İçeriğe atla

Tümülüs

Midas'ın Babası Gordidas'ın tümülüsü, Gordiyon
Evessen Tümülüsü

Tümülüs, Latince bir sözcük olup (çoğulu tümüli), bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen addır. Höyük ve kurgan (Orta Asya'da) da denilen tümülüs yapma geleneğine sahip ulusların sayısı fazla değildir. Bunlara en çok Anadolu'da, Trakya'da, Orta Asya'da, Rusya'da ve Meksika'da rastlanır.

Traklar'ın mezarları bu şekildedir. Trakya'nın en görsel anıtları tümülüslerdir. Trakya'nın tekdüze doğal yapısını süsleyen ve ona bir hareketlilik getiren tümülüslerin tam bir envanteri çıkartılmamıştır. Genel olarak mezarın üzerine yapılan her türlü yükselti tümülüs olarak adlandırılsa da, yapıldıkları döneme, tepenin ve mezar odasının biçimine, niteliğine, ölünün gömülüş şekline göre mezar tepelerinin değişen geniş bir çeşitlenmesi vardır.

Mezarın yerini bir tepe ile belirleme geleneğinin bilinen ilk örnekleri Avrasya steplerinde, MÖ 4. binyılın başlarına aittir; kurgan olarak da adlandırılan bu mezar tepelerinin altında, ölü basit bir çukur ya da ahşap bir odaya yerleştirilmiştir. Bu geleneğin, steplerden gelen etki ile, Trakya'ya ilk olarak MÖ 3. binyıl içinde girdiği bilinmektedir. Trakya'nın Tunç çağ mezar tepeleri, daha sonraki dönemlerin tümülüslerine göre daha basık ve yayvan, çoğu kez de 2–3 m yüksekliğindeki tepeciklerdir; ancak Bulgaristan' da ender olarak yüksekliği 7 metreyi bulanlar da vardır. Tepelerin dolgu­larının toprak değil taş oluşturduğundan, bunlan "Taşlıtepe" olarak tanımlamaktayız. Bu tür mezar tepelerinde ölü, tepenin altındaki bir çukura ve çoğu kez uzun olarak yatırılarak gömülmüştür. Tepenin değişik kesimlerinde münferit mezarlara da rastlanır. Taşlıtepeler tek olabilecekleri gibi, bazen tümülüs mezarlığı gibi, sayıları 30'u bulan topluluklar da oluşturabilir.

İlk Demir Çağ'dan itibaren mezar tepeleri daha sivri ve konik bir biçim almış, dolgularında taş ile birlikte killi toprak da kullanılmıştır. Demir Çağı'nın ilk kısmına tarihlenen mezar tepelerinde gene ayrı bir mezar odası yoktur; ölü toprağa açılmış ve ahşap ile kaplanmış bir odanın içine yatırılmıştır. Orta Demir Çağı'ndan itibaren mezar odası ya da taş lahidi olan gerçek tümülüsler görülmeye başlar. Bu tür tümülüsler için genellikle uzaktan görülebilen sırt ve yamaçlar tercih edilmiştir İkili ya da üçlü tümülüsler yaygın olmakla birlikte, tümülüs mezarlığı şeklinde sayıları dokuz ile otuzaltı arasında değişen gruplara da rastlanmaktadır. toplu tümülüs mezarlıklarının, daha eski bir kutsal alanın üzerinde yer aldığı görülmektedir.

Bintepe'deki Alyattes'in tümülüsü ile Nemrut Dağı'ndaki tümülüs Anadolu’nun bilinen en büyük tümülüsleri arasında yer alır. Frigyalılara ait tümülüsler de olmakla birlikte tümülüs yapımı daha çok Lidyalılar'da önem kazanmıştır. Aynı bölgede 100 Lidya tümülüsüne rastlanmıştır. Anadolu'nun en büyük tümülüsü olan Alyattes’inkinde 16 tonluk taş bloklar kullanılmıştır. Şamanist Türk ve Moğol boylarında ayrıca, Dünya Dağı’nı temsilen, “oba” adı verilen, taş yığınlarından kurgan (yapay tepe) oluşturma geleneği çok yaygındır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Megalit</span> Büyük taş anıt

Megalit, bir yapı veya anıt oluşturmak amacıyla kullanılan büyük bir taştır. Bu yapılar bir veya birkaç megalitten oluşabilir. Megalitik sıfatı bu tür taşlardan yapılmış anlamını taşır, taşlar harçla değil birbirlerine geçmeli olarak bir arada dururlar. Sözcük, Yunanca μέγας megas (büyük) ve λίθος lithos (taş) sözcüklerinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karagündüz, İpekyolu</span> Van ili İpekyolu ilçesine bağlı bir mahalle

Karagündüz(Ermenice: Խառակոնիս, Kharakonis), Türkiye'nin en kalabalık on dokuzuncu şehri olan Van'ın, İpekyolu ilçesinde bulunan bir mahalledir. Mahalle Van'ın merkezine 36 kilometre uzaklıktadır ve Erçek gölü'nün kıyısında kurulmuştur. Karagündüz Nekropolü, Karagündüz Höyüğü ve Kuş Cenneti en ilgi çekici yerleridir. Eski köy'de bulunan Surp Tadevos kilisesi 60'lı yıllarda harabe haline gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Büyükesence, Erenler</span> Erenler, Sakarya, Türkiyede mahalle

Büyük Esence, Sakarya ilinin Erenler ilçesine bağlı bir mahalledir.

<span class="mw-page-title-main">Obeyd kültürü</span>

Obeyd Kültürü ya da Ubeyd Kültürü, Güney Mezopotamya'da MÖ 5.900 – 4.300 tarihleri arasında var olmuş bir yerel ve tarihöncesi kültürdür. Güney Mezopotamya'nın en eski yerleşimi olarak Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'dan Kalkolitik Çağ'a uzanan ve Uruk Dönemi başlarına kadar süren bir kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Karaz kültürü</span>

Karaz Kültürü,Erken Tunç Çağı'na ait bir kültürdür. Sovyet arkeolog Boris Kuftin'in çalışmalarında ortaya konulan, Geç Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı boyunca Doğu Anadolu Bölgesi, Transkafkasya, Azerbaycan ve Kuzeybatı İran'ı içine alan bir yayılma gösteren kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Kurgan hipotezi</span>

Kurgan hipotezi (teorisi) erken Hint-Avrupa kökenlerinin, Karadeniz-Hazar stepleri'nde bulunan arkeolojik "Kurgan kültürüne" dayandığını öne süren teorilerden biridir. Kurgan Türkçe "korugan" sözcüğünden türetilmiş höyük mezar anlamına gelen bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Afyonkarahisar Müzesi</span>

Afyonkarahisar Müzesi; Afyonkarahisar'da bulunan 1933 yılında hizmete girmiş arkeoloji müzesi.

Kurgan veya Korgan özellikle Orta Asya ve Doğu Avrupa'daki yığma tepe ve höyük şeklinde bulunan genellikle tahtadan yapılmış mezarlar için kullanılan bir tümülüs türü.

Bakla Tepe Höyüğü, İzmir il merkezinin 30 km. güneyinde, Menderes (Cumaovası) ilçesinde, Tahtalı Barajı nedeniyle terk edilen Bulgurca Çiftlik Köyü'nün hemen yakınında yer alan bir Höyüktür. Yıllardır bakla yetiştirilen bir alan olduğundan Köy'de Bakla Tepe olarak bilinmekteydi. Tarihöncesi bir yerleşimin höyükten köy altına kadar uzandığı, sapılan sondalardan anlaşılmaktadır.

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.

Menteşe Höyüğü, Bursa İl merkezinin doğu-kuzeydoğusunda, Menteşe Köyü'nün yaklaşık 500 metre güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Yenişehir Ovası'nın kuzeybatısında olup, 100 x 4 metre boyutlarındadır. Ilıpınar Höyüğü'ne 25 km. mesafededir. Yakın zamanlara kadar tepenin birkaç yüz metre mesafesinde bataklık bir alan vardı. Bu bataklık alan antik çağlarda geniş bir alana yayılmış bir göldü. Höyük'te ele geçen buluntular İznik Müzesi'nde sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Maşat Höyük</span>

Maşat Höyük, Tokat İl merkezinin güneybatısında, Zile'nin 20 km. güneybatısında, Yalınyazı Köyü'nün 1 km. güney-güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük 450 x 225 metre boyutlarında olup ova tabanından, kazı yapıldığı yıllarda yaklaşık 29 metre yükseklikteydi.

Kusura Höyük, Afyon İl merkezinin 55 km. güneybatısında, Sandıklı İlçesi'nin 12 km. güneyinde, Kusura Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Tepe 400 metre çapında, 14 metre yüksekliğindedir.

Kuriki Höyük, Batman il merkezinin 14 km. güneyinde, Oymataş Köyü'nün 1 km. kadar güneybatısında, birbirine yaklaşık 70 metre mesafedeki iki tepeden oluşan bir höyüktür. Batman Çayı ile Dicle'nin birleştiği bölgededir.

Dedecik-Heybelitepe Höyüğü, İzmir ili'nin yaklaşık 35 km. güneyinde, Torbalı Ovası'nın batı kenarında, Metropolis Antik Kenti'nin 2 km. kadar güneyinde, Özbey ve Yeniköy köyleri arasında yer alan bir höyüktür.

Ahlatlı Tepecik Höyüğü, Manisa il merkezinin doğusunda, Akhisar İlçesi'nin 25 km. güneyinde, Tekelioğlu Köyü'nün 800 metre batısında yer alan bir höyüktür. Yerel adı Sığır Tarlası ya da Uzun Tarla'dır. Marmara Gölü'nün güney kıyısındaki bir burundadır. Yerleşme, Sard Vadisi'nden kuzeye, Akhisar'a doğru uzanan doğal yol üzerindedir. Bölgenin çok eski çağlardan beri su sıkıntısı yaşadığı bilinmekte, göl kurak mevsimlerde büyük ölçüde su kaybetmektedir. Marmara Gölü çevresinde prehistorik çağda "kazıklı yapılar" görülürken Antik Çağ'da kral mezarları saptanmaktadır. Bugün için bilinmeyen nedenlerle tahrip olmuş bir ilk "sulama şebekesi"ne ilişkin buluntular vardır.

Başur Höyük, Siirt il merkezinin 20 km. kuzeybatısında, Botan Vadisi'ndeki Aktaş Köyü'nde yer alan bir höyüktür. Faaliyete geçmesinden sonra Ilısu Barajı Gölü sahasında kalması beklenmektedir. Tepe, yaklaşık olarak 250 x 150 metre boyutlarındadır. Kültürel dolgunun 15 metre kadar olduğu söylenmektedir. Höyük, Bitlis Vadisi'nden gelip Botan Nehri'ne dökülen Başur Çayı kenarındadır. Bu konumuyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgesi arasında "kültürel bir koridor" olarak görülmektedir. Aynı zamanda Nemrut Dağı obsidiyen yatakları ile Mezopotamya'ya kadar uzanan bölge arasında doğal bir ticaret / takas yolu olmuştur. Yerleşimin MÖ 7. binyıla kadar geri gittiği ve yakın zamana kadar iskan edildiği belirtilmektedir. Yakın zamana kadar iskan edilen köy yapıları, Höyük'teki Orta Çağ ile MÖ 1. ve 2. binyıl kalıntılarını önemli ölçüde tahrip etmiştir.

Karayavşan Höyüğü, Ankara il merkezinin güneybatısında, Polatlı İlçesi'nin 20 km. doğusunda, Karayavşan Köyü'nün hemen yanında yer alan bir höyüktür. Polatlı – Haymana kara yolunun hemen kuzeyindedir. Tepe, 13 metre yükseklikte orta boy bir höyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Maykop kültürü</span> Batı Kafkasyaya hakim olmuş arkeolojik kültür

Maykop kültürü, Tunç Çağı'nda Batı Kafkasya bölgesinde hakim olmuş başlıca arkeolojik kültürlerinden biriydi.

Taş Ata, Eski Türk kabîlelerinde mezar taşı anlamına gelir. Orta Asya'nın göçebeleri (köçerileri) yerleşik düzenli halklardan çok farklı bir dünya görüşüne sahiptirler. Onlar ölülerini yerleşme yerlerinin dışındaki sıkışık mezarlıklara gömme anlayışını kabul etmezler. Ölenin atı, silahları, günlük hayatta kullandığı kimi eşyaları da mezara koyarlardı, soylular için en yaygın mezar türü kurganlardır. Bazı kurganlarda ölülerin yanında kadın ve hizmetçi cesetlerine de rastlanırdı. Ölen kişiyle birlikte gömülmüş, aynı anda ölmüş ya da kendilerini öldürmüş olabilirlerdi. Bu tür mezarlarda, genellikle gömüldüğü odasının üzerine taş ve topraktan bir yığma tepe yükseltilirdi. Bunun üzerinde de ölen kişiyi temsil eden, kabaca insan biçimli heykeller dikilirdi. Bu heykellere daha çok Taş Ata denilmektedir. Kimi mezarlar taş levhalardan yapılmıştır ve oda biçimlidir. Bunlara çok sayıda ceset gömülüdür. Taştan bir duvarla çevrelenmiş bu mezarların önüne de yine çok sayıda "taş baba" dikilmiştir. Ölen kişilere ait bir çeşit resimli mezar taşıdır bunlar.