İçeriğe atla

Uyumsuzluk (stratigrafi)

Uyumsuzluk, jeolojik katmanlar arasındaki tabakalanma düzlemi, jeolojik zaman bağlamında düşünüldüğünde önemsiz olan dakikalar, saatler, yıllar ya da onlarca yılık dönemlerde depolanmadaki bir kesikliği gösterebilir. Bununla beraber kimi tabaka istiflerinde çökelimin olmadığı, aşınma ya da her ikisinin birden olduğu zamanları gösteren uyumsuzluk olarak bilinen yüzeyler bulunabilir. Bu uyumsuzluklar belki milyonlarca ya da on milyonlarca yılık uzun jeolojik zaman dönemlerini kaplar. Belirli bir yerdeki jeolojik kayıtlar da tam olmayabilir ve tabakalarla gösterilmeyen herhangi bir jeolojik zaman aralığına hiyatüs denir.

Uyumsuzluk türleri

Disconformity

Diskonformite : Biri diğerine paralel olan daha genç ve yaşlı tabakalar arasında depolanmanın olmadığı ya da aşındığı bir yüzeydir. Daha yaşlı katmanlarla paralel olan genç katmanları ayıran aşınma yüzeyi iyi tanımlanmaz ya da belirlenemezse diskonformite sıklıkla olan bir tabaka düzlemini andırır.

Nonconformity

Nonkonformite: Metamorfik veya magmatik kayaçların kestiği aşınma yüzeyi çökel kayaçlarla örtülür .Bu uyumsuzluk türü sıkı bir şekilde çökel kayaçlarla magmatik sokulumun dokanağını andırır. Kapanımlar ilkesi alttaki magmatik kayaçlar ile üzerlerindeki çökel kayaçlar arasındaki ilişkinin bir sokulum veya aşınma sonucu olup olmadığını belirlemede işe yarar. Sokulum olduğunda magmatik kayaçlar daha gençtir, aşınma durumunda ise çökel kayaçlar daha gençtir. Nonkonformite ile sokulum dokanağını ayırt edebilmek, farklı olay dizileri sunduklarından ötürü çok önemlidir.

Angular unconformity

Angular unkonformite (açısal uyumsuzluk): Daha genç katmanların eğimli ya da kıvrımlı katmanlar üzerine çökeldiği bir aşınma yüzeyidir. Uyumsuzluk yüzeyinin altındaki katmanlar genellikle üsttekilerden daha fazla eğimlenerek açısal uyumsuzluğu oluşturur.

Paraconformity

Parakonformite: paralel katmanların bulunduğu yerde oluşan katmanları ayıran küçük belirgin uyumsuzluktur.

Buttress unkonformite (yapısal uyumsuzluk): Genç yatağın eski katmana karşı tortullanmasıyla meydana gelen yapıdır.

Bikonformite: iki bilinen farklı çağlardan uyumsuzluk yüzeyinin farklı uyumsuzluklar olmakla beraber birbirlerinin üzerine uzandıkları uyumsuzluk çeşididir.

Kaynakça

• Septfontaine M. (1984): Le Dogger des Préalpes médianes suisses et françaises - stratigraphie, évolution paléogéographique et paléotectonique.- Mém. Soc. Helv. Sci. Nat., vol. 97, 121 p. (Birkhäuser éd.)

• Septfontaine M. (1995): Large scale progressive unconformities in Jurassic strata of the Prealps South of lake Geneva: interpretation as synsedimentary inversion structures. Paleotectonic implications.- Eclogae geol. Helv., 88/3, 553-576.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Jeokronoloji</span> kayaların kendisinde bulunan imzaları kullanarak kaya, fosil ve sediman yaşını belirleme bilimi

Jeokronoloji, kayaların kendisinde bulunan imzaları kullanarak kaya, fosil ve sediman yaşını belirleme bilimidir. Mutlak jeokronoloji radyoaktif izotoplarla gerçekleştirilebilirken, göreceli jeokronoloji paleomanyetizma ve kararlı izotop oranları gibi araçlarla sağlanır. Birden fazla jeokronolojik göstergeleri birleştirerek, geri kazanılan yaşın hassasiyeti geliştirilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Buzul</span> büyük kar ve buz kütlesi

Buzul, dağ zirvelerinde yaz kış erimeyen ve yer çekiminin etkisiyle yer değiştiren büyük kar ve buz kütlesidir. Eğimli arazilerde yıllar boyunca biriken kar kütlesinin önce buzkar, sonra da buza dönüşmesiyle oluşur. Buzullar okyanuslardan sonra dünya üzerindeki ikinci büyük su deposu ve en büyük tatlı su deposudur, tatlı suyun % 98,5'ini oluştururlar. Hemen hemen her kıtada buzullara rastlanır. Dünya'nın belirli bölgeleri, bütün yıl erimeyen ve "buzul" adını alan buzlarla kaplıdır. Bunlar kutup bölgeleriyle yüksek dağların tepeleridir. Buzul oluşabilecek bölgenin deniz yüzeyinden yüksekliği, enlemin artmasıyla azalır. Ekvator yakınlarında 0° enlem çevresinde buzullara rastlamak için Runewenzorilerin 4.400 m yüksekliğine çıkmak gerekirken, Alplerde (45°) 2500 m'ye, Norveç'te (60°) 1500 m'ye çıkmak yeterlidir. Kutupta buzullara deniz yüzeyinde rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Gnays</span>

Gnays, yaygın bir başkalaşım kayacı türüdür. Gnays, magmatik veya tortul kayaçlardan oluşan oluşumlara etki eden yüksek sıcaklık ve yüksek basınçlı başkalaşım süreçleriyle oluşur. Gnays, şistten daha yüksek sıcaklık ve basınçlarda oluşur. Gnays hemen hemen her zaman, belirgin bir bölünme olmaksızın, değişen koyu ve açık renkli bantlarla karakterize edilen bantlı bir doku gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Peribacası</span>

Peribacası, ince uzun, kurak havzalardan ve kırgıbayır yüzeylerinden çıkan, vadi yamaçlarından inen sel sularının yeri aşındırmasıyla oluşan bir kaya oluşumudur. Peri bacalarının gövdeleri genellikle yumuşak minerallerden ve tepesi sert, daha zor aşınan kayadan oluşur. Gövdeleri genellikle konik şekle sahiptir. Şekilleri erozyon biçimlerine göre değişir. Farklı mineral katmanları gövdelerinde farklı renklere sebep olabilir. Çapları 1 ila 15 metre arasında değişir, bu sınırlamanın dışına çıkan oluşumlar peri bacası olarak sınıflandırılamazlar. Peri Bacaları esas olarak çölde kuru ve sıcak bölgelerde bulunur. Yaygın kullanımda kukuletalar veya kuleler arasındaki fark, kukuletaların totem direği şeklindeki bir gövdeye sahip olarak tanımlanırken değişken bir kalınlığa da sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Nicolas Steno</span>

Nicolas Steno, , anatomi ve jeoloji dalında öncü Danimarkalı bilimci ve Katolik piskospos.

<span class="mw-page-title-main">Litostratigrafi</span>

Litostratigrafi, birimleri sedimanter, volkanik ve bunların kısmen metamorfize olmuş cinslerinin litolojilerine ve stratigrafik konumlarına göre tanımlanmış birimlerdir. Bir litostratigrafi birimi bir ya da daha fazla litoloji tipinden oluşmuş, kendi içinde bir bütünlük gösteren ve komşu birimlerden bu özelliğiyle ayrılan bir kaya birimidir. Bu birimler genellikle istiflenme kurallarına uyar ve çoğu kez tabakalıdır. Litolojik sınırların dereceli geçişli veya belirsiz olduğu durumlarda sedimanter yapılar, jeomorfolojik özellikler, mineral kapsamı, fosiller ve diğer fiziksel özellikler de bu birimlerin tanımlanmasında kullanılabilir. Fosiller bu durumda litoloji biriminin fiziksel içeriği olarak düşünülür.

<span class="mw-page-title-main">Süperpozisyon prensibi (jeoloji)</span> 13.8 * 109 years (as of 2015 [1]) - 13.799 ± 0.021 billion years

Süperpozisyon prensibi veya süperpozisyon ilkesi, jeolojinin bir bilim olarak gelişmesinde 17. yüzyıl Danimarkalı anatomi bilgini Nicolas Steno'nun (1638-1686) geniş ölçüde yayılan yazılarından ötürü önemli bir dönemdir. Steno taşkın sırasında ırmakların taşkın düzlükleri boyunca yayıldığını ve taşkın düzlüğünde yerleşik organizmaları gömen çökel tabakalarının biriktiğini gözlemiştir. Ardışık taşkınlar önceki çökellerin üzerine gelen ya da depolanan yeni çökel tabakalarını oluşturur. Bu çökel tabakaları taşlaşarak çökel kayaç haline gelir. Bu yüzden bozulmamış bir çökel kayaç tabakası diziliminde en eski tabaka altta ve en genç tabaka üsttedir. Bu üst üste bulunma prensibi katmanların ve içerdikleri fosillerin göreceli yaşlarının belirlenmesi için temeldir.

<span class="mw-page-title-main">Şist</span>

Şist orta dereceden bir tür başkalaşım kayacı'dır. Şist kelimesi Yunanca bir sözcük olan σχίζειν (şizin)'den gelmektedir. Kelimenin anlamı "bölmek"tir. Şist'in anlamının Yunanca "bölmek" olmasının sebebi büyük olasılıkla, şistin alüminyum levhalar halinde kolayca ayrılabilir yapıda olmasından kaynaklanıyordur. Şistler genellikle orta veya büyük, düz, tabaka benzeri tanelere sahiptir. %50'den fazla şist, uzun mineraller içermesiyle tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Doğal kemer</span>

Doğal kemer, doğal ark veya daha az bilinen adıyla kaya kemeri, bir kemerin altında meydana gelen açıklık ile oluşan, doğal bir kaya oluşumudur. Doğal kemerler çoğunlukla iç kesimlerdeki uçurumların, falezlerin, kanatçıkların ya da kaya balyalarının denizden, nehirlerden ya da hava koşullarından kaynaklanan erozyona maruz kaldıkları yerlerde oluşurlar.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç döngüsü</span>

Yer kabuğunu oluşturan üç temel kayaç türü vardır. Bunlar; magmatik kayaçlar, tortul kayaçlar ve başkalaşım kayaçlarıdır. Bu kayaçlar oluştukları günden bugüne kadar geçen zamanda birçok değişikliğe uğramışlardır. Her ne kadar bulundukları yerde hiç hareket etmeden kalsalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdır. Kayaçların oluştukları günden bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu olaya "kayaç döngüsü" denir. Kayaç döngüsünü devam ettiren etken, doğal olaylardır. Kayaç döngüsünün geçtiği evreler:

<span class="mw-page-title-main">Kıvrım (jeoloji)</span>

Kıvrım, normalde düzlemsel olan çökel tabakanın zaman geçtikçe farklı sebeplerle kalıcı deformasyona uğraması sonucu oluşan kavisli litolojik yapıdır. Kıvrımlanma genelde sıkıştırıcı nitelikteki kuvvetlerin basıncı altında zamanla oluşur fakat çökme sonucu ani bir kıvrımlanma da meydana gelebilir. Bazı yerlerde kıvrımlanma o kadar azdır ki, katmanın düzlemle yaptığı eğim çok zor fark edilebilir, ama kimi yerlerdeki kıvrımlanma ise katmanın iki ucunu birbirine dokunduracak kadar güçlüdür. Kıvrımlanmaya etki eden faktörlerden biri de yer çekimidir. Dikey doğrultuda yükselen alanlardaki standart kıvrımların, yer çekiminin etkisiyle oluştuğu bilinmektedir. Değişken boyutlarda olan kıvrımlar, bir kaya içinde mikroskobik boyutta olurken, dağ ölçekli bir kıvrım farklı boyut ve genişlikte olabilir. Kıvrımlar bir yörenin tektonik gelişimini açıklayan en önemli yapısal unsurlardan biridir ve bir kıvrımın oluşumu genelde tek bir süreçle değil, bir dizi sürecin birleşimi sonucunda meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Okyanusal kabuk</span>

Okyanus tabanlarında magmadan gelen malzemenin katılaşması ile oluşan kabuk. Okyanusal kabuk dünyanın bir parçası olan litosfer kabuğunun üzerinde bulunan okyanus havzalarıdır. Mafik kayaçlardan ya da demir ve magnezyum açısından zengin olan sima dan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Sokulum</span>

Sokulum, yerkabuğunun içinde magmanın kristalleşmesiyle meydana gelir. Magma yavaş yavaş toprak içinde bulabildiği herhangi bir çatlak veya boşluk içine iterek derin, bazen bir şekilde, milyonlarca yıl sürebilecek bir işlem, mevcut ülkede taşları bastırır. Kayayı yavaş yavaş bir buz gibi soğutur, magmanın farklı parçaları mineraller içine kristalize eder. Birçok dağ, örneğin Kaliforniya'da Sierra Nevada gibi, çoğunlukla büyük granitten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Jeolojik yapı</span>

Jeolojik yapı ya da jeolojik formasyon doğal yollarla oluşan yeryüzü şekilleri ve yapılardır. Belirli oranda kaya içerirler.

<span class="mw-page-title-main">Jeolojik kayıt</span>

Stratigrafi, paleontoloji ve diğer doğa bilimlerindeki jeolojik kayıt, kaya katmanlarının tüm katmanlarına atıfta bulunur. Diğer bir deyişle,volkanizma veya ayrışma kırıntılarından Türetilen tortunun birikmesiyle ortaya çıkan tortular. Bu, tüm fosil içeriğini ve Dünya'nın tarihi hakkında sağladığı bilgileri içerir: geçmiş iklimi, coğrafyası, jeolojisi ve yüzeyindeki yaşamın evrimi. Süperpozisyon yasasına göre tortul ve volkanik kaya katmanları üst üste çökelmiştir. Magmatik kayaçlar tarafından girilebilen ve tektonik olaylarla bozulabilen katılaşmış (yetkin) bir kaya sütunu haline gelmek için zamanla sertleşirler.

Türkmenistan'ın jeolojisi iki farklı jeolojik bölge içerir: Karakum veya Güney Turan Platformu ve Alpin Orojenezi.

<span class="mw-page-title-main">Katman</span>

Katman : Jeolojide ve ilgili alanlarda, belirli litolojik özellikler veya tabaka yüzeyleri veya tabaka düzlemleri olarak bilinen görünür yüzeylerle ayrıldığı bitişik tabakalardan ayıran özelliklerle karakterize bir kaya veya tortu tabakasıdır. Uluslararası Stratigrafik Kılavuz'un yayınlanmasından önce, daha eski yayınlar bir tabakayı ya tek bir yatağa eşdeğer ya da birkaç yataktan oluşan olarak tanımlamıştır. Kalınlığı 1 cm'den fazla olan ve yatağın bir parçasını oluşturan bir tabaka olarak veya hem yatağı hem de tabakayı içeren genel bir terim olarak kullanılmıştır.