Özgüven, kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları, hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi, genel bir kavram olarak da düşünülebilir.
Kaygı, endişe ya da anksiyete, hoş olmayan bir iç çatışma durumu ile karakterize olan, sıklıkla ileri geri ilerleme gibi sinirsel davranışların eşlik ettiği bir duygudur. Bu durum, beklenen olaylar karşısında öznel olarak hoş olmayan dehşet duygularıdır.
Anne ya da ana, bir çocuğu doğuran, bakımını üstlenen veya kendi doğurmadığı bir çocuğu evlat edinen ve bakımını üstlenen kadın. Genlerin yarısı anneden gelir. Bir çocuğu evlat edinen veya eşinin kendinden olmayan çocuklarına annelik yapan kadınlara üvey anne denir. Tanımlama amacıyla kullanılan bu terim çocuklar veya ebeveynler tarafından tercih edilmeyebilir. Bu durumda üvey olsun ya da olmasın ilgili şahıs, anne olarak adlandırılır. Bir çocuğun dünyaya gelmesinde yumurta hücresi kullanılan ve genellikle çocuğu dünyaya getiren anneye öz anne, tıbbi olarak da fizyolojik anne denir. Yumurta hücresini sağlamayan ve başka bir annenin çocuğunu dünyaya getiren kişiye de taşıyıcı anne denir. Taşıyıcı anneler, genellikle annelik haklarından feragat ederler ve bu işlemi, ya çocuk sahibi olamayan bir yakınlarına yardımcı olmak ya da maddi kazanç elde etmek için uygularlar.
İntihar veya özkıyım, bir bireyin, neticesinin ölüm olacağının bilincinde olarak, kendisinin ölümüne yol açacak bir eylem yapmasıdır. Risk faktörleri arasında; majör depresif bozukluk, akıl hastalıkları, bipolar bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları gibi akıl hastalıkları, alkolizm ve madde bağımlılığı bulunmaktadır. Bireyin kendisine yönelik bir saldırganlık hâli olan intihar davranışı, birçok şiddet davranışının aksine her yaştan kişiyi etkilemekte olup, bireyin bilerek ve isteyerek kendi hayatına son vermesi olarak da tanımlanabilir.
Küçük düşürme ya da tezlil etme kelime anlamı olarak, karşıdakini hakir görme, onun duruşunu veya prestijini küçümseme fiilidir. Ancak sözcüğün utanç duygusuyla da çok yakından ilgisi vardır. Küçük düşürme, insan egosunu aşağıladığı için genellikle pek hoş bir deneyim değildir.
Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.
Utanç, içinde bulunulan durumdan kurtulmak isteme durumudur. Bir insan herhangi bir olaya karşı iç açıcı olmayan duygular besliyorsa bu kişi böyle bir durum karşısında utanç duygusu yaşayabilir. Utanç, çoğu zaman benzer durumlara karşı gösterilebilir. Fakat bu, kişinin genetik yapısı ya da çevresel koşullarla değişmeler yaratabilir. Utanç duygusunu yaşama eylemine ise "utanma" adı verilir.
Hâlinden memnunluk, bir insanın bulunduğu fiziksel ve ruhsal durumdan hoşnut olma duygusudur. Bu duyguya sahip olan kişi kendini kaygı, ihtiyaç veya arzu duygularından arınmış hisseder. Sevinç ve mutluluk kavramlarına kıyasla daha kendi hâlinde bir hoşnutluk hâlidir. Kişiyi rahatsız edecek kuvvetler azaltılmış ve bir denge hâline ulaşılmıştır.
Pişmanlık, bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissetmesi; "Keşke öyle yapmasaydım!" diye düşünmesidir. Pişmanlık bir eylemi yerine getirmekten dolayı ortaya çıktığı gibi, eylemsizlikten dolayı da ortaya çıkabilir. "Keşke bir şey yapsaydım!" şeklindeki bir düşünce de pişmanlık olarak değerlendirilir.
Cesaret, aynı zamanda yiğitlik, kararlılık, ataklık ve dayanıklılık özelliklerini de içeren, korku, acı, risk, belirsizlik veya tehdit ile başa çıkabilme yeteneğidir.
Gurur, Türkçede iki farklı konotasyona sahip olan bir sözcüktür. Negatif konotasyon, en basit tanımıyla kibir ve kendini beğenme anlamlarına gelir. Pozitif konotasyonsa övünme ve övünç anlamına gelir.
Empati, eşduyum ya da duygudaşlık, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır.
Akılcı (Rasyonel) Duygusal Davranışçı Terapi, Albert Ellis tarafından geliştirilmiş br psikoterapi yöntemidir.
Hoşnutluk; bir davranıştan, bir durumdan ya da birinden memnunluk duymak, şikayetçi olmamak. Hoşnut olma durumu.
Kleptomani bir kişinin belirli bir neden olmaksızın gösterdiği istemsiz hırsızlık davranışıdır. Ruhbilimde dürtü kontrol bozukluğu sınıfında incelenen bu olgu, kişisel kullanım ve ekonomik kazanç gibi gereksinimlerden bağımsız biçimde ortaya çıkmaktadır. Olgu, kaygı ve yeme bozukluğuyla da ilişkilendirilmektedir.
Anormal psikoloji, zihinsel bir bozukluğu tetikleyen veya anlaşılmayabilecek alışılmadık davranış, duygu ve düşünce kalıplarını inceleyen psikolojinin bir dalıdır. Birçok davranışın anormal olduğu düşünülse de, psikolojinin bu dalı tipik olarak klinik bağlamdaki davranışlarla ilgilenir. Anormal veya aykırı kabul edilen davranışları anlama ve kontrol etme konusunda uzun bir geçmiş tarihi vardır ve alınan yaklaşımda genellikle kültürel farklılıklar vardır. Anormal psikoloji alanı, farklı koşullar için birden fazla nedeni tanımlar, genel psikoloji alanından ve başka yerlerden çeşitli teoriler kullanır ve hala çok sayıda “anormal” ile kastedilene bağlıdır. Geleneksel olarak psikolojik ve biyolojik açıklamalar arasında, zihin-beden sorununa ilişkin felsefi bir düalizmi yansıtan bir ayrım vardır. Zihinsel bozuklukları sınıflandırmaya çalışırken farklı yaklaşımlar da vardır. Anormal üç farklı kategori içerir; subnormal, olağanüstü ve paranormaldirler.
Psikolojik şiddet, failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.
Bebek bezi fetişizmi, bir tür giysi fetiş veya paraphilic infantilism. Bebek bezi fetişi olan bir kişi, bebek bezinden ve / veya kullanımından zevk alır. DSM-IV'e göre çocuk bezi giymeyi bir aşağılama biçimi olarak zorlamak bazen cinsel mazoşizmde karşılaşılan bir davranıştır. Ancak bebek bezi fetişizmi ile ilgili herhangi bir atıf DSM-5'te kaldırılmıştır. Eylül 2015 itibarıyla, Huffington Post Arts & Culture, toplum içinde bilgilendirici olarak kabul edilen bebek bezi fetişleri hakkında bir röportaj yayınladı. Bu giyim fetişi karanlık olsa da, bebek bezi fetişistleri özel olarak veya fetişe ortak bir ilgi paylaşan bir ortakla davranırlar.
İnsan cinsel eylemi, insanların cinselliklerini deneyimleme ve ifade etme biçimidir. İnsanlar, çok çeşitli nedenlerle, tek başına yapılan faaliyetlerden başka bir kişiyle değişen sıklıkta farklı davranışlara kadar çeşitli cinsel eylemlerde bulunurlar. Cinsel eylem, genellikle uyarılmış kişide cinsel uyarılma ve fizyolojik değişikliklere neden olur, bunlardan bazıları telaffuz edilirken bazıları daha kısaltılır. Cinsel eylem, partner bulma veya çekme stratejileri veya bireyler arasındaki kişisel etkileşimler gibi bir başkasının cinsel ilgisini uyandırmayı veya başka birinin cinsel yaşamını geliştirmeyi amaçlayan davranışları ve faaliyetleri de içerebilir. Cinsel eylem, cinsel uyarılmayı takip edebilir.
Kişilerarası ilişki, bir kişinin başka toplum fertleri ile bilişsel ve fiziksel olarak devamlı etkileşimde olması durumudur. Bu tür ilişkiler genellikle insan türünün "ait olma" içgüdüsüne paralel olarak oluşturduğu sözlü veya sözsüz ilişkiler ağını kapsar. Bu ilişkiler duygu, düşünce tarzları ve davranış tarzları ekseninde gelişme gösterir. Kişilerarası ilişkilerde ilk izlenimler kilit bir rol oynar; ilk izlenimler genellikle fiziksel çekicilik, yakınlık, benzerlik ve saygınlık başlıkları altında oluşur.