Kadir, bir yıldızın veya Dünya'dan gözlemlenen diğer astronomik cisimlerin parlaklığının bir ölçüsüdür. Bir cismin görünür büyüklüğü, onun içsel parlaklığına, Dünya'dan uzaklığına ve gözlemcinin görüş hattı boyunca yıldızlararası tozun neden olduğu cismin ışığının sönmesine bağlıdır.
Biçimsel galaksi sınıflandırması, astronomların gökadaları görünüşlerine göre gruplara ayırdıkları bir sınıflandırma sistemidir. Gökadaları görünüşlerine göre sınıflandırmak için kullanılan birkaç şema bulunmaktadır. Bunların en bilineni Edwin Hubble tarafından tasarlanan ve Gérard de Vaucouleurs ile Allan Sandage tarafından genişletilen Hubble düzenidir. Gökada sınıflandırması ve morfolojisi artık büyük ölçüde hesaplama yöntemleri ve fiziksel morfoloji kullanılarak yapılır.
NGC 2841, Büyük Ayı takımyıldızı'nda yaklaşık olarak 45,98 MIy (14,1 Mpc)uzaklıkta bulunan bir çubuksuz sarmal gökadadır. 9 Mart 1788 tarihinde William Herschel tarafından keşfedildi. 635 km/s'ye sahip düşük dikey hızı, 30 milyon ışık yılını gösteren kırmızıya kaymaya dayalı mesafe tahminini çok belirsiz kılıyor. Bu nedenle kırmızıya kaymadan bağımsız olarak yapılan hesaplamalarda 40 ila 85 milyon ışık yılını gösteren mesafe tahminlerinin uyum içinde olmaması pek şaşırtıcı değildir. 2001 yılında, Hubble Uzay Teleskobu'ndaki Wide Field Planetary Camera 2 ile yapılan sefe değişeni gözlemlerine dayanarak mesafenin yaklaşık 45,98 MIy (14,1 Mpc)olduğu belirlendi. NGC 2841, 150 mm'ye eşit veya daha büyük bir açıklığa sahip bir teleskopla gözlemlenebilir.
NGC 1569, Zürafa takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 10,95 MIy (3,36 Mpc)uzaklıkta bulunan bir cüce düzensiz gökadadır. William Herschel tarafından 4 Kasım 1788 tarihinde keşfedildi. Halton Arp tarafından görüntülenmiş ve Arp 210 olarak "Düzensizliklere, emilime ve çözülüme sahip gökadalar" kategorisi altında Tuhaf Gökadalar Atlası'na dahil edilmiştir. Her ne kadar amatör gök bilimcilerin pek ilgisini çekmese de, uzmanlar tarafından yıldızların oluşumları ile ilgili olarak yoğun bir biçimde incelenmektedir. Gökadanın uzaklığı önceleri 7,82 MIy (2,4 Mpc) olarak tahmin edilmekteydi. Ancak 2008 yılında Hubble'ın görüntülerini inceleyen bilim insanları, gökadanın uzaklığını yaklaşık 11 milyon ışık yılı olarak hesapladılar. Böylece gökadanın, IC 342/Maffei 1 Kümesi'nin bir üyesi olduğu gösterildi.
Gözlemlenebilir evren, evrenin ışık ve başka sinyallerin galaksiler ve maddenin, kozmolojik genişlemeden beri Dünya’ya ulaşacak zamanı bulması sonucu, şimdiki zamanda Dünya'dan gözlemlenebilen cisim ve maddelerden oluşan bölgesidir. Evrenin izotropik olduğu varsayılırsa, gözlemlenebilir evrenin sınırı, her yönde aşağı yukarı aynıdır. Dolayısıyla, gözlemlenebilir evren, gözlemcisini merkeze alan, küresel bir hacme sahiptir. Evrendeki her nokta kendi gözlemlenebilir evrenine sahiptir ve bu evren Dünya merkezli olanla çakışıyor olabilir de, olmayabilir de.
Aşağıda dikkate değer gökadaların bir listesi bulunmaktadır.
Kuasar, kütlesi milyonlarca ila on milyarlarca güneş kütlesi arasında değişen, bir gaz diski ile çevrili bir süper kütleli kara delik tarafından desteklenen son derece parlak bir aktif galaksi çekirdeğidir (AGN). Kara deliğe doğru düşen diskteki gaz sürtünme nedeniyle ısınır ve elektromanyetik radyasyon şeklinde enerji açığa çıkarır. Kuasarların ışıma enerjisi muazzamdır; en güçlü kuasarlar, Samanyolu gibi bir galaksiden binlerce kat daha fazla parlaklığa sahiptir.
Bu liste, Güneş Sistemi'ne 3,8 megaparsek uzaklıktaki bilinen gökadaları, güneş merkezli veya Güneş'e olan mesafeye göre artan sırada göstermektedir. Bu liste, yaklaşık 50 büyük Yerel Grup gökadasını ve komşu gökada gruplarının üyeleri olan bazı gökadaları ve şu anda tanımlanmış herhangi bir gökada grubunda olmayan bazı gökadaları içermektedir.
Bir cüce galaksi, yaklaşık 1000 ila birkaç milyar yıldızdan oluşan galaksilere verilen isimdir; Samanyolu'nun 200-400 milyar yıldızına kıyasla bu sayı oldukça sınırlıdır. Samanyolu'nun yakın çevresinde yer alan ve 30 milyardan fazla yıldız içeren Büyük Macellan Bulutu kimi zaman bir cüce galaksi olarak sınıflandırılırken, kimileri de onu tam anlamıyla bir galaksi olarak kabul etmektedir. Cüce galaksilerin oluşum ve faaliyetlerinin daha büyük galaksilerle olan etkileşimlerden büyük ölçüde etkilendiği düşünülmektedir. Gök bilimciler şekillerine ve bileşimlerine göre çok sayıda cüce galaksi türü tanımlamaktadır.
IOK-1 Berenis'in Saçı takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 12,88 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gökada. Masanori Iye tarafından Nisan 2006 tarihinde keşfedilmiştir. Keşfedildiğinde bilinen en yaşlı ve en uzak gökadaydı. 2010 Eylül ayında Hubble ultra derin alan teleskobuyla daha uzak bir gökada olan UDFy-38135539 keşfedildi. "IOK", gözlemcilerinin isimlerinin baş harflerinden oluşmuştur.
Hubble kanunu, fiziksel kozmolojide gözlemlere verilen isimdir: uzayın derinliklerinde gözlenen nesnelerin dünyadan uzak göreceli bir hızda yorumlanabilir bir Doppler kaymasına sahip olduğu bulunur ve dünyanın gerisinde kalan çeşitli galaksilerin bu Doppler kaymasıyla ölçülen hızı yaklaşık birkaç yüz ışık yılı uzaklığındaki galaksiler için uzaklıklarıyla doğru orantılıdır. Bu normal olarak gözlemlenebilir evrenin uzaysal hacminin genişlemesinin doğrudan bir gözlemi olarak yorumlanır.
GN-z11, Büyükayı Takımyıldızı'nda bulunan yüksek derecede kırmızıya kaymış bir galaksidir. GN-z11, yaklaşık 32 milyar ışık yılı gerçek mesafeye karşılık gelen z= 11,09'luk bir spektroskopik kırmızıya kaymaya sahiptir. 13,4 milyar yıl önce, büyük patlamadan sadece 400 milyon yıl sonra var olduğu haliyle gözlemlendi. Sonuç olarak, GN-z11'in uzaklığı bazen uygun olmayan bir şekilde 13,4 milyar ışık yılı, yani ışığın aldığı yol mesafesinin ölçümü olarak belirtilir.
Icarus olarak da bilinen MACS J1149 Lensed Star 1, kütle çekimsel merceklenme yardımıyla gözlemlenen bir mavi süperdev yıldızdır. Dünya'ya olan yaklaşık 14 milyar ışık yılı uzaklığıyla şimdiye kadar tespit edilen ikinci en uzak tekli yıldızdır. Yıldızın ışığı, Büyük Patlama'dan 4,4 milyar yıl sonra oluşmuştur. Kaşiflerden Patrick Kelly'ye göre bu yıldız, şimdiye kadar keşfedilmiş en uzak yıldız olan SDSS J1229+1122'den en az yüz kat daha uzakta yer almakta ve ayrıca gözlemlenmiş ilk büyütülmüş tekli yıldızdır.
Denizanası gökadası, gökada kümelerinde bulunan bir gökada türüdür. Küme içi ortam tarafından etkilenen gökadadaki gazın, çarpma basıncıyla sıyrılması ile karakterize edilirler ve bir gaz kuyruğu boyunca yıldız patlamalarını tetiklerler. Disklerinden onbinlerce ışık yılı öteye uzanan dikkat çekici uzun dokunaçlar nedeniyle bu adı almışlardır.
NGC 1052-DF2, Balina takımyıldızı'nda yaklaşık olarak 61,96 MIy (19 Mpc) uzaklıkta bulunan ve Dragonfly Telephoto Array tarafından NGC 1052 Grubu'nun geniş alan görüntüleme taraması sırasında tespit edilen aşırı dağınık gökadadır (UDG). Gerçekte bir NGC nesnesi değildir, fakat NGC 1052 ile ilişkili olduğu düşünüldüğünden bu ad verilmiştir. Gökadanın az veya hiç karanlık madde içermediği önerilmiş ve bu keşif ilk defa yapılmıştır. 20 Mart 2019'da, karanlık madde içermeyen ikinci bir UDG keşfi olan NGC 1052-DF4'ün duyurulduğu bir takip çalışması yayınlandı.
KBC Boşluğu, adını 2013 yılında bu boşluğu inceleyen gök bilimciler Ryan Keenan, Amy Barger ve Lennox Cowie'nin baş harflerinden alan devasa, nispeten boş bir uzay bölgesidir. Bu bölge, birçok yazı ve araştırma makalesine konu olmuştur.
Hyperion ön-süperkümesi, evrenin şu anki yaşının %20'sinde görülen ve Samanyolu'nun 5.000 katı kütleye sahip, bilinen en büyük ve en erken dönemdeki ön-süperkümedir. 2018 yılında Şili'deki Very Large Telescope ile gözlenen 10.000 gök cisminin kırmızıya kaymalarının analizi sonucunda keşfedilmiştir.
Bu, şimdiye kadar keşfedilen en büyük kara deliklerin (ve olası adayların) güneş kütlesi birimleri (M☉, M☉ = yaklaşık 2×1030 kg) cinsinden ölçülen, sıralı bir listesidir.
Bu astronomideki boşlukların bir listesidir. Boşluklar, evrenin büyük ölçekli yapısını oluşturan, filamentler arasındaki uzayın özellikle galaksi açısından fakir bölgeleridir. Bazı boşluklara süperboşluklar denir.
Lyman kesiği gökadaları, Lyman sınırının konumuna bağlı olarak çeşitli görüntüleme filtrelerinde farklı görünümler sergileyen, yüksek kırmızıya kaymalı ve yıldız oluşumu aktif olan gökadalardır. Bu teknik, esas olarak z = 3–4 kırmızıya kayma aralığındaki gökadaları seçmek için ultraviyole ve optik filtrelerle kullanılmıştır. Bununla birlikte, ultraviyole astronomisi ve kızılötesi astronomisindeki ilerlemeler, bu tekniğin daha düşük ve daha yüksek kırmızıya kayma aralıklarında, ultraviyole ve yakın kızılötesi filtreler kullanılarak uygulanmasına olanak sağlamıştır.