İçeriğe atla

Uykuda boşalma

Gece emisyonuyla kirlenmiş iç çamaşırları

Islak rüya olarak da bilinen uykuda boşalma, gece emisyonu veya ihtilam, uyku esnasında kendiliğinden oluşan, erkeklerde orgazm ile boşalmayı, kadınlarda ise vajinal ıslanma veya orgazmı (ya da her ikisini) içeren durum. Gece emisyonları en çok ergenlik döneminde ve erken genç yetişkinlik yıllarında görülür ancak ergenlikten sonra herhangi bir zamanda da olabilir. Erkeklerin ıslak bir rüya sırasında uyanmaları ya da uyumaya devam etmeleri mümkündür ancak bazı araştırmacılar kadınlarda ıslak rüyanın sınıflandırılması için orgazm sırasında uyanma ve orgazmın gerçekleştiğini fark etme kriteri belirlemiştir. Sadece vajinal ıslanma, kadının orgazm olduğu anlamına gelmemektedir.[1]

Ejakülatın yapısı

Gece emisyonları sırasında üretilen ejakülatın toplanmasındaki zorluk nedeniyle, nispeten az sayıda çalışma ejakülat yapısını incelemiştir.[2][3] İdiyopatik anejakülasyonu (nedeni belirsiz boşalamama durumu) olan 10 erkeğin gece emisyonu örneklerinin incelendiği bir çalışmada, meni konsantrasyonunun aynı erkeklerden penil titreşim stimülasyonu ile elde edilmiş meni örnekleri ile eşit olduğu bulunmuştur. Gece emisyon örneklerindeki spermlerin hareketliliği ve normal morfolojiye sahip olma oranları ise daha yüksek çıkmıştır.

Sıklık

Ayrıntılı bir çalışmada, erkek ve kadınların gündelik rüyalarının yaklaşık %8'inin bir tür cinsel aktivite içerdiği bildirilmiştir. Hem erkekler hem de kadınlar arasındaki seks rüyalarının yüzde dördü orgazm ile sonuçlanmaktadır.[4]

Erkeklerde

Gece emisyonlarının sıklığı oldukça değişkendir. Bazı kaynaklar durumun 1-2 haftalık bir süre boyunca cinsel olarak aktif (cinsel ilişki veya mastürbasyon) olunmadığında ortaya çıktığını bildirmiştir. Bazı erkekler ergen iken çok sayıda gece emisyonu yaşadığını bildirmiş, diğerleri ise hiç yaşamadıklarını rapor etmiştir. ABD'de erkeklerin %83'ü hayatlarının bir döneminde gece emisyonları yaşamaktadır.[5] Gece emisyonu yaşayan erkeklerde, ortalama sıklık 15 yaşındaki bekâr erkekler için haftada 0,36 kez (yaklaşık üç haftada bir) ile 40 yaşında bekâr erkekler için haftada 0,18 kez (yaklaşık beş buçuk haftada bir) olarak değişir. Evli erkeklerde değerler, 19 yaşındakiler için ortalama haftada 0,23 kez (ayda yaklaşık bir kez), 50 yaşındakiler içinse haftada 0,15 (yaklaşık her iki ayda bir) arasında değişmektedir.[6] Dünyanın bazı bölgelerinde gece emisyonları daha yaygındır. Örneğin, Endonezya'da yapılan araştırmalar, erkeklerin %97'sinin 24 yaşına kadar gece emisyonu yaşadığını göstermiştir.[7]

Bazı erkeklerin sadece belirli bir yaşta emisyonları varken diğerleri ergenlik sonrası yaşamları boyunca bu emisyonlara sahiptir. Bir kimsenin gece emisyonu geçirme sıklığı, kesin olarak mastürbasyon sıklığı ile ilişkilendirilmemiştir. Alfred Kinsey, mastürbasyon frekansları ile gece emisyonlarının frekansları arasında bir miktar korelasyon olabileceğini bulmuştur. Genel olarak gece emisyonlarının en sık görüldüğü erkeklerde mastürbasyon oranları daha düşük olabilir.

Erkeklerin gece emisyonlarını etkileyebilecek faktörlerden biri testosteron bazlı ilaç kullanımıdır. Finkelstein et al. tarafından 1998 yılında ergenlik gecikmesi yaşayan çocuklar üzerinde yürütülmüş bir çalışmada, testosteron dozlarının artırılması sonucunda gece emisyonlarını bildiren erkek çocuk sayısında artış gözlemlenmiştir. İlaç almamış deneklerin %17'sinden ıslak rüyalar rapor edilirken, yüksek doz ilaç almış deneklerin %90'ına kadarı durumu rapor etmiştir.[8]

Erkeklerin %13'ü gece emisyonu nedeniyle ilk boşalmalarını yaşamaktadır.[9] Kinsey, gece emisyonu ile ilk boşalmalarını yaşayan erkeklerin, mastürbasyon yoluyla ilk boşalmalarını yaşayan erkeklerden daha yaşlı olduğunu keşfetmiştir. Çalışma, gece emisyonundan kaynaklanan böyle bir ilk boşalmanın, fiziksel uyarım yoluyla bu tür erkekler için gelişimsel olarak mümkün olandan bir yıl veya daha fazla geciktiğini göstermektedir.[10]

Kadınlarda

Kadınlarda gece emisyonlarının sıklığı, tıpkı erkeklerde olduğu gibi değişkendir. 1953'te seks araştırmacısı Alfred Kinsey, soru sorduğu kadınların yaklaşık %40'ının bir veya daha fazla gece orgazmı veya ıslak rüya yaşamış olduklarını rapor etmiştir. Durumu yaşadıklarını bildirenler, ıslak rüyaların genellikle yılda birkaç kez meydana geldiğini, ilk deneyimin 13 yaş kadar erken görülebileceğini ve genellikle 21 yaşında meydana geldiğini belirtmiştir. Kinsey, kadın gece orgazmlarını tanımlarken uyku sırasında kişiyi uyandıracak olma kıstasını kullanmıştır.[1]

Araştırmalar, erkeklerin kadınlara kıyasla daha sık ve yaygınca spontan noktürnal cinsel deneyimlere sahip olduğunu bulmuştur. Kadın ıslak rüyalarının kesin olarak tanımlanması erkek ıslak rüyalarına göre daha zor olabilir; çünkü boşalma genellikle erkek orgazmı ile ilişkilidir, vajinal ıslanma ise orgazmı göstermeyebilir.[1][11]

Kültürel görüşler

Gece emisyonları hakkında çok sayıda kültürel ve dinî görüş vardır. Aşağıda bazı bakış açılarının sınırlı bir özeti bulunmaktadır.

Romalılar

Antik Roma'da gece emisyonu, De rerum natura adlı eserde Lucretius tarafından belirtildiği üzere oldukça doğal olarak algılanmıştır:

Olgun yaşın yumurtalarda yarattığı tohum

Başlarsa ergenlik çağında çıtırdamaya, dıştan

Özdeşler gelir türlü gövdelerden, yaklaşır

Ergin delikanlıya, çıkar ortaya çiçeklenen

Bir renk, bir güzel yüz. İşte bunlar, tohumla

Dolmuş, şişmiş damarları uyarır, başlar

Sevişmede görülen boşalma, bir akıntı kirletir

Üstünü, gelişmişse, beslenmişse gövdemiz uyanır

Olgunluk evresinde yumurtalarda tohum. Nesneler

Değişik uyarılar, kımıldamalar yapar.

Titus Lucretius Carus, De rerum natura

Yahudi ve Samârîlik

İbranice Kutsal Kitap'ta bahsi geçen Musa Kanunu'na göre, gece emisyonu olan bir adamın dinî açıdan kirlendiği (טומאה; ṭumah) kabul edilir:

16 “ ‘Eğer bir adamdan meni akarsa, bedeninin tümünü yıkayacak ve akşama kadar kirli sayılacaktır. 17 Üzerine meni bulaşan her giysi ya da deri eşya yıkanacak, akşama kadar kirli sayılacaktır. 18 Bir adam kadınla cinsel ilişkide bulunurken menisi akarsa, ikisi de yıkanacak ve akşama kadar kirli sayılacaklardır.

— Levililer 15:16-17

9 “Düşmanlarınızla savaşmak üzere ordugâh kurduğunuzda, her kötülükten sakınacaksınız. 10 Aranızda gece menisi boşaldığı için dinsel açıdan kirli biri varsa, ordugâhın dışına çıkıp orada kalsın. 11 Akşama doğru yıkansın, gün batımında ordugâha dönsün.

— Tesniye 23:9-11

Erken Hristiyanlık

Augustinus, erkeklerdeki gece emisyonlarının mastürbasyondan farklı olarak bir erkeğin vicdanını kirletmediğini; çünkü gönüllü eylemler olmadıklarını ve bu nedenle günah olarak kabul edilmeyeceklerini düşünmüştür.[12]

İslam

Islak rüyalar (Arapça: إحتلام: ihtilam) İslam'da bir günah değildir. Oruç tutan bir kişinin (Ramazan ayında veya başka bir zamanda) mastürbasyon veya cinsel ilişki sırasında boşalması orucu bozarken, gece emisyonu orucu bozan bir neden değildir.[]

Buna karşılık bazı dinî ritüellerin gerçekleştirilmesinde önce arınma ayini yapılması gerekmektedir. Müslüman âlimlerce, her boşalmanın cünüplük durumuna yol açtığı ve Müslümanların Kur'an'ın herhangi bir ayetini okumadan veya namaz kılmadan önce boy/gusül abdesti alması gerektiği kabul edilir.[]

Kaynakça

  1. ^ a b c "Do women have wet dreams, too?". Go Ask Alice!. 7 Mayıs 1999. 20 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2012. 
  2. ^ Meng (2013). "Fresh semen quality in ejaculates produced by nocturnal emission in men with idiopathic anejaculation". Fertility and Sterility. 100 (5): 1248-52. 
  3. ^ Hovav (1999). "Nocturnal sperm emission in men with psychogenic anejaculation". Fertility and Sterility. 72 (2): 364-5. 
  4. ^ "Sexual Activity Reported In Dreams Of Men And Women". ScienceDaily. 15 Haziran 2007. 16 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2020. 
  5. ^ Sexual Behavior in the Human Male. 1948. s. 190. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014. 
  6. ^ Sexual Behavior in the Human Male. 1948. s. 190. 4 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014. 
  7. ^ "Knowledge about Human Reproduction and Experience of Puberty" (PDF). Indonesia Young Adult Reproductive Health Survey 2002–2003. Badan Pusat Statistik (BPS-Statistics Indonesia), Jakarta, Indonesia; National Family Planning Coordinating Board, Jakarta, Indonesia; Ministry of Health, Jakarta, Indonesia, ORC Macro, Calverton, Maryland, U.S. s. 27. 8 Ocak 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Nisan 2011. 
  8. ^ Finkelstein (1998). "Effects of Estrogen or Testosterone on Self-Reported Sexual Responses and Behaviors in Hypogonadal Adolescents". The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism. The Endocrine Society. 83 (7): 2281-2285. 6 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2011. 
  9. ^ Sexual Behavior in the Human Male. 1948. s. 190. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014. 
  10. ^ Sexual Behavior in the Human Male. 1948. s. 299. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014. 
  11. ^ "Nocturnal Orgasm...or...Female wet dream?". Newsvine. Eylül 2009. 6 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2012. 
  12. ^ This view is confirmed by the Protestant theologian Philip Schaff. S.23 11 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Vajina</span> kadın genital sisteminin bir kısmı

Vajina, memelilerde dişi genital sisteminin esnek ve kaslı kısmıdır. Vajina, insanlarda vulvadan servikse kadar uzanır. Dış vajinal açıklık normalde kısmen himen adı verilen bir zarla örtülüdür. Dip ucunda serviks vajinaya doğru çıkıntı yapar. Vajina cinsel ilişki ve doğumun gerçekleşmesini sağlar. Aylık âdet döngüsünün bir parçası olarak insanlarda ve insanlara yakın akraba olan primatlarda meydana gelen âdet kanamasını da yönlendirir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan penisi</span> erkek üreme ve cinsel organı

İnsan penisi, erkek bireylerde, görünür kısımda yer alan eşey ve üreme organı yapısıdır. İdrar ve üreme salgısı kanalıyla, bunun çevresini saran süngerimsi bir yapıda kan damarlarınca zengin bir üreme organıdır. Penisin ucunda yer alan açıklıktan hem idrar hem de meni ayrı zamanlarda dışarıya atılır. Penis uyarıldığında damarların kanla dolmasıyla büyür ve sertleşir. Buna sertleşme (ereksiyon) denir. Sertleşen penis içindeki meninin dışarı atılmasına boşalma (ejakülasyon) denir.

<span class="mw-page-title-main">Eşcinsellik</span> Aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantiklik, cinsel çekim ya da cinsel davranış

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Mastürbasyon</span> cinsel organın uyarılması

Mastürbasyon, sürtünme yoluyla cinsel ilişki olarak, cinsel organın genellikle orgazm oluncaya kadar uyarılması eylemidir. Tek başına, kendi kendine veya başka biri tarafından el yoluyla ve parmaklama), ayak yoluyla ya da cinsel ilişkiye girmeden vücudun başka kısımlarıyla veya seks oyuncağıyla yapılabilir. Karşılıklı mastürbasyon, bir cinsel partnerle yapılan mastürbasyondur ve bir partnerin cinsel organlarının elle uyarılmasını içerebilir veya penetratif olmayan bir seks biçimi olarak kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Orgazm</span> Yoğun cinsel uyarı sonucunda ulaşılan, kişiye maksimum zevk veren fizyolojik ve psikolojik durum

Orgazm, cinsel uyarı sonucunda ulaşılan ve kişiye zevk veren fizyolojik ve psikolojik durumdur. Pelvis bölgedeki ritmik kas kasılması ile sonuçlanır. Orgazm, cinsel deneyimin en üst düzeyidir. Bu durum, genellikle erkeklerde ereksiyon (sertleşme) sonrası yaşanan boşalma, kadınlarda ise klitoris ve G noktasının uyarılması sonucu vajinada kasılmalar olması ile gerçekleşir. Orgazm sırasında her iki cinste de kızarma, nefes ve kalp hızının artması, istemsiz kasılmalar, bazen de titreme gibi fiziksel etkiler beraber görülür. Orgazma cinsel ilişki ya da mastürbasyon ile ulaşılabilir. Orgazm durumu 10 ila 20 saniye arası kadar sürer. Ama kullanılan bazı ilaç ve kremlerle bu süre uzatılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel ilişki</span> üreme, cinsel zevk veya her ikisi için gerçekleştirilen çiftleşme eylemi

Cinsel ilişki, cinsel birleşme, çiftleşme, vajinal seks veya sadece seks, bir erkeğin sertleşmiş penisinin, uyarılmış bir kadın vajinasının içine girmesini kapsayan, cinsel zevk ya da üreme amaçlı yapılan bedensel ilişkidir. Bunun yanı sıra, diğer penetrasyon tehlikesi içeren anal seks, oral seks, parmaklama, dildo kullanma gibi cinsel aktiviteler de eşcinsel veya heteroseksüel olmasına bakılmaksızın bir cinsel birleşme olarak kabul edilirler.

Erken boşalma, prematür ejakülasyon veya ejaculatio praecox, en sık rastlanan cinsel işlev bozukluğudur. Erken boşalma, cinsel bir yetersizlik değildir. Boşalma üzerinde kontrolün az sağlanması veya sağlanamamasıdır. "Erken"i tanımlayan tek tip bir sınır yoktur, ancak Uluslararası Cinsel Tıp Derneği'ndeki uzmanların fikir birliği, "penetrasyondan yaklaşık bir dakika sonra boşalma" tanımını onaylamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

<span class="mw-page-title-main">Biyoloji ve cinsel yönelim</span>

Biyoloji ve cinsel yönelim, biyolojinin insan cinsel yöneliminin gelişimindeki rolünü inceleyen araştırma konusudur. Cinsel yönelimin kökeni olarak kesin bir şekilde tek bir ana sebep veya kaynak bulunamamıştır. Çeşitli araştırmaların sonuçları farklı hatta çelişen noktalara işaret etmektedir. Bilim insanları cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu üstüne hipotez kurmuştur. Cinsel yönelimin nedenlerini açıklama konusunda biyolojik teoriler daha çok benimsenmiştir ve biyolojik faktörler, genetik faktörlerle erken rahim ortamının kompleks etkileşimini içerebilir. Heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel veya aseksüel yönelimin gelişimiyle bağlantılı olabilen bu faktörler genleri, doğum öncesi hormonları ve beyin yapısını kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sakal</span> Yüz kılı

Sakal, genellikle erkeklerin çene, yanak, boyun ve üst ve alt dudak kısımlarında büyüyen kıllara verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Kunnilingus</span> oral seks türü

Kunnilingus, kadın cinsel organının ağızla uyarılması ile gerçekleştirilen oral seks biçimidir. Eğer cunnilingus kendi başına yapılırsa, eyleme autocunnilingus denir. Klitoris kadın cinsel organları arasında en hassas bölgedir ve stimülasyonu kadının uyarılması ve orgazmı ile sonuçlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Doğum öncesi hormonlar ve cinsel yönelim</span>

Doğum öncesi hormonal teori, belli hormonların fetüsün cinsiyet farklılaşmasında rol oynaması gibi kişinin cinsel yönelimine de etki ettiğini söyler. Doğum öncesi hormonlar cinsel yönelimin ana belirleyicisi olabilir ya da genler, biyolojik faktörler, çevresel ve sosyal durumlarla birlikte yardımcı bir faktör olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nöroloji ve cinsel yönelim</span>

Cinsel yönelim, bir bireyin, cinsellikle ilgili davranışlarını, düşüncelerini ve/veya duygularını kapsayan kişisel veya toplumsal kimliğini ifade eder. İnsanların cinsel yöneliminin gelişiminin nasıl olduğu ve mekanizmaları belirsizliğini sürdürmektedir. Bu konuda ortaya atılan birçok teori kurgusal ve tartışmalıdır. Ama nöroloji bilimindeki gelişmeler sonucu cinsel yönelimle bağlantılı karakteristikler açıklanabilmektedir. Araştırmalar insanların cinsel yönelimiyle ilgili yapısal sinirler bağlantılar, fonksiyonel ve/veya bilişsel ilişkiler keşfetmiş ve gelişimsel teoriler ortaya atmıştır.

Hiperseksüalite, cinsel dürtüleri çok artmış ya da cinsel aktivitesi son derece sık veya aniden beliren kişileri nitelendirmek için kullanılan terimdir. Hiperseksüaliteye bazı tıbbi durum ve uygulamalar neden olabilmesine rağmen, çoğu durumda nedeni bilinmemektedir. Bipolar bozukluklar gibi ruhsal sağlık sorunları hiperseksüalitenin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Ayrıca alkol ve bazı ilaçlar kişilerdeki sosyal ve cinsel çekingenlikleri etkileyebilir. Bir dizi hiperseksüaliteyi açıklamak veya tedavi etmek amacıyla bazı teorik modeller kullanılmıştır. Özellikle popüler medyada en yaygın olan kanı, bu kişilerin cinsel bağımlı olduklarına dair yaklaşımdır fakat bu kanı üzerinde seksolojistler herhangi bir görüş birliğinde bulunmamaktadır. Bu durum için yapılan açıklamalar genel olarak, eylemin kompulsif davranışlar ve dürtüsel davranış modelleri olduğu yönündeki teorileri içerir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel uyarılma</span> cinsel aktivite sırasında veya beklentisiyle cinsel arzunun uyarılması

Cinsel uyarılma, cinsel aktivite beklentisiyle cinsel arzunun uyarılmasıdır. Cinsel ilişki için hazırlık olarak vücutta ve zihinde birtakım fizyolojik tepkiler oluşur ve bu süreç boyunca devam eder. Erkek uyarılması sertleşmeye neden olur. Kadın uyarılmasında vücudun tepkisi meme başı, vulva, klitoral ereksiyon, vajinal duvarlar ve vajinal yağlama gibi cinsel dokulardır. Zihinsel uyarıcılar, dokunma gibi fiziksel uyarıcılar ve hormonların iç dalgalanması cinsel uyarılmayı etkileyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kinsey ölçeği</span>

Kinsey ölçeği ya da diğer adıyla Heteroseksüel-Homoseksüel Derecelendirme Ölçeği, bir kişinin cinsel yönelimini belirli bir deneyime veya bir uyarıcıya verdiği reaksiyona göre tanımlamak için kullanılan ölçek. Ölçek 0 ila 6 arasındadır; 0 sadece heteroseksüel, 6 sadece homoseksüel anlamına gelir. Kinsey Raporlarının hem erkek hem de kadın versiyonlarında "X" olarak nitelendirilen, "sosyo-cinsel temas veya tepki yok" anlamına gelen bir ölçüt daha vardır. Raporlar ilk olarak Sexual Behavior in the Human Male (1948) adlı kitapta Alfred Kinsey, Wardell Pomeroy ve diğerleri tarafından yayımlandı. İnsan Erkeğinde Cinsel Davranış'ta (1948) yayınlandı. Daha sonra kitabın kadın versiyonu olan Sexual Behavior in the Human Female (1953) kitabında da yer aldı.

<span class="mw-page-title-main">Surata boşalma</span> başkasının yüzüne boşalmayı içeren cinsel aktivite

Surata boşalma veya surata attırma, bir erkeğin bir veya daha fazla cinsel partnerinin yüzüne meni boşalttığı bir cinsel aktivitedir. Surata boşalma, penetratif olmayan bir seks şeklidir, ancak genellikle vajinal seks, anal seks, oral seks, manuel seks veya mastürbasyon gibi başka bir cinsel uyarılma yönteminden sonra gerçekleştirilir. Ayrıca pornografik filmlerde ve videolarda düzenli olarak, genellikle bir sahneyi kapatmanın bir yolu olarak tasvir edilir.

Erotofobi, 1970'lerin sonlarında ve 1980'lerin başlarında bir dizi araştırmacı tarafından cinsellikle ilgili tutum ve inançların sürekliliği üzerindeki bir kutbu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Sürekliliğin modeli, bir uçta erofobi ve diğer uçta da erotofili ile temelde kutuplaşmış bir hattır.

Seks ve uyuşturucunun tarihi eski insanlara kadar uzanır ve insanlık tarihi boyunca iç içe geçmiştir. Hem yasal hem de yasadışı, uyuşturucu tüketimi ve bunların insan vücudu üzerindeki etkileri arzu, performans, zevk, hamile kalma, gebelik ve hastalık dahil olmak üzere seksin tüm yönlerini kapsar.

Cinsel terapi, cinsel işlevin geliştirilmesi ve cinsel işlev bozukluklarının tedavisi için kullanılan bir terapi stratejisidir. Bu, erken boşalma, geç boşalma, sertleşme bozukluğu, cinsel ilgi veya uyarı eksikliği, ağrılı cinsel ilişki gibi işlev bozukluklarını içerir. Ayrıca, cinsel ilgi alanlarına uymayan cinsel ilgi alanları (parafili), cinsel kimlik ve yönelim gibi konularda yaşadıkları sorunları ele alan, aşırı aktif libido veya hiperseksüalite, cinsel özgüven eksikliği ve cinsel istismarın üstesinden gelme ; yaşlanma, hastalık veya engellilikle ilişkili cinsel sorunları içerir.