İçeriğe atla

Uygur edebiyatı

Uygur edebiyatı, Uygurların tarih içinde olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazındır. Burkancılık (Budizm) ve Manihaizmin yanında Nasturilige ait eserlere de pek az olarak rastlanır. Çeviriler önce, Sanskritçe, Toharca, Tibetçe ve Soğdakca'dan yapılmıştır. Bu arada yazı da değişmiş, bengü taşlarında kullanılan Köktürk yazısının yerini Soğdak yazısından geliştirilmiş bulunan Uygur yazısı almıştır. Uygur yazısı yanında az da olsa Köktürk, Brahmi, Tibet, Soğdak ve Mani yazıları da kullanılmıştır.

Uygur Devleti yerleşik yaşamı benimseyen ilk Türk topluluğudur. Budizm ve Maniheizm'i benimsemişlerdir.

Çin'den sonra matbaayı geliştirerek ikinci kez kullanılan ve hareketli harfleri icat ettiler. 840 yılında Kırgız Türkleri tarafından yıkıldılar.

Budizm ve Maniheizm Uygurların hem mimari alanında hem de savaşçı özelliklerini kaybetmelerinde etkili olmuştur.

Kırgızlar Uygurları yıkarak Türk yurdunun Moğolların eline geçmesine neden olmuşlardır. Bu yüzden Türk tarihinde olumsuz anılmışlardır.

Karluk ve Basmiller ile birleşerek 2. Göktürk Devletini yıkan Uygurlar Orhun bölgesinde Uygur Devleti‘ni kurdular. Kurucuları Kutluk Bilge Kül Kağan, merkezleri Ordubalıktır. Bilge Kül Kağan’dan sonra Moyençur başa geçmiş, onun döneminde Müslüman Araplar ile Çinliler arasında Talas Savaşı yaşandığından, Abbasilere yenilen Çinliler güç kaybına uğramışlardı. Bögü Kağan devrinde Uygur Türkleri ile Çin arasında iyi ilişkiler kuruldu ve ticaret iyice gelişti. Bögü Kağan Çin'e yardım amacıyla Tibet Seferi'ne çıkmaya karar verdi. Mani dini avlanmayı, et yemeyi ve savaşmayı yasaklayan bir dindir.

Mani Dininin Uygurlar Üzerindeki Etkileri

  • Uygurlar savaşçı anlayışlarını bıraktılar.
  • Yerleşik hayata geçtiler.
  • Yerleşik hayata geçmeleriyle Uygurlar ticaret, bilim, sanat ve edebiyat gibi birçok alanda geliştiler.

Uygur Devleti'nin (Orhun Bölgesi) Yıkılışı

840 yılında bir başka Türk kavmi olan Kırgızlar Uygur Devletine son verdiler. Kırgızların Orhun Bölgesinden kovmalarıyla Uygurlar, Kansu ve Turfan bölgelerine göç etmek zorunda kaldılar.

Turfan (Doğu Türkistan) Uygur Devleti

Kırgızlar tarafından kovulan Uygurların bir bölümü Turfan Bölgesi’ne gelerek, burada yeni bir devlet kurmaya karar verdiler ve bunu başardılar. Bu devletleri de Moğollar tarafından 1207'de yıkıldı. Uygurlar günümüzde Doğu Türkistan diye anılan bu bölgede Çin’e bağlı özerk bir bölge olarak yaşamaktadır.

Uygurlarla ilgili diğer önemli hususlar

Uygurlar 18 harfli Uygur Alfabesini hazırladılar. Cengiz Han’ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğolları devlet teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler. Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğu olarak bilinmektedir.

Uygur Devleti'nin Bayrağı

Orta Çağ'da Orta Asya'da ileri bir uygarlık kuran Uygurlar, önceleri Kuzey Moğolistan'da yaşıyorlardı. Hun İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Göktürklerin buyruğu altına girdiler. Sonra onlara karşı ayaklanarak bağımsız bir devlet kurdular (740). Diğer Türk boylarını da buyrukları altına alarak güçlendiler. Yüz yıl kadar Moğolistan'a egemen olan Uygurlar, Çinlilerle de ilişki kurdular.

9. yüzyılın ortalarında Kırgızlarla Tibetlilerin saldırısına uğrayarak yıkılan Uygur Devleti ortadan kalkınca Uygurlar batıya göçtüler (840) ve dağınık küçük devletler kurdular. Sonunda bütün Uygurlar Cengiz Han zamanında Moğol egemenliğine bağlandılar. Böylece son Uygur Devleti de 13. yüzyılın başında ortadan kalktı (1212).

O zamandan beri bir daha bağımsız olamayan Uygurlar, bugün Çin'in kuzeybatısında Sinkiang eyaletinde Çin egemenliği altında yaşamaktadır.

Uygur Uygarlığı

Uygurlar sanat, yapı ve yönetim işlerinde ileriydiler. Bu alanlarda öteki Türk boylarına öncü olmuşlardı. Doğu Türkistan'da yapılan kazılarda bulunan eserler, Uygur sanat ve edebiyatının yüksek bir düzeye ulaştığını gösteren tanıtlardır. Uygurlar 18 harfli bir alfabe kullanırlardı. Bugünkü Moğol ve Mançu alfabeleri Uygur alfabesinden alınmadır. Gene bu kazılarda bulunan tahta harfler Uygurların 8. yüzyılda kitap bastıklarını göstermektedir.

Uygurlar Buda dinine bağlıydılar. Mani dininden olanları da vardı. Uygurca yazıların çoğu bu dinlerle ilgilidir. Ama Müslümanlık Uygurlar arasında yayıldıktan sonra içlerinde bu dine bağlı bilim adamları da yetişti. Uygur fikir adamları Arapça ve Hintçeden çeviriler yaptılar. Uygurlardan kalan en önemli eser Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'idir.

Kutadgu Bilig (Mutlu Olma Bilgisi)

Yusuf Has Hacip tarafından Uygurca yazılmış ilk Türk mesnevisidir (1069) Batı Uygurlarının (Karahanlılar) hakanı Ebu Ali Hasan'a sunulan eser, sembolik dört kişi üzerine düzenlenmiştir: 1. hakan Küntoğdı (doğru yasa); 2. vezir Aytoldı (mutluluk); 3. vezir Aytoldfnın oğlu ögdülmüş (akıl); 4. Zahit Odgurmuş (yaşamın sonu).

Bunlar arasındaki konuşmalarla toplumu meydana getiren bireylerin ödev ve sorumlulukları ve çağın yaşam felsefesi dile getirilmiştir. Kutadgu Bilig'in Uygurca ve Arapça yazmaları bulundu. 13. yüzyılda kopya edilmiş olan Arapça Fergana yazması en güvenilir olanıdır. Üç önemli yazmanın tıpkıbasımı ile Türkçe çevirisi Türk Dil Kurumunca yayımlandı.

Notlar

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Uygur Kağanlığı</span> 8.-9. yüzyıllarda varlığını sürdürmüş bir Türk kağanlığı

Uygur Kağanlığı, 8.ve 9. yüzyılların ortaları arasında yaklaşık bir yüzyıl boyunca var olan bir Türk imparatorluğuydu. Çinliler tarafından Jiu Xing, dokuz Oğuz veya Dokuz Tuğluk olarak adlandırılan bir kabile konfederasyonuydu.

<span class="mw-page-title-main">Kırgızistan tarihi</span>

Türk tarihinin bilinen en eski kavimlerinden biri olan Kırgız Türkleri, Çin kaynaklarında “Ge-kun”, “Kie-kun”, “K’i-ku”, “Hegu” adıyla geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Has Hacib</span> Kutadgu Biligin yazarı devlet adamı

Yusuf Has Hacib, Türk tarihi ve kültürü açısından son derece önemli olan Kutadgu Bilig siyasetnamesini yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yuan Hanedanı</span> Mogol hanlığı, Cengiz Hanın torunu Kübilay Han tarafından kuruldu

Yuan Hanedanı ya da Kubilay Hanlığı, 1280-1368 yılları arasında Çin'i egemenliği altına alan Moğollar tarafından kurulmuş hanedan.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Karluklar</span> Orta Asyada göçebe Türk boylarının bir federasyonu

Karluklar, 766-1215 yılları arasında, Orta Asya'da varlığını sürdüren Türk boylarıdır. "Karluk" adı Arap kaynaklarında "حارلوق Harluk", Farsça eserlerde "حاللوه Halluh", Çin yıllıklarında ise "Géluólù" biçimlerinde kullanılmıştır. Kadim Türk çağlarında Karluklara "Üç Oğuz" yani "Üçboy" da denilmiştir. Türkçe anlamı "karlık" olan Karlukların Türk soyundan geldiği ve bir Gök-Türk boyu olduğu Çin kaynağında (T'ang-shu) belirtilmiş ve oturduğu saha olarak Altaylar'ın batısındaki Kara-İrtiş ve Tarbagatay havalisi gösterilmiştir. Karluklar burada üç kabileden kurulu bir birlik halinde bulunuyorlardı. Daha İstemi zamanında Türk hakimiyetinin Hazar'ın kuzeyi ve Maveraünnehir'e doğru genişlemesinde şüphesiz büyük rolleri vardır. 630-680 yılları arasında, diğer Türk boyları gibi kendi başlarına buyruk olarak zaman zaman Çin'e karşı geldikleri görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bögü Kağan</span>

Bögü Kağan veya Buğu Kağan veya Tengri Kağan ve daha sonra Alp Külüg Bilge Kağan, 759–779 yılları arasında Uygur Kağanlığı'nın kağanı olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kırgız Kağanlığı</span>

Kırgız Kağanlığı (Kırgızca: Улуу Кыргыз Дөөлөтү; Çince: 黠戛斯汗國 ya da Kırgız hanlığı, 840 yılında Ötüken ve çevresini ele geçirerek merkezi Asya'da kurulan Türk devleti. 840 yılında Uygurlar'ı yıkan Kırgızlar, Uygur topraklarının ele geçirerek, Kırgız Kağanlığını kurdular.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı</span> 7. ve 8. yyde hüküm sürmüş Türk devleti

İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı, Çin egemenliğine giren Göktürkler Kutluk Kağan zamanında yeniden bağımsızlığına kavuştu. Bu yüzden bu devlete "Kutluk Devleti" de denir.

<span class="mw-page-title-main">Karahoca Uygur Krallığı</span> 9.-13. yüzyıllar arasında var olmuş bir Türk devleti

Karahoca (Gaochang) Uygur Krallığı, 9.-13. yüzyıllarda bugünkü Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurların egemenliğinde var olmuş devlet.

Karahanlı Türkçesi, Hakaniye Türkçesi, Karahanlıca veya Hakaniye lehçesi, Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10.-15. yüzyıllar arası Orta Türkçe dönemidir. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkologlar, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanlı Türkçesi, Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır.

Göç Destanı, bir Uygur destanıdır. Türeyiş Destanı’nın devamı niteliğindedir. Destanda, Türklerin kutsal taşı Çinlilere verince Tanrı tara­fından cezalandırılması, açlık ve kuraklığın başlaması ile ana vatanlarından göç etmeleri anlatılır.

Tun Bağa Tarkan 779—789 yılları arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Uygur tarihindeki ilk siyasi darbe ile başa gelmiş ve kağanlığı yöneten Yaglakar uruğunun hâkimiyetine son vererek, Göktürk asilzadelerinden Aşide Beŋü ve Tonyukuk gibi devlet adamlarının nesli olan Arslanlar (Aşide) uruğu Uygur tahtını ele geçirmiştir. Ancak Yaglakar uruğundan bir kağan tarafından evlat edinildiği için Çin kaynaklarında Yaglakar uruğuna mensup olduğu kayıtlıdır.

Taryat Yazıtları ya da Terhin Yazıtları, Moğolistan'ın Arhangay ilinin Doloon Mod bölgesindeki Terhin Irmağı'nın yakınlarında bulunan Orhun alfabesi ile yazılan Uygur yazıtlarıdır. Bu yazıt Uygur kağanı Bayan Çor Kağan tarafından sekizinci yüzyılın ortalarında taşa işletilmiştir.

Alp Külüg Bilge Kağan, 805-808 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten Uygur kağanı. Tanrıda Uluğ Bolmış Alp Kutluk Bilge Kağan'ın vârisi olarak toplanan Türk Toyu tarafından tahta çıkarılmıştır. Çin kaynaklarında kendisinden 滕里可汗 yani Tengri Kağan olarak bahsedilmektedir. 808 yılına kadar iktidarda kalan bu hükümdar yerini Alp Bilge Kagan'a bırakmıştır. kendisinden önceki kağanın siyasetini devam ettirmiş ve ülkenin iktisadi kalkınmasına önem verip döneminin şartlarına nazaran Uygur Kağanlığı'nda nispeten bir refah dönemi başlatmıştır. Bu dönemde İç Asya'nın önemli ticaret merkezleriyle bağlantı sağlanmıştır.

Alp Bilge Kağan, Boy Kağan ya da tam adıyla Ay Tengride Kut Bolmış Alp Bilge Kağan, 808-821 yıl arasında Uygur Kağanlığı'nı 13 yıl yöneten Uygur kağanıdır. Dönemine göre, tahtta uzun süre kalmasının yanında diktirdiği üç dilli Karabalsagun Yazıtı sayesinde, hayatı hakkında sadece Çin kaynaklarından değil, bu yazıttan da birçok bilgi edinilebilmektedir. Çin kaynaklarında kişisel adı 保義可汗 şeklinde yazılır, Bǎoyì kè hán biçiminde transkript edilen bu ad Rus Türkologlar tarafından Boy Kağan (Boyhan) olarak çevrilmiştir. Döneminde özellikle devlet yönetiminde aygucı etkin bir rol oynamış, Kağanlık Aygucısı Inançu Külüg Çigsi dönemin Uygur siyasetinin en önemli figürlerinden biri hâline gelmiştir.

Küçlüg Bilge Kağan, 821-824 yılları arasında babası Alp Bilge Kağan'ın ölümünden sonra tahta geçen Uygur kağanıdır. Hakkındaki bilgiler, Çin kaynakları ve Karabalasagun Yazıtı'ndan elde edilmiştir. Karabalasagun Yazıtı'na göre adı "Tengride Kut Bolmış Küçlüg Bilge Kağan"dır. Küçlüg Bilge Kagan, Uygur kağanlığının iç durumunu düzeltmek için samimi olarak gayret göstermiştir. Özellikle Uygur-Çin münâsebetlerine büyük önem vermiştir. Ancak bu sayede kağanın döneminde ülkede iktisadi bir zenginlik oluşsa da, ülke varlıklarının özellikle gereksiz düğün masraflarıyla harcanması sonucu Uygur Kağanlığı gerileme dönemine girmiştir.

Üge Kağan, 839-845 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten Uygur kağanıdır. Tarihçilere göre Üge, son meşru Uygur kağanıdır. Yaşadığı dönemde, Uygur kağanlığı çöküş devresini tamamlayıp tamamıyla yıkılma evresine girmiştir.

Uygur mimarisi, 8. yüzyıldan itibaren yerleşik hayata ilk geçen Türk topluluğu olan Uygurların mimari tarihini ve günümüzde Uygurların yaşadıkları Sincan Uygur Özerk Bölgesi ve diğer bölgelerdeki özgün mimariyi kapsar.