İçeriğe atla

Tuz tavası

Karum Gölü'nde tuz tavası

Tuz tavası veya tuz düzlüğü, tuz ve diğer minerallerle kaplı, genellikle güneşin altında beyaz renkte parlayan düz zemin genişliklerdir. Çöllerde bulunurlar ve doğal oluşumlardır.

Tuz tavası genellikle Göl veya gölet gibi bir su havuzunun buharlaşmasıyla oluşmaktadır. Bu, suyun buharlaşma hızının yağış oranını aştığı iklimlerde, yani çölde gerçekleşir. Su toprağa akamıyorsa, buharlaşana kadar yüzeyde kalır ve suda çözünmüş tuz iyonlarından çökelen mineralleri geride bırakır. Binlerce yıl boyunca mineraller yüzeyde birikir.[1] Bu mineraller güneş ışınlarını yansıtır ve genellikle beyaz alanlar olarak görünür.

Kaynakça

  1. ^ "Physical Geography | How Salt Shapes Our Lives". The Salt Association (İngilizce). 17 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2022. 

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Gezegen</span> bir yıldız veya yıldız kalıntısının yörüngesinde dolanan gök cismi

Gezegen; genellikle bir yıldız, yıldız kalıntısı ya da kahverengi cücenin yörüngesinde bulunan, yuvarlak hâle gelmiş bir astronomik cisimdir. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre Güneş Sistemi'nde sekiz gezegen bulunur. Bunlar, karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars; dev gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Gezegen oluşumu için bilimsel açıdan mevcut en iyi teori, bir bulutsunun kendi içine çökmesi sonucu bir yıldızlararası bulut meydana getirdiğini ve yıldızlararası bulutun da bir önyıldız ve bunun yörüngesinde dönen bir öngezegen diski oluşturduğunu öne süren bulutsu hipotezidir. Gezegenler bu disk içinde, kütleçekiminin etkisiyle maddelerin kademeli olarak birikmesi sonucu, yığılma (akresyon) olarak adlandırılan süreçte büyürler.

<span class="mw-page-title-main">Ceres (cüce gezegen)</span> Güneşe en yakın aynı zamanda en küçük cüce gezegen

Ceres, Güneş'e en yakın cüce gezegen ve Mars ile Jüpiter arasında yer alan ana asteroit kuşağındaki en büyük gök cismidir.

<span class="mw-page-title-main">İo (uydu)</span> Jüpiterin uydusu

İo veya Io, Jüpiter'in Galilei uydularından yörüngesi en içte bulunanı ve üçüncü en büyük olanıdır. Güneş Sisteminin en büyük dördüncü uydusudur. 1610 yılında Galileo Galilei tarafından keşfedilmiştir. Adını Yunan mitolojisinde Zeus'un sevgililerinden biri olan "Io" karakterinden alır. Güneş Sistemi'nde üzerinde sürekli olarak gazlar ve lav püskürten yanardağlar bulunan tek uydudur.

<span class="mw-page-title-main">Betelgeuse</span> Orion takım yıldızında yer alan yıldız

Betelgeuse, Avcı Takımyıldızı'nda yer alan kırmızı dev yıldızdır.

<span class="mw-page-title-main">Beyaz cüce</span> bir yıldızın yaşam döngüsünde ışık saçtığı son halinden bir önceki hali

Beyaz cüce, termonükleer reaksiyonların meydana geldiği aşamadan sonra orta kütleli bir yıldızın evriminden kaynaklanan küçük ama yüksek yoğunluğa sahip yaşlı bir yıldızdır. Yüksek yüzey sıcaklığına rağmen çok düşük bir parlaklığa sahiptir ve bu nedenle Hertzsprung-Russell diyagramında ana kolun çok aşağısında yer alır. Kütlesi 8 kata kadar azaldığı halde yüksek yüzey sıcaklığını uzun süre koruduğundan "beyaz cüce" olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Triton (uydu)</span>

Triton, Neptün gezegeninin en büyük doğal uydusudur. 10 Ekim 1846'da İngiliz gök bilimci William Lassell tarafından keşfedilen ilk Neptün uydusuydu. Güneş Sistemi'nde, gezegeninin tersi yönünde bir yörüngeye sahip tek büyük uydudur. Ters yön yörüngesi ve Plüton'a benzer kompozisyonu nedeniyle Kuiper kuşağından yakalanan bir cüce gezegen olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Titan (uydu)</span> Satürn uydusu

Titan, Satürn'ün en büyük uydusu ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Dünya dışında, yüzeyinde kararlı sıvı bulundurduğu kanıtlanan 2. gök cismi olan Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen okyanusların, metan gazının sıvı hali olduğu görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız sınıflandırma (astronomi)</span>

Yıldız sınıflandırma, gökbilimde, yıldızların öncelikle sıcaklıklarına göre sınıflandırılıp, diğer nitelikleri ile bu sınıfların arıtılmasıdır. Yıldız sıcaklıkları Wien'in yer değiştirme yasasına göre sınıflandırılabilseler de, uzak yıldızlar ile sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yıldız tayfölçümü ise soğurma çizgilerine dayalı bir sınıflandırma yöntemi sunmaktadır. 19. yüzyıla dayanan ve bugünkü yöntemlerin de temelini oluşturan bir sınıflandırma, yıldızları tayfölçüm sayesinde A'dan Q'ya kadar sıralamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi</span>

Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce dev bir moleküler bulutun küçük bir parçasının yerçekimi etkisiyle çökmesiyle başladı. Çöken kütlenin çoğu, merkezde toplanarak Güneş'i oluştururken, geri kalanı düzleşerek gezegenlerin, uyduların, asteroitlerin ve diğer küçük gök cisimlerinin oluştuğu bir proto-gezegen diskine dönüştü.

<span class="mw-page-title-main">Kaya tuzu</span>

Kaya tuzu (Halit), halite ağırlıklı olarak deniz suyu veya tuzlu göl suyunun buharlaşmasından oluşan tortul kayaçlarda meydana gelir. sodyum klorürün mineral formudur. İzometrik kristalleri oluşturur. Mineral tipik olarak renksiz ya da sarıdır; ancak yabancı maddelerin miktarı ve türüne bağlı olarak açık mavi, koyu mavi ya da pembe de olabilir. Genellikle sülfat, halojen tuzu ya da boraks asidi tuzu gibi diğer evaporit minerallerle birlikte oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Potasyum sülfat</span>

Potasyum sülfat, formülü K2SO4 olan, yanmaz, suda çözünebilen beyaz kristal yapıda bir potasyum tuzudur. Genellikle potasyum ve kükürt kaynağı olarak gübrelerde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Evaporit</span>

Evaporit, sulu bir çözeltinin buharlaşmasıyla kristalleşme ve yoğunlaşma sürecinde sonuçlanır. Evaporit suda çözünen mineral sedimentin (mineralin) ismidir. İki çeşit tuz taşı birikintisi vardır:

  1. Okyanus birikintisi olarak da bilinen marine ve göller gibi suyun ana bloklarında bulunmaktadır.
  2. Evaporit tuz taşları çökelti kayaları olarak bulunur.
<span class="mw-page-title-main">Centaur (küçük gezegen)</span>

Centaur, Güneş Sisteminin dış bölgesindeki gaz devleri Jüpiter ve Neptün gezegenleri arasında, tutarlı olmayan yörüngelerde bulunan bir küçük Güneş Sistemi cismidir. Bu cisimlerin yörüngelerindeki tutarsızlık, bir veya birden çok büyük gezegenin yörüngeleriyle kesişmelerinden kaynaklanır. Centaur'ların kendileri, kısa ömürlü kararsız yörüngelere sahiptir ve birkaç milyon yıl içinde Kuiper kuşağı nesnelerinin aktif olmayan popülasyonundan Jüpiter ailesi kuyruklu yıldızlarının aktif grubuna geçiş yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Playa göl</span> kısa ömürlü bir göl yatağı veya kapalı göl kalıntısı

Playa göl, kısa ömürlü bir göl yatağı veya kapalı göl kalıntısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Enceladus</span> Satürnün doğal uydularından biri

Enceladus Satürn'ün en büyük altıncı uydusudur. Yaklaşık 500 kilometre çapında olan Enceladus Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan'ın onda biri büyüklüğündedir. Yüzeyinin büyük oranda temiz buzla kaplı olması sonucunda Enceladus güneş sisteminde ışığı en fazla yansıtan gök cisimlerinden biri konumundadır. Doğal olarak ışığı tutan tüm gök cisimlerinden daha soğuk olan Enceladus'un yüzeyi öğle vakitlerinde en yüksek -198 °C dereceye ulaşmaktadır. Enceladus'un yüzeyi yoğun yaşlı kraterlerle kaplı bölgeleri ve 100 milyon yıla kadar yakın geçmişte oluşmuş genç tektonik deformasyon alanları gibi pek çok farklı yüzey özelliğini barındırmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Volkanik kül</span> volkanik patlamalarla oluşan, 2 mm çapından küçük toz halindeki kayaç, mineraller ve volkanik cam parçaları

Volkanik kül, volkanik patlamalar sırasında meydana gelen 2 milimetre (0,079 in) çapından daha az olan toz halindeki kayaç, mineraller ve volkanik cam parçalarıdır. Volkanik kül terimi, genellikle, 2 mm'den büyük partiküller de dahil olmak üzere tüm patlayıcı maddeleri içine alabilecek şekilde kullanılır. Volkanik kül, magma içindeki çözünmüş gazlar genişlediğinde ve şiddetle atmosfere kaçtığında volkanik patlamalar sırasında oluşur. Sızan gazlar, magmayı parçalayarak volkanik kaya ve cam parçalarının katılaştığı atmosfere doğru iter. Kül aynı zamanda, freatomagmatik patlamalar sırasında magma suyla temasa girdiğinde ortaya çıkar ve suyun patlamayla buharlaşmasına neden olan magmanın parçalanmasına neden olur. Havaya çıktıktan sonra küller rüzgârla binlerce kilometre uzağa taşınır. Ayrıca yanardağ püskürmeleri sırasında, yanardağın üzerinde yer alan ince partiküller arasındaki sürtünmeden dolayı gök gürültüsü ve yıldırım da yaratabilir ya da yerden huni biçiminde yükselip atmosfere karışarak rüzgâr altında gittikçe büyüyen kül bulutları oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'nın geleceği</span> Dünyanın geleceği için öngörülen senaryolar

Dünya'nın geleceği konusunda birçok uzun vadeli etmenin muhtelif etkilerine dayanarak biyolojik ve jeolojik çıkarımlar yapılabilir. Bu etmenler Dünya yüzeyindeki kimyayı, gezegenin iç soğuma oranını, Güneş Sistemi'ndeki diğer nesnelerle yerçekimi etkileşimlerini ve Güneş'in parlaklığında sürekli bir artışı içerir. Bu ekstrapolasyondaki belirsiz faktör, gezegende değişimlere neden olabilecek iklim mühendisliği gibi insan teknolojilerinin sürekli etkisidir. Sonuçları beş milyon yıl sürebilecek mevcut Holosen yok oluşuna teknoloji neden olmaktadır. Ayrıca teknolojinin, insanlığın yok olmasına yol açabileceği ve gezegeni, yalnızca uzun vadeli doğal süreçlerden kaynaklı daha yavaş bir evrimsel hıza geri döndürebileceği de düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sodyum klorür</span> NaCl formülüne sahip kimyasal bileşik

Sodyum klorür, yaygın olarak 'tuz' ismiyle bilinen kimyasal formülü NaCl; 1/1 oranında sodyum ve klorür iyonları olan iyonik bileşik. Molar kütleleri sırasıyla 22.99 ve 35.45 g/moldur. 100 g NaCl, 39.34 g Na ve 60.66 g Cl içerir. Sodyum klorür, deniz suyunun tuzluluğundan ve birçok çok hücreli organizmanın hücre dışı sıvısından en çok sorumlu olan tuzdur. Yenilebilir sofra tuzu biçiminde yaygın olarak bir çeşni ve gıda koruyucusu olarak kullanılır. Birçok endüstriyel proseste büyük miktarlarda sodyum klorür kullanılır ve daha ileri kimyasal sentezler için hammadde olarak kullanılan sodyum ve klor bileşiklerinin ana kaynağıdır. Sodyum klorürün ikinci bir ana uygulaması donma sıcaklığı altındaki havalarda yolların buzunun çözülmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Tuzla (tuz üretimi)</span>

Tuzla, deniz suyundan veya diğer tuzlu sulardan tuz çıkarmak için tasarlanmış sığ bir yapay tuz tavasıdır. Tuzlalar sığ ve büyüktür çünkü bu şekilde güneş ışığının deniz suyuna ulaşması daha kolay olmaktadır. Doğal tuz tavaları da suyun buharlaşması ve geride tuz bırakmasıyla oluşan jeolojik oluşumlardır. Bahamalar'daki Büyük Inagua'da veya Mogadişu'nun birkaç kilometre güneyindeki Jasiira'da bulunan, deniz suyunun tutulduğu ve güneşte buharlaşmaya bırakıldığı göletler gibi tuzlalar, doğal hâllerinden çok az farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'daki suyun kökeni</span> Dünya üzerindeki suyun olası kaynaklarına ilişkin hipotezler

Dünya'daki suyun kökeni, gezegen bilimi, astronomi ve astrobiyoloji alanlarındaki araştırmaların konusudur. Dünya, yüzeyinde sıvı su okyanuslarına sahip olduğu bilinen tek gezegen olması bakımından Güneş Sistemi'ndeki kayalık gezegenler arasında benzersizdir. Bilindiği kadarıyla yaşam için gerekli olan sıvı su, Dünya'nın yüzeyinde varlığını korumaktadır çünkü Dünya, Güneş'ten suyunu buharlaşmayla kaybetmeyecek kadar uzakta ve tüm suyun donmasına sebep olmayacak kadar yakında bulunan yaşanabilir bölgede bulunur.