İçeriğe atla

Ulusal travma

Ulusal travma psikolojide ve sosyal psikolojide yer alan bir kavramdır. Ulusal travma, bir travmanın etkilerinin genel olarak bir ülke veya tanımlanmış bir grup insan gibi toplu bir grubun üyeleri için geçerli olduğu bir travmadır. Travma, bir bireyi fiziksel veya psikolojik olarak ciddi şekilde olumsuz etkileme potansiyeline sahip bir incinmedir. Psikolojik travma, bir kişinin kendisi ve dünya hakkındaki temel varsayımlarının sarsılmasıdır.[1] Umulmadık, acı verici, sıra dışı ve şok edici olumsuz bir deneyim, devam eden süreçlerde veya ilişkilerde kesintilere neden olur ve ayrıca uyumsuz tepkiler oluşturabilir.[2] Bu tür deneyimler yalnızca bir bireyi etkilemez, aynı zamanda tüm bir grup insan tarafından toplu olarak da deneyimlenebilir.[2] Trajik deneyimler, bir ulusun gelenek kültürü, dili ve siyaseti ile temsil edilen bir bütün olarak paylaştığı aidiyet duygusu olan ulusal kimliği [3] topluca yaralayabilir veya tehdit edebilir.[4]

Bireysel psikolojik travmada, bireyin dünyayla nasıl ilişki kurduğuna dair temel kabuller, örneğin dünyanın iyi niyetli ve anlamlı olduğu ve bireyin dünyada bir değeri olduğu gibi, ezici yaşam deneyimleri tarafından altüst edilmektedir.[1] Benzer şekilde, ulusal travma, toplumsal kimliğin temel varsayımlarını altüst eder; korkunç bir şey olmuştur ve toplumsal yaşam öngörülebilirliğini yitirmiştir.[2] Bu tür kabullerin yıkılmasının nedenleri çeşitlidir ve düzgün bir kategorizasyona meydan okumaktadır. Örneğin, savaşlar her zaman ulusal travmalar değildir; Vietnam Savaşı Amerikalılar tarafından ulusal bir travma olarak yaşanırken[5] Winston Churchill, İkinci Dünya Savaşı tarihinin kapanış cildine Zafer ve Trajedi adını vermiştir.[6] Benzer türdeki doğal afetler de farklı tepkilere sebep olabilmektedir. Alberta'da 2016 Fort McMurray orman yangını, doğrudan ölüme yol açmamasına rağmen, sadece o bölgede yaşayan halk için değil, Kanada'nın Alberta Eyaleti için de toplu bir travma yaratmıştır;[7] ancak binlerce kişinin ölümüne yol açan çok daha büyük çaplı Peshtigo yangını büyük ölçüde unutulmuştur.[8]

Ulusal travmaya verilen tepkiler de farklılık göstermektedir. Ulusu büyük ölçüde harekete geçiren bir savaşta açık bir yenilgi yaşayan bir ulus, neredeyse kaçınılmaz olarak ulusal travma da yaşayacaktır, ancak bu yenilginin hissedilme şekli tepkiyi değiştirebilmektedir.[9] Amerikan İç Savaşı'nda Güney Konfederasyonu'nun ve I. Dünya Savaşı'nda Alman İmparatorluğu'nun halkları, adil olmayan savaşlarda "şanlı" bir yenilgiye uğradıklarına dair savaş sonrası mitolojiler (ilkinde Kayıp Dava, ikincisinde ise Arkadan bıçaklanma miti) yaratmıştır.[9] Bununla birlikte, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın savaş sonrası deneyimi çok daha karmaşık olup, Alman kolektif suçluluğu duygusundan[10] toplu cehalete kadar çeşitli tepkilere yol açmıştır.[11] Bu travmalara verilen ortak bir ulusal yanıt, 11 Eylül sonrası ABD[12] veya savaş sonrası Japonya'da olduğu gibi, ulusal birlik ve ahlaki arınma çağrılarının tekrar tekrar yapılmasıdır.[13]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Janoff-Bulman, Ronnie (1992). Shattered Assumptions: Towards a New Psychology of Trauma. New York: Free Press. ISBN 978-0029160152. 14 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  2. ^ a b c Neal, Arthur G. (2005). National Trauma and Collective Memory: Extraordinary Events in the American Experience. Armonk, NY: Sharpe. ISBN 978-0765615817. 14 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  3. ^ Elovitz, Paul H. (Yaz 2008). "Presidential Responses to National Trauma: Case Studies of G.W. Bush, Carter, and Nixon". The Journal of Psychohistory. 36 (1): 36-58. PMID 19043998. 
  4. ^ "Definition of National Identity in English". Oxford Dictionaries. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ Kiernan, David (10 Ekim 2017). "Why Americans still can't move past Vietnam". Washington Post. 8 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  6. ^ Churchill, Winston; Keegan, John (1954). Triumph and Tragedy: The Second World War, Volume 6. Londra: Cassell. ISBN 978-0304929733. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  7. ^ Koziol, Carol A. "Individual and Collective Trauma: The Fort McMurray Fire". Academia.edu. Academia. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  8. ^ Hipke, Deana C. "The Great Peshtigo Fire of 1871". The Great Peshtigo Fire of 1871. 29 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  9. ^ a b Schivelbusch, Wolfgang (2004). The culture of defeat : on national trauma, mourning, and recovery. New York: Picador. ISBN 978-0312423193. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  10. ^ Davis, Mark (5 Mayıs 2015). "How World War II shaped modern Germany". euronews. 19 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  11. ^ Bowie, Laura (2012). "The Impact of World War Two on the Individual and Collective Memory of Germany and its Citizens" (PDF). Newcastle University. 7 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 
  12. ^ Janoff-Bulman, Ronnie; Sana, Sheikh (1 Aralık 2006). "From national trauma to moralizing nation." Basic and Applied Social Psychology". Basic and Applied Social Psychology. 28 (4): 325-332. doi:10.1207/s15324834basp2804_5. 
  13. ^ Hashimoto, Akiko (2015). The long defeat : cultural trauma, memory, and identity in Japan. Oxford: Oxford University Press. ISBN 9780190239152. Erişim tarihi: 1 Aralık 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Carl Gustav Jung</span> İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu (1875–1961)

Carl Gustav Jung, İsviçreli psikiyatr. Analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisidir.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya posttravmatik stres bozukluğu (PTSD), travma yaratan bir olayın yaşanmasından sonra, o olayın günlük yaşamda veya rüyada tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur.

1965 Erivan gösterileri, Ermeni Kırımı'nın 50. yıl dönümünde 24 Nisan 1965'te Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti Erivan'da gerçekleşmiştir. Bu olay, 1915 Ermeni Soykırımı'nın tanınması mücadelesinin ilk adımı olarak kabul edilmektedir.

Askerî psikoloji dost ve düşman kuvvetlerinde veya sivil topluluklardaki davranışları anlama, tahmin etme ve karşı koymaya yönelik psikolojik teorilerin ve ampirik verilerin araştırılması, tasarımı ve uygulanmasıdır. Askerî harekâtların yürütülmesi için istenmeyen, tehdit edici veya potansiyel olarak tehlikeli olabilecek davranışlara özel önem verilmektedir. Askerî psikoloji, askeri zaferler için askerî birlikler arasındaki dayanıklılığı teşvik etmek ve düşman güçlerine karşı koymak için psikolojinin çoklu alt disiplinlerini kullanır. Askerî psikoloji altında incelenen stres ve zihinsel hastalıklar askeriyeye özgü değildir. Ancak, askerler genellikle savaş ve savaş ortamlarında benzersiz stres kombinasyonlarıyla karşılaşırlar ve stresle ilişkili psikiyatrik bozukluklar yaşayabilirler. Askerî personelin karşılaştığı sorunların özel örnekleri arasında Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), suçluluk, aile ve partner zorlukları, kâbuslar ve geri dönüşler sayılabilir. Uygulamalı askerî psikoloji özellikle danışmanlık ve askerî personelin ve ailelerinin stres ve yorgunluğunun tedavisi üzerine odaklanmıştır.

Flaş bellek, duygusal olarak uyarıcı bir anın veya olayların detaylandırılmış ve son derece can alıcı parçalarının 'enstantene' resmidir. Flaş bellek terimi şaşkınlık uyandıran, gelişigüzel aydınlanmalar, detay, görüntünün özü gibi kelimeleri akla getirir. Bununla beraber flaş bellekler bir parça gelişigüzel ve tamamlanmışlıktan da uzaktır. İnsanlar genellikle hatıralarından bir hayli emin de olsalar, araştırmalar bu hatıraların birçok detayının unutulduğunu göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Erdinç Öztürk</span>

Erdinç Öztürk, Türk akademisyen ve klinik psikoloji profesörü. İstanbul Üniversitesi - İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında klinik psikolog olarak yirmi yıl çalışmış ve travma kökenli yüzlerce dissosiyatif bozukluk vakasını tedavi etmiş olan Öztürk, 2015'ten bu yana İstanbul Üniversitesi - Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Ana Bilim Başkanı olarak bilimsel faaliyetlerini sürdürmektedir.

Tecavüz türleri, tecavüzün meydana geldiği duruma, mağdurun kimliğine veya özelliklerine, failin kimliğine veya özelliklerine gibi çeşitli kriterlere göre sınıflandırılması sonucu oluşan kategorileri içerir. Aşağıda açıklanan tecavüz türleri birbirini dışlamaz: belirli bir tecavüz, örneğin hem hapishanede tecavüz hem de toplu tecavüz olarak veya hem velayet tecavüzü hem de bir çocuğa tecavüz olarak birden fazla kategoriye girebilir.

<span class="mw-page-title-main">Liberal Parti (Yunanistan)</span> Yunan politik partisi

Liberal Parti, 20. yüzyılın başlarından ortalarına kadar Yunanistan'ın en büyük partilerinden biriydi. 1952'den sonra Ulusal İlerici Merkez Birliği olarak da anılır. Eleftherios Venizelos tarafından Ağustos 1910'da kuruldu ve İkinci Dünya Savaşı'nın ardından düşüşe geçinceye kadar uzun yıllar boyunca Yunan siyasetine hakim olmaya devam etti. Venizelos dışında en tanınmış üyeleri arasında Nikolaos Plastiras, Yorgo Papandreu ve Konstandinos Miçotakis vardı.

Toplumsal hafıza, grup kimliğiyle önemli ölçüde ilişkili olguların grup üzerindeki bellek ve bilgi havuzunu ifade eden bir kavramdır. Kavram ilk kez 19. yüzyılın ikinci yarısında "la mémoire collective" olarak ortaya çıkmıştır. Filozof ve sosyolog Maurice Halbwachs toplumsal hafıza kavramını 1925'te yayımladığı Les cadres sociaux de la mémoire kitabıyla çözümledi ve geliştirdi. Kolektif hafıza, büyük ve küçük toplumsal gruplar tarafından oluşturulabilir, paylaşılabilir ve aktarılabilir. Söz konusu toplumsal gruplar ulusları, kuşakları, cemiyetleri içerebilir. Kolektif hafıza, psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe ve antropoloji dahil olmak üzere bir dizi disiplinde ilgi ve araştırma konusu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Elizabeth Loftus</span> Amerikalı psikolog

Elizabeth F. Loftus Amerikalı bilişsel psikolog ve insan belleği konusunda uzmandır. İnsan belleğinin şekillendirilebilirliği üzerine araştırmalar yapmıştır. Loftus en çok yanlış bilgi etkisi, görgü tanığı belleği ve çocukluktaki cinsel istismarın geri kazanılan anıları da dahil olmak üzere sahte anıların yaratılması ve doğası konusundaki çalışmaları ile bilinmektedir. Loftus, laboratuvar içindeki çalışmalarının yanı sıra araştırmasını yasal ortamlara uygulamakla da ilgilenmiştir; yüzlerce dava için danışma ya da bilirkişi tanıklığı sağlamıştır. 2002 yılında, Loftus Genel Psikoloji İncelemesi'nde 20. yüzyılın en etkili 100 psikolojik araştırmacıları listesinde 58. sırada yer alarak listede en üst sırada yer alan kadın araştırmacı olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kurban milliyetçiliği</span>

Kurban milliyetçiliği; bir milleti, tarihte gerçekleşmiş mağduriyetlerini vurgulayarak kolektif bir şekilde masum ve suçsuz olarak sunan bir milliyetçilik türüdür. Bu düşünce türü, özellikle İrlanda ve Polonya gibi geleneksel olarak Katolik Kilisesi'ne bağlı olan ülkelerde daha belirgindir. Çin ve Kore halkının, Japon işgali döneminde işlenen savaş suçlarına dair bakış açısı da sıklıkla bunun bir örneği olarak gösterilir. Bunların yanında; kurban milliyetçiliği, Ermeni milliyetçiliğinin önemli bir parçasıdır. Düşünce; halk tarafından benimsenmesi durumunda diğer grupların yaşadığı mağduriyetleri kabul etmeyi zorlaştırdığı için, etnik çatışmalarda barışın sağlanması sürecini olumsuz etkileyebilir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra 1980'lere kadar Avusturya'nın resmî bir devlet politikası olarak benimsediği Opferthese'nin ve Almanya'nın durumunda olduğu gibi; bu düşünce yapısı, uluslararası çatışmalarda "fail" olarak görülen ülkelerin, kendilerini çatışmadan sorumlu rejimlerin "ilk kurbanı" olarak göstermesiyle sonuçlanabilir.

Geçmişe dönüş ya da istemsiz tekrar eden bellek, bireylerin eski deneyimleri ya da eski deneyimlerin ögelerini ani ve genellikle güçlü bir şekilde yeniden deneyimlediği psikolojik fenomendir. Bu deneyimler sevindirici, üzgün, heyecan verici veya herhangi başka bir duygu olabilir. Geçmişe dönüş terimi, özellikle, anı istemsiz hatırlandığında ve/veya bu anı insanın tekrar yaşayabileceği kadar yoğun olduğunda, bunun gerçek zamanda yaşanmadığını, sadece bir anı olduğunu fark edemeyeceği durumlarda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Künt travma</span>

Künt travma veya perforan (delici) olmayan travma; bir fiziksel travma sonrası ortaya çıkan durumdur. Bir nesne cildi deldiğinde ve vücudun bir dokusuna girerek açık bir yara ve çürük oluşturduğunda ortaya çıkan delici travmadan (penetran) farklı bir durumdur.

Psikolojik travma ya da sarsıntı, üzücü bir olaya veya kazalar, tecavüz veya doğal afetler gibi olaylar dizisine verilen duygusal bir tepkidir. Psikolojik şok ve psikolojik inkar gibi tepkiler tipiktir. Daha uzun vadeli tepkiler, öngörülemeyen duygular, geçmişe dönüşler, kişilerarası ilişkilerde zorluklar ve bazen baş ağrısı veya mide bulantısı gibi fiziksel semptomları içerir.

Richard Shiffrin Amerikalı psikolog, Indiana Üniversitesi, Bloomington'da Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü'nde bilişsel bilim profesörüdür. Shiffrin, psikoloji alanına bir dizi dikkat ve hafıza teorilerine katkıda bulunmuştur. 1968'de Atkinson-Shiffrin bellek modelini, o sırada akademik danışmanı olan Richard Atkinson ile birlikte yazmışlardır. 1977'de Walter Schneider ile birlikte dikkat teorisini yayınladı. 1980'de Jeroen GW Raaijmakers ile birlikte 2000'li yıllara kadar bilişsel psikologlar için standart hatırlama modeli olarak kullanılan İlişkisel Bellek Araması (SAM) modelini yayınladı 1997 yılında Mark Steyvers ile birlikte SAM modelini Bellekten Etkili Alma (REM) modeliyle genişletti.

Endel Tulving, Estonya doğumlu Kanadalı deneysel psikolog ve bilişsel sinirbilimcidir. İnsan hafızası üzerine yaptığı araştırmalarda semantik ve epizodik hafıza arasındaki ayrımı ortaya koymuştur. Tulving, Toronto Üniversitesi'nde fahri profesördür. Baycrest Sağlık Bilimleri Rotman Araştırma Enstitüsüne 1992 yılında Bilişsel Sinirbilim alanında katılmış ve 2010 yılında emekli olana kadar orada çalışmıştır. 2006'da Kanada'nın en yüksek sivil onuru olan Kanada Nişanı almıştır.

Judith Lewis Herman, ensest ve travmatik stresin anlaşılması ve tedavisine odaklanan Amerikalı psikiyatrist, araştırmacı, öğretmen ve yazardır.

Bastırılmış hafıza, özellikle bireyleri haksız ve yanlış bir şekilde suçlamak için kullanıldığı ve önemli zararlara yol açtığı yasal bağlamlarda tartışmalı bir kavramdır. Amerikan Psikoloji Derneği çalışma grubu, "çocukken cinsel istismara uğrayan çoğu insan, başlarına gelenlerin tamamını veya bir kısmını hatırlarken, uzun süredir geçmiş istismar anılarının unutulmasının mümkün olduğunu belirtmiştir. Sigmund Freud, daha sonra teorisini revize etse de, başlangıçta çocukluk cinsel travması anılarının sıklıkla bastırıldığını ancak bu travmaların bilinçsizce davranışları ve duygusal tepkileri etkilediğini savunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İhanet</span>

İhanet, kişilerarası ilişkilerde, kuruluşlar arasında veya bireyler ve kuruluşlar arasında bir ilişki içinde ahlaki ve psikolojik çatışma üreten varsayımsal bir sözleşmenin, güvenin veya itimatın bozulması veya ihlalidir. Genellikle ihanet, rakip bir grubu veya kişiyi destekleme eylemidir veya bir tarafın diğerlerinden daha önce karar verdiği veya varsayılan normlardan tamamen kopmasıdır. Başkalarına ihanet eden birine hain denir. İhanet aynı zamanda yaygın olarak kullanılan bir edebi unsurdur, ayrıca filmler ve TV dizileri gibi kurgularda da kullanılır ve genellikle bir olay örgüsüyle ilişkilendirilir veya bir olay örgüsü olarak kullanılır.