İçeriğe atla

Uludağ

Uludağ
2486 m rakımlı Keşiş Tepe
Harita
En yüksek noktası
Yükseklik2543 m
Çıkıntı1504 m
ListelenmeUltra zirve
Koordinatlar40°4′14″K 29°13′19″D / 40.07056°K 29.22194°D / 40.07056; 29.22194
Coğrafya
KonumOsmangazi, Bursa, Türkiye
Jeoloji
Dağ türüTektonik
Tırmanma
En kolay rotaMotorlu vasıta veya teleferik
Türkiye üzerinde Uludağ
Uludağ
Türkiye' deki konumu
Havadan görünüm

Uludağ, Bursa ili sınırları içinde, 2.543 m yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ. Uludağ; Marmara Bölgesinin en yüksek dağıdır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ'ın uzunluğu 40 km'yi bulur. Genişliği ise 15–24 km'dir. Toplu ve heybetli bir görünüşe sahip olan bu dağın Bursa'ya bakan yamaçları kademeli, güneye Orhaneli'ne bakan tarafları ise düz ve daha diktir. En yüksek noktası göller bölgesinde yer alan Uludağ tepe'dir (2.543 m). Uzaktan Bursa'ya yaklaşılırken ve oteller bölgesinde görülen yüksek tepe genelde zirve olarak algılanır. Hâlbuki Zirve gibi görünen o tepenin ismi Keşiş Tepedir ve yüksekliği 2.486 m'dir. Uludağ tepe (2.543 m) Keşiş Tepenin 5 km güneydoğusunda yer alır. Dağın kuzey tarafında Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra yaylaları vardır.

Tarihçe

Antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot (MÖ 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında Uludağ, "Olympos" olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır. Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (MÖ 64-MS 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer. Strabon; "Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir. Roma İmparatorluğu'nda resmi din hıristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır. Uludağ'da Nilüfer çayı ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28 manastır kurulmuştur. Orhan Gazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken,[1] bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur. Bursa'nın fethinden sonra Türkler dağa "Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa'ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir. "Olympos Mysios" veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile "Uludağ" adını almıştır.[2]

Turizm

1933'te Uludağ’a bir otel, bir de muntazam şose yol yapılmış, böylece bu tarihten itibaren Uludağ kış kayak sporları için bir merkez haline gelmiştir. Düzenli otobüs seferlerinin başlaması da buraya ilgiyi daha da artırmıştır. Sonradan asfaltla kaplanan bu yol Uludağ'ın Kadıyayla hariç bütün yerleşim birimlerini doğrudan Bursa'ya bağlar. Uludağ modern dağ tesisleri, 1963'te hizmete açılan Türkiye'nin ilk teleferiği Bursa Teleferik, dördüncü büyük kent olan Bursa'nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi olmuştur. Uludağ Türkiye'nin en büyük kayak merkezidir. Yol durumunun uygunluğu, uzun kış mevsiminde (Ekim-Nisan arası) kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekmektedir. Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, Marmara denizi ve civar yakın yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik vermektedir. Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir. Bursa'nın Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pek çok hastalığa şifa olmaktadır. Teleferik 2014 yılında tümüyle yenilenmiş ve Kurbağakaya (Oteller) bölgesine kadar uzatılmıştır. Ayrıca teleferiğin ara istasyonu olan Sarıalan'da ve Sarıalan'dan telesiyejle ulaşılan Çobankaya'da Kızılay Derneği'nin her yaz düzenlediği yaz kampları bulunmaktadır. Kirazlıyayla'da kurulu bulunan eski senatoryum binası şu anda otel olarak kullanılmaktadır. Uludağ'da 15 adet özel ve kamuya ait 12 resmi konaklama tesisi vardır. Bunlara ait pek çok telesiyej ve teleski hattı mevcuttur.

İklim ve bitki örtüsü (flora)

Uludağ'ın yüksek yerlerinde eski buzullara ait izlere rastlanmaktadır. Karatepe'nin kuzeyindeki Aynalıgöl, Karagöl ve Kilimligöl buzul gölleri bu izlerin en önemlileridir. Bu göllerin beyaz kar yığınları buraların güzelliğine güzellik katmaktadır. Uludağ'ın Zirvesi olan Uludağ Tepe (2543 m) altındaki kuzey çanağında kalıcı kar tabakaları bulunur. Türkiye'nin en alçakta kalıcı kar bulunan dağıdır.

Etrafındaki çöküntü sahalarının çevresinde yükselen Uludağ'da tabakalar arasında yer yer maden ve maden damar yataklarına rastlanmaktadır. Türkiye'nin önemli volfram yatakları buradadır. İklimi, yüksek dağ özelliğindedir. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır. Yüksekliğe bağlı olarak da ısı azalır. 1700 m'nin üzerinde kışın Şubat sonunda 150 cm-400 cm arasında kar kalınlığı oluşmaktadır. Uludağ'dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pek çok dere, Nilüfer Çayı ile Göksu'ya ulaşırlar.

Uludağ, bitkisel zenginlik bakımından ender yerlerden biridir. Mart ayında alt kademelerde başlayan uyanma, yaz boyunca zirvede devam etmektedir. Özellikle orman kuşağının üzerinde yer alan ve pek çok kişi tarafından kıraç olarak bilinen dağda, çok zengin ve bu bölgeye özgü nadir bitki türleri yayılış göstermektedir.

Karaçam ormanları arasında sarıçam, 2100 m'den sonra bodur ardıçlar, 2300 m kadar otsu türler ile temsil edilen Alpin bitkiler hakimdir. Dağın etek bölümlerinde meşe, kestane, çınar, ceviz ağaçlarına, 300–400 m kadar olan kısımda Akdeniz bitkilerine daha yukarılarda nemli orman bitkilerine rastlanır.

Dağın iklimi alt kademelerden zirveye doğru kademeli değişimler göstermektedir. Alt kademelerdeki Akdeniz iklimi ile Karadeniz İkliminin geçiş tipi gözlenir. Yazın Akdeniz'deki kadar kurak bir iklime sahip değildir. Zirveye doğru nemli mikro termik iklim tipine dönüşürken, kışları yüksek rakımlarda oldukça sert hava şartları görülür. Doğu Akdeniz iklim grubunun birinci familyasında yer almaktadır. Yıllık ortalama Sıcaklık Zirveye doğru azalmakta yağış ise artmaktadır. Bursa'da (100 m) yıllık 14,6 °C olan ortalama sıcaklık ve 696,3 mm olan yıllık toplam yağış, Uludağ'ın kuzey yamacında bulunan Sarıalan meteoroloji istasyonunda (1620 m) 5,5 °C ve 1252,1 mm, Uludağ Zirve (oteller) meteoroloji istasyonunda (1877 m) 4,6 °C ve 1483,6 mm'ye ulaşır. Özellikle Kuzeye bakan tarafında karadeniz iklimine benzer iklim gözlemlenir. Sarıalan, Bakacak, Çobankaya mevkilerinde yazın orografik yağış (yamaç yağışı) gözlemlenmektedir. Sarıalan'da yıllık yağışın % 14,3'ü yazın düşerken bu oran Uludağ otellerde % 10,9'a, Bursa'da %10,4'e düşer. Kar yağışlı gün sayısı da zirveye doğru artar. Bursa'da kar yağışlı gün sayısı 7,5 gün ve karla kaplı gün sayısı 9,4 gün iken Sarıalanda (1620 m) kar yağışlı gün sayısı 48,9 gün ve karla kaplı gün sayısı 109,9 güne çıkar, Uludağ otellerde (1877 m) kar yağışlı gün sayısı 67,5 gün karla kaplı gün sayısı 179,3 güne ulaşır. Uludağ'da gözlemlenmiş en yüksek kar kalınlığı 430 cm'dir. En yüksek kar kalınlıklarına genelde mart ayında ulaşılır. Oteller bölgesinde Eylül ayı ile Haziran ayı arasında kar yağışı gözlemlenebilir. Ama ağırlıkla kar yağışları Ekim ayında başlar ve Mayıs ayına kadar aralıklarla sürer. Kayak yapmaya elverişli kalınlığa genelde 25 Kasım- 15 Aralık arasındaki tarihlerde ulaşılır ve yağış durumuna göre 15 Nisan 1 Mayıs tarihlerine kadar sürer. Kayak sporu için ortalama istatistiki veri olarak bakıldığında ortalama donlu gün sayısı 144,7 gün, gündüz en yüksek sıcaklığın 0'ın altında olduğu gün sayısı ise 54,9 gündür. Kayak için en uygun sıcaklıklar Aralık ile Mart sonu arasında gözlemlenir.

Göller bölgesi

Uludağ, Küçükasya'da buzul oluşumlarının ilk olarak bulunduğu bir yüksekliktir. Gerçekten ülkemizdeki buzul devri izleri ilk olarak Uludağ'da ve 1904 yılında bulunmuştur.[3] Uludağ üzerinde rastlanan pleistosen'e ait glasyal izler, zirveler sathı ile yüksek yaylalar düzlüğü arasında kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanan 200 – 300 m. nisbi yükseklikteki sarp duvarda oyulmuş sirklerden ibarettir. Sirkler Uludağ'ın zirve nahiyesinin kuzey kısmında morfolojinin en göze çarpan unsurunu kuzeybatıdan güneydoğuya doğru sıralanmıştır. Bunları mevkilerine göre üç takımda inceliyoruz : a) Batı grubu, b) Ortadaki grup, c) Doğu grubu.

a) Batıdaki sirk grubu

Bu gruba dahil olan iki sirk gölü vardır. Koğukdere Gölü ve Çaylıdere Gölü yer alır. Bu iki göle aynı zamanda "İkiz Sirk Gölü'' de denmektedir. Bu sirkler 2500 metrelik Sığınaktepe'nin hemen kuzeyinde bulunurlar. Her iki sirkin ebatları hemen hemen aynı olup, yaklaşık 300 – 400 m. kadardır ve taban yükseltileri de 2200 metredir.

b) Ortadaki sirkler grubu

Bu gruba Heybeli Göl ve Buzlu Göl dahildir. Uludağ'ın zirve nahiyesinin sarp kuzey duvarının orta kesiminde yer almıştır. Bu gruba dahil olan sirkler arasında az yüksek ve basık sırtlar tamamıyla mermerlerden oluşurken bir yandan küçük karstik çukurlar bir yandan da hörgüç kayaya benzer şekiller dikkati çekmektedir.

c) Doğudaki sirk grubu

Uludağ'ın en muhteşem ve en güzel sirklerini teşkil eden bu grubu üç sirk meydana getirir. Kütlenin en yüksek noktası Karatepe'nin (2550 m.) kuzey yamaçlarında kemirilmiş olan bu sirkler batıdan doğuya doğru Aynalı, Karagöl ve Kilimli adını alan birer göl tarafından teşekkül eder.

Bunlardan en batıda bulunan Aynalıgöl sirki kuzeydoğuya bakan büyük bir at nalı şeklindedir. Sirkin çapı 500 metre kadardır; yani orta ve batı gruplarına dahil sirklerin hepsinden daha büyüktür. Sirkin üç yanı çok yüksek duvarlar halinde yükselir. Bu duvarların güney yarısı mermerlerden, kuzey yarısı ise granit, gnays ve hornblendli şistlerden meydana gelir. Böylece Aynalı Sirki de, bütün Uludağ sirkleri gibi granit - mermer kontağında yer almış bulunmaktadır. Doğu grubundaki sirklerin ikincisini Karagöl Sirki teşkil eder. Hemen hemen daire şeklindedir. Karagöl Sirki'nin hemen güneyinde Uludağ'ın en yüksek noktası olan Uludağ Tepe (2543 m) yükselmektedir. Böylece gölü çeviren sarp sirk duvarlarının yüksekliği 300 metreye yaklaşmaktadır. Karagöl Sirki komşu sirkler gibi kuzey doğuya bakmakta olup önünde yaklaşık 10 metre yüksekliğinde bir moren seddi mevcuttur. Doğu grubundaki sirklerin üçüncüsünü ve aynı zamanda Uludağ sirklerinin sonuncusunu, Karagöl'ün doğu komşusu olan Kilimli Göl Sirki teşkil etmektedir. Ortasından granit- mermer kontak hattının geçtiği bu sirkin tabanı, nispeten daha küçük ve daha az derin olan Kilimligöl tarafından işgal olmuştur. Bu gölün seviyesi 2330 metredir. Gölün fazla suları, sirki kapatan 20 metre yüksekliğinde bir moren seddinin altından sızmakta ve biraz aşağıda tekrar meydana çıkmaktadır. Bu üç gölün ayakları ileride birleşerek Bursa Ovası'nın doğu ucuna inen Aksuyu oluşturmaktadır.[4]

Göller bölgesinin faunası

Göllerde yapılan zooplankton örneklemeleri sonucunda, Rotiferlerden (Tekerlek hayvanlar) 11 familya içerdiğine 7 takson, Kopepodlardan (Kürek ayaklılar) 3 familya içeriğinde 5 takson olmak üzere 36 takson saptanmıştır. Rotiferlerin istasyonunlara göre dağılımlarına bakıldığında, 13 takson ile Kilimligöl'ün en zengin istasyon olduğu görülmektedir. Bunu 9 ve 8 takson ile Aynalıgöl, Karagöl ve Buzlu Göl izlemektedir. Rotiferler açısından en fakir istasyon ise 4 takson ile Heybeligöl olmuştur. İstasyonların tümünde değişen sayılarda Oligoket (halkalı solucanlar) türleri tespit edilmiştir. Naididae (çamur solucan) familyası tür çeşitliliği bakımından dominant olmasına rağmen, Kilimligöl, Karagöl ve Aynagöl'de herhangi bir Naidid türüne rastlanmamıştır. Sonuç olarak, Uludağ'da bulunan buzul göllerin zooplanktonunda 36, zoobentosunda 38 ve omurgalı faunasında ise 8 takson olmak üzere toplam 82 takson tespit edilmiştir.[5]

Hayvan topluluğu (fauna)

Uludağ Millî Parkı içinde ayı,[6] kurt, tilki, sincap, tavşan, gelincik, yılan, yaban domuzu, kertenkele, akbaba, dağ kartalı, ağaçkakan, baykuş, kumru, dağ bülbülü, serçe gibi değişik hayvanlar yaşamlarını sürdürmektedir. Kırmızı orman karıncası da Uludağ ormanlarına büyük fayda sağlamaktadır. 1966 yılında Yeşiltarla'da bir geyik üretme çiftliği de kurulmuştur. Çok uzun zaman faaliyetini sürdüren çiftlikteki geyikler 2006 yılında doğaya salındılar. Sakallı Akbaba (Grpaetus barbatus) ise Uludağ’da yaşayan endemik türdür. 46 tür kelebek yaşamakta olup Apollo kelebeğinin Uludağ'a özgü endemik türü bulunmaktadır. Türkiye’deki en büyük kelebek olma özelliğine sahip olan bu kelebek, zaman zaman 3.000 m yükseklikte bile yaşama imkânı bulur. Vücutları kürke benzeyen siyah tüylerle kaplıdır. Gövdenin koyu rengi güneşten ısı emmesine yardımcı olur. Bu kanatlar kelebeğin olağanüstü yükselmesini sağlar.

Resim galerisi

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Menthon, Bernardin (1935). L’Olympe de Bithynie- Ses Saint, Ses Couvents, Ses Sites. Paris: Bonne Presse. 
  2. ^ Korucu, Serdar (1 Şubat 2015). "Uludağ'ın unutulan manastırları". Agos. agos.com.tr. 21 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2022. Bütün dünya bu dağa Olemp der. Biz ise Keşiş Dağı diyoruz. Garbi Anadolu'nun en yüksek tepesine çıktım. Etrafıma baktım; ne keşiş gördüm, ne derviş. Güzel Bursa bir keşişin gölgesi altında mustaripti. Halk bu ismi sevmiyor; haklıdır. Olemp kelimesi de halkımızın diline uygun değildir. Biz buna, dağın bünyesine en uygun olan bir ismi verelim ve Uludağ diyelim 
  3. ^ Çepel, Necmettin. "Uludağ kütlesinin ekolojik özellikleri." Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University (JFFIU) 28.2 (1978): 15-25.
  4. ^ ERİNÇ, Dr. Sırrı. "Uludağ üzerinde glasyal şekiller". Uludağ Üzerinde Glasal Morfoloji Araştırmaları. Erişim tarihi: 19 12 2015.
  5. ^ Ustaoğlu, M. Ruşen, et al. "Uludağ (Bursa)’daki buzul gölleri ve akarsularında faunal bir çalışma." EÜ Su Ürünleri Dergisi 24.4 (2008): 295-299.
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2018. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Erciyes</span> Türkiyede, Kayseride bir yanardağ

Erciyes, İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan sönmüş bir yanardağ. Kayseri'nin 25 km güneybatısındaki Sultansazlığı ovaların'ın yanından yükselen büyük kütleli bir stratovolkandır.

Olimpos ya da Olympus aşağıdaki anlamlara gelebilir:

<span class="mw-page-title-main">Uludağ Millî Parkı</span> Türkiyede millî park

Uludağ Millî Parkı, Bursa ilinin güney ve güneydoğusunda 13.024 hektarlık bir alanda 1961 yılında Millî Park olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Millî parka ulaşım karayolu ve teleferik ile yapılabilmektedir. Dağın Kuzey ve Güney yamaçlarında çok sayıda patikalar sayesinde park içindeki vadiler ve tepeler arasında ulaşım mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Dağ</span> çevresindeki karasal alanlardan daha yüksek olan kara kütlelerine verilen ad

Dağ, çevresindeki karasal alanlardan daha yüksek olan kara kütlelerine verilen addır. "Dağlık" sıfatı, dağlarla ilişkili ve kaplı alanları tanımlamak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Teleferik</span>

Teleferik, birbirinden uzak iki yer arasında, havada gerilmiş olan bir ya da birkaç çelik halat üzerinde bağlanarak yol alan asılı taşıtla yapılan nakliyat sistemidir. Teleferikler, asansör prensibiyle çalışırlar ancak özellikle vadi geçişlerinde tıpkı bir helikopter gibi yer zemininden oldukça yüksek noktalara çıkabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Kaçkar Dağları</span> Türkiyenin kuzeyinde, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir dağ sırası

Kaçkar Dağları, Türkiye'nin kuzeyinde, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir dağ sırası. Kuzey Anadolu Dağları'nın doğudaki bölümünü oluşturur. Doğusundaki birçok zirvesi 3500 m üzerindeyken, batı kesimi 2000 m yüksekliğe kadar ulaşır. En yüksek noktası olan Kaçkar Kavrun Dağı 3932 m yüksekliktedir. 1994 yılında Kaçkar Dağları Millî Parkı tesis edilmiştir. Millî parkın büyük bir bölümü Rize ili Çamlıhemşin ilçesi sınırları içinde, küçük bir bölümü de Artvin ili Yusufeli ilçesi sınırları içinde kalmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Elbruz Dağı</span>

Elbruz Dağı, 5.642 m yükseklikle Kafkasların, Rusya'nın ve Avrupa'nın en yüksek dağı. Elbruz; şu sıralar faal olmayan, yoğun olarak buzullarla kaplı, çift zirveli bir stratovolkandır. İki zirve arasındaki mesafe 1.500 metre olup zirve noktası güney krater kenarında bulunur. 70'ten fazla buzul, Elbruz'dan aşağıya, vadiye akar. Toplam 145 km² buzla örtülüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kartepe Dağı</span>

Kartepe, eski ismi Kel Tepe, İzmit'in güneydoğusunda, Samanlı Dağları silsilesinin en yüksek noktası 1601 m yüksekliğinde Marmara Bölgesi'nin ikinci en yüksek dağıdır. En rahat ulaşım Suadiye beldesinden sağlanır. Zirvesinde kurulan Kartepe Kayak Tesisleri ile turizm yönünden de gelişmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Palandöken Dağı</span>

Palandöken Dağı, Erzurum'da bulunan, 3125 metre rakımlı, tektonik bir dağdır. Sadece Palandöken'e özgü bir çiçek olan Palandökenensis Mayıs ayında bulunabilmektedir. Başköy mevkiinde bir kayak merkezi bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mescit Dağı</span>

Mescit Dağı, Erzurum ili sınırları içinde yer alan ve Türkiye'nin 3000 metrenin üstündeki dağlarındandır. 3255 metrelik zirvesi ile Çoruh Nehri'nin çıktığı dağ olan Mescit Dağı, Erzurum şehir merkezinin kuzeyinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Çiniligöl</span>

Çiniligöl, Bolkar Dağları'nda yer alan buzul göllerinin en büyüğüdür. Kuaterner zamanının Pleistosen döneminde Anadolu'nun yüksek dağlarında oluşmuş buzul gölüdür. Aladağlar ve Bolkar dağları üzerinde buzul aşınması ile oluşmuş sirk gölleri yer almaktadır. Akgöl, Alagöl, Çiniligöl, Yedigöl, Karagöl bölgedeki sirk göllerinin başlıcalarıdır. 2.600 metre rakımdaki göl, Niğde ili Ulukışla ilçesi sınırları içerisinde yer alır. Niğde ili göller bakımından zengin olmamakla beraber oluşum ve gelişimleri birbirinden farklı göllere de sahiptir. Mersin'in Çamlıyayla ilçesinden de buraya ulaşım vardır.

<span class="mw-page-title-main">Telesiyej</span>

Telesiyej, kayak merkezlerinde kurulu olanlar çoğunlukla sandalye şeklinde, kamplar ve yerleşim yerleri arasında çalışanlar ise çoğunlukla kabin şeklinde olan küçük bir teleferik tipidir. Kabin şeklinde olanlara bazı ülkelerde gondol ya da telekabin de denir. Bazı yerlerde aynı hat üzerinde hem sandalyeler hem de kabinler yer alabilmektedir. Telesiyejler sabit ve ayrılabilir klemli olmak üzere 2 tipe ayrılır. Sabit klemli telesiyejler en fazla 3 mt/sn hız ve 2/4/6 kişilik sandalyeler ile kullanılmaktadır. Yüksek hız ve kapasiteye sahip olan ayrılabilir klemli telesiyejler ise 6 mt./sn hız ve 4/6/8 kişilik sandalyeler ile kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Davraz Dağı</span>

Davraz Dağı, Isparta'nın doğusunda, Isparta ve Eğirdir'e 25 km mesafede yer alan, Toros Dağları'na bağlı 2637 m yüksekliğinde kayak turizmine açık bir dağdır. Halk arasında hem Davraz hem de Davras olarak adlandırılır. Davraz Akdeniz Bölgesi'nin Göller yöresinde, Eğirdir ile Kovada Gölleri arasında yükselen ve Isparta Ovasını kuşatan dağ kütlelerinden biridir. Davraz'ın etrafında Gelincik Dağı, Dedegöl Dağları Dipoyraz Doruğu, Sultan Dağları Gelincikana Doruğu yükselmektedir. Davraz kayak merkezinin de bulunduğu dağın en yüksek noktası 2635 metre ile Ulparçukuru Tepesidir.

<span class="mw-page-title-main">Olimpos Dağı</span> Yunanistanda bir dağ

Olimpos Dağı, Yunanistan'ın en yüksek dağıdır. Selânik'in yaklaşık 80 km güneybatısında, Teselya ve Makedonya arasındaki sınırda; Larisa ve Pierya bölgeselleri arasındaki Olympus Sıradağları'nda bulunmaktadır. Ege Denizi'nin Termaikos Körfezi yakınlarındaki Olympus masifinin bir parçasıdır. Olimpos Dağı'nın 52 zirvesi ve derin boğazları vardır. En yüksek tepe olan Mytikas, "burun" anlamına gelir ve 2.917 metre (9.570 ft) yüksekliğindedir. Topografik önem açısından Avrupa'nın en yüksek zirvelerinden biridir.

Sirk ve sirk gölleri, yüksek dağ zirveleri yakınlarında buzul aşındırması kontrolünde gelişmiş, kenarları sarp yarım daire veya buna benzer şekildeki çanaklara sirk adı verilmektedir Günümüz buzul arası dönemde yüksek dağlardaki vadi buzullarının erimesi sonucu sirkler günümüzde su ile dolmuş ve gölleşmiştir. Çeşitli büyüklükte olurlar. Oluşumlarının başlangıcında kar aşındırmasının da rolü vardır. Yüksek dağlık kütlelerde yamaçların üst kısımlarında yer alan herhangi bir çukurlukta veya sel kabul havzasında biriken karlar belirli bir kalınlıktan sonra yamacın eğimine uygun olarak hareket ederler ve bu arada zemini oyarak çukurlaştırırlar. Meydana gelen bu çukura nivasyon sirki denir. Burada biriken karlar zamanla buzul buzuna dönüşürler. Bu buzulun aşındırma gücü daha fazladır ve yer aldığı çanağı daha da derinleştirerek onu sirk haline dönüştürür. Nivasyon sirklerinde ters eğimler 5 dereceden daha küçüktür. Buna karşılık asıl sirklerde bu değerden daha büyük bulunur. Sirklerin büyüklüğü buzulun kütlesi ve aşındırma süresiyle doğru orantılıdır. Bu hususta zeminin litolojik özellikleri de önemli bir rol oynar.

<span class="mw-page-title-main">Ilgaz Dağı Millî Parkı</span>

Ilgaz Dağı Millî Parkı, Batı Karadeniz bölümünde Kastamonu ve Çankırı illerinde, Ilgaz Dağları üzerinde 1976 yılında kurulmuş millî park.

Ergan Kayak Merkezi Erzincan şehir merkezine 12 km güneyinde Ergan Dağı yamaçlarındaki kayak merkezidir.

Türkiye'deki buzul gölleri, Kuaterner zamanının Pleistosen döneminde oluşan buzul çağında Anadolu'nun yüksek dağlarında oluşmuş buzul gölleridir. Buzullaşma şekilleri genel olarak üç grupta incelenir:

  1. Toros Dağları,
  2. Doğu Karadeniz Dağları,
  3. Volkanlar ve diğer dağlar

Ergan Dağı, Erzincan ili sınırlarında Munzur Dağları'nın kuzey kolu olan dağdır. Yüksekliği 3.256 m olan dağ Erzincan merkeze 30 km uzaklıktadır. Dağın güney eteklerinde Yaylabaşı mahallesi yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Çimbulak</span> Almatıda bir kayak merkezi

Çimbulak veya diğer bilinen adıyla Şımbulak, Kazakistan'ın Almatı şehrinde bulunan bir kayak merkezidir. Orta Asya bölgesinin en büyüğü olan kayak merkezi, Trans-İli Ala Dağları'ndaki Medeu Vadisi'nin üst kısmında, deniz seviyesinden 2.200 metre yükseklikte yer alır. Medeo yolu ile Almatı'nın yaklaşık 25 kilometre güneyindedir. Ilıman iklimi, bol güneşli günleri ve kış boyunca bol miktarda kar yağması nedeniyle popülerdir.