İçeriğe atla

Ur (antik kent)

Koordinatlar: 30°57′42″N 46°06′18″E / 30.9616529°K 46.1051259°D / 30.9616529; 46.1051259
Ur
𒌶𒆠 URI5KI, 𒋀𒀕𒆠 ya da 𒋀𒀊𒆠 Urim (Sümerce)
𒋀𒀕𒆠 Uru (Akadca)
أور ʾūr (Arapça)
Arka planda Ur Zigguratı'nın görülebildiği Ur harabeleri
Ur'un Yakın Doğu'daki konumu
Ur'un Yakın Doğu'daki konumu
Ur
Ur'un Yakın Doğu'daki konumu
KonumTel el Mukayyer, Zi Kar, Irak
BölgeMezopotamya
Koordinatlar30°57′42″N 46°06′18″E / 30.9616529°K 46.1051259°D / 30.9616529; 46.1051259
TürYerleşim
Tarihçe
Kuruluşy. MÖ 3800
Terk edilişMÖ 500 sonrası
Kültür(ler)Sümer
Sit ayrıntıları
Kazı tarihleri1853–1854, 1922–1934
ArkeologlarJohn George Taylor, Charles Leonard Woolley
Resmî adıUr Arkeolojik Şehri
KriterKarışık: (iii)(v)(ix)(x)
Referans1481-006
Tescil2016 (40. oturum)
BölgeAhvar, Güney Irak
Tampon bölge317 ha (1,22 sq mi)

Ur (Sümerce: Urim;[1] Sümer çivi yazısı: 𒌶𒆠 SümerceURI5KI, 𒋀𒀕𒆠 SümerceURIM2KI ya da 𒋀𒀊𒆠 SümerceURIM5KI;[2] Akadca: Uru;[3] Arapçaأور; İbraniceאור‎), Güney Irak'ta yer alan Zi Kar'daki (günümüzdeki adıyla) Tel el Mukayyer (Arapçaتل المقير) bölgesinde bulunan antik Mezopotamya'ya ait önemli bir Sümer şehir devletidir. Ur, bir zamanlar Basra Körfezi'nde Fırat'ın ağzına yakın bir kıyı şehri olmasına rağmen kıyı şeridi değişmiş ve şehir, günümüzde oldukça iç kesimlerde Fırat'ın güney kıyısında kalmıştır.[4] Günümüz modern Irak'ında yer alan Nasıriye'ye 16 kilometre (9,9 mil) uzaklıktadır.[4]

Şehir, 3800 dolaylarında Ubeyd döneminden kalmadır ve MÖ 26. yüzyıldan kalma bir şehir devleti olarak yazılı tarihe kayıtlıdır. Kayıtlara geçen ilk kralı Mesannepada'dır. Şehrin koruyucu tanrısı, Sümer ve Akad (Asur-Babil) ay tanrısı Nanna (Akadcada: Sin) idi ve şehrin adının kökeni tanrının adından gelir: UNUGKI kelimenin tam anlamıyla "Nanna'nın meskeni (UNUG)".[4]

1930'larda kazılan alan, Nanna türbesini içeren Ur Zigguratı'nın kısmen restore edilmiş kalıntıları ile dikkat çekmektedir. Tapınak, MÖ 21. yüzyılda (kısa kronoloji), Ur-Nammu döneminde yapılmış ve MÖ 6. yüzyılda Babil'in son kralı Nabonidus tarafından yeniden inşa edilmiştir.

Yerleşim

Irak üzerinde Ur (antik kent)
Cemdet Nasr
Cemdet Nasr
Abu Salabih
Abu Salabih
Tell Uqair
Tell Uqair
Khafajah
Khafajah
Ur
Ur
Ur döneminde yerleşimleri gösteren Irak haritası (tıklanabilir harita)

Ur-Nammu tarafından plânlandığı söylenen şehir, görünüşe göre mahallelere ayrılmış ve bir mahallede tüccarlar, diğerinde zanaatkârlar yaşıyordu. Hem geniş hem de dar sokaklara ve toplantılar için açık alanlara sahipti. Su kaynağı yönetimi ve taşkın kontrolü için birçok yapı kanıt niteliğindedir.[5]

Evler kerpiç ve çamur sıvadan yapılmıştır. Büyük binalarda duvarlar, bitüm ve sazlarla güçlendirilmiştir. Günümüzde kalan yapılar çoğunlukla vakıflardır. İnsanlar genellikle (ayrı ayrı ve yalnız; bazen mücevherler, tencere ve silahlarla) evin zeminlerinin altındaki odalara veya kuyulara gömülmüştür.[5]

Ur, 8 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 25 metre genişliğinde eğimli surlarla çevriliydi, bazı yerler bir tuğla duvarıyla kuşatılmıştır. Başka yerlerde, binalar surlara entegre edilmiştir. Fırat Nehri, şehrin batı yakasındaki bu surları tamamlamıştır.[5]

Toplum ve kültür

Arkeolojik keşifler, Ur'un Mezopotamya ovasında önemli bir Sümer-Akad kent merkezi olduğunu kesin olarak göstermiştir. Özellikle Kraliyet Mezarları'nın keşfi ihtişamını doğrulamıştır. Erken Hanedan dönemine (yaklaşık olarak MÖ 25. veya 24. yüzyılda) tarihlenen bu mezarlar, değerli metallerden ve yarı değerli taşlardan yapılmış muazzam miktarda lüks eşyalar içeriyordu. Bu eşyaların hepsinin uzun mesafelerden (Antik İran, Afganistan, Hindistan, Küçük Asya, Levant ve Basra Körfezi) ithal edilmesi gerekiyordu.[6] O zamana kadar eşi benzeri olmayan bu zenginlik, Ur'un Erken Tunç Çağı'ndaki ekonomik öneminin bir kanıtıdır.[7]

Bölgedeki arkeolojik araştırmalar, bu antik zamanlarda meydana gelen mimariyi ve uzun mesafeli etkileşimleri anlamamıza da büyük katkı sağlamıştır. Ur, bugün olduğundan çok daha iç kesimlere uzanan ve Mezopotamya'ya yapılan ticaretin çoğunu kontrol eden, Basra Körfezi'nde önemli bir limandı. Ur'a ithalat dünyanın birçok yerinden yapılmıştır. İthal edilen nesneler arasında altın ve gümüş gibi değerli metaller ve lapis lazuli ile akik gibi yarı değerli taşlar bulunmaktadır.[5]

Ur'un köleler (esir alınmış yabancılar), çiftçiler, zanaatkârlar, doktorlar, yazıcılar ve rahipleri içeren katmanlı bir sosyal sisteme sahip olduğu düşünülmektedir. Görünüşe göre yüksek rütbeli rahipler büyük lükse sahiptiler ve konaklarda yaşıyorlardı.[5] Sözleşmeler, iş kayıtları ve mahkeme belgeleri dahil on binlerce çivi yazısı, şehrin karmaşık ekonomik ve yasal sistemlerini kaydetmiştir. Bu metinler; tapınaklardan, saraydan ve müstakil evlerden gün yüzüne çıkmıştır.[5]

Müzik

1929'da antik Ur kentinde yapılan kazılarda modern arplara benzer enstrümanlar ve lirleri ortaya çıktı fakat bu çalgılar, boğa şeklinde ve on bir tellidir.[8]

Tarihi

Tarih öncesi

Ubeyd döneminden kalma Ur'da bulunan ve bir çocuğu emziren kertenkele başlı çıplak kadın figürü, MÖ 4500–4000, Irak Müzesi

Ur kurulduğunda, Basra Körfezi'nin su seviyesi bugün olduğundan iki buçuk metre yüksekti. Bu nedenle Ur'un çevresi bataklık olduğu düşünülüyor; sulama gereksizdi ve şehrin belirgin kanal sistemi, muhtemelen ulaşım için kullanılmıştır. Balıklar, kuşlar, yumrular ve sazlar, bazen kentleşmenin ön koşulu olarak öne sürülen bir tarım devrimine ihtiyaç duymadan Ur'u ekonomik olarak desteklemiş olabilir.[9][10]

Arkeologlar, Ur'da Ubeyd dönemine ait erken bir işgalin kanıtını keşfettiler (y. MÖ 6500-3800). Bu erken tabakalar, 1920'lerin kazıcıları tarafından Yaratılış Kitabı ile Gılgamış Destanı'ndaki Büyük Tufan'nın kanıtı olarak yorumlanan steril bir toprak birikintisiyle kapanmıştır. Güney Mezopotamya ovasının Fırat ve Dicle nehirlerinden düzenli olarak sellere maruz kaldığı, sudan ve rüzgardan kaynaklanan yoğun erozyonun Mezopotamya ve Kitâb-ı Mukaddes'teki Büyük Tufan hikâyelerine yol açmış olabileceği anlaşılıyor.[11][12]

Dördüncü binyılda Sümer işgali

Ur'un sonraki işgâli ancak MÖ üçüncü bin yılda Ur'un ortaya çıktığı dönemde netleşmektedir. Diğer Sümerler gibi, Ur'un yeni yerleşimcileri de MÖ 3300 dolaylarında doğudan gelmiş ve izole bir dil konuşan Sami olmayan bir halktı.[13][14] Ancak MÖ 3. binyıl boyunca Sümerler ve Doğu Sami Akadlar arasında[15] yaygın bir iki dilliliğe yol açan yakın bir kültürel ortak yaşam gelişti.[16] Sümerce ile Akadcanın karşılıklı etkisi, geniş ölçekte sözcüksel ödünç almaktan sözdizimsel, morfolojik ve fonolojik yakınsamaya kadar her alanda belirgindir.[16] Bu durum, bilim insanlarını MÖ 3. binyılda Sümer ve Akadcadan Sprachbund olarak bahsetmeye sevk etti.[16] MÖ 3. bin yıl genel olarak Mezopotamya'nın İlk Tunç Çağı olarak tanımlanır ve yaklaşık olarak MÖ 21. yüzyılda Üçüncü Ur Hanedanlığı'nın devrinden sonra sona erer.

MÖ 3 bin (Erken Tunç Çağı)

Ur Standardı mozaiği (y. MÖ 2600)
Ur Kraliyet Mezarlığı'nda bulunan "Ur Standardı" mozaiği kırmızı kireçtaşı, bitüm, lapis lazuli ve kabuktan yapılmıştır. "Barış" tarafı rahatlığı, müziği ve refahı gösterirken "savaş" tarafı kralı, ordularını ve savaş arabalarının düşmanları çiğnediğini gösterir.

Erken Tunç Çağı'nda Ur'un önemi hakkında araştırmacılara bilgi veren çeşitli ana kaynaklar mevcuttur. Ur Kraliyet Mezarlığı'nın cömert kalıntılarının da gösterdiği gibi Birinci Ur Hanedanı büyük bir zenginliğe ve güce sahip görünmektedir. Sümer Kral Listesi, antik Sümer'in geçici bir siyasi tarihini ele alır ve diğerlerinin yanı sıra Ur'un birkaç hükümdarından bahseder. Mesannepada, Sümer Kral Listesi'nde adı geçen ilk Ur kralıdır ve MÖ 26. yüzyılda yaşamış gibi görünmektedir. Ur'un zaten önemli bir şehir merkezi olduğu Şehir Mühürleri adı verilen bir tür silindir mühürde belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu mühürler, antik Mezopotamya'daki şehir devletlerinin adının yazıları veya sembolleri gibi görünen bir dizi ön çivi yazısı işareti içerir. Bu mühürlerin çoğu Ur'da bulundu ve üzerinde Ur'un adı belirgin olarak yazmaktadır.[17]

Üçüncü Ur Hanedanlığı (Neo-Sümer İmparatorluğu olarak da bilinir), üçüncü milenyumun sonunda ortaya çıkmıştır. Üçüncü Ur Hanedanı, dünyanın şimdiye kadar bildiği en merkezi bürokratik devletidir.

Ur, MÖ 24 ve 22. yüzyıllar arasında Büyük Sargon tarafından kurulan Sami dili konuşan Akad İmparatorluğu'nun kontrolüne girdi. Bu, yaklaşık M.Ö.3000 yılında Mezopotamya'ya giren Sami dili konuşan Akadlıların Sümerlere ve aslında antik Yakın Doğu'nun çoğuna üstünlük kazandıkları bir dönemdir.

MÖ 22. yüzyılın ortalarında Akad İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Güney Mezopotamya, Mezopotamya'nın kuzeydoğusundaki Zagros Dağları'nda yaşayan, izole bir dil konuşan ve barbar bir halk olan Gutiler tarafından birkaç on yıl boyunca yönetildi fakat Akadca konuşan halkların Asur kolu, Mezopotamya'nın kuzeyinde bağımsızlıklarını yeniden ortaya koydu.

III. Ur

Tahtta oturan Ur-Nammu, y. MÖ 2047–2030

Üçüncü hanedan, kral Ur-Nammu iktidara geldiğinde, yaklaşık MÖ 2047 ile MÖ 2030 arasında hüküm sürdüğü yıllarda, kuruldu. Yönetimi sırasında, Ur Zigguratı da dahil olmak üzere tapınaklar inşa edildi ve tarım sulama yoluyla geliştirildi. Hammurabi Kanunları'ndan 300 yıl öncesine giden ve Ur-Nammu Kanunları (1952'de İstanbul'da tespit edilen bir parça), bilinen en eski belgelerden biridir. O ve halefi Şulgi, hükümdarlıkları sırasında tanrılaştırıldı ve ölümünden sonra bir kahraman figür olarak anılmaya devam etti ki Sümer edebiyatının günümüze ulaşan eserlerinden biri, Ur-Nammu'nun ölümünü ve yeraltı dünyasına yolculuğunu anlatır.[18]

Ur-Nammu'dan sonra yerine, Ur'un hegemonyasını sağlamlaştıran ve imparatorluğu oldukça merkezi bürokrasiyle yönetilen bir devlete dönüştüren Üçüncü Ur Hanedanı'nın en büyük kralı Şulgi geçti. Şulgi uzun bir süre (en az 42 yıl) hüküm sürdü ve iktidarının ortasında kendini tanrılaştırdı.[19]

Ur imparatorluğu, Semitik Akadca isimleri[11] olan Amar-Sin, Şu-Sin ve İbbi-Sin adlarındaki üç kralın hükümdarlığı boyunca devam etti. İbbi-Sin'in 24. hükümdarlık döneminde MÖ 1940 civarında Elamlara yenildi ve bu durum, Ur Ağıdı'nda anılmıştır.[20][21]

Bir tahmine göre Ur, yaklaşık MÖ 2030'dan 1980'e kadar dünyanın en büyük şehriydi. Nüfusu yaklaşık 65 000 idi (veya o zaman küresel nüfusun yüzde 0,1 payına sahipti).[22]

Sonraki Tunç Çağı

Ur şehri, Üçüncü Ur Hanedanı'nın yok oluşundan sonra siyasi gücünü kaybetti. Bununla birlikte, Basra Körfezi'ne erişim sağlamaya devam eden önemli konumu, kentin MÖ 2. bin yılda süregelen ekonomik önemini devam ettirmiştir. Şehrin ihtişamı, imparatorluğun gücü, kral Şulgi'nin büyüklüğü ve şüphesiz devletin etkili propagandası Mezopotamya tarihi boyunca sürmüştür. Asur ve Babil'deki Mezopotamya toplumlarının tarihsel anlatıları isimleri, olayları ve mitolojileri hatırda tutarken Şulgi en az iki bin yıl daha iyi bilinen bir tarihsel figürdür. Şehir, MÖ 18. yüzyılda güney Mezopotamya'da öne çıkan Babil'in ilk hanedanı (Amoriler) tarafından yönetildi. Hammurabi'nin kısa ömürlü Babil İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra 270 yıldan fazla bir süre yerli Akad tarafından yönetilen Sealand Hanedanlığı'nın bir parçası oldu ve MÖ 16. yüzyılda Amorilerin halefi olan Kassitler tarafından Babil'in bir parçası olarak yeniden fethedildi. Kassit Hanedanlığı döneminde Ur, Babil'in geri kalanıyla birlikte Elamlar ile Orta Asur İmparatorluğu'nun düzensiz kontrolü altına girdi.

Demir Çağı

Şehir, Güney Mezopotamya'nın geri kalanı ve Yakın Doğu, Küçük Asya, Kuzey Afrika ve Güney Kafkasya'nın çoğu ile birlikte, MÖ 10. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar Kuzey Mezopotamyalı Yeni Asur İmparatorluğu yönetimine girdi. MÖ 7. yüzyılın sonundan itibaren Ur, sözde Keldani Babil Hanedanlığı tarafından yönetildi. MÖ 6. yüzyılda Ur'da Babilli II. Nebukadnezar'ın yönetimi altında yeni bir inşaat yapıldı. Son Babil kralı Nabonidus (Asur doğumludur ve Keldani değildir) zigguratı geliştirdi. Bununla birlikte şehir Babil'in Pers Ahameniş İmparatorluğu'na yönetimine girmesinden sonra MÖ 530 civarında gerilemeye başladı ve artık MÖ 5. yüzyılın başlarında Ur'da ikamet edilmiyordu.[11] Ur'un terk edilişi belki de kuraklık, değişen nehir yatakları ve Basra Körfezi'ne giden çıkışın çamurlanmasından kaynaklanıyordu.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Kr isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  2. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Lit isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  3. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Cam isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  4. ^ a b c Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Meek isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  5. ^ a b c d e f Joan Goodnick Westenholz, "Ur – Capital of Sumer"; in Royal Cities of the Biblical World, ed. Joan Goodnick Westenholz; Bible Lands Museum Jerusalem, 1996. 965-7027-01-2
  6. ^ Zettler, R.L. and Horne, L. (eds.) 1998. Treasures from the Royal Tombs of Ur, University of Pennsylvania Museum of Archaeology and Anthropology
  7. ^ Aruz, J. [ed.] (2003). Art of the First Cities. The Third Millennium B.C. from the Mediterranean to the Indus 20 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The Metropolitan Museum of Art, New York.
  8. ^ Klimczak, Natalia. "Bask in the Beauty and Melody of the Ancient Mesopotamian Lyres of Ur". Ancient Origins (İngilizce). 13 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2018. 
  9. ^ Jennifer R. Pournelle, "KLM to CORONA: A Bird's Eye View of Cultural Ecology and Early Mesopotamian Urbanization 23 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi."; in Settlement and Society: Essays Dedicated to Robert McCormick Adams ed. Elizabeth C. Stone; Cotsen Institute of Archaeology, UCL ve Oriental Institute of the University of Chicago, 2007.
  10. ^ Crawford 2015, s. 5.
  11. ^ a b c Georges Roux – Ancient Iraq
  12. ^ "Secrets of Noah's Ark - Transcript". Nova. PBS. 7 Ekim 2015. 27 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2019. 
  13. ^ "The Sumerians, a non-Semitic people who perhaps came from the east" in Curtis, Adrian (2009). Oxford Bible Atlas (İngilizce). Oxford University Press. s. 16. ISBN 9780191623325. 9 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2020. . Mention of Gen 11:2 26 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "And as people migrated from the east, they found a plain in the land of Shinar and settled there." (English Standard Version)
  14. ^ Bromiley, Geoffrey W. (1979). The International Standard Bible Encyclopedia (İngilizce). Wm. B. Eerdmans Publishing. s. 392. ISBN 9780802837813. 9 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2020. 
  15. ^ Hasselbach, Rebecca (2005). Sargonic Akkadian: A Historical and Comparative Study of the Syllabic Texts (İngilizce). Otto Harrassowitz Verlag. s. 2. ISBN 9783447051729. 25 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2020. 
  16. ^ a b c Deutscher, Guy (2007). Syntactic Change in Akkadian: The Evolution of Sentential Complementation. Oxford University Press US. ss. 20-21. ISBN 978-0-19-953222-3. 17 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2020. 
  17. ^ Matthews, R.J. (1993). Cities, Seals and Writing: Archaic Seal Impressions from Jemdet Nasr and Ur, Berlin.
  18. ^ Amélie Kuhrt (1995). The Ancient Near East: C.3000–330 B.C. Routledge. 0-415-16762-0.
  19. ^ Potts, D. T. (1999). The Archaeology of Elam. Cambridge, Birleşik Krallık: Cambridge University Press. s. 132. ISBN 0-521-56496-4. 6 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2015. 
  20. ^ Ur III Period (2112–2004 BC) by Douglas Frayne, University of Toronto Press, 1997, 0-8020-4198-1
  21. ^ Dahl, Jacob Lebovitch (2003). The ruling family of Ur III Umma. A Prosopographical Analysis of an Elite Family in Southern Iraq 4000 Years ago (PDF). UCLA dissertation. 12 Mayıs 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  22. ^ "What Were the Largest Cities Throughout History?". Geography.about.com. 19 Şubat 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2017. 

Kaynak hatası: <references> üzerinde tanımlanan "Kr" adındaki <ref> etiketi önceki metinde kullanılmıyor. (Bkz: )
Kaynak hatası: <references> üzerinde tanımlanan "Lit" adındaki <ref> etiketi önceki metinde kullanılmıyor. (Bkz: )
Kaynak hatası: <references> üzerinde tanımlanan "Cam" adındaki <ref> etiketi önceki metinde kullanılmıyor. (Bkz: )

Kaynak hatası: <references> üzerinde tanımlanan "Meek" adındaki <ref> etiketi önceki metinde kullanılmıyor. (Bkz: )

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sümerler</span> Güney Mezopotamyadaki eski medeniyet ve tarihi bölge

Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Elam</span> Antik bir medeniyet

Elam, İran'ın güneybatısında MÖ 3000'li yıllarda var olmuş antik bir medeniyet ve tarihsel bölge.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Babil</span> Mezopotamyada tarihi bölge ve devlet

Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmuş olmasına rağmen Sümerce dinî dil olarak kullanılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin geçer dili konumuna gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Asurlular</span> Mezopotamyada tarihî Sami devleti

Asur İmparatorluğu, Asur Devleti veya Asurya, MÖ 2025 ile MÖ 612 yılları arasında var olmuş ve Sami halklardan oluşmuş bir Antik Çağ Mezopotamya imparatorluğuydu. Devlet ilk başta Kuzey Irak'ta, Dicle kıyısında bulunan Asur (Aššur) şehrinden oluşmuşken, Güney Mezopotamya ve Doğu ile olan ticari ilişkilerden yararlanarak gelişmiş ve toprakları genişleyerek bir imparatorluğa dönüşmüştür. Anadolu'daki en büyük ticaret kolonileri Kültepe'de (Kayseri) bulunmaktaydı. Başkentleri Ninova'ydı.

<span class="mw-page-title-main">Sin (mitoloji)</span> Mezopotamya mitolojisinde Ay tanrısı

Babil ve Asur'da Ay tanrısı olarak tapılan Sin, Sümer mitolojisindeki Nanna'nın karşılığıdır. Kaderin tanrısı olarak da anılan Nanna, Enlil ve Ninlil'in oğludur. Nanna Sümerce "ışık" veya "aydınlatıcı" mânâsına gelir. Kutsal şehri Ur'dur. Babil ve Asur'da ise bu tanrıya Sin denmiş ve ona Suriye ve Harran'da da Sami ırk tarafından tapınılmıştır. Kanatlı bir boğayı süren Sin'in lapis lazuliden bir bıyığı vardı.

<span class="mw-page-title-main">Asur</span> Irakta bulunan antik kent.

Asur, Mezopotamya'nın kuzey kısmında, günümüzde Musul yöresinde, Dicle Irmağı'na bakan bir plato üzerinde kurulmuş antik bir kenttir. Bölgedeki arkeolojik kazılar, MÖ 3. binyılın başlarında burada bir yerleşim olduğunu göstermektedir. Ancak yayılma alanı ve diğer nitelikleri hakkında kesin bilgilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar tespit edilen yapı kalıntıları, antik Mezopotamya'da yapıldığı gibi, eski yapıların üstüne aynı tarzda inşa edilmiş olan bir İştar tapınağı altında kalmış temellerdir. Asur, Kalah ve Ninova kentleri Asur'un başlıca kentleridir.

Lugalbanda, Sümer mitolojisi ve edebiyatından bir karakterdir. Adı genç kral anlamına gelir. Sümer Kral Listesi'ne göre Uruk şehrinin üçüncü kralıdır. Eski Çağ Mezopotamya edebiyatında Gılgamış'ın babası olarak yer alır ve karısı tanrıça Ninsun'dur.

<span class="mw-page-title-main">Akad İmparatorluğu</span> Mezopotamyada tarihi bir devlet

Akad İmparatorluğu veya Akkad İmparatorluğu, uzun ömürlü Sümer uygarlığından sonra Mezopotamya'nın ilk antik imparatorluğuydu. Merkezi, Akad şehri ve çevresindeydi. İmparatorluk, Mezopotamya, Levant ve Anadolu'da nüfuz sahibi oldu ve Arap Yarımadası'nda Dilmun ve Magan'a kadar güneye askerî seferler düzenledi.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü Ur Hanedanı</span>

Üçüncü Ur Hanedanı, Üçüncü Ur Sülalesi, III. Ur Hanedanlığı ve benzeri isimlerle anılan, Mezopotamya'da bir dönem egemen olmuş, Ur kenti temelli Sümer hanedanıdır. Bundan dolayı “Yeni Sümer Devleti” olarak da tanımlanmaktadır. Kısa bir dönem boyunca bölgesel bir siyasi güç olmuştur. Hanedan kısaca Ur III veya III. Ur olarak da anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Akad</span> Antik Mezopotamya şehri

Akad, Mezopotamya'nın Güney Merkez kesiminde, Dicle ve Fırat nehirlerinin birbirlerine en çok yaklaştıkları yerde bulunan tarihsel bölge. Antik Babil medeniyetlerinin ana yurdu olan Akad'ın kuzeyinde Asur bölgesi, güneyinde ise Sümer bölgesi yer alıyordu. Akad isminin yerini zamanla Babil kelimesi almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Amoriler</span> Suriye ve Güney Mezopotamya kökenli eski bir halktır

Amoriler, Sami dilleri konuşmuş Suriye ve Güney Mezopotamya kökenli eski bir halktır. MÖ 21. yüzyıldan MÖ 17. yüzyıla kadar bölgenin büyük bir kısmına hükmetmiş halk içinde Babil'in de dahil olduğu pek çok şehir devlet kurmuşlardır. Akad ve Sümer metinlerinde geçen Amurru kelimesi hem halkı hem de halkın ana tanrısını tanımlamak için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kaldea</span> MÖ. XX. yy ile VI. yy arasında yaşamış Sami halkı

Kaldea veya Chaldea ülkede yaşayanlar absorbe ve asimile olup Babil'i oluşturmadan önce, MÖ 10. yy sonu veya 9. yy başı ile 6. yüzyılın ortaları arasında var olmuş bir ülkedir. Kaldea halkı Sami dilini konuşmaktaydı. Ülke, Mezopotamya'nın uzak güneydoğu köşesindeki bataklık bölgede kurulmuştur. İbrani Kutsal Kitabı (Tanah) bölgeyi tanımlamak için İbranice: כשדים (Kaśdim) terimini kullanır ve Yunan Eski Ahit'te (Septuaginta'da) Kaldaeanlar olarak çevrilmiştir, Kasdim kelimesinin aslında Chaldean çevirisi olduğu veya Mezopotamyanın güneyine verilen Kaldu adının karşılığı olup olmadığı konusu tartışmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ur Zigguratı</span> tapınak

Ur Zigguratı ya da Ur'un Büyük Zigguratı Irak'ın bugünkü Zi Kar bölgesinde yer alan Nasıriye yakınlarındaki antik Sümer şehir devleti Ur'da kurulan Üçüncü Ur Hanedanı'na ait bir ziggurattır. Yapı, Erken Tunç Çağı'nda inşa edilmiştir fakat 6. yüzyılda Yeni Babil İmparatorluğu döneminde harabeye dönmüş olan ziggurat, Kral Nabonidus tarafından restore edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ur-Nammu</span> Sümer kralı

Ur-Nammu, birkaç yüzyıllık Akad ve Guti egemenliğinin ardından Güney Mezopotamya'da Üçüncü Ur Hanedanı'nı kuran Sümer kralıdır. En önemli başarısı devleti yeniden yapılandırmasıdır ve günümüze ulaşan en eski yazılı hukuk örneği olan Ur-Nammu Kanunları ile tanınmaktadır. "Ur, Sümer ve Akad Kralı" unvanına sahip olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sümer ve Akad kralı</span> antik Mezopotamya kraliyet unvanı

Sümer ve Akad Kralı, antik Mezopotamya'daki Akad İmparatorluğu hükümdarlarının, sahip oldukları "Akad Kralı" yönetici ünvanıyla "Sümer Kralı" ünvanını birleştirmesiyle meydana gelen bir kraliyet ünvanıdır. Ünvan, Akad'lı Sargon tarafından kurulan antik imparatorluğun mirası ve ihtişamı üzerinde aynı anda bir hak iddia etmiş ve güneyde Sümer ve kuzeyde Akad bölgelerinden oluşan Aşağı Mezopotamya'nın tamamını yönetme iddiasını dile getirmiştir. "Sümer Kralı" ve "Akad Kralı" Ünvanlarının her ikisi de Akad kralları tarafından kullanılmasına rağmen ünvan, Yeni Sümer kralı Ur-Nammu'nun hükümdarlığına kadar birleşik haliyle takdim edilmemiştir. Ur-Nammu, bu ünvanı Aşağı Mezopotamya'nın güney ve kuzey kısımlarını kendi yönetimi altında birleştirme çabasıyla yaratmıştır. Daha önceki Akad kralları, Sümer ile Akad'ı bu şekilde birbiriyle bağlama aleyhinde olabilirler.

Irak tarihi, Irak coğrafyasında geçen olaylardır. Irak coğrafyası Antik çağlardan beri yerleşke alanıdır. Tarihi boyunca pek çok etnik ve dine ev sahipliği yapmıştırIrak, Batı Asya'da büyük ölçüde eski Mezopotamya topraklarına karşılık gelen bir ülkedir. Mezopotamya'nın tarihi, Aşağı Paleolitik dönemden MS 7. yüzyılın sonlarında Halifeliğin kuruluşuna kadar uzanır ve bu tarihten sonra bölge Irak olarak anılır. Mezopotamya tarihinin Neolitik Ubeyd döneminde M.Ö. 6000 ile 5000 yılları arasında ortaya çıkan ve yaygın olarak kayıtlı tarihteki en eski uygarlık olarak kabul edilen kadim Sümer toprakları Irak topraklarında yer almaktadır. Burası aynı zamanda Akkad, Neo-Sümer, Babil, Neo-Asur ve Yeni-Babil imparatorluklarının tarihi merkezidir; Bronz ve Demir Çağı'nda Mezopotamya'da ve Eski Yakın Doğu'nun diğer çeşitli bölgelerinde hüküm süren yerel yönetici hanedanların bir dizisidir.

<span class="mw-page-title-main">Akkad krallarının listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Akad İmparatorluğu, Mezopotamya'da "Akad Kralı" olarak bilinen bir kral tarafından yönetilen eski bir uygarlıktı. Akadlı Sargon'un hükümdarlığından Şar-Kali-Şarri'ye kadar Akad İmparatorluğu Mezopotamya'daki baskın güç ve bilinen ilk büyük imparatorluktu. Ancak imparatorluk, ilk beş kralının yönetiminden sonra iç istikrarsızlık ve yabancı istilalar nedeniyle çökmüş ve Mezopotamya'nın bağımsız şehir devletlerine bölünmesine yol açmıştır. Buna rağmen Akkad'ın mirası ve prestiji, Yeni Sümer İmparatorluğu'nu kuran ve Mezopotamya'nın büyük bölümünü yeniden birleştiren Urlu Ur-Nammu gibi daha sonraki hükümdarlar tarafından sahiplenilmeye devam etmiştir. "Sümer ve Akad Kralı" unvanı Ahameniş İmparatorluğu zamanına kadar kullanılmıştır.

Çivi yazısı hukuku, eski Orta Doğu'da Sümerler, Babilliler, Asurlular, Elamlılar, Hurriler, Kassitler ve Hititler arasında geliştirilen ve kullanılan çivi yazısıyla yazılmış yasal kodlardan herhangi birini ifade eder. Hammurabi Kanunları çivi yazısı kanunlarının en iyi bilineni olmakla birlikte, bir dizi öncül kanun vardı.