
Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Batı Asya'da Anadolu'da, diğer bir bölümü ise Güneydoğu Avrupa'nın uzantısı Doğu Trakya'da olan kıtalararası bir ülkedir. Batıda Bulgaristan ve Yunanistan, doğuda Gürcistan, Ermenistan, İran ve Azerbaycan, güneyde ise Irak ve Suriye ile sınır komşusudur. Güneyini Kıbrıs ve Akdeniz, batısını Ege Denizi, kuzeyini ise Karadeniz çevreler. Marmara Denizi ise İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Anadolu'yu Trakya'dan, yani Asya'yı Avrupa'dan ayırır. Resmî olarak laik bir devlet olan Türkiye'de nüfusun çoğunluğu Müslüman'dır. Ankara, Türkiye'nin başkenti ve ikinci en kalabalık şehri; İstanbul ise, Türkiye'nin en kalabalık şehri, ekonomik ve finansal merkezi ve aynı zamanda Avrupa'nın en kalabalık şehridir.

Uşak, Ege Bölgesi'nde Batı ve Orta Anadolu'yu birbirine bağlayan İç Ege Bölümü'nde Gördes - Uşak Platosu üzerinde bulunan il. 31 Aralık 2023 yılı verilerine göre nüfusu 377.001'dir.

Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.

Gezegen; genellikle bir yıldız, yıldız kalıntısı ya da kahverengi cücenin yörüngesinde bulunan, yuvarlak hâle gelmiş bir astronomik cisimdir. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre Güneş Sistemi'nde sekiz gezegen bulunur. Bunlar, karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars; dev gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Gezegen oluşumu için bilimsel açıdan mevcut en iyi teori, bir bulutsunun kendi içine çökmesi sonucu bir yıldızlararası bulut meydana getirdiğini ve yıldızlararası bulutun da bir önyıldız ve bunun yörüngesinde dönen bir öngezegen diski oluşturduğunu öne süren bulutsu hipotezidir. Gezegenler bu disk içinde, kütleçekiminin etkisiyle maddelerin kademeli olarak birikmesi sonucu, yığılma (akresyon) olarak adlandırılan süreçte büyürler.

Kuş; tüyleri, dişsiz gagaları, yumurtladıkları sert kabuklu yumurtalar yoluyla üreyen, yüksek metabolizma hızına sahip, dört odacıklı kalpleri ve hafif ama güçlü bir iskelet yapısına sahip, Aves sınıfını oluşturan sıcakkanlı omurgalı hayvanlar grubudur. Tüm dünyada yaygın olarak yaşayan kuşların boyutları arı sinek kuşunda 5 cm ila deve kuşunda 2,75 m arasında değişir. On bin kadar yaşayan kuş türü bulunur ve bunların yarısından fazlasını ötücü kuşlar oluşturur. Kuşların türlere göre farklılık gösteren kanatları vardır ve kanatsız olduğu bilinen tek grup kivi kuşu ve soyları tükenmiş olan moa ile fil kuşudur. Ön ayakların evrimleşerek kanatlara dönüşmesi kuşlara uçma yeteneği sağlamış ancak daha sonra yine evrimin devam etmesiyle penguenler, deve kuşları ve adalarda endemik olan bazı türler uçma yeteneğini kaybetmişlerdir. Kuşların sindirim ve solunum sistemleri de uçma yeteneğine uyum sağlamıştır. Özellikle deniz kuşları ve bazı su kuşları gibi kuşlar ayrıca evrimleşerek yüzme yeteneği de kazanmıştır.

Aslan veya arslan, Panthera cinsindeki büyük kedilerden biridir ve kedigiller (Felidae) ailesinin bir üyesidir. 184-208 cm (72-82 in) kafa-gövde uzunluğuna sahip yetişkin erkek bireyler, 160-184 cm (63-72 in) uzunluğundaki dişilerden daha büyüktür. Pride adı verilen gruplar oluşturan sosyal bir türdür. Bir aslan grubu, birkaç yetişkin erkekten, ilgili dişilerden ve yavrulardan oluşur. Dişi aslan grupları genellikle birlikte avlanır ve çoğunlukla büyük toynaklıları hedef alır. Aslan bir süper avcı ve kilittaşı avcısıdır. Her ne kadar bazı aslanların fırsatlar ortaya çıktığında insanları avladıkları bilinse de, tipik olarak bunu yapmazlar.

Kaplan, kedigiller (Felidae) familyasından etçil bir memeli hayvan türü ve büyük kediler ailesinin dört üyesinden biridir. Panthera cinsinin en büyük kedisidir. Turuncu-kahverengi renge sahip kürkünün üzerindeki, koyu dikey çizgileri ile kolayca tanınabilir. Genellikle geyik ve yaban domuzu gibi toynaklıları avlayan bir süper avcıdır. Bölgeseldir ve genellikle yalnız ama sosyal bir avcıdır, yavruların yetiştirilmesi ve avlanmayı öğrenebilmesi için geniş bitişik yaşam alanlarına ihtiyaç duyarlar. Kaplan yavruları, bağımsız bir birey olmadan ve kendi yaşam alanlarını kurmak için ayrılmadan önce, anneleriyle yaklaşık iki yıl kalırlar.

İnsan ya da modern insan, primatların en yaygın türüdür. İki ayaklılığı ve yüksek zekâsıyla karakterize edilen büyük insansı maymun olan insan, çeşitli ortamlarda gelişip son derece karmaşık araçlar geliştirmiş, karmaşık toplumsal yapılar ve medeniyetler oluşturmuştur. İnsanlar son derece sosyaldir; tek bir insan, ailelerden ve yaşıt gruplarından şirketlere ve siyasi devletlere kadar iş birliği yapan, farklı ve hatta rekabet eden sosyal grupların çok katmanlı bir ağına ait olma eğilimindedir. Bu nedenle, insanlar arasındaki sosyal etkileşimler, her biri insan toplumunu destekleyen çok çeşitli değerleri, sosyal normları, dilleri ve gelenekleri oluşturmuştur. İnsanlar aynı zamanda son derece meraklıdır: Olguları anlama ve etkileme arzusu, insanlığın bilim, teknoloji, felsefe, mitoloji, din ve diğer bilgi çerçevelerindeki gelişimini motive etmiştir; insanlar aynı zamanda antropoloji, sosyal bilimler, tarih, psikoloji ve tıp gibi alanlar aracılığıyla da kendilerini incelerler.

İnsanın evrimi, modern insanın evrimsel kökenini ve ne tür evrimsel süreçlerle ortaya çıktığını incelediği gibi insanın en eski atalarını ve atasal kökenlerini de konu edinir. Bunun yanında insanla ortak ataları paylaşan ve insan ile yakın akraba olan türlerin evrimini ve kökenini de araştırır. İnsan evrimi, konu olarak 1863 yılında T. H. Huxley tarafından oluşturulan bilim dalı primatolojiyi ve günümüz maymunlarının tüm canlılar ile onların eski atalarının fosillerini de dikkate almaktadır. Bunun yanında insanın evrimsel tarihi üzerindeki çalışma ve araştırmalar fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji dâhil olmak üzere birçok bilimsel alanı de içerir.

Adriyatik Denizi, Akdeniz'in bir parçası olan ve İtalya Yarımadası ile Balkan Yarımadası arasında kalan uzun bir körfezdir. Adriyatik, Akdeniz'in en kuzeydeki koludur ve Otranto Boğazı'ndan kuzeybatıya ve Po Ovası'na kadar uzanır. İtalya, Arnavutluk, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Slovenya ve Karadağ'ın denize kıyısı bulunmaktadır. Adriyatik, çoğu doğu kıyısının Hırvat kesiminde yer alan 1.300'den fazla adaya sahiptir. Kuzeyi en sığ, güneyi en derin olmak üzere üç havzaya ayrılmıştır ve maksimum 1.233 metre (4.045 ft) derinliğindedir. Bir su altı sırtı olan Otranto Sill, Adriyatik ve İyonya Denizleri arasındaki sınırda yer almaktadır. Hakim akıntılar Otranto Boğazı'ndan saat yönünün tersine doğu kıyısı boyunca ve batı kıyısı (İtalya) boyunca tekrar boğaza akar. Adriyatik'teki gelgit hareketleri azdır, ancak zaman zaman daha büyük genliklerin meydana geldiği bilinmektedir. Adriyatik'in tuzluluk oranı Akdeniz'dekinden daha düşüktür çünkü Adriyatik, Akdeniz'e akan tatlı suyun üçte birini bir seyreltme havzası görevi görerek toplar. Yüzey suyu sıcaklıkları genellikle yazın 30 °C (86 °F) ile kışın 12 °C (54 °F) arasında değişir ve Adriyatik Havzası'nın iklimini önemli ölçüde yumuşatır.

Ulubey, Uşak ilinin şehir merkezine 30 km uzaklıkta yer alan ve Denizli iline sınırı olan ilçedir.

Yaşam veya hayat sinyalizasyon ve kendi kendini idame ettirme süreçleri gibi biyolojik süreçlere sahip olan maddeyi, bu özelliklere sahip olmayan maddeden ayıran bir niteliktir ve büyüme, uyaranlara tepki verme, metabolizma, enerji dönüşümü ve üreme kapasitesi ile tanımlanır. Bitkiler, hayvanlar, mantarlar, protistler, arkealar ve bakteriler gibi çeşitli yaşam biçimleri mevcuttur. Biyoloji, yaşamı inceleyen bilim dalıdır.

Majör depresif bozukluk, majör depresyon veya klinik depresyon, en az iki hafta boyunca, farklı türden günlük hadise ve tecrübeler karşısında, sabit bir şekilde düşük ruh halinde bulunulması ile karakterize edilen bir zihinsel hastalıktır. Hastalık, tıbbi teşhisi ancak bir uzman tarafından konulabilecek bir hastalıktır. Hastalık, halk arasında kullanılan depresif olma durumu ile alakalı olmayıp, bu ruh hallerinden her yönden ve tamamen ayrılan bir hastalık türüdür.

Biyolojide abiyogenez veya yaşamın kökeni, yaşamın basit organik bileşikler gibi cansız maddelerden ortaya çıktığı doğal süreçtir. Hakim bilimsel hipotez, Dünya'da cansız varlıklardan canlı varlıklara geçişin tek bir olay değil, yaşanabilir bir gezegenin oluşumu, organik moleküllerin prebiyotik sentezi, moleküler kendini kopyalama, kendini birleştirme, otokataliz ve hücre zarlarının ortaya çıkışını içeren artan karmaşıklıkta bir süreç olduğudur. Sürecin farklı aşamaları için birçok öneri yapılmıştır.

Struthiomimus, Geç Kretase döneminde Kuzey Amerika'da yaşamış ornithomimid ailesinden bir dinozor cinsi. Ornithomimidler, dişsiz bir gagaya sahip, uzun bacaklı ve iki ayaklı canlılardı, özetle devekuşu benzeri dinozorlardı. Tip türü, Struthiomimus altus, Dinozor Eyalet Parkı'nda bulunan yaygın küçük dinozorlardan biridir; ilgili fosil alanında sayılarının fazlalığı bu hayvanların saf etoburlardan ziyade otobur veya hepçil olduklarını düşündürür.

63 milyon yıldan kısa bir süre önce diğer primatlardan ayrılan Strepsirrhini alt takımına ait olan makimsiler (Lemuroidea), en az 40 milyon yıl boyunca Madagaskar adasında evrimleşmiştir. Kök pramitlerle bazı özellikleri paylaşırlar ve bu nedenle çoğu zaman modern maymunların ve insansı maymunların ataları sanılır. Bunun yerine, sadece ilkel primatlara benzedikleri söylenebilir.

Yerküre tarihi, yerkürenin oluşumundan günümüze kadar olan süreci ele alır ve tarihin coğrafi, biyolojik ve jeolojik unsurlarını kapsar. Yerküre tarihinin incelenmesi, birçok disiplinin bir araya gelmesini gerektirir. Bu disiplinler arasında jeoloji, biyoloji, paleontoloji, kimya, fizik ve astronomi gibi alanlar yer alır. Doğa bilimlerinin neredeyse bütün dalları, sürekli jeolojik değişim ve evrimle dolu yerküre geçmişindeki ana olayların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.

Ölü Deniz Transform Fayı (DST), bazen Ölü Deniz Çöküntüsü ve Ölü Deniz Fay Zonu olarak da anılır, Maraş üçlü ekleminden kuzey ucuna uzanan bir dizi faydır. Kızıldeniz Çöküntüsü. Fay sistemi, batıda Afrika levhası ile doğuda Arap levhası arasındaki dönüşüm sınırını oluşturur. İki plakanın göreli hareketlerini gösteren, sol yanal yer değiştirme bölgesidir. Her iki plaka da genel bir kuzey-kuzeydoğu yönünde hareket eder, ancak Arap Plakası daha hızlı hareket ediyor ve bu da yaklaşık 107 km güney ucundaki fay boyunca gözlenen sol yanal hareketlerle sonuçlanır. Akabe Körfezi, Lut Gölü, Taberiye Gölü ve Hula havzalarını oluşturan bir dizi çöküntüye veya çek-ayır havzalarına katkıda bulunan dönüşümün güney kesiminde bir genişleme bileşeni de mevcuttur. Kısalmanın bir bileşeni Lübnan sınırlayıcı virajı etkileyerek Bikâ Vadisi'nin her iki yanında yükselmeye yol açar. Fay sisteminin en kuzeyinde, Ghab çek-ayır havzasını oluşturan yerel bir transgerilim vardır.
Aksu Havzası, Türkiye'nin güneybatısında, günümüz Aksu Nehri çevresinde yer alan tortul bir havzadır. Isparta Açısı'nda birçok önemli tektonik sistemin kesişim noktasında yer alan Aksu Havzası yaklaşık 2000 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Aksu Havzası, Köprü Çay Havzası ve Manavgat Havzası ile birlikte daha geniş olan Antalya Havzası'nın bir parçasını oluşturur. Çevresindeki Anadolu Yaylası'na göre bir graben oluşturur.