İçeriğe atla

Urbach-Wiethe hastalığı

Urbach-Wiethe hastalığı: Göz kapaklarında diziler oluşturan verrüler ile yüz derisi bulguları

Urbach-Wiethe hastalığı (lipoid proteinosis; hyalinosis cutis et mucosae), otosomal resesif yolla aktarılan kalıtsal bir hastalıktır. Deri ve mukozalarda hyalinsi (glikoprotein) bir maddenin birikmesiyle oluşan plaklar ve minik kabarıklıklar (verrüler) saptanır.[1][2]

Tüm yüz derisinde küçük ve sarı balmumunu anımsatan plaklar vardır. Hyalinsi madde birikmeleri göz kapakları kenarlarında boncuk gibi sıralanan verrüler oluştururlar.[3] Larinks birikmesi nedeniyle 0-3 yaşlarda ses kalınlaşması belirir. Deri ve mukozalarda kırılgandır; deride sikatrisleşen büller (su kesecikleri) ve püstüller (irinli su kesecikleri) oluşur. Deri giderek kalınlaşır ve sararır. Saçlar ve sakallar dökülür. Yüzde akne benzeri lezyonlar oluşur.[4][5][6]

Dudaklarda, yumuşak damakta ve farinkste papüller oluşur. Ağız mukozasında da sarımsı-beyaz nodüller vardır. Hyalinsi madde birikmeleri dişeti büyümelerine neden olabilir.[7] Dudaklarda ve dilde fissürler (çatlaklar) oluşur. Madde birikmesi nedeniyle dil büyüktür (makroglossi), papillaları siliktir (atrofi) ve hareketleri kısıtlıdır. Hyalinsi maddenin biriktiği frenulumlar kalınlaşır. En büyük tükürük bezi olan parotisin kanalına biriken hyalinsi madde tükürük akımını engeller.[4][5][6][8]

Beyin temporal loblarında kalsifikasyonlar saptanır. Psikiyatrik sorunlar, epileptik ataklar ve bellek sorunları vardır.[4][5]

Kaynakça

  1. ^ Hamada T. Lipoid proteinosis. Clinical & Experimental Dermatology, 27:624–629, 2002
  2. ^ Hamada T, Wessagowit V, South AP, et al. Extracellular matrix protein 1 gene (ECM1) mutations in lipoid proteinosis and genotype-phenotype correlation. Journal of Investigative Dermatology, 120: 345-350, 2003 (Erratum: Journal of Investigative Dermatology, 123: 805-806, 2004
  3. ^ Callizo M, Ibanez-Flores N, Laue J, et al. Eyelid lesions in lipoid proteinosis or Urbach-Wiethe disease: case report and review of the literature. Orbit, 30(5):242-244, 2011
  4. ^ a b c Di Giandomenico S, Masi R, Cassandrini D, et al. Lipoid proteinosis: case report and review of the literature. Acta Otorhinolaryngologica Italica, 26:162–167, 2006
  5. ^ a b c Doğramacı AC, Çelik MM, Çelik E, Bayaroğulları H. Lipoid proteinosis in the eastern Mediterranean region of Turkey. Indian Journal of Dermatology, Venereology & Leprology, 78(3): 318-322, 2012
  6. ^ a b Kabre V, Rani S, Pai KM, Kamra S. Lipoid proteinosis: A review with two case reports. Contemporary Clinical Dentistry, 6(2):233-236, 2015
  7. ^ Haritha A, Jayakumar A. Syndromes as they relate to periodontal disease. Periodontology 2000, 56:65–86, 2011
  8. ^ Mainali S, Nayak R, Gaur S. Oral findings in a child with lipoid proteinosis: a case report and review. Journal of Indian Society of Pedodontics and Preventive Dentistry, 29(1):62-67, 2011

İlgili Araştırma Makaleleri

Waterman sendromu kalıtsaldır ; hipertrikozis/gingival hiperplazi sendromunun fenotipidir. Kaba yüz yapısı ve yüz derisinde aşırı kıllanma saptanır. Aşırı kıllanma tüm vücutta görülebilir (hipertrikozis). Bu bulgulara eşlik eden ikinci önemli bulgu ise yaygın dişeti büyümeleridir. Ayrıca zeka geriliği ve epileptiform ataklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Jacobsen sendromu</span> Genetik hastalık

Jacobsen sendromu kromozom anomalisi kökenlidir. Kranyumda trigonosefali ve makrosefali saptanır. Hipertelorizm, kaş ve kirpik anomalileri, kikroftalmi, mikrokornea, epikantus, strabismus, ptozis ve koloboma varlığı önemli göz bulgularıdır. Yüz incelemelerinde biçimsiz kulaklar, küçük burun, mikrognati, ince üst dudak ve balık ağzı görünümü dikkat çekicidir. Konjenital kalp defektleri ve bağışıklık sistemi sorunlarına bağlı yineleyen solunum sistemi infeksiyonları sık görülür. Dış genital organlardaki hipoplaziler ile psikomotor gerilik ve otizm başkaca bulgulardır.

Bloch-Sulzberger sendromu, kalıtsal bir dermatoloji sendromudur; X-kromozomu dominant (XLD) yolla aktarılır. Lezyonları özellikle gövde ve ekstremite derisindedir. Sendroma özgü bulgular doğumla birlikte belirir ve 4 aşamada gelişir:

Hipohidrotik ektodermal displazi sendromu , derideki yağ ve ter bezlerinin yokluğu sonucunda ortaya çıkan ”terleme azlığı/yokluğu (hipohidroz)” ile öne çıkan bir ektodermal displazi türüdür; 16 fenotipi vardır. Hipohidroz, çocuk hastalarda vücut ısısında yükselme (hipertermi) ataklarına neden olabilir; santral sinir sistemi etkilenmesine bağlı havale tablosu gelişebilir.

Witkop sendromu, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. Ektodermal displazi bulguları görece hafiftir.

Jadassohn-Lewandowsky sendromu, ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur.

Papillon-Lefévre sendromu (palma-plantar hiperkeratoz), ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. Haim-Munk sendromu olarak nitelendirilen bir fenotipi vardır. İlk bulgular 2-4 yaşlarında belirir.

GAPO sendromu, ektodermal displazi bulguları da içeren, otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. Hastalarda genel bir gelişme geriliği vardır. Alın bombesi yüksektir. Saçlar giderek dökülür. Optik atrofi ve glokomun neden olduğu görme sorunları ile göz titremeleri (nistagmus) saptanır.

LADD sendromu; lacrimo-auriculo-dento-digital sendrom; Levy-Hollister sendromu), ektodermal displazi bulguları da içeren, gözyaşı bezi,kulak, diş ve parmak bulgularının baskın olduğu, otosomal dominant yolla geçen kalıtsal bir sendromdur.

<span class="mw-page-title-main">Otosefali</span>

Agnati-Otosefali kompleksi, öncelikle mikrognatiye neden olan malformasyonlardan biridir; altçene yokluğu anlamına gelse de, altçenenin tümü değil ancak bir bölümünün eksikliği ya da oldukça aşırı bir hipoplazisi söz konudur. Ender görülen bu kompleksin kalıtsal olabileceği gibi, gen mutasyonlarının ve teratojenlerin etkisini gösteren olgular da bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Fryns sendromu</span>

Fryns sendromu, otosomal resesif yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Fetüsün amnion sıvısı fazladır (polihidramnios) ve bebek iridir (makrosomi); yenidoğan ölümleri sıktır.

Cherubism (çerubizm), çene kemiklerinde görülen bir tür gelişim bozukluğudur. Ailenin tüm erkek çocuklarını, kız çocuklarının ise bir bölümünü etkileyen, SH3BP2 genindeki mutasyona bağlı olan, otosomal dominant geçiş gösteren kalıtsal bir hastalıktır. Çene lezyonlarının ilk belirtileri 1-4 yaşlar arasında başlar ; puberteye kadar sürer. Puberteyle birlikte başlayan gerileme (regresyon) tamamlandığında, bazı çene deformasyonları dışında belirgin bir bulgu kalmaz.

<span class="mw-page-title-main">Dişeti büyümeleri</span>

Dişeti büyümeleri, dişler arasında yer alan piramit biçimindeki dişetlerinin büyümesidir.

<span class="mw-page-title-main">Jüvenil hyalin fibromatozis sendromu</span>

Jüvenil hyalin fibromatozis sendromu , otosomal resesif yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.

<span class="mw-page-title-main">Zimmermann-Laband sendromu</span>

Zimmermann-Laband sendromu, bir bölümü sporadik, kalan bölümü otosomal dominant yolla aktarılan, dişeti büyümelerinin baskın olduğu ağız bulguları, burun ve kulak kıkırdaklarında yapısal bozukluklar, aşırı kıllanma, omurga eğrilikleri, parmaklarda ve tırnaklarda gelişme aksamaları, karaciğer ve dalak büyümesi (hepatosplenomegali) bulgularının saptandığı, 3 fenotipi olan, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur; 2. ve 3. fenotip çok ender görülür.

Larsen sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Ana nitelikleri nedeniyle, osteokondrodisplazi ve OPD sendromu 1 ile benzerlikleri vardır. Kalça, dirsek, bilek, diz gibi büyük eklemlerin çıkıkları, ayak deformasyonları, özellikle el başparmaklarda belirgin olan yassılaşma, skolyoz, boyun omurlarının malformasyonlarından kökenli kifoz, spina bifida, iskelet sistemiyle ilgili başlıca bulgulardır. Ayrıca, fibula, iki tarafta da tibianın önündedir (dislokasyon). El ve ayak parmaklarında çeşitli anomalilere rastlanabilir. Tırnaklar kısa ve küçüktür.

<span class="mw-page-title-main">Popliteal pterygium sendromu</span>

Popliteal pterygium sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Bu sendromun daha hafif türü olan van der Woude sendromu ile ağır türü olan Bartsocas-Papas sendromu tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tetra-amelia sendromu</span>

Tetra-amelia sendromu, kol ve bacakların oluşamadığı, skapula ve klavikula malformasyonlarının saptandığı, otosomal resesif olarak (XLR) aktarılan bir sendromdur. Doğumdan sonraki ilk haftalarda ölüm riski çok yüksektir.

Fiziksel nedenlere bağlı stomatitler ağız mukozasında ısı değişikliklerinin (termal) ya da elektrik akımının neden olduğu yanıklar ile mekanik travmaların yol açtığı yangılardır.

<span class="mw-page-title-main">Lentigo</span>

Lentigo, melanositleri yerel hiperplazisi sonucu ortaya çıkan, 5–10 mm çapında, oval, koyu ten renginde lekelerdir. Güneş ışınlarının etkisiyle koyulaşmazlar. Bebeklerde ve çocuklarda görece fazladır. Derinin her yerinde, ağız mukozasında, dudaklarda ve gözlerde kapak konjunktivasında görülürler. Ortaya çıkış nedeni bilinmemektedir. Mikroskop incelemelerinde, melanosit hiperplazisinin ve melanin pigmentinin skuamöz epitelin bazal membranında çizgi biçiminde oluştuğu saptanır.