirilebilir.
  • Bitki ve yaban hayatı girişim ortadan kaldırılmasıda sorunlar arasında yer alır.

Dezavantajları

Uzay tabanlı güneş enerji sistemi beraberinde birçok problemi de getirir:

  • uzaya uydu fırlatma için büyük bir bütçe
  • ulaşılmazlık: bir toprak tabanlı güneş paneli bakımı nispeten basittir, ancak Uzayda bir güneş paneli üzerindeki yapım ve bakım tipik robotik işlemler ile yapılacaktır. Bütçeye ek olarak, yörüngede çalışan astronotlar kabul edilemeyecek derecede yüksek radyasyon tehlikeleri ve riske maruz kalacak ve telerobotlar ile yapılan görevi yaklaşık bin kat daha fazla maliyet ile yapacaklardır.
  • uzay ortamı düşmandır: paneller Dünya'da olduğundan 8 kat daha fazla bozulmariskine sahiptir.
  • alıcı istasyonun büyüklüğü ve zemin üzerinde olması ile ilgili maliyet.
  • dönüşümün çeşitli aşamalarında Elon Musk ‘ın belirttiği gibi ‘’foton elektron geri foton elektron’’ etkisinden dolayı enerji kayıplarının olasılığı.

Dizayn

Uzay tabanlı güneş enerjisi temelde üç unsurdan oluşur:

Bir sanatçının gözünden, LEO dan GEO ya doğru güneş disk gösterimi space tug.
  1. güneş pilleri üzerine reflektör veya şişme aynalarla uzayda güneş enerjisi toplama
  2. mikrodalga veya lazer ile Dünya'ya kablosuz güç iletimi
  3. Bir Alıcı anten, bir mikrodalga anteni aracılığıyla yeryüzündeki güç alma işlemi,

uzay tabanlı kısımın yerçekimine karşı kendisini desteklemesi gerekmez. (Nispeten zayıf gelgit gerilmeler hariç). Karasal rüzgar veya havaya karşı hiçbir korunmaya ihtiyacı duymaz, ancak mikrometre ve güneş patlamaları olan uzay tehlikeleriyle başa çıkmak zorunda kalacaktır. Dönüşümün iki temel yöntemi incelenmiştir: fotovoltaik (PV) ve güneş dinamiği (SD). Uzay tabanlı güneş enerjisi konseptinin çoğu analizi güneş ışığını, güneş pilleri kullanarak elektriğe çevirmek için fotovoltaik dönüşüme odaklanmıştır. Güneş dinamiğin kullanılması watt başına kitle azaltabilir.

Ohio Üniversitesi'nin ev sahipliğinde yıllık Uluslararası SunSat tasarım yarışması vardır.

Mikrodalga güç iletimi

William C. Brown 1964 yılında Walter Cronkite’ın CBS News programı sırasında,

lazer ve mikrodalga karşılaştırması yapan diyagram NASA diagram

gösterdi ki, mikrodalga destekli model helikopteri uçuş için gerekli tüm enerjiyi mikrodalgalardan alabiilir. 1969 ve 1975 yılları arasında Bill Brown JPL Raytheon programın teknik direktörü 30 kW lık bir gücü 1 millik bir mesafeye %84 lük bir etkinlikle gönderdi.Onlarca kilowattlık mikrodalga güç iletimi de Kaliforniya’daki Goldstone’da yapılan testler ile kanıtlandı. (1975).

Lazer ışınlama gücü

Lazer ışınlama gücü, mekanın daha fazla sanayileşme için bir atlama taşı olarak NASA’nın öngördüğü bir konsepttir. 1980'li yıllarda, NASA araştırmacıları uzay-uzay gücü için güneş enerjili lazerin gelişimine odaklı olarak lazerlerin potansiyel kullanımı üzerinde çalıştı. 1989 yılında gücün dünyadan uzaya lazer formunda gönderilebileceği olabileceği öne sürüldü. 1991 yılında içeriği bir ay üssüne güç sağlamak için lazer güç çalışması dahil olan SELENE projesi (uzay lazer enerjisi) başladı. SELENE programı iki yıllık bir araştırma çabası oldu, ancak operasyonel duruma kavramını alarak maliyeti çok yüksek oldu ve bir uzay tabanlı gösterime ulaşmadan önce 1993 yılında resmi proje sona erdi.

1988 yılında Toprak tabanlı lazer kullanımı uzay itici gücü için bir elektrik pervanesi iktidara Grant Logan tarafından teknik detaylı bir çalışma sunuldu. O ultraviyole lazer ışınını dönüştürmek için 600 derece elmas güneş pilleri kullanmayı önerdi.

Yörünge konumu

yörüngeye bir uzay güç istasyonu bulmanın ana avantajı ; anten geometrisi sabit kalır ve böylece antenleri düzgün tutmak daha kolaydır. Diğer bir avantajı sürekli güç aktarımının şimdi hemen hemen kullanılabilir olmasıdır. Neredeyse sürekli güç üretmelerinde önce diğer uzay tabanlı santraller daha uzun bir başlama zamanları vardır.

Toprak tabanlı alıcı

Toprak tabanlı Alıcı antenlerin muhtemelen çok kısa diotlarla bağlanmış dipol antenlerinden oluşacaktır. Uydudan Mikrodalga yayılan yayınların yaklaşık % 85 verimlilik ile dipol olarak kabul edileceği düşünülmektedir. Geleneksel bir mikrodalga anteni ile Resepsiyon verimi daha iyidir ancak maliyeti ve karmaşıklığı da oldukça büyüktür.

uzay uygulamalarında

Bir lazer uzay tabanlı güneş enerjisi Ay ya da Mars yüzeyinde bir baz veya araç gücü olabilir. Bir uzay gemisi veya başka bir uydu da Aynı yollarla güç olabilir. 2012 yılında, Uzay Güneş Enerjisi NASA tarafından sunulan bir raporda otoriteler Uzay Güneş Enerjisi arkasında teknoloji için başka potansiyel kullanımı için bir rapor sundular.

Lansman maliyetleri

Uzay tabanlı güneş enerjisi kavramı için maliyeti bir sorun alanı başlattı. Yeniden kullanılabilir fırlatma sistemleri alt fırlatma maliyetlerini düşürmek için önerildi. Kasım 2013 itibarıyla, bir şirket, SpaceX, iki yıl boyunca özel olarak finanse edilen çok-yıllık kalkınma programı üzerinde durarak belirtilen niyeti ile bir yeniden roket fırlatma sistemi ile "Tam ve hızlı bir şekilde yeniden kullanılabilir" fırlatma teknolojisini ticarileştime girişiminde bulundu. SpaceX, düşük irtifa güçlendirici dönüş prototipini sekiz test uçuşu ile tamamladı.

Başlatılan malzemenin nihai yörüngesine teslim olması gerekmez. Örneğin iyon iticileri veya nükleer tahrik içerikleri. mikrodalgalar tarafından yörüngeye gelen optik açıklık 'boyutlarının çok büyük olması gibi zorluklar taşır. Örneğin, 1978 de NASA SPS çalışmasında 1 kilometrelik çaplı verici antene ihtiyaç duymuştur ve 2.45 GHz hızında mikrodalga ışınları için de, alıcı antenlerin alanının 10 km çapında olması gerektiğini belirtmiştir. Bu boyutlar, atmosfer emişini artmasına sebep olmasına rağmen biraz daha kısa dalga boyları kullanılarak azaltılabilir. Bu kadar geniş ebatlarda verici ve alıcı antenler SPS için asgari pratik güç seviyesinin mutlaka yüksek olması gerektiği anlamına gelmektedir. Mümkündür ancak ekonomik değildir.

Sorunun ölçeği hakkında bir fikir vermek için, kilovat başına 20 kg bir güneş paneli kitle varsayarak, 4 GW elektrik santrali yaklaşık 80.000 metrik ton ağırlığında ve dünyadan başlatılması düşünülür. Çok hafif tasarımlarda büyük olasılıkla aynı 4 GW kapasiteli istasyon için güneş panelleri 4.000 metrik ton yani 1 kg / kW değerine ulaşacaktır. tahmini seri bir ödeme planı başlatmanın maliyet 500 - 800 dolar arası kadar olacaktır. Bu maliyetlere ağır uzaya fırlatma emisyonlarının çevreye etkisi de eklenmelidir.

Ancak, 2013 yılında son yeniliklere dayalı, Elektrik Alan: Uzay Tabanlı Güneş Enerjisi Teknolojileri ve Uygulamaları daha küçük uyduları değiştirerek ve daha düşük Yörüngeler maliyetleri azaltmak için yeni bir yol önerdi.

Uzaydan bina

Gerard O'Neill, 1970'li yılların başında yüksek fırlatma maliyetleri sorununu belirterek, Önerilen malzeme ile Ay'a yörüngesinde SPSS bina inşa etmeyi önerdi. Ay'a fırlatma maliyetleri düşük yerçekimi ve atmosferik drag eksikliği nedeniyle Dünya'dan çok daha düşük idi. Bu yaklaşım Ay'da kitle sürücüleri kurmak için önemli sermaye yatırımı gerektirmekteydi. Bununla birlikte, Nisan 1979 tarihinde 30, NASA sözleşme kapsamında General Dynamics 'Convair Bölümü tarafından Nihai Rapor Aysal kaynakların kullanımı ucuz olacağını sonucuna vardı.

Hammaddenin kiloluk kaynağı başına nispeten ucuz olması ve uzaydaki bu tasarımlar için endişe azaltak istenmesi SPSlerin farklı bir türlerde inşa edilmesi sonucuna neden oldu. O'Neill'in vizyonunda Ay malzemelerinin pound başına düşük maliyetli olması yörüngede daha fazla ay tesisi kurulmasına teşvik olacaktı. Ay'a inşaaların başlatılması için ileri teknikler bir güneş enerjisi uydu inşası maliyetini azaltabilirdi. Bunun için ilk öneriler Jerome Pearson’dan geldi.

Ay’da

David Criswell Ay’ın, güneş enerjisi istasyonları için en uygun yer olduğunu önerdi ve Aysal güneş enerjisi fikrine teşvik ettii. Criswell, büyük ölçüde Ay’da bulunan malzemelerin kullanımasını, in-situ kaynak kullanımını ve Rovers montaj ve güneş hücreleri açmayı en büyük avantajlar olarak görüyordu. Dünya çevresindeki yörüngelerinde dönen güç rölesi uydular ve mikrodalga ışını yansıtan Ay Projenin aynı zamanda bir parçası olacaktı.

Bir göktaşından

Asteroit madenciliği de ciddi bir fikir kabul edilmiştir. Bir NASA tasarım çalışması 10.000 tonluk yörüngeye bir 500.000 tonluk asteroit fragmanı dönecek olan birmaden aracı fikrini değerlendirdi. sadece yaklaşık 3.000 ton maden geminin geleneksel havacılık dereceli yükü olarak kabul edilecekti. Gerisi ise kitle sürücü motoru için reaksiyon kütlesi olacaktı. Getirilen asteroidin % 100 yararlı olduğunu varsayarsak başlatma maliyetlerinde yaklaşık% 95 azalma gözlenecektir. Ancak böyle bir yöntem ile toplanmaya aday astroidler için kapsamlı bir anket çalışması gerekecektir. Şimdiye kadar, biz sadece onların kompozisyonları üzerinde tahminlerde bulunduk.

Galeri

Karşı argüman

Güvenlik

Güç mikrodalga iletimi kullanımı, herhangi bir SPS tasarım dikkate alındığında en tartışmalı sorunu olmuştur. Dünya'nın yüzeyinde, önerilen mikrodalga ışın merkezinde maksimum yoğunluğa sahip olurdu. Ve aynı zamanda yoğunluğu 1 mW/ /cm² den daha küçük olurdu. Bu değerler akım ile Amerika Birleşik Devletleri Mesleki Güvenlik ve Sağlık Yasası (OSHA) işyerinde karşılaştırıldığında mikrodalgalar için 10 mW/cm² olan maruz kalma sınırları ortaya çıkmaktadır. Bu yoğunluk demeti, kendi merkezinde, geçerli güvenli işyeri seviyelerine benzer büyüklükte bir seviyededir.

Huzmeye maruz kalma riskinin başka yollarla minimize edilmesi mümkündür. Yerde, fiziksel erişim kontrol edilebilir ve mikrodalgaların kesişi noktası olan kiriş koruyucu metal kabuğu ile yolcu sağlayarak tipik uzay aracı uçuşu sağlanır. Ayrıca airflight kontrol alanları gözlemleyerek pozlamayı önleyebilirsiniz. Işının merkezinde yer seviyesinde o mikrodalga ışın yoğunluğu sisteminde yerleşik olarak tasarlanmış ve fiziksel bir hale bürünecektir. Sadece taşıyıcılar çok uzakta ve güvensiz seviyelere yoğunluğunu artırmanın mümkün olamayacak kadar küçük olduğu görülecektir.

Yaygın önerilen yaklaşım, güvenli ışın hedefleme sağlamak için, bir retrodirective faz dizi anten / alıcı antenlerini kullanır. Alıcı antenlerin merkezinden yayılan bir "Pilot" mikrodalga ışın verici antene bir önfaz kurar. Anten altdizilimlerden her birinde, devreler bir iç saati fazı ile Pilot ışınının ön fazını, giden sinyalinin fazını kontrol etmek için karşılaştırır. Pilot ışın verici kullanmayan bir sistem gücünü ışınını herhangi bir yere odaklaması açısından aciz olurdu.

Zaman çizelgesi

20. yüzyılda

1941: Asimov, ‘’Reason’’ adlı kısa bir uzay istasyonundan mikrodalga ışınları kullanarak çeşitli gezegenlere güneşten toplanan enerjinin iletimi konulu bilimkurgu öyküsünü yayınladı.

1968: Dr. Peter Glaser bir "güneş enerjisi uydu" sistemi kavramını yüksek yere eşzamanlı yörüngede güneş kollektörleri mil kare tanımlasıyla tanıttı.

1973: Dr. Peter Glaser önerdiği mikrodalgalar kullanılarak uzun mesafelerde iletim gücü yöntemi için 3781647 numarası Birleşik Devletler Patent numarasını aldı.

1982: Boeing önerisi [90]

1987: Sabit Yüksek İrtifa Röle Platformu Kanadalı deneyi

1995-1997: NASA uzay güneş enerjisi (SSP) kavram ve teknolojileri "Fresh Look" çalışması yürüttü.

1998: Japonya'nın uzay ajansı Uzay Güneş Enerjisi Sistemi (SSPS), günümüze kadar devam eden bir programı geliştirmeye başladı.

1999: NASA'nın Uzay Güneş Enerjisi Keşif Araştırma ve Teknoloji programı (SERT, aşağıya bakınız) başlar.

2000: NASA John Mankins’in Büyük ölçekli SSP mevcut teknoloji ve yetenekleri çok önemli ilerlemeler gerektiren sistemleri için çok karmaşık bir entegre sistem "diyerek, ABD Temsilciler Meclisi'nde ifade verdi.

21. yüzyılda

2001: Dr. Neville Marzvelle ‘’ biliyoruz ki, güneşin enerjisini yüzde 42 ile 56 oranında dönüştürecek teknolojiye sahibiz.... Muazzam bir ilerleme kaydettik.... Eğer büyük aynalar kullanmak suretiyle güneş ışınlarını konsantre edebilirsen veya daha çok para ödeyerek lensleri kullanırsan....Burada bir risk meydana gelir ama bunu södümleyebilirsin...İnanıyoruz ki15-20yıl içerisinde kilovat başına daha az para ödeyeceğiz....

2001: NASDA (Japonya'nın ulusal uzay ajanslarının biri JAXA bir parçası olmadan önce 10 kilowatt ve güç 1 megavat ile deneysel uydu fırlatılması için ek araştırma ve bir prototip yapmayı planladığını duyurdu.

2003: ESA çalışmaları

2007: ABD, Pentagon'un Ulusal Güvenlik Uzay Dairesi (NSSO) bir rapor yayınladı

2007: Mayıs 2007'de SBSP pazar ve teknoloji mevcut durumunu gözden geçiren bir atölye kuruldu (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü)

2009: Birçok şirket geleceğin SBSP ortaklıklarını ve taahhütlerini ilan etti.

2010: Avrupa'nın en EADS Astrium SBSP planlarını açıkladı.

2010: Sky'ın Limitsiz: Uzay Tabanlı güneş enerjisi, Hint-ABD stratejik ortaklığı sonrası önemli bir adım.

2012: Çin eski Hint Başkanı Dr. APJ Abdul Kalam ziyareti sırasında, bir güneş enerjisi uydu geliştirmeye yönelik Hindistan ve Çin arasında ortak geliştirilme projesi önerdi.

2015: Uzay Teknolojisi (CAST) ekibi Çin Akademisi onların Multi-Döner Ortak Tasarım video ile Uluslararası SunSat Tasarım Yarışması kazandı.

2016: Justin Lewis-Weber tarafından bir kağıt "Lunar Tabanlı Self-çoğaltılıyor Solar Fabrikası" yenilikçi yaklaşımı için ulusal ilgi gördü.

2016: Mike Snead 4 bölümlük serisi bir kapak taşı olarak Uzay Güneş Enerjisi jumpstart için mevzuat önerdi.

2016: Keith Henson yüksek hacimli SBSP bir ışın çalışan tahrik önyükleme yaklaşımı ile ilgili bir video yayımladı.

Tipik olmayan yapılandırmalar ve mimarlık hususlar

Tipik referans sistemi GEO da ciddi sayıda bireysel uydular içerir. Bireysel uydu için tipik referans tasarımı 1-10 GW aralığında ve genellikle enerjisi kolektörü / dönüşüm olarak düzlemsel veya konsantre güneş fotovoltaik içerir. En tipik iletim tasarımları 1–10 GHz (2.45 veya 5.8 GHz) RF bandında atmosferde asgari kayıplar vardır. uydulardan için olan malzemeler kaynağa sahiptir

Ve Dünya üzerinde üretilen ve yeniden roketi fırlatıldıktan sonraLEO taşınması yoluyla kimyasal veya elektriksel olarak taşınması beklenir. Özetle, mimarlık seçenekler şunlardır:

Yer : GEO
Enerji koleksiyonu :PV
Uydu : Monolitik Yapısı
Vites : RF
Malzeme ve İmalat : Toprak
LEO Kurulum: RLVs, (Kimyasal GEO için)

Referans sisteminden birkaç ilginç tasarım türevleri vardır:

Alternatif enerji toplama yeri: GEO, çünkü dünyaya gelişinin yakınlığı avantajları en tipik olan yer ve basitleştirilmiş işaretleme ve izleme olanaklarına sahip ve ölçeklenebilirlik tüm küresel talep birkaç kez karşılamak için diğer lokasyonlar önerilmiştir:

Güneş Toprak L1: Robert Kennedy III, Ken Roy ve David Alanları önerdiler ki ; L1 in güneşliği olan bir varyantı Dyson Dots olarak adlandırılmadlır.

MEO: MEO sistemlerinde-uzay araçları ve kiriş destekli tahrik altyapıları için öne sürülmüştür. Örneğin, Royce Jones'un incelemeye bakın.

Ekvator LEO: Japonya'nın SPS 2000, ekvatoral Leo da bir gösteri düzenlenmelidir.

Enerji koleksiyonu: Güneş Enerjisi Uydular için en tipik tasarımlar fotovoltaik içerir.. Bu düzlem (ve genellikle pasif soğutuldu), konsantre edildi (ve belki de aktif soğutmalı) olabilir. Ancak, birden çok ilginç varyantları vardır.

Güneş rüzgar halkası : Ayrıca Dyson-Harrop uydu denir. Burada uydu Güneşten gelen fotonları kullanır.ancak Güneş rüzgarı yüklü parçacıkların yerine elektromanyetik bağlanma yoluyla, büyük döngü akımı oluşturur.

Alternatif uydu Mimarlık : Tipik uydu yapısal bir kafes oluşan monolitik yapı, bir veya daha fazla toplayıcı, bir veya daha fazla verici ve zaman zaman, birincil ve ikincil reflektördür. Alternatif tasarımlar şunlardır:

Küçük uydu sürüleri : Bazı tasarımlar, serbest uçan küçük uydu sürülerini önerir. Bu birçok lazerin yapısında bulunur.

Ücretsiz kayan bileşenleri: Solaren monolitik bir yapıya Birincil yansıma ve iletim reflektörü serbest uçan bir alternatif önermiştir.

Spin sabitleyici : NASA bir spin-stabilize ince film kavramını araştırdı.

Transmisyon: enerji iletimi için en tipik tasarım zeminde bir Alıcı antenlerin için aşağıdaki 10 GHz RF anten üzerinden olandır.

Kurgu

Güneş enerjisi verici uzay istasyonları bilimkurgu eserlerinde Isaac Asimov un eseri "Reason" (1941) da olduğu gibi, ortaya çıktı. Asimov’un kısa öyküsü "Son soru" da Dünya'da kullanılmak üzere sınırsız enerjiyi sağlamak için SBSP kullanımını anlatılır. Ben Bova gerilim filmi PowerSat diğerleri onu sabote etmeye çalışırken, bir güneş enerjisi oluşturma hakkında bir milyarderin hikâyesini anlatır. video oyunu Sid Meier'in Alpha Centauri olarak bilinen versiyonunda, bir şehir iyileştirmek için, oyuncu bir "Orbital Güç Verici" olarak adlandırılan sistemi kullanarak bunu başarabilir. oyuncu sahibi olduğu tüm şehirler için enerji üretimine büyük ikramiye ödülünü kullanarak katkıda bulunabilir. manga ve anime Mobile Suit Gundam 00 da ise ; güneş kolektörleri ve mikrodalga vericilerinin her ikisini birden içeren bir yörünge boyunca, Dünya'nın yüzeyine geri aşağı güç taşıyan güç santralleri ve uzay asansörleri, 24 yüzyılda Dünya için elektriğin ana kaynağıdır. Çeşitli havacılık şirketleri de, kurumsal vizyon videoları için yaratıcı gelecek güneş enerjisi uydularını gösterime sunmaktadır. Boeing Just Wait dahil olmak üzere Lockheed Martin'in The Next 100 yaşında, 1000 Birleşik Fırlatma İttifakı CIS-Lunar.

Kaynakça

İngilizce vikipedia

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik radyasyon</span>

Elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışınım, elektromanyetik dalga ya da elektromıknatıssal ışın bir vakum veya maddede kendi kendine yayılan dalgalar formunu alan bir olgudur. Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ile yayılan enine dalgalardır. Elektromanyetik dalgalar, frekansına göre değişik tiplerde sınıflandırılmıştır. Bu tipler sırasıyla :

Elektromanyetik tayf veya elektromanyetik spektrum (EMS), evrenin herhangi bir yerinde fizik kurallarınca mümkün kılınan tüm elektromanyetik radyasyonu ve farklı ışınım türevlerinin dalga boyları veya frekanslarına göre bu tayftaki rölatif yerlerini ifade eden ölçüt. Herhangi bir cismin elektromanyetik tayfı veya spektrumu, o cisim tarafından çevresine yayılan karakteristik net elektromanyetik radyasyonu tabir eder.

<span class="mw-page-title-main">Lazer</span> ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenek

Lazer ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenektir. İsmini "Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation" kelimelerinin baş harflerinden alır ve bu, "ışığın uyarılmış ışıma ile yükseltilmesi" anlamına gelir. İlk lazer, 1960 yılında Theodore Maiman tarafından Charles Townes ve Arthur L. Schawlow'un teorileri baz alınarak üretilmiştir. Lazerin ışıktan daha düşük mikrodalgafrekanslarında çalışan versiyonu olan "maser" ise Townes tarafından 1953 yılında bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Mazer</span>

Mazer ya da maser, atomların, dışarıdan uyarılması neticesinde dışarıya salınan radyasyon yardımı ile elde edilen, genliği yükseltilmiş elektromanyetik dalga. Mazer, önceleri ilk mazerin mikrodalga frekansında çalışması sebebiyle İngilizce cümlesindeki kelimelerin baş harflerinin alınmasından türetilmiştir. Bugünse işitme frekansından itibaren, görünen ve morötesi frekanslı elektromanyetik bölgelerde dahi aynı prensip tatbik edildiğinden mazer, Molecular amplification by Stimulated Emission of Radiation olarak tarif edilmektedir. Mazer, uyarılmış radyasyon yayılımıyla mikrodalga veya moleküler dalga kuvvetlendirilmesi demektir. Cihaz, hassas olarak tayin edilmiş frekansta mikrodalga osilasyonları (titreşimleri) ve düşük gürültü seviyeli amplifikasyon (kuvvetlendirme) elde etmeyi sağlar. Bu maksatla atomların ve moleküllerin iç enerjisinden faydalanan bir amplifikatör ve osilatör grubu kullanılır. Aletin çalışmasının temel prensibi olan uyarılmış emisyon, uyarılmış haldeki bir atoma, dışarıdan eşit enerjili bir fotonun çarpması sonucu atomun aynı özellikli bir foton yayması şeklinde meydana gelir. Böylece atoma çarpan foton veya dalgalar çarptıkları uyarılmış atomlar tarafından yayılan fotonlarla kuvvetlenir. Bir mazer, gaz veya katı halde aktif bir ortamdan ibarettir. Sistem çeşitli frekanslar halinde elektromanyetik bir radyasyona maruz bırakılır. İçerideki atomların çoğu bu tesirle yüksek enerjili (uyarılmış) hale gelir. Böylece uyarılmış bir frekans meydana gelir. Aktif ortam, rezonans sağlayan bir boşlukla çevrili olduğundan, tek bir çıkış frekansına eşdeğer osilasyon modlu paralel dalgalar meydana gelir. Çok fazla çeşitli, koherent ve tek renk ışık elde etmek amacıyla oluşturulan optik düzenekler mazerdir. Bunların optik frekanslarda çalışanlarına optik mazer veya lazer adı verilir. Birkaç milimetreden daha uzun dalga boyları için rezonatör olarak metal bir kutu kullanılır.Bu kutunun boyutu titreşim modlarından yalnızca biri atomların yaymış oldukları ışınımların frekanslarıyla çalışacak biçimde belirlenir, kutuda yalnızca bir ses frekansında rezonansa uğramış gibi belirli bir mikro dalga frekansında rezonansa gelir.

<span class="mw-page-title-main">Yenilenebilir enerji</span> Bir enerji türü

Yenilenebilir enerji, güneş ışığı, rüzgar, yağmur, gelgitler, dalgalar ve jeotermal ısı gibi karbon nötr doğal kaynaklardan elde edilebilen ve insan zaman ölçeğinde doğal olarak yenilenen kaynaklardan elde edilebilen enerjiye denir. Bu kaynaklar güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, dalga enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerjisi, biyokütle enerjisi olarak sıralanabilir. Bu tür bir enerji kaynağı, yenilenmekte olduklarından çok daha hızlı kullanılan fosil yakıtların tam tersidir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş enerjisi</span> Güneşten gelen, çeşitli teknolojilerde kullanılan parlak ışık ve ısı

Güneş enerjisi, kaynağı Güneş olan ısı ve parlak ışıktır. Güneş'in çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışınım enerjisidir. Güneşteki hidrojen gazının helyuma dönüşmesi füzyon sürecinden kaynaklanır. Güneş'in yüzeyinde güneş radyasyonunun yoğunluğu yaklaşık 6,33 x 107 W/m2dir. Dünya atmosferinin dışında Güneş ışınımının şiddeti, aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m2 (Watt/m2) değerindedir; ancak yeryüzünde 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösterir. Bu enerjinin Dünya'ya gelen küçük bir bölümü dahi, insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazladır. Güneş enerjisinden yararlanma konusundaki çalışmalar özellikle 1970'lerden sonra hız kazanmış, Güneş enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından düşme göstermiş, Güneş enerjisi çevresel olarak temiz bir birincil enerji kaynağı olarak kendini kabul ettirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Uzay aracı</span> araştırma yapmak üzere uzaya gönderilen insanlı veya insansız araçların ortak adı

Uzay aracı ya da uzay gemisi, Dünya'nın atmosferi dışında, özellikle dış uzayda çalışmak üzere tasarlanmış araç ya da makinedir. Uzay araçları insanlı ya da insansız olabilir. Bir uzay aracı telekomünikasyon, Dünya'nın gözlemlenmesi, meteoroloji, yolbul, uzay kolonizasyonu, gezegen keşfi, uzay turizmi, uzay savaşımı, uzay ortamında insan ve kargo taşınması gibi görevler için yapılmış olabilir. Bu tanım aynı zamanda yapay uyduları da kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anten (elektronik)</span> elektrik gücünü radyo dalgaları ile çeviren elektronik aygıt

Elektronikte antenler, boşluktaki elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların iletim hatları içerisinde yayılmasını sağlayan veya iletim hatlarından gelen sinyalleri boşluğa dalga olarak yayan cihazlardır. Antenlerde enerjinin iletimi ve alınması anteni oluşturan metal iletkenlerin uygulanan elektrik akımı ile yüklenmesi ile gerçekleşir. Alıcı antene eşlenen güç sinyalin arttırılması için bir amplifikatöre iletilebilir. Antenler radyo, telsiz ve benzeri kablosuz iletişim cihazlarının temel elemanlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Kojenerasyon</span>

Kojenerasyon, tercihen ısı tüketimi olan yerlerde kullanılan ve aynı zamanda bölge ısıtma ağını yararlı ısıyla besleyebilen elektrik enerjisi ve ısı üretebilen modüler yapılı bir sistemdir. Bu sistem kombine ısı ve güç sistemi ilkesine dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yoğunlaştırmalı güneş enerjisi</span>

Yek-odaklı güneş enerjisi santralleri veya Konsantre güneş enerjisi sistemleri, aynalar ve bu aynalara bağlı güneşi izleme sistemleri vasıtasıyla geniş bir alana düşen güneş ışınlarını nispeten küçük bir alana yansıtma esasına dayanır. Küçük bir alana odaklandırılan güneş ışınları, klasik enerji santrallerinde ısı kaynağı olarak ya da güneş panellerine düşürülerek elektrik enerjisi kaynağı olarak kullanılır.

Kablosuz enerji ya da kablosuz enerji transferi, insan yapımı iletken olmadan güç kaynağından elektriksel alana elektrik transferidir. Kablosuz transfer kabloların bağlantısının uygunsuz, tehlikeli ve imkânsız olduğu durumlarda kullanışlıdır. Kablosuz enerji transferindeki problem kablosuz telekomünikasyondan örneğin radyo gibi farklıdır. İkinci olarak, alınan enerjinin yayılması sadece sinyal çok az olduğunda kritik olur. Kablosuz enerji için yeterlilik çok önemli bir parametredir. Enerjinin büyük çoğunluğu üretilen kaynak tarafından alıcı ya da alıcılara sistemi ekonomik yapmak için ulaşmasında gönderildi. En yaygın kablosuz elektrik transfer şekli manyetik resonator tarafından direkt indüksiyon olarak kullanılmasıdır. Mikrodalgalar ya da lazer formunda elektromanyetik radyasyon ve doğal medya sayesinde elektriksel iletkenlik düşündüğümüz metotlardır.

Isıl ışınım maddedeki yüklü parçacıkların ısıl hareketiyle meydana gelmiş elektromanyetik ışınımdır. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan her madde ısıl ışınım yayar. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan maddelerde atomlar arası çarpışmalar, atomların ya da moleküllerin kinetik enerjisinde değişime neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik üretimi</span>

Elektrik üretimi, elektrik ve diğer kaynaklardan birincil enerji üretme sürecidir. Elektrik üretiminin temel ilkeleri İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından 1820'lerde ve 1830'ların başında keşfedildi. Onun temel yöntemi bugün hâlâ kullanılmaktadır: Elektrik, bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallarına ihtiyaç duyarız. Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar. Fosil yakıtlı santrallar ısı üretimi için doğal gaz, kömür ve petrol yakarlar. Nükleer santrallar da uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santrallar ürettikleri ısıyı, suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondenser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.

<span class="mw-page-title-main">Uzay aracı itki sistemi</span> Uzay aracını ivmelendirmeye yarayan her türlü yönteme verilen ad

Uzay aracı itki sistemi ya da Uzay aracı sevk sistemi, uzay aracını ve uyduları ivmelendirmekte kullanılan her türlü yönteme verilen addır. Pek çok farklı yöntem bulunmaktadır. Her yöntemin bazı sakıncaları ve üstün tarafı vardır ve uzay aracı sevki etkin bir araştırma alanıdır. Ancak, günümüzdeki pek çok uzay aracı, aracın arkasından/geri tarafından bir gazı roket motoru çıkışı yüksek hızda geçirmek suretiyle itki/sevk üretir. Bu çeşit bir motora roket motoru denmektedir.

Fotovoltaik sistem veya PV sistem, güneş enerjisini kullanılabilir enerjiye çeviren sistemdir. PV sistem, birçok bileşenlerin bir araya getirilmesi ile oluşturulur ve güneş panelleriyle güneş ışığını soğurup elektriğe çevirir. Güneş çeviricisi elektriksel akımı doğru akımdan alternatif akıma doğru değiştirmektedir. Bunun gibi birleştirme, kablolama ve diğer elektriksel aletlerin kurulumu çalışan bir sistem oluşturmaktadır. Ayrıca bu sistem güneş takip sistemi ile kendisinin genel performansını artırabilir ve gömülü pil çözümünü de içinde barındırabilir.

<span class="mw-page-title-main">Füzyon roketi</span>

Füzyon roketi, verimlilik ve büyük kütleli yakıtlar taşıma gereksinimi olmaksızın uzayda uzun vadeli ivme sağlayabilecek füzyon enerjisi ile çalışan kuramsal bir roket tasarımıdır. Tasarım füzyon enerjisi teknolojisindeki gelişimin bugünkü sınırların ötesinde ve uzay araçlarının yapımının günümüzdekinden daha büyük ve daha karmaşık olmasına dayanır. Daha küçük ve daha hafif füzyon reaktörleri manyetik hapsetme ve plazma kararsızlığının engellemesi için daha karmaşık yöntemlerin keşfi ile gelecekte mümkün olabilir. Füzyon enerjisi daha hafif ve daha yoğunlaştırılmış alternatifler sağlayabilir.

Ana odak noktası bilim olmasa da epik Star Wars yıldızlararası uzay operasında, ayarlarında hikâye ve bilim ve teknolojisini kullanır. Dizi, filmlerde ve romanlarda, çizgi roman ve diğer medya formlarında genişletilmiş evrende, pek çok teknolojik kavramlar sergilenir. Star Wars filmleri öncelikli amacı, bilimsel bilgiye drama, felsefe, siyaset bilimini daha az sunmaktır. Star Wars evrenini için oluşturulan veya ödünç ekrandaki teknolojilerin çoğu kendi başlarına hikâyenin unsurları olarak arsa cihazları ya da estetik unsurlarını ağırlıklı olarak kullanılmazlar.

<span class="mw-page-title-main">Elektrikle çalışan uzay aracı itki sistemi</span>

Elektrikle çalışan uzay aracı itki sistemi, uzay aracının hızını elektrik enerjisi kullanarak değiştirir. Bu Uzay aracı itki sistemi türündeki pek çok sistem, yakıtı elektrik kullanarak yüksek hızlarda araçtan atmak suretiyle çalışır, ancak örneğin elektrodinamik kablolar ise doğrudan gezegenin Manyetik alanıyla etkileşerek çalışırlar.

<i>Galileo</i> (uzay aracı) Jüpiter gezegenini ve uydularını inceleyen NASA uzay aracı

Galileo uzay aracı veya Galileo projesi, Jüpiter gezegeni ve uydularının yanı sıra Gaspra ve Ida asteroitlerini de inceleyen bir Amerikan robotik uzay sondasıdır. İtalyan astronom Galileo Galilei'den adını alan sonda, bir adet yörünge aracı ve bir adet giriş sondasından meydana gelmektedir. Uzay Mekiği Atlantis tarafından 18 Ekim 1989'da STS-34 kullanılarak Dünya yörüngesine yerleştirildi. Galileo, Venüs ve Dünya'nın yerçekimsel destek geçişlerinin ardından 7 Aralık 1995'te Jüpiter'e ulaştı ve bir dış gezegenin yörüngesine giren ilk uzay aracı oldu.

David R. Criswell Houston Üniversitesi Kendisi Uzay Sistemleri Operasyonları Enstitüsü'nün direktörüdür. ISSO, Houston Uzay Keşif Ortaklığı'nın operasyonel temsilcisidir.