Hazarca, Orta Çağda, Orta Asyalı yarı göçebe Türk boyu olan Hazarların konuştuğu dildir. Hazarca, tarihî Türk dillerinden biri olmasına karşın Türkî dillerin hangi koluna ait olduğu tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar Hazarcanın İran dilleri veya Kafkas dilleriyle yakın ilişkisi olduğunu varsayarlar.
Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.

Ogur grubu, Oğur grubu, Ogur öbeği, Oğur öbeği, Ön Bulgar grubu, Lir Türkçesi, Hun-Bulgarca ya da R-Türkçesi Türkî diller ailesinin bir koludur. Bu grubun günümüzde tek hayatta kalmış olan dili, yaklaşık iki milyon kişinin konuştuğu Çuvaşçadır. Gruba ait tarihi bir dil olan Ön Bulgarca bugün ölü dillerdendir.

Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.

Rus-Bizans Savaşı 941 yılında I. İgor'un hükümdarlık döneminde yer aldı. Hazar Yazışmaları göstermektedir ki I. Romanos Lekapenos tarafından alınan Yahudilere uyguladığı zulüm sonrası Bizanslılar'dan intikam almak için Hazarlar tarafından kışkırtılmış bir seferdir.
Pax Khazarica, Hazarların hâkimiyetleri altına almış oldukları milletlere karşı anlayışlı tavırlar ve dini müsamahalar göstermek suretiyle topraklarının geniş bir bölümünde güven ve asayişi sağladığı döneme verilen ad. Bu "mutedil" (ılımlı) siyaset anlamını beraberinde getiren ve yaratıcısı bilinmeyen bu terim, 19. yüzyıldan beri akademisyenler tarafından kullanılmaktadır.

Radhanitler, Orta Çağ'da etkin olmuş Yahudi gezgin tüccar kabileleri. Orta Avrupa'yla Rusya ile Hazarya'yı sosyal, kültürel ve ticari açıdan çeşitli bağlar kurmaktaydı.
Cambridge Belgesi olarak da bilinen Schechter Mektubu Kahire Genizası'nda Solomon Schechter tarafından keşfedildi.
Tong Yabgu Kağan, 618 ve 630 yılları arasında Batı Göktürk Kağanlığı'nı yöneten kağan. Tong adının, Eski Türkçe'den günümüz Türkçesine "kaplan" şeklinde çevrildiği düşünülmektedir. Bu konuya dair diğer yorumlar ise "yeterlilik" ve "tamlık" anlamına geldiğidir. Ayrıca kelimenin; ilk Türkçe döneminde kullanılan "dolu, içi boş olmayan" anlamlarına gelen; "toñ (tong)" sözcüğünden geldiği de düşünülebilir. Bu kelimenin bir başka anlamı da "son"dur.

Rus Hanlığı veya Rusya Kağanlığı tahminen 8. yüzyıl ile 9. yüzyılları arasında Doğu Avrupa'da hüküm süren Rus devletidir. Tarihinin kötü belgelenen bir dönemde var olduğu varsayılmıştır.
İşad, eski Türklerdeki yüksek rütbeli komutanları tanımlamak için kullanılan terimdir. Bu kavram ayrıca Araplar tarafından Hazar Türklerinin komutanlarını tanımlamak için Kağan Beg biçiminde kullanılmıştır. Bu unvana en çok, eski Türk yazıtlarında ve Bugut Yazıtı'nda rastlanmaktadır. Unvanın Türklerdeki bilinen ilk kullanıcısı Göktürklerin kurucusu Bumin Kağan'ın babası Bilge Şad'dır.
İlteber, Türk Kağanlığı ve Hazar Kağanlığı'nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını Türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır. Bu terime ilk kez, 680'de Kuzey Kafkasya Hunları'nda rastlanmaktadır. Hristiyan kaynaklarında, Albanya'da hüküm süren Hun derebeyinin adı Alp Ilteber olarak geçmektedir.
Göktürk adıyla da bilinen Türk Kağanlığı, Aşina ailesi yönetimindeydi. Bu ailenin kağanlık, yabguluk gibi üst görevler yapan üyeleri aşağıda gösterilmiştir. Renkli kutular kağanları gösterir. Buna göre;

Jomsvikingler, 10. ve 11. yüzyıllarda etkinlik gösteren Viking paralı asker ve eşkıya topluluğu. Odin ve Thor gibi tanrılara ibadet eden pagan bir topluluk olan Jomsvikingler Hristiyanlara karşı savaştığı gibi ücretlerini karşılayan Hristiyan idareciler adına da savaşmışlardır. Orta Çağ'ın geç dönemlerinde ortaya çıkan şövalye tarikatları bazı yönleriyle bu topluluğu andırmaktadır.

Hazar Seferleri, Ruslar tarafından 864 ile 1041 yılları arasında Hazar Denizi kıyılarında bugün İran, Dağıstan ve Azerbaycan olan yerlere yapılan askeri baskınlardır. Başlangıçta Ruslar, 9. yüzyılda Serkland'da, Volga ticaret yolunda tüccarlar olarak seyahat ederek kürk, bal ve köle satarak ortaya çıktılar. İlk küçük ölçekli Viking baskınları 9. yüzyılın sonlarında ve 10. yüzyılın başlarında gerçekleşti. Ruslar, 913'te ilk büyük ölçekli seferi gerçekleştirdi; 500 gemiyle geldikten sonra günümüz İran topraklarında Gürgan bölgesini ve daha batıda Gilan ve Mazenderan'ı köle ve mal alarak talan ettiler. Geri döndüklerinde, kuzey akıncıları Volga Deltası'nda Hazarların saldırısına uğradılar ve mağlup edildiler, kaçanlar ise Volga'nın ortasındaki yerel kabileler tarafından öldürüldüler.
Belencer Muharebesi, 652 yılında (653) İslam Halifesi Osman ile bir Türk devleti olan Hazarlar arasında gerçekleşen, Türkler ile Müslümanlar arasında yapıldığı bilinen ilk muharebedir. Savaş Hazarlar'ın galibiyeti ile sonuçlanmış, Abdurrahman bin Rebîa bu savaşta ölmüştür.
Omeljan Pritsak'a göre Khan-Tuvan , 830'ların ortalarında yaşamış bit Hazar kağanının adıydı. Kağan Bey'e karşı Kabarların isyanına önderlik etti. Bu isyan Hazarların Yahudiliğe geçmesiyle aynı zamanda olarak yaşandığından, Pritsak ve diğerleri isyanın dini bir yönü olduğunu tahmin ettiler. Omeljan Pritsak, bir iç savaşı kaybettikten sonra sürgüne gönderilen Khan-Tuvan Dyggvi adlı bir Hazar kağanının, takipçileriyle birlikte Rostov'un İskandinav-Slav yerleşim yerine yerleştiğini, yerel İskandinav soylularıyla evlendiğini ve Rus kağanlarının hanedanının babası olduğunu tahmin etti. Constantine Zuckerman, Pritsak'ın teorisini savunulamaz bir spekülasyon olarak reddeder ve çağdaş kaynaklarda Rusların arasına sığınmak için kaçan herhangi bir Hazar kağanının kaydı yoktur der. Bununla birlikte, Proto-Rus hükümdarlarıyla olası Hazar bağlantısı I. Svyatoslav, Tamga veya mührün kullanılmasıyla desteklenmektedir. benzer tamgalar, kesin olarak Hazar kökenli olan harabelerde bulunur.
Pesah veya Pesakh, Schechter Mektubu'nda adı geçen Hazar Yahudi general.
Sfengus veya Sphengos, İoannis Skilicis'e göre I. Vladimir'in kardeşiydi. Sfengus, Hazarların metinlerde adı geçen son kağanı Georgius Tzul'u tahttan indirmek için yapılan Bizans-Kiev ortak seferinin lideriydi.

Onegesius, kudretli bir Hun logades (bakan) idi. Kesin olmayan bir iddiaya göre Attila’nın ardından iktidarda söz sahibi olan ikinci kişiydi. Priscus'a göre "kralın sağındaki bir sandalyede oturuyordu".