İçeriğe atla

Urfa Adamı

Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi'nde sergilenen Urfa Adamı Heykeli.

Urfa Adamı, diğer adıyla Balıklıgöl Heykeli, Şanlıurfa ili Balıklıgöl kazı alanı civarında 1990'lı yıllarda bulunan, gerçek insan boyutlarında ve formundaki tarih öncesi heykeldir.

193 cm boyu, 54 cm genişliği ve 63 cm kalınlığındaki kireç taşından heykelin nerede, nasıl ve ne amaçla yapılıp kullanıldığını kestirmeye yardım edecek herhangi bir somut veri yoktur.[1] M.Ö. 11.000 ila 9.500’lü yıllar arasında yontulduğu tahmin edilmektedir.[2] Gerçek insan boyutlarında ve formunda yapılmış (bilinen/bulunan) en eski heykeldir.[2] Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde sergilenir.[3]

Balıklıgöl’ün hemen kuzeyinde, eski Urfa evlerinin altında, büyük su kaynaklarının yanında olduğu anlaşılan Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'e ait büyük bir yerleşimde ortaya çıkarılmıştır. Üç ana parçaya kırılmış halde bulunmakla birlikte genel bütünlüğünü korumaktadır.

Bir erkeği betimlediği düşünen heykelin yüz hatları tam belirgin değildir. Derin göz çukurlarına siyah obsidyen parçalar yerleştirilmiştir.[4] Göğüs bölgesinde V şeklinde takıyı andıran bir şekle sahiptir. Ayakları yoktur. Saçları ve sakalı kazınmış (tıraşlı) ve ağızsız olarak resmedilmiştir. Ağzının olmaması konusuna, yüzde maske olduğu için ağzın görünmediği, betimlenen kişinin bazı sırları sakladığının göstergesi olduğu[5] gibi açıklamalar getirilmiştir. Elleri göbek hizasında önden bitişiktir. Heykelin sergilendiği Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nin eser kataloğunda "heykelin esas olarak erkek cinselliğini sembolize ettiğinden kuşku yoktur" ifadesi yer almaktadır.[1]

Keşif

Heykel inşaat çalışmaları sırasında bulunmuştur ve buluntu yeri tam olarak kaydedilmemiştir, ancak yakınlardaki Urfa Yeni-Yol Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A alanından gelmiş olabilir. Burası Urfa çevresinde bilinen diğer Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A yerleşimlerinden çok uzakta değildir: Göbekli Tepe (yaklaşık 10 kilometre) ve Gürcütepe. 1993 yılında Balıklıgöl'deki Yeni Yol caddesinde, 1997'den itibaren bir Çanak Çömlek Öncesi Neolitik alanın araştırıldığı aynı yerde keşfedildiği bildirilmektedir.[6] Heykelin MÖ 9000 yıllarına ait olduğu düşünülmektedir ve genellikle dünyanın bilinen en eski heykeli olduğu iddia edilmektedir.[7][8]

Bağlam

Urfa Adamı'ndan önce, Löwenmensch heykelciği (yaklaşık MÖ 40.000), Dolní Věstonice Venüsü (yaklaşık MÖ 30.000), Willendorf Venüsü (yaklaşık MÖ 25000) veya gerçekçi Brassempouy Venüsü (yaklaşık MÖ 25000) gibi Üst Paleolitik dönemden çok sayıda küçük boyutlu heykelcik bilinmektedir.

Urfa Adamı'ndan biraz daha sonra, Çanak Çömlek Öncesi Neolitik C, Ain Ghazal Heykelleri gibi antropomorfik heykeller Levant'tan bilinmektedir.

Detaylar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Denk, Erdem (2 Nisan 2022). "Balıklıgöl Heykeli". aktuelarkeoloji.com.tr. 29 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2022. 
  2. ^ a b "Urfa Adamı: Urfa Adamı Heykeli haberi". Arkeolojik Haber. 25 Ağustos 2019. 9 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2022. 
  3. ^ "Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi - Şanlıurfa". Kulturportali.gov.tr sitesi. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2022. 
  4. ^ Özcan, Emine Sonnur (Temmuz 2014). "Göbeklitepe" (PDF). Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Ekim 2022. 
  5. ^ Özdemir, Muammer; Arslantaş, Yüksel (20 Mayıs 2021). "NEOLİTİK DÖNEM ÖLÜM RİTÜELLERİNDE MASKE". Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 31 (2): 1041-1054. doi:10.18069/firatsbed.870365. ISSN 1300-9702. 17 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2022. 
  6. ^ Collins, Andrew (2014). Gobekli Tepe: Genesis of the Gods: The Temple of the Watchers and the Discovery of Eden (İngilizce). Simon and Schuster. s. 66. ISBN 9781591438359. 
  7. ^ Garrard-Burnett, Virginia; Yildirim, Yetkin (2011). Flying with Two Wings: Interreligious Dialogue in the Age of Global Terrorism (İngilizce). Cambridge Scholars Publishing. s. 133. ISBN 9781443832243. 
  8. ^ Schmidt, Klaus (2006). Sie bauten die ersten Tempel. Das rätselhafte Heiligtum der Steinzeitjäger. Die archäologische Entdeckung am Göbekli Tepe. München: Beck. s. 288. ISBN 978-3-406-68806-5. 9 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Adana Arkeoloji Müzesi</span> Arkeoloji müzesi

Adana Arkeoloji Müzesi, günümüzde Adana'nın Seyhan ilçesinin Döşeme Mahallesi'ndeki eski Millî Mensucat Fabrikası'nda bulunan müze kompleksinde hizmet vermekte olan bir müzedir.

<span class="mw-page-title-main">Göbeklitepe</span> Dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu

Göbeklitepe veya Göbekli Tepe, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Şanlıurfa ilinin 18 km kuzeydoğusunda, Haliliye ilçesine bağlı Örencik köyü yakınlarında yer alan Neolitik bir arkeolojik sit alanıdır. MÖ 9600–9500 civarına tarihlenen Göbeklitepe, dünyanın şu ana kadar bilinen en eski tarihî yapısıdır. Bazı popüler kaynaklarda "tarihin sıfır noktası" nitelendirmesiyle de anılmaktadır. Yapıt, dünyanın bilinen en eski megalitleri olan taş sütunlarla, bir dizi büyük dairesel yapıdan oluşmaktadır. Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a ait olduğu düşünülen bu yapıda T biçimindeki 10-12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları ise taş duvarlarla örülmüştür. Yapının merkezinde daha yüksek boyda olan iki dikilitaş, karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, eller ve kollar, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartılarak veya oyularak betimlenmiştir. Bölgede yapılan kazılarda çıkartılan bazı heykel ve taşlar, günümüzde Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Cilalı Taş Devri</span> tarihöncesi bir devir

Cilalı Taş Devri veya bilimsel adıyla Neolitik Çağ, tarih öncesi çağlardan biridir. Neolitik Çağ veya Yeni Taş Devri Taş Devri'nin Avrupa, Asya ve Afrika'daki son bölümü olan arkeolojik bir dönemdir. Neolitik çağ, dünyanın çeşitli yerlerinde bağımsız olarak ortaya çıkmış gibi görünen geniş kapsamlı gelişmelerden oluşan Neolitik Devrimi gördü. Bu "Neolitik paket" çiftçiliğin başlayışını, hayvanların evcilleştirilmesini ve avcı-toplayıcı yaşam tarzından yerleşik tarza geçişi içeriyordu.

<span class="mw-page-title-main">Çatalhöyük</span> Konya, Türkiyede bulunan tarihi yerleşim yeri

Çatalhöyük, bugün Konya'nın Çumra ilçesine bağlı Küçükköy yakınlarında, milattan önce 7000 yıllarından itibaren Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı'nda yerleşim yeri olarak kullanılmış arkeolojik kalıntılardır.

Nevali Çori, Şanlıurfa ilinin Hilvan ilçesine bağlı Güluşağı mahallesinin hemen kuzeybatısında bulunan bir höyüktür. Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce Fırat'ın bir kolu olan Kantara Deresi'nin iki yanında yer almaktaydı. Dere höyüğü ikiye bölmüş durumdadır. Yerleşme, derenin doğu yakasında 90 X 40 metre boyutlarında, batı yakasında ise daha küçük bir alandır. Bu yerleşmelerden büyük olanı (doğu) Nevali Çori I, batı taraftaki ise Nevali Çori II olarak adlandırılmaktadır. Yerleşmenin arkeolojik olarak en önemli tabakaları, beş yapı katı olarak izlenen, Nevali Çori I olarak tanımlanan kesimdeki Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ tabakalarıdır. Bu tabakalarda yürütülen kazı çalışmaları ve buluntular üzerinde yapılan analizler, Nevali Çori neolitik halkının esas olarak avcı - toplayıcı yaşam tarzını sürdürmekle birlikte, tarım ve hayvancılık yaptığını ortaya koymaktadır. Ortaya çıkarılan mimari kalıntılar ise Orta Fırat Havzası'nın Erken Neolitiği hakkında önemli bilgiler vermiştir. Özellikle, Göbekli Tepe, Urfa – Yeni Mahalle, Karahan, Sefer Tepe, Hamzan Tepe ve Taşlı Tepe gibi arkeolojik alanlarda benzerleri görülen T biçimli sütunların yer aldığı kült binası önemli bir keşif olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Halaf kültürü</span>

Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.

<span class="mw-page-title-main">Coba Höyük</span>

Coba Höyük, Gaziantep il merkezinin yaklaşık 45 km. batı kuzeybatısında, eski adı Keferdiz olan Sakçagözü bucağına 3 km. mesafede yer alan bir höyüktür. Orta boy bir höyük olan Coba Höyük, 140 x 90 metre boyutlarında ve 9 metre yüksekliğinde bir tepedir. Bazı arkeolojik metinlerde Sakçegözü ya da Sakçagözü olarak de geçen höyük bu adı, İslahiye Ovası'nın devamı olan Sakçagözü Ovası'ndan almıştır. Ova, Amanos Dağları ve Sof Dağı'ndan kaynaklanan ve güneyde Asi Nehri'ne dökülen küçük derelerin yer aldığı verimli bir ovadır.

Akarçay Tepe Höyük ya da Akarçay Höyük, Şanlıurfa il merkezinin batısında, Birecik ilçesinin 15 km. güneyinde bulunan bir höyüktür. Yaklaşık 350 x 150 metre büyüklüğündeki höyük 6 metre yüksekliktedir. Çanak çömlek yayılımına göre yerleşmenin 2,9 hektarlık bir alana yayıldığı belirtilmektedir.

Fikirtepe Höyüğü, İstanbul İli'nin Anadolu yakasında, Kadıköy İlçe merkezinin birkaç kilometre doğusunda, Fikirtepe Tepesi'nin doğu kenarında yer alan bir düz yerleşmedir. Denizden 26 metre yükseklikteki yayvan bir tepenin güney-güneydoğu kesiminde, Kalamış Koyu'nda Marmara Denizi'ne dökülen Kurbağalıdere'ye doğru uzanan yamaçta bulunmaktaydı. Günümüz yerleşiminin altında kalmış ve tümüyle tahrip olmuştur. Yerleşmenin Kalamış Koyu'na mesafesi 1.300 metre, Kadıköy Koyuna ise 2 km.dir. eski çağlarda çevrenin ormanlık olduğu, bu yüzden balıkçılık, avcılık ve sınırlı ölçüde de olsa tarım olanaklarına sahip olduğu düşünülmektedir.

Menteşe Höyüğü, Bursa İl merkezinin doğu-kuzeydoğusunda, Menteşe Köyü'nün yaklaşık 500 metre güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Yenişehir Ovası'nın kuzeybatısında olup, 100 x 4 metre boyutlarındadır. Ilıpınar Höyüğü'ne 25 km. mesafededir. Yakın zamanlara kadar tepenin birkaç yüz metre mesafesinde bataklık bir alan vardı. Bu bataklık alan antik çağlarda geniş bir alana yayılmış bir göldü. Höyük'te ele geçen buluntular İznik Müzesi'nde sergilenmektedir.

Salat Cami Yanı, Diyarbakır İli, Bismil İlçesi'nin yaklaşık 20 km. doğusunda, Dicle'nin bir kolu olan Salat Çayı kıyısında yer alan bir höyüktür. Höyükteki Neolitik yerleşim alanı 220 x 130 metrelik bir alana yayılmıştır. Kazı çalışmaları başlamadan önce höyükten sürekli olarak toprak alınması ve yapılaşma sonucunda tepenin büyük bir kısmı ortadan silinmişti.

Uğurlu / Zeytinli, Çanakkale İli'ne bağlı Gökçeada'nın batı tarafında, Uğurlu Köyü'nün 900 metre doğu-kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Uğurlu Limanı'ndan yaklaşık olarak 1.400 metre, Ada'nın merkezine 23–24 km. uzaklıktadır. Bölge yerel olarak Zeytinli Mevkii olarak bilinmektedir. Yerleşme İsa Tepe'sinin doğu yamacında, bir yamaç yerleşmesi görünümündedir. Çanak çömlek buluntularına bakılarak 300 x 100 metrelik bir alana yayılmış olduğu söylenmektedir. Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek buluntuları ise 100 x 100 metrelik bir alanda görülmektedir. Uğurlu / Zeytinli, şimdilik Doğu Ege Adaları'daki en eski yerleşmedir. Neolitikleşmenin Avrupa'ya aktarımından çok önemli bir konum göstermektedir. En erken yerleşimin Anadolu'dan gelen göçle MÖ 6.500 yıllarında başladığı anlaşılmaktadır. Bu yerleşim MÖ 5.000 dolaylarında Anadolu'dan bağımsız şekilde gelişen bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi</span> arkeoloji ve mozaik müzesi

Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, mevcut eserlerin 1948 yılında toplanmaya başlanması ile birlikte ilk olarak 1969 yılında açılmıştır. Şanlıurfa Müzesi, Türkiye’nin en büyük kapalı alan ve sergi salonuna, Türkiye’nin en büyük canlandırma sayısına ve gezi güzergahı olarak 4.5 km ile Türkiye’nin en uzun gezi güzergahına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Karahantepe</span>

Karahantepe veya Karahan Tepe, Türkiye'nin Şanlıurfa ilinde yer alan arkeolojil sit alanıdır. Halk arasında Kürtçe adı "Girê Keçel" olarak bilinmektedir. Şehir merkezine 46 km uzaklıkta olan Karahantepe, ilk kez 1997 yılında Bahattin Çelik tarafından keşfedildi. Neolitik dönemden kaldığı düşünülen 250 dikilitaşın bulunduğu alanda ilk kazı çalışmaları Eylül 2019'da başladı.

Harbetsuvan Tepesi, Türkiye'nin Şanlıurfa ilinin Eyyübiye ilçesi sınırları içinde yer alan bir arkeolojik sit alanıdır. Kazılarda Çanak Çömleksiz Neolitik dönem A evresi (PPNA) ve Çanak Çömleksiz Neolitik dönem B evresine (PPNB) tarihlendirilen ve Göbeklitepe'nin III. ve II. tabakalarında görülen "T" şekilli yapılara rastlanmıştır. İlk belirlemelere göre sit alanının günümüzden en az 11.000 yıl önce yerleşim gördüğü ortaya çıkarılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Amratian kültürü</span>

Amratian kültürü, ayrıca Naqada I olarak da adlandırılır, MÖ 4000-3500 yılları arasına tarihlenen tarih öncesi Yukarı Mısır kültürüdür. Amratian kültürü adını, el-Badari'nin yaklaşık 120 km güneyindeki arkeolojik kazı alanı el-Amrah'dan almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İlithiya Mağarası</span>

İlithiya Mağarası, ayrıca İlithiya'nın Mağarası da bilinir, Yunanistan'ın Girit adasında doğum tanrıçası Eileithyia'ya adanmış, Neolitik çağdan Roma dönemine kadar kullanılmış, Geç Minos döneminde tapınma için kullanılan kutsal bir mağaraydı. Mağara içindeki kaya oluşumlarının kadın figürlerine benzediği, en belirgin olarak merkezde ayakta duran bir kadın olarak görünen bir dikit olduğu öne sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A</span> arkeolojik kültür

Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A (PPNA), Levant ve Anadolu'daki Neolitik kültürünün erken dönemlerinde, y. 12.000 – y. 10.800 yıl öncesine, yani MÖ 10.000-8800 yıllarına tarihlenmektedir. Arkeolojik kalıntılar Bereketli Hilal'in Levant ve Yukarı Mezopotamya bölgelerinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">'Ain Ghazal Heykelleri</span>

Ayn Gazal heykelleri Amman, Ürdün'deki Ayn Gazal arkeolojik alanında keşfedilen, yaklaşık 9000 yıl öncesine tarihlenen bir dizi büyük ölçekli kireç alçı ve kamış heykeldir. Çanak Çömlek Öncesi Neolitik C dönemine aittir. 1983 ve 1985 yıllarında, yaklaşık 200 yıl arayla oluşturulan iki yeraltı deposunda toplam 15 heykel ve 15 büst keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ege sanatı</span> Bronz Çağı boyunca Ege Denizi yöresinde yaratılan sanat

Ege sanatı, Bronz Çağı boyunca, yani MÖ 11. yüzyıla kadar, Antik Yunan sanatından önce Ege Denizi'ni çevreleyen topraklarda ve içindeki adalarda yaratılan sanattır. Çoğunlukla modern Yunanistan topraklarında bulunduğu için bazen Yunan Bronz Çağı sanatı olarak da adlandırılır; ancak sadece Miken Yunanlıları sanatını değil, aynı zamanda Yunan olmayan Kiklad ve Minos kültürlerinin sanatını da içerir.