
Ada, çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçasına verilen addır. Yeryüzündeki adaların bütünü on milyon kilometrekarelik bir yer kaplar. Adalar, tek tek olabileceği gibi, gruplar halinde de olabilir. Bu şekildeki adalara “takımada” adı verilir. Yarımada ise suyla çevrili, ancak bir tarafından ana kara parçasına bağlı bulunan coğrafi şekildir. Yer bilimi açısından adalar, kıtasal adalar ve okyanus adaları olmak üzere temelde ikiye ayrılır. Yüzen adalar ise yeni bir yer bilimi konusudur.
Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

Türkü, Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidine verilen ad. Türkü sözcüğü, Türk adının sonuna, ilgi eki olan "î" ekinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. "Türkî", Türk ile ilgili ve Türk'e özgü anlamında da kullanılır.

Lüfer, Pomatomidae familyasından ekonomik değeri yüksek bir balık türü.

Myanmar, resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti, diğer isimleriyle Burma ya da Birmanya, Güneydoğu Asya'da bir ülkedir. Kuzeybatıda Bangladeş ve Hindistan, kuzeydoğuda Çin, doğuda Laos, güneydoğuda Tayland ile komşudur. Güney ve güneybatıda Andaman Denizi ve Bengal Körfezi'ne kıyısı vardır. Myanmar Güneydoğu Asya anakarasındaki en büyük, Asya genelinde ise 10. büyük ülkedir. 2017 verilerine göre nüfusu 54 milyondur. Başkenti Nepido, en büyük şehri Yangon'dur.

Güllük, Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde, Muğla ilinin büyükşehir yapılmasını takiben Milas ilçesi ve belediyesine bağlı olarak mahalle statüsüne geçmiş bir sahil yerleşim bölgesidir.

Boğaziçi, İstanbul Boğazı ile iki kıyısını içine alan kent parçası.
Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Kiril alfabesi, Avrasya'da çeşitli dillerin yazımı için kullanılan alfabedir. Çeşitli Slav, Kafkas, Moğol, Ural, ve İranî dillerinin resmî alfabesidir. En eski Slav kitaplarının yazıldığı iki alfabeden biri olan Kiril yazısı, Aziz Kiril ve kardeşi Metodius tarafından 9. yüzyılın ilk çeyreğinde oluşturulmuştur.
Askerî tarih, insanlık tarihi boyunca süregelen ve çatışma kategorisine giren olaylardan oluşur. Bunlar iki kabile arasındaki küçük çaplı dövüşmeden yeryüzündeki birey nüfusunun çoğunluğunu etkileyen düzenli ordular arasında geçen bir dünya savaşına kadar sıralanırlar. Bu olayları yazarak ya da diğer yollardan kaydeden kişilere de askerî tarihçi denir.
Oymak, ulusun ayrıldığı bölümlerden her biri. "Oymak" sözcüğü, Türkiye Türkçesi dışındaki Altay, Teleüt, Kazak, Kırgız vb. dillerde aymak şeklindedir. Bu şivelerde kelime şu anlamlara gelir: Halk, kavim, boy, soy, aile, köy, yabancı, yabancı göçebe, memleket vb. Moğolca'da "büyük kavim birlikleri" anlamını taşır. Moğol teşkilat bölümlerinde uluslar utuklara, utuklar da ayımaglara (oymak) ayrılırdı. Batı Anadolu ile Güneybatı Anadolu'daki göçebe ve yarı göçebe Türkmen boylarına "oymak" deniyordu. Bunlar 16. yüzyıldan sonra yörük adını aldılar, bir süre bunlara cemaat ve aşiret de dendi.

Narlıkuyu, Mersin ilinde turistik bir koy ve bu koy çevresinde 1990'lı yıllarda kurulan belediyedir. Orta çağ'daki adı Porto Calamie şeklindedir.

İstanbul Boğazı enerji nakil hatları ya da Boğaz atlama hattı, İstanbul şehrinin elektrik gereksinimini karşılamak ve üretilen enerjiyi şehrin her iki yakasına da eşit biçimde dağıtmak amacıyla İstanbul Boğazı üzerinden geçirilen büyük bağlantı kablolarıdır. İstanbul Boğazı üzerinde farklı noktalarda konumlandırılmış ve farklı kapasitelere sahip olan üç enerji nakil hattı vardır.
Keçilik Koyu, İstanbul Boğazı'nın şehrin Anadolu Yakası'na doğru yaptığı küçük girintidir. Anadolukavağı ile Poyrazköy arasında yer alır. Hemen hemen, Anadolukavağı sırtlarındaki Yoros Kalesi'nin altlarına denk gelir. Genişliği yer yer 5 metreye ulaşabilen, yaklaşık 50 metre uzunluğunda bir kumsalı vardır. Kumsaldan sonra sık ormanlarla kaplı yükseltiler başlar. Koyda su derinliği oldukça fazladır. Bu nedenle denize girmeye uygun değildir ve genelde teknelerin sığındığı bir yerdir. Koya kara yoluyla ulaşım olanağı yoktur. Su Altı Taarruz Komutanlığı, burada bulunmaktadır.
Selvi Burnu ya da Servi Burnu, İstanbul Boğazı'nda karanın denize doğru yaptığı küçük çıkıntıdır. Umuryeri Koyu ile Beykoz Deresi arasında yer alır. Burnun kuzeyinde Boğaz Komutanlığı'na bağlı askerî yasak bölge, güneyinde ise T.C. Devlet Su İşleri Melen Sistemi Tesisleri vardır. Avrupa Yakası'nda Selvi Burnu kıyılarının karşısına Tarabya ve Tarabya Koyu denk düşer.
Tellitabya, Delitabya ya da eski adıyla Milton, Osmanlı sultanı Abdülmecid tarafından İstanbul Boğazı'nda savunma ve kontrol amacıyla Fransız mimar Tavsav'a yaptırılmış bir tabyadır. Rumeikavağı ile Yenimahalle arasında yer alır.
Fil Burnu, İstanbul Boğazı'nda karanın denize doğru yaptığı küçük çıkıntıdır. Poyrazköy ile Anadolukavağı arasında yer alır. Burnun uç noktasında kendiyle aynı adı taşıyan Fil Burnu Feneri yer alır.

Guam (İngilizce: Guam, telaffuz:
Geraylı aşık şiirinde kullanılan türlerden biridir.Sekizli hece vezni ile söylenir. Yapısı Anadolu'daki semaileri hatırlatan bir şekildir.Türkçenin konuşulduğu bazı yerlerde "sekizli" diye de adlandırılır.Hece sayısı sekize uymayan bazı geraylıların ise bir derleme hatası olduğu açıktır. Tarihte Türk boylarından birinin adı olan Geray kabilesinden geldiği anlaşılan geraylı, Azerbaycan âşık edebiyatında bir şiir şeklinin de adı olmuştur. Türkiye sahasında görülmeyen geraylı, sadece âşık edebiyatında ya da halk edebiyatında değil, yazılı ve çağdaş Azerbaycan edebiyatında da kullanılmıştır. Azerbaycan âşıkları arasında ‘geraylı çağırmak’, ‘geraylamak’, ‘geraylı okumak’ vb. şekillerde deyim olarak da kullanılır. Ayrıca, Azerbaycan âşıkları tarafından adından âşık havası / âşık makamı da icat edilmiştir.

Scandola Doğa Koruma Alanı, Fransa'nın Korsika adasının batı kıyısında, Korsika Bölge Parkı'nda yer almaktadır. 1975 yılında kurulmuştur. 1983 yılında UNESCOtarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.