
Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.

Elam, İran'ın güneybatısında MÖ 3000'li yıllarda var olmuş antik bir medeniyet ve tarihsel bölge.

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

Nuh, İbrahimî dinlerde kendisinden söz edilen Tufan peygamberidir. Tevrat'ta Nuh'un 950 yıl yaşadığına işaret edilir. Kur'an'da ise kaç yıl yaşadığı bildirilmemiş, yalnızca kendisinin 950 yıl boyunca kavmi içinde yaşadığı belirtilmiştir. İnanışa göre Tufan'dan önce Allah'ın emriyle büyük bir gemi inşa etmiş ve bu gemiye "Nuh'un Gemisi" denmiştir.
Lugalbanda, Sümer mitolojisi ve edebiyatından bir karakterdir. Adı genç kral anlamına gelir. Sümer Kral Listesi'ne göre Uruk şehrinin üçüncü kralıdır. Eski Çağ Mezopotamya edebiyatında Gılgamış'ın babası olarak yer alır ve karısı tanrıça Ninsun'dur.

Akad İmparatorluğu veya Akkad İmparatorluğu, uzun ömürlü Sümer uygarlığından sonra Mezopotamya'nın ilk antik imparatorluğuydu. Merkezi, Akad şehri ve çevresindeydi. İmparatorluk, Mezopotamya, Levant ve Anadolu'da nüfuz sahibi oldu ve Arap Yarımadası'nda Dilmun ve Magan'a kadar güneye askerî seferler düzenledi.

Üçüncü Ur Hanedanı, Üçüncü Ur Sülalesi, III. Ur Hanedanlığı ve benzeri isimlerle anılan, Mezopotamya'da bir dönem egemen olmuş, Ur kenti temelli Sümer hanedanıdır. Bundan dolayı “Yeni Sümer Devleti” olarak da tanımlanmaktadır. Kısa bir dönem boyunca bölgesel bir siyasi güç olmuştur. Hanedan kısaca Ur III veya III. Ur olarak da anılmıştır.

Ur, Güney Irak'ta yer alan Zi Kar'daki Tel el Mukayyer bölgesinde bulunan antik Mezopotamya'ya ait önemli bir Sümer şehir devletidir. Ur, bir zamanlar Basra Körfezi'nde Fırat'ın ağzına yakın bir kıyı şehri olmasına rağmen kıyı şeridi değişmiş ve şehir, günümüzde oldukça iç kesimlerde Fırat'ın güney kıyısında kalmıştır. Günümüz modern Irak'ında yer alan Nasıriye'ye 16 kilometre uzaklıktadır.

Lagaş, Fırat ve Dicle nehirlerinin birleşme yerinin kuzeybatısında Uruk'un doğusunda yer alır. Lagaş hem Sümerlilerin hem de daha sonraları Babillilerin en eski şehirlerinden biridir. Yakınındaki Girsu şehri, Lagaş'ın dini merkeziydi.

Sümer Kral Listesi, Sümerli ve yabancı hanedanlıklardaki Sümer krallarını listeleyen Sümer dilinde yazılmış antik bir metindir. Daha sonra yazılan Babil kralları listesi ve Asur kralları listesi bu metne benzer.

Nippur, Irak'ın güneydoğu kesiminde antik kent. Bir devlet merkezi olmamakla birlikte, Mezopotamya'nın dinsel yaşamında belirleyici bir rol oynamıştır.

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

Mezopotamya sanatının adı çoğu arkeolojik kayıtlarda geçer. Bu kayıtlar, erken avcı-toplayıcı topluluklardan, Sümer, Akad, Babil ve Asur imparatorluklarının yaşadığı Tunç Devri'ne kadar geçen süreyi kapsar. Sonraları bu imparatorlukların yerini Demir Çağı'nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorlukları almıştır. Genellikle medeniyetin beşiği olarak görülen Mezopotamya, önemli kültürel gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de en eski yazı örnekleridir. Mezopotamya sanatı MÖ 4000 tarihinden Persli Ahameniş İmparatorluğu'nun bölgeyi fethettiği MÖ 6. yüzyıla kadar Batı Avrasya'daki en soylu, en gelişmiş ve en detaylı sanat olma yolunda Antik Mısır ile rekabet içinde olmuştur. Ana vurgu oldukça dayanıklı taş ve kilden yapılmış çeşitli heykeller üzerindedir. Çok az sayıda resim günümüze ulaşmıştır ama belirtilene göre, birkaç istisna dışında, boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel şekiller yapmak için kullanılmıştır. Buna rağmen çoğu heykellerin de boyandığı görülür. Ayrıca çok sayıda silindir mühür de günümüze ulaşmıştır. Küçük boyutlarına rağmen bunların çoğunun üstünde karmaşık ve detaylı sahneler vardır.

Gudea (Sümerce 𒅗𒌣𒀀 Gu3-de2-a), yaklaşık MÖ 2144–2124 tarihlerinde Güney Mezopotamya'daki Lagaş bölgesini yöneten hükümdardır (ensi). Muhtemelen şehirli değildi fakat Lagaşlı hükümdar Ur-Baba'nın (MÖ 2164–2144) kızı Ninalla ile evlendi böylece Lagaş hanedanlığına girmeyi başardı. Kendisinden sonra oğlu Ur-Ningirsu başa geçti. MÖ 2125 yılına ait bir çift terakota silindir olan Gudea silindirlerini oluşturmuştur ve bu silindirler, 1877 yılında Telloh (antik Girsu), Irak'taki kazı sırasında keşfedilmiştir.

Ur'lu Şulgi, Ur Üçüncü Hanedanlığı'nda Sümer Rönesansı'nın ikinci kralıdır. Yaklaşık MÖ 2029-1982 dönemlerinde 48 yıl boyunca hükümdarlık yapmıştır. Başarıları arasında, babası Ur-Nammu tarafından başlatılan Ur'un Büyük Zigguratı inşaatının tamamlanması yer alıyor.

Girsu, Sümerlere ait eski bir şehirdir. Lagaş'ın 25 km kuzeybatısında, modern Tell Telloh, Zi Kar ili, Irak'ta bulunmaktadır.

Amoriler, Sami dilleri konuşmuş Suriye ve Güney Mezopotamya kökenli eski bir halktır. MÖ 21. yüzyıldan MÖ 17. yüzyıla kadar bölgenin büyük bir kısmına hükmetmiş halk içinde Babil'in de dahil olduğu pek çok şehir devlet kurmuşlardır. Akad ve Sümer metinlerinde geçen Amurru kelimesi hem halkı hem de halkın ana tanrısını tanımlamak için kullanılmıştır.

Meskalamdug M.Ö. 26. yüzyılda İlk Ur Hanedanlığının ilk hükümdarlarındandı. Sümer Kral Listesinde görünmemekle birlikte mezarından, Ur'daki Kraliyet Mezarlığı'ndaki PG 755 numaralı mezarından ve Mari'de bulunan ve onu Kral olarak anan yazıtlardan varlığı bilinmektedir.

Ur-Nammu, birkaç yüzyıllık Akad ve Guti egemenliğinin ardından Güney Mezopotamya'da Üçüncü Ur Hanedanı'nı kuran Sümer kralıdır. En önemli başarısı devleti yeniden yapılandırmasıdır ve günümüze ulaşan en eski yazılı hukuk örneği olan Ur-Nammu Kanunları ile tanınmaktadır. "Ur, Sümer ve Akad Kralı" unvanına sahip olmuştur.

Sümer ve Akad Kralı, antik Mezopotamya'daki Akad İmparatorluğu hükümdarlarının, sahip oldukları "Akad Kralı" yönetici ünvanıyla "Sümer Kralı" ünvanını birleştirmesiyle meydana gelen bir kraliyet ünvanıdır. Ünvan, Akad'lı Sargon tarafından kurulan antik imparatorluğun mirası ve ihtişamı üzerinde aynı anda bir hak iddia etmiş ve güneyde Sümer ve kuzeyde Akad bölgelerinden oluşan Aşağı Mezopotamya'nın tamamını yönetme iddiasını dile getirmiştir. "Sümer Kralı" ve "Akad Kralı" Ünvanlarının her ikisi de Akad kralları tarafından kullanılmasına rağmen ünvan, Yeni Sümer kralı Ur-Nammu'nun hükümdarlığına kadar birleşik haliyle takdim edilmemiştir. Ur-Nammu, bu ünvanı Aşağı Mezopotamya'nın güney ve kuzey kısımlarını kendi yönetimi altında birleştirme çabasıyla yaratmıştır. Daha önceki Akad kralları, Sümer ile Akad'ı bu şekilde birbiriyle bağlama aleyhinde olabilirler.