İçeriğe atla

Uğurlu / Zeytinli

Arkeolojik Höyük
Adı:Uğurlu / Zeytinli
il:Çanakkale
İlçe:Gökçeada
Köy:Uğurlu
Türü:Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:
Araştırma yöntemi:Kazı

Uğurlu / Zeytinli, Çanakkale İli'ne bağlı Gökçeada'nın batı tarafında, Uğurlu Köyü'nün 900 metre doğu-kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Uğurlu Limanı'ndan yaklaşık olarak 1.400 metre, Ada'nın merkezine 23–24 km. uzaklıktadır. Bölge yerel olarak Zeytinli Mevkii olarak bilinmektedir.[1] Yerleşme İsa Tepe'sinin (Doğanlı Tepe) doğu yamacında, bir yamaç yerleşmesi görünümündedir.[2] Çanak çömlek buluntularına bakılarak 300 x 100 metrelik bir alana yayılmış olduğu söylenmektedir. Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek buluntuları ise 100 x 100 metrelik bir alanda görülmektedir.[1] Uğurlu / Zeytinli, şimdilik Doğu Ege Adaları'daki en eski yerleşmedir. Neolitikleşmenin Avrupa'ya aktarımından çok önemli bir konum göstermektedir. En erken yerleşimin Anadolu'dan gelen göçle MÖ 6.500 yıllarında başladığı anlaşılmaktadır. Bu yerleşim MÖ 5.000 dolaylarında Anadolu'dan bağımsız şekilde gelişen bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır.[3]

Kazılar

Yerleşme, 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı'ndan Savaş Harmankaya başkanlığındaki bir ekipçe yürütülen yüzey araştırmalarında saptanmıştır. İki sene sonra Gökçeada Yüzey Araştırmaları sırasında yeniden araştırılmıştır. Türkiye Arkeolojik Yerleşmeler Projesi tarafından 2008 yılında bir inceleme daha yapılmıştır.[1] Yüzey araştırmaları buluntularına bakılarak Gökçeada'da Yeni Bademli Höyük gibi kazısı yapılması gereken önemli bir yerleşim olduğu ileri sürülmektedir.[4]

Yerleşmede kazı çalışmaları ise 2009 yılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Burçin Erdoğu başkanlığında başlatılmıştır.[2]

Tabakalanma

Yüzey toplamalarında Neolitik Çağ, Erken Kalkolitik Çağ ve Erken Tunç Çağı çanak çömleği toplanmıştır.[4]

Kazı çalışmalarında ise 5 ana kültür evresinde 9 tabaka belirlenmiştir. I. evre yüzey toplamalarıdan ele geçen Erken Tunç Çağı ve Orta Çağ buluntularıyla temsil edilmektedir. II. evre Batı Anadolu'nun MÖ 5.000 – 4.500 yıllarına tarihlenen Kumtepe Ia tabakası ve Beşik - Sivritepe Kalkolitik Çağ kültürüdür.[5] III. evre Neolitik Çağ – Kalkolitik Çağ geçişidir.[6] IV. ve V. evreler Neolitik Çağ'a tarihlenmektedir. IV. evre yerleşmedeki en kalın kültür dolgusunu vermektedir. Bu evrede yerleşmenin 6 dönümlük bir alana yayılmış olduğu anlaşılmaktadır.[7]

Buluntular

II. evre çanak çömleği Kumtepe IA ve Beşik – Sivritepe Kültürü'nün bilinen mahmuzlu kulplu, açkı bezemeli, sığ oluk bezemeli ve üç ayak gibi öğelerle temsil edilen çanak çömleğinin benzerleridir. III. evre çanak çömleği ise belirgin farklılıklar gösterir. Kırmızı, alacalı siyah ve gri mal, ana mal grubudur. Kapak formları ile dört ayaklı, kulak gibi tutamakları olan kaplar, kutu biçiminde kaplar ile düğme biçimli tutamaklar belirgin özelliklerdir. Bezeme yaygındır. Bu mal grubunda yerel özellikler ağır basmakla birlikte Balkanlar'ın Erken Vinça ve Karanovo III döneminin özgün parçalarına da rastlanmaktadır. Bu mal grubuna benzerlik gösteren parçalar şimdilik Anadolu'da ele geçmiş değildir.[8]

IV. evre çanak çömleği özenli, ince kenarlı, parlak açkılı ve çoğunlukla kırmızı astarlıdır. Yaygın kap biçimi s profilli, kalın dudaklı kaplardır. Dikey olarak yerleştirilmiş uzun tüp biçiminde delikli tutamaklar vardır. Sadece üç parça boyalıdır. Bunlardan biri kırmızı üzerine beyaz boyalı olup Karanovo I kültüründe bulunanların aynısıdır. Diğer ikisi siyah üzerine kırmızı boyalıdır ve yerel olmalıdır. Bu evrenin çanak çömleği genel özellikleriyle Anadolu buluntularına benzer.[9]

V. Evre çanak çömleği hemen hemen hepsi kırmızı astarlı, koyu yüzlü mallardır. S profilli çanaklar ve kaseler, dudakları üstten düzeltilmiş çömlekler, küçük, yuvarlak, tüp biçimli tutamaklar karakteristik özelliklerdir. Bu mal grubunun tam olarak benzerlerine Edirne / Hoca Çeşme erken tabakalarında, Bursa / Aktopraklık ve Menteşe yerleşmelerinde rastlanmaktadır.[9]

Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek buluntuları kırmızı ve siyah astarlı, iyi açkılı ve ince kenarlı mallardır. Kahverengi parçalar da bulunmaktadır. Az sayıda kırmızı ve portakal rengi alacalı renkte parçalar vardır. Hamurlarında katkı olarak küçük taşçık ve bitkisel katkı kullanılmıştır. En yaygın biçimler s kıvrımlı, dudaklı ve derin kaplardır. Kaplar üzerinde yuvarlak, hilal biçimli ya da tüp biçimli delikli tutamaklar görülmektedir. Bu buluntular Batı Anadolu'nun ve Göller Bölgesi Erken Neolitik Çağ çanak çömleği ile benzerlik göstermektedir. Ayrıca Sakız Adası'ndaki Ayio Gala'dan sonra şimdilik en erken buluntular olarak görülmektedir.[1]

Yontmataş endüstrisi çakmak taşı aletlerden oluşmaktadır.[1] Çok az obsidiyen alet ele geçmiştir. Bu malzemenin de Melos Adası ve İç Anadolu Bölgesi Güllü Dağı çıkışlı olduğu anlaşılmıştır.[9] Esas olarak dilgi endüstrisi görülmektedir.[1] II. ve V. evrelerde ve arasında yontmataş endüstrisinde belirgin bir farklılık yoktur. IV. evrenin en yoğun rastlanan alet türü Karanovo dilgisi olarak bilinen Balkanlar'ın Erken Neolitik yerleşmelerinde görülen büyük ve kalın dilgilerdir. Bu çakmak taşının Trakya'nın Rodop Dağları'ndan getirildiği ileri sürülmektedir, muhtemelen yerleşmede işlenmiştir. III. evrenin en sık rastlanan alet türü ise deliciler ve kazıyıcılardır.[10] Sürtmetaş olarak cilalı taş baltalar bulunmuştur.[1]

Kalkolitik Çağ tabakasında taş malzemeyle ve kuru duvar tekniğiyle yapılmış, yaklaşık olarak 5 x 5 metre boyutlarında bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Kuzey güney doğrultusunda uzanan batı duvarı bitiminde, muhtemelen depo odası olarak kullanılan yarı dairesel bir mekanla birleşmektedir. Yapı, büyük taşlarla oluşturulan ve yapının çevresinde bir yay oluşturan avlu duvarıyla çevrilidir. Yapı içinde yedi cilalı balta ve keski, 4 Spondylus deniz kabuğundan bilezik, 11 kemik alet, 2 taş ağırşak, 1 kil sapan taşı, 2 taş boncuk, 5 Cerastoderma türü deniz kabuğundan kolye ucu, öğütme taşları, havan elleri, 1 kilden yapılma figürin başı ve toplu olarak 130 civarında Muricidae türü deniz kabuğu bulunmuştur.[5]

III. evreyi temsil eden tabakada 12 adet içi ve tabası sarı renkli bir kille, 3–5 cm. kalınlıkta sıvalı çukur bulunmuştur. Çukurlar farklı çap ve derinliktedir. En derini 1 metre derinlikte, en genişi de 1 metre çapındadır. İç kısımlarından alnan toprak örnekleri yüzdürme (flotasyon) yönetmiyle incelenmiş, ulaşılan bitki kalıntılarının tarıma alınmış buğday, arpa ve mercimek olduğu anlaşılmıştır. Buluntular, çukurların bir süre tahıl deposu olarak kullanıldığını göstermektedir. Ancak daha sonra çöp çukuru olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bir çukur ise mezar olarak kullanılmıştır. Bu çukurdan çıkarılan kemiklerin incelenmesinde yetişkin bir erkeğe ait ikincil gömü olduğu anlaşılmıştır. Ölünün üzerine kırmızı aşı boyası döküldüğü ve üstünün orta boy taşlarla kapatıldığı görülmektedir.[11] III. evredeki dikkati çeken diğer bir buluntu da çok sayıda ele geçen Spondylus kabuklarıdır. Bu deniz kabuğunun Neolitik ve Kalkolitik çağlarda önemli bir prestij eşyası olarak kabul edilmekte idi ve Balkanlar'a ve Orta Avrupa'ya kadar uzanan bir ticarete konu olmaktaydı. Yerleşmenin bu dönemde bir Spondylus atölyesi olduğu düşünülmektedir.[7]

IV. evre tabakalarında ele geçen bitki kalıntılarından bu evrede Einkorn Buğdayı'nın (Triticum monococum) ve Kavuzsuz Arpa'nın (Hordeum vulgare var nudum) tarıma alınmış olduğu anlaşılmaktadır.[12]

Yerleşmenin en eski evresi V. evrede iki tabaka belirlenmiştir. En attaki 2. tabakada mimari bir buluntuya ulaşılamamışsa da çok sayıda hayvan kemiği ile kemik ve taş aletlerden oluşan bir düzleme ulaşılmıştır. Kemik aletlerin çoğunluğu spatulalardır. Hayvan kemiklerinin bir kısmının üzerinde kesme izlerinin olduğu ve evcilleştirilmiş koyun, keçi, domuz ve sığır kemikleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu tabakanın altında ana toprağa ulaşılmıştır.[8]

Değerlendirme ve tarihlendirme

Radyokarbon tarihleme yöntemine göre V. evrenin verdiği tarih MÖ 6.470, IV. evrenin verdiği tarih ise MÖ 5.970 – 5.840 olarak görülmektedir. Bu değerler Doğu Ege Adalar'nda en erken yerleşimin Uğurlu – Zeytinli olduğunu göstermektedir. V. evre İzmir Ulucak V. tabakası, Hoca Çeşme'nin IV. tabakası, Bursa Menteşe ve Barcın yerleşmelerinin erken evreleri ile çağdaştır. IV. evre ise Ulucak IV. tabakası ile Batı Anadolu'nun Geç Neolitik - Erken Kalkolitik yerleşmelerinin tümü ile çağdaştır.[6]

yerleşmedeki tüm çalışmaların sonucunda ulaşılan değerlendirmeye göre ilk iskan Kuzey Batı Anadolu'dan gelen ilk tarımcı topluluklar tarafından yapılmıştır. Bu yüzden çanak çömlek endüstrisi Marmara Bölgesi'nin yerleşmelerine büyük ölçüde benzemektedir. Tarım, hayvancılık ve muhtemelen balıkçılık ana geçim tarzı olmakla birlikte geniş bir ticari ilişkiler ağı kurulduğu da anlaşılmaktadır. IV. evrede oldukça büyüyen yerleşme kültürel olarak Anadolu'dan farklılaşmaya başlamıştır.[6]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g "TAY –- Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2012. 
  2. ^ a b Burçin Erdooğu, Uğurlu-Zeytinlik: Gökçeada'da Tarih Öncesi Dönemlere Ait Yeni Bir Yerleşme 24 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt 2, Sayı 4 Sh.: 1
  3. ^ Burçin Erdoğu, Sh.: 1
  4. ^ a b TAY –- Yerleşme Dönem Ayrıntıları - 2
  5. ^ a b Burçin Erdoğu, Sh.: 3
  6. ^ a b c Burçin Erdoğu, Sh.: 9
  7. ^ a b Burçin Erdoğu, Sh.: 4
  8. ^ a b Burçin Erdoğu, Sh.: 6
  9. ^ a b c Burçin Erdoğu, Sh.: 7
  10. ^ Burçin Erdoğu, Sh.: 8
  11. ^ Burçin Erdoğu, Sh.: 3-4
  12. ^ Burçin Erdoğu, Sh.: 5

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çayönü</span>

Çayönü Höyüğü ya da Çayönü Tepesi Diyarbakır il merkezinin kuzeybatısında, Ergani İlçesi'nin 7 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, 4,5 metre yükseklikte 160 x 350 metre boyutlarında yayvan, geniş bir tepe üzerindedir. Güneyinden Boğazçay Deresi geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Çatalhöyük</span> Konya, Türkiyede bulunan tarihi yerleşim yeri

Çatalhöyük, bugün Konya'nın Çumra ilçesine bağlı Küçükköy yakınlarında, milattan önce 7000 yıllarından itibaren Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı'nda yerleşim yeri olarak kullanılmış arkeolojik kalıntılardır.

Hayaz Höyük, Adıyaman ilinin Samsat ilçesine bağlı Hayaz köyü yakınında bulunan arkeolojik bir yerleşmedir. Samsat ilçesinin 17 km. güneyinde bulunan köy ve höyük daha sonra Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmıştır. Göl oluşmadan önce Fırat ile onun bir kolu olan Kalburcu Çayı'nın birleştiği noktada bulunmakta idi.

<span class="mw-page-title-main">Köşk Höyük</span> Niğde il merkezine 17 km mesafedeki bir höyük

Köşk Höyüğü, Niğde il merkezine 17 km mesafede bulunan bir höyüktür. Höyük 80 metre çapında 15 metre yüksekliktedir. Kazılarda ulaşılan buluntular Niğde Müzesinde sergilenmektedir. Müze'de diğer buluntular yanında MÖ 4883 yılına tarihlenen bir Kalkolitik ev modeli, birebir ölçülerde sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Halaf kültürü</span>

Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.

Akarçay Tepe Höyük ya da Akarçay Höyük, Şanlıurfa il merkezinin batısında, Birecik ilçesinin 15 km. güneyinde bulunan bir höyüktür. Yaklaşık 350 x 150 metre büyüklüğündeki höyük 6 metre yüksekliktedir. Çanak çömlek yayılımına göre yerleşmenin 2,9 hektarlık bir alana yayıldığı belirtilmektedir.

Çine Tepecik Höyük, Aydın İl merkezinin güneyinde, Çine İlçesinin 5 km. batısında, Karakollar Köyü'nün 3 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çine Çayı'nın 1 km. doğusunda bulunan höyük 120 x 40 metre boyutlarında olup 9 metre yüksekliktedir.

Fikirtepe Höyüğü, İstanbul İli'nin Anadolu yakasında, Kadıköy İlçe merkezinin birkaç kilometre doğusunda, Fikirtepe Tepesi'nin doğu kenarında yer alan bir düz yerleşmedir. Denizden 26 metre yükseklikteki yayvan bir tepenin güney-güneydoğu kesiminde, Kalamış Koyu'nda Marmara Denizi'ne dökülen Kurbağalıdere'ye doğru uzanan yamaçta bulunmaktaydı. Günümüz yerleşiminin altında kalmış ve tümüyle tahrip olmuştur. Yerleşmenin Kalamış Koyu'na mesafesi 1.300 metre, Kadıköy Koyuna ise 2 km.dir. eski çağlarda çevrenin ormanlık olduğu, bu yüzden balıkçılık, avcılık ve sınırlı ölçüde de olsa tarım olanaklarına sahip olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Demircihöyük</span>

Demircihöyük, Bilecik il merkezinin yaklaşık olarak 25 km. batısında, Çukurhisar ilçesinin kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Eskişehir Ovası'nın batı kenarındaki höyük 80 metre çapında, 5 metre yüksekliktedir. Yerleşim gördüğü dönemlerde genişlik ve yüksekliğinin çok daha fazla olduğu yapılan sondajlardan anlaşılmaktadır. Buluntular Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.

Yenice Yanı Höyüğü, Diyarbakır İli'nin 50 km. doğusunda, Bismil İlçesi'nin 10 km. güneydoğusunda, Dicle'nin kollarından Seyhan Çayı vadisinde, çayın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Yenice Köyü'nün Eski Mezarlık Mevkiindedir. Tepe, 150 x 80 metrelik boyutlarıyla küçük sayılabilecek bir höyüktür ve yaklaşık olarak 1,2 hektarlık bir alana yayılmaktadır.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Salat Cami Yanı, Diyarbakır İli, Bismil İlçesi'nin yaklaşık 20 km. doğusunda, Dicle'nin bir kolu olan Salat Çayı kıyısında yer alan bir höyüktür. Höyükteki Neolitik yerleşim alanı 220 x 130 metrelik bir alana yayılmıştır. Kazı çalışmaları başlamadan önce höyükten sürekli olarak toprak alınması ve yapılaşma sonucunda tepenin büyük bir kısmı ortadan silinmişti.

Coşkuntepe, Çanakkale İl merkezinin güneyinde, Ayvacık İlçesi'nin güney-güneydoğusunda, Bademli Köyü'nün 4 km. güneybatısında yer alan bir yerleşmedir. Yerleşme, Ege Denizi'ne ve Midilli Adası'na dönük dik bir yamaç üzerindeki kayalık yükselti üzerindedir. Denizden yükseklği 230 metredir. Asarlık / Palamedyum Harebeleri'ne çok yakın konumdadır. Denizden 1,5 km. içeride olan yerleşmenin üç tarafı yamaçla çevrili olup sadece kuzey kesimden yaklaşma vermektedir. Bu haliyle savunmaya elverişli bir konumdadır. Yüzeydeki çanak çömlek dağılımına göre 100 metrekarelik bir alana yayılmış olduğu düşünülmektedir. MÖ 6000 dolaylarına tarihlenen neolitik yerleşme, Batı Anadolu'nun en batısında yer alan Neolitik Çağ yerleşmesi olarak görülmektedir.

Musular, Aksaray İli, Aksaray İlçesi, Kızılkaya Köyü'nün yaklaşık 1 km. güneyinde, Musular Mekii'nde yer alan bir düz yerleşmedir. Hasan Dağı ve Melendiz Dağı'nın kuzeyine düşen volkanik bir arazide Ihlara Vadisi'nin verimli ovasında, Melendiz Çayı'nın batı kıyısındadır. Aşıklı Höyük'ün 300-400 metre batısında yer almaktadır.

Erbaba Höyüğü, Konya İl merkezinin batısında, Beyşehir İlçesi'nin 10 km. kuzey-kuzeybatısında, Gölkaşı Köyü'nün 2,5 km. kuzeydoğusuna yer alan günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlenen Neolitik Çağ höyüğüdür. Beyşehir Gölü'nün 1,5 km. doğusunda deniz seviyesinden 1105 m yüksekliğindeki doğal bir doğal bir tepe üzerindeki höyük 80 metre çapındadır. Höyüğün, köylülerce değişik kesimlerinden toprak çekilerek kısmen tahrip olduğu belirtilmektedir.

Gelinciktepe, Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda, Orduzu Beldesi'nin ve Arslantepe Höyüğü'nün 2 km. kuzeydoğusundaki kayalı üzerinde yer alan bir tepe üstü yerleşmedir. Kayalık yükseltinin özellikle güneybatı yamacındaki kaya oyukları yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Erozyonla ortaya çıkan büyük kaya blokları bu tür oyuklar ve kaya sığınakları yaratmıştır. Ayrıca savunma kolaylıkları da sağlamaktadır.

Kumocağı / Avarız, Edirne il merkezinin kabaca 8 km. kuzeyinde, Avarız (Havans) Köyü'nün 2 km. güneyinde, Tunca Nehri'nin batı kıyısında yer alan bir höyüktür.

Orman Fidanlığı, Eskişehir il merkezinin 5–6 km. güneybatısında, Eskişehir Belediyesi'nin Orman Fidanlığı içinde yer alan bir düz yerleşmedir. Yerleşme Yukarı Porsuk Çayı Vadisi'ni kuzey tarafından çeviren ve Karabayırlar olarak bilinen tepelerin vadiye bakan yamacındadır. Yukarı Porsuk Vadisi'yle Eskişehir Ovası'nın birleştiği yerdedir.

Kanlıtaş Höyük, Eskişehir il merkezinin kuzeyinde, Aşağıkuzfındık Köyü'nün 1 km. doğusunda, "Kanlıtaş Mevkii" olarak bilinen yörede yer alan bir höyüktür. Yerleşme, vadinin ortasındaki kayalık bir yükseltinin kuzey yamacındadır. Tepe, 30 metre çapında olup 4 - 7 metre yüksekliktedir.