Turukkiler
Turukki Krallığı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
MÖ 3000'lerden önce[a]/y. MÖ 2500[1]/y. MÖ 2250[2]-Demir Çağı'nın başları y. MÖ 1000 | |||||||
Hükûmet | Monarşi (tahmini) | ||||||
Kral | |||||||
| |||||||
Tarihçe | |||||||
| |||||||
Günümüzdeki durumu | Irak Azerbaycan[2] İran Türkiye |
Turukkiler[b], Tunç Çağı döneminde Antik İran'ın kuzeybatı bölgelerinde yaşamış bir Yakın Doğu halkıydı. Özellikle Urmiye Gölü havzasında ve Zagros Dağları'nın kuzeybatı vadilerinde yaşadılar. Turukkilerin nüfusunu farklı topluluklardan insanların oluşturduğu düşünülüyor. Turukkilerin bugünkü Türk halklarının atası olan bir kavim olduğu ileri sürülmüştür.[3][4][5][6][7][8][9][10][11] Kendileri hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte, yöneticilerinden birinin ismi İlşu-Nail'dir.
Etimoloji
Turukku sözcüğünün kökeninin nerden geldiği bilinmemektedir. Bazı kişiler bu sözcüğün Hurri diline ait olduğunu düşünse de,[12] sözcüğün Türk kökenli olduğunu söyleyen kaynaklar da mevcuttur.[3] Ayrıca adın "Türk" kelimesine benzerliği de dikkat çekicidir. Tarihçi Boris Altschüler, "Turukki" sözcüğünün kökeninin "Türk" olduğunu söyler.[13]
Dil
Turukkilerin konuştukları dil hakkında fazla bir bilgi yoktur. Bazı kaynaklar bu halkın Hurrice konuştuğunı,[12] bazıları Eski Türk dillerini konuştuklarını iddia ederler. Ancak Turukkilerin sondan eklemeli bir dil konuştukları kesindir.[12][14]
Tarihi
Keşif
Fransız bilim adamlarının, Fırat Nehri'nin batı yakasında, günümüz Irak-Suriye sınırı yakınında yaptığı kazılarda, Mari antik kentinin kraliyet arşivleri ortaya çıkarıldı. Çivi yazılı tabletlerin (kil tabletler) metinleri, 1950'den başlayarak yirmi yıl sonra Georges Dossin tarafından Louvre Müzesi Haberleri'nde tefrika edildi. Yirmiden fazla metinde çocuğun adı Turukku olarak okunuyordu. Bu ismin ilk kez Türklerle ilgili olduğunu söyleyen Koshay, 1982 yılında Bükreş'te yayınlanan bir bilimsel bültende Turukku kelimesinin geçtiği satırı iki tablete yazdırdı. 1989 yılında S.Bayram, Turukku kelimesinin geçtiği 11 tabletin daha bulunduğunu kaydetti. Azerbaycanlı tarihçiler Z.Yampolski, Y.Yusifov ve S.Alyarov(1996)'da Asurca metinlerde geçen Turukku veya Turukki boyunu Türkçe olarak kabul etmişler ve bu ismin farklı zamanlarda ve farklı dillerde yazıldığını belirtmişlerdir. Türuk/Török /Turuk/ Türki şeklinde işlendiğini belirtmişlerdir.
Ancak Mari metinlerinin transkripsiyonunda bu isim doğru bir şekilde verilmemiştir. Nitekim Türk kelimesinin eski şekli turuktur ve bu şekil Asur metinlerine de yansımaktadır. Ancak Türk isminin Asur bağlamında fonetik okunuşu tu-ru-ki iken Asurlular bunu Turukku olarak yazıya döküyorlar, yani Asur lehçesine göre ismin son ünsüzünü geminate (çift) ünsüz olarak okuyorlar. metinlerin çoğunda bu isimde bir ikiz ünsüz yoktur. Adadnerari yazıtında (XIV. yüzyıl) Turuki ülkesinden tu-ru-ki-i olarak bahsedilmektedir. Bu ismin yanlış okunuşu Alman bilim adamı K.Riemschneider'in "Akad dili" [15] ders kitabında da gösterilmektedir; metinde Tu-ru-ku-tum olarak verilen biçim, metnin sözlüğünde Turukkutum olarak transkripsiyonlanmıştır. Prof. F. Jalilov, 25 numaralı tabletin 9 ve 10. satırlarını inceleyerek ismin yanlış yazıldığının açıkça ortaya çıktığını belirtiyor:
(9) Li-da-a-ia awilum Tu-ru-ku-u,
(10) u awilum Tu-ru-ku-u sha it-ti-shu.[16]
İsmin her iki mısradaki yazılışında çift ünsüz yoktur. Bu nedenle metinlerde bu isme eklenen Sami ekleri geçtiğinde kelime Türkçe haliyle kalır ve Turuk olarak okunması gerekir. " Turk/Turuk ve "o" işareti bulunmadığından Torok/Toruk/Turok/Türük/Türk varyantlarında da telaffuz edilmesi mümkün olabilir ancak Turuk biçimi etimolojik olarak karakteristik olduğundan daha çok kullanılır. o dönem için bu formu kullanmak doğrudur.[17]
Tunç Çağı
Asur devleti M.Ö. 7. yüzyılın sonunda dağılıncaya kadar 1500 yıl boyunca periyodik olarak eski Azerbaycan da dahil olmak üzere komşu bölgelere yürümüştür. Asur krallarının bu seferlerle ilgili birçok kaydı bulunmaktadır. Turuk boylarına ilişkin Mari belgeleri ancak M.Ö. XIX-XVIII. yüzyılları kapsar. Her ne kadar bu yazıtlarda Süryanilerin olaylara karşı tutumu açıkça belirtilse de Türkler düşman olarak sunulmakta, her halükarda bu yazıtlar Asur-Türk ilişkileri açısından çok değerli tarihi belgelerdir. Olaylar Dicle Nehri'nin her iki yakasında, çoğunlukla da bugünkü Kerkük-Erbil bölgesinde ve Urmu Gölü'nün güneybatı yakasında yaşandı. O dönemde Arrapha (Ar-Apa) olarak adlandırılan Kerkük bölgesi, önce Asurlular'ın, sonra Hurriler'in, Kassiler'in, sonra da yine Süryanilerin saldırısına uğrayan bir Türk bölgesiydi ve nüfusunun etnik yapısı değişti. önemli ölçüde. Asur ordusu, Türk boylarından Ahazim ve Katanum (Kotan) bölgeleri ile vergi veren Hirbazanim (İrbasan) ve Tigunanim (Tigin'e ait) bölgelerinde ve Şuşşara (Susara) bölgesinde Türk askerleriyle savaştı. Lulu'nun Erbil ile Urmu Gölü arasında kalan kısmı. Asurlular genel olarak Dicle'yi geçip Subar, Guti ve Lulu topraklarına doğru yürüdüklerinde Türk askerleriyle karşı karşıya kaldılar.
Mari belgeleri, Turuk boylarının her zaman savunma pozisyonunda kalmadıklarını, periyodik olarak Asur topraklarına saldırdıklarını, Asur ve Asur bölgelerini yağmaladıklarını ve Asur yayılımının doğuya yayılmasını engellediklerini göstermektedir. Bu nedenle Asur çarları Türk kuvvetleriyle uzlaşmak zorunda kaldı. Asur sınırlarını sürekli bir gerilim altında tutan Türkler hakkında kapsamlı bilgi toplamak amacıyla Asur kralları, sınır bölgelerinde çok sayıda casus ve muhafız kullanmıştır. Süryani büyüklerine, Turuk savaşçılarının girdikleri bölgelerdeki nüfusla birlikte hareket yönü, amacı, sayısı, gücü ve davranışları hakkında düzenli olarak bilgi veriliyordu. Hatta Turuk sınırındaki Asahitim kanalının ağzında oturan bekçinin raporunda "Turuk bölgesinden bu tarafa bir haberci geçmiştir" gibi önemsiz küçük bir haber de bulunmaktadır.[18]
Süryanileri en çok endişelendiren bilgi ise Türklerin küçük veya büyük bir kuvvetle baskın yapacağı haberiydi. Bu açıdan bakıldığında 21 numaralı tablette verilen bilgi tipiktir:
“ | Turuk düşmanı çıkıp (...)'a gitti. Kakkulatim'i işgal etti... Bu saldırıdan bu yana Turukların sayısı fazla görünmüyor ama artabilir. Gelmeye devam edecekler.[19] | ” |
Turukkiler ile ilgili korkuları diğer tabletlerde de hissediliyor:
“ | Turukkiler bizi anlatılmaz şeyler yapmaya zorlamakta.[20] | ” |
Turukki liderlerinden isminin biri yazıtlarda geçmektedir:
“ | "Turukkular, liderleri Lydaya ile birlikte savaşa girdiler ve iki şehri yerle bir ettiler" | ” |
Turukki devletinin kuruluş tahmini bilinmemekle birlikte tahmini olarak kuruluş yılının y. M.Ö. 2250 olduğu düşünülmektedir.[2] Bazı kaynaklar ise M. Ö. 3. Binyılın 2. Çeyreğinde (y. MÖ 2500) Kurulduğunu söyler.[1] Üstten de anlaşılacağı üzere, Turukkular Eski Süryani İmparatorluğu için büyük bir tehtiddi. Özellikle bu tehdit I. Şamşi-Ahad (M.Ö. 1813-1782) ve oğlu İşme-Dagan (M.Ö. 1871-1850) döneminde çok yüksekti. Turukkular, Ahazum devleti ile müttefikti ve Yasmah-Ahad'ın yazdığı bir mektupta İkallum'da İşme-Dagan ile savaşmak için oraya toplandılar.
Turukkiler, tarihçi Peter Plafziner'e göre M.Ö. 1769 ya da M.Ö. 1768'de Hurri yönetimi altındaki Mardaman şehrini yağmalamışlardır. Babiller'in Turukkileri yenişinin 37. yılı Hammurabi tarafından yaklaşık M.Ö. 1773'te kutlandı.
Turukkular'ın yayılım alanının Dicle’nin doğu sınırındaki “Kalah, Ninive, Kavilhum ve Ninet” gibi şehirlerin içinde bulunduğu bölge olduğu vurgulanmıştır.[21] Diğer bir ifadeyle, Turukkuların yayılım alanı, Ninive (Ninova)’nin doğu sınırından başlayıp, güneyde Dicle Nehri’nin yataklarına kadar genişlemektedir.Buna karşın Šemšāra tabletlerinden edinilen bilgilere göre ise, Turukkularla bağlantılı olan çok sayıda krallık ve şehir tam olarak Rāniya Ovası’nın kuzey ve kuzeydoğusundaki küçük dağlık alana lokalize edilememektedir[22] Ancak Šemšāra arşivinde geçen bu şehirlerin ve krallıkların Turukkularla ilişkilerini yok saymak da mümkün değildir. Nitekim Turukkularla ilişkilendirilen Kunšum (Itabalhum), Aliae, Ardamekum, Ilalae, Sašharšum ve Zukula gibi şehirler ile Zutlum Kusanar(h)um, Šudamelum krallıkları Itabalhum krallığıyla yakın ilişkiler içerisinde bulunmuşlardır.[23]
Demir Çağı
MÖ 1. binyılın başlarında aynı bölge için Turukkum, Turukku ve ti-ru-ki-i gibi isimler kullanılmaya başlandı. Daha geniş anlamda Turukki gibi isimler genel anlamda "dağ insanları" veya "dağlılar" anlamında kullanılmıştır.
Tukru veya Turukkum'un Mezopotamya'nın kuzeydoğu kenarını ve Zagros Dağları'nın bitişik bir bölümünü kapsadığı söyleniyordu. Özellikle Urmiye Gölü havzası ve kuzeydoğu Zagros'un vadileriyle ilişkilendirildiler. Bu nedenle antik Lullubi'nin kuzeyinde bulunuyorlardı ve en az bir Yeni Asur (MÖ 9. ila 7. yüzyıllar) metni tüm bölgeye ve buradaki halklara "Lullubi-Turukki" (VAT 8006) olarak atıfta bulunuyor.Turukkiler'in yıkılış zamanının Demir Çağının ilk yıllarında olduğu düşünülüyor.
Turukkuların Çevre Toplumlarla Olan Siyasi ve Sosyal İlişkileri
Yakındoğu toplumlarından bir olan Turukkular, Babil ve Asur gibi eskiçağ dünyasının güçlü devletlerinin yanı sıra, bölgenin yerel prenslikleri ve küçük devletleriyle de yakın ilişkiler içerisinde olmuşlardır. Nitekim Eski Asur, Turukkuların belki de en çok ilişki kurduğu devlettir. Öyle ki, çivi yazılı vesikalardan kral I. Šamšī-Adad’ın iktidarı süresince Asurlular ile Turukkular arasında yoğun bir mücadelenin yaşandığı anlaşılmaktadır. Bu mücadelede kral I. Šamšī-Adad, Turukkular üzerine askeri seferler düzenleyerek onların saldırgan tutumlarına karşılık verdikten sonra, bir zamanlar Turukkular tarafından mesken tutulan Raniya Ovası’nda da egemenliğini tesis etmiştir.Kral I. Šamšī-Adad bir yandan Ešnunna kralı Naram-Sin’in halefi olan Daduša[24] ile Arbela bölgesindeki Qabra’nın hâkimiyeti için mücadele ederken, diğer yandan da Šemšāra şehri yüzünden Turukkular ile karşı karşıya gelmiştir.[25] sahip Onun döneminde özel bir kent olan Šemšāra kentinin de içinde bulunduğu Rānia Ovası Asur’un kontrolündeydi. Ancak Asur’un egemenliğinde olan kentin nüfusunun çoğunluğunu Hurriler, geriye kalan kısmını ise Lullubiler oluşturmaktaydı.[26]
Öyle ki, bölgenin yoğun bir şekilde Turukku ve Guti akınlarına maruz kalması, buradaki halkın her an çıkabilecek olan bir saldırıya karşı temkinli olmasını gerektirmiş ve bu da savaşçı bir kimlik kazanmasına olanak sağlamıştır.Asurluların baskın tutumlarına karşın ilk tepkiyi veren Turukkulu Lidāya[27] M.Ö. 1779’da bazı Turukku şehirlerini I. Šamšī-Adad’ın oğlu Išme-Dagan’a karşı isyan hareketi etrafında birleştirmiştir. Fakat Asurluların, Turukkuların düşmanı olan Gutilerle bir ittifak içerisine girmeleri, Lidāya’nın bu siyasi manevrasının olumlu sonuç getirmesini engellemiştir.[28]
Lidāya, Asurlulara karşı giriştiği siyasi manevranın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, bu sefer ırkdaşı ve adını bilemediğimiz bir Turukku şehrinin lideri olan Kuwari’nin öncülüğünde yeni bir isyan tertip etme girişimi içerisine girmiştir. Ancak I. Šamšī-Adad tarafından yapılan bir toplantıya Kuwari’nin davet edilmesi,[29] Lidāya ile Kuwari arasındaki ilişkinin bozulmasıyla sonuçlanmıştır.Dahası Kuwari’nin, böyle bir toplantıya davet edilmesi, onun Turukku toplumları içerisindeki yüksek konumunu anlamamız açısından önem arz etmektedir. Ayrıca söz konusu hadiseler Turukkuların bölge siyasetinde oynadığı rolü görmek açısından önemlidir. Diğer taraftan birbirlerine yakın memleketlerde oturan ve ezeli düşman olan Kuwari ve I. Šamšī-Adad ikilisi artık müttefik olmuşlardı, buna karşın daha önce Kuwari’ye bağlılığını bildiren Lidāya ise, şimdi onun koruyucusu durumuna gelen I. Šamšī-Adad’a karşı isyan etmişti.
Belgelerden bu isyanın oldukça geniş çaplı olduğu; binlerce Turukkulu’nun Dicle’nin doğusundaki ovalara, Arrapha’dan Ninive’nin yukarı bölgelerine Ḫ ve Dicle’nin batısına kadar saldırılarda bulunulduğu anlaşılmaktadır.[30] Ancak isyan hareketi I. Šamšī-Adad’ın önderliğindeki Asur orduları tarafından bastırılmıştır. Nitekim Išme-Dagan tarafından kardeşi Yasma -Addu’ya gönderilen ARM 4, 25 numaralı mektupta bu isyandan bahsedilmektedir.[31] Mari Arşivi’nde yer alan bu mektup arşivin en erken tarihli belgelerinden biridir. İsyan çıktığında Išme-Dagan’ın babasına kral diye hitap etmesi, I. Šamšī-Adad’ın hayatta ve Asur Devleti’nin başında olduğunu göstermektedir. Turukkulu Kuwari ile I. Šamšī-Adad arasında müttefikliğin kurulmuş olduğunu ifade etmiştik. Ancak bu ittifakın sadece Kuwari liderliğindeki ahaliyi bağladığı anlaşılmaktadır. Zira söz konusu Mari mektubunda Lidāya ve onun önderliğindeki Turukkuların düşman oldukları özellikle belirtilmektedir. Ancak söz konusu bu durumun Lidāya ile Kuwari arasındaki liderlik rekabetinden kaynaklandığı Düşünülmektedir. Bu doğrultuda Kuwari’nin. I. Šamšī-Adad ile kurduğu politik yakınlaşma da iki tarafın çıkarları açısından pürüzsüz bir şekilde devam etmektedir.[32]
Irkları Hakkındaki İddialar
Turukkiler hakkında pek az şey bilinmektedir ve ırkları hakkında farklı iddialar bulunmaktadır. En bilindik olanları:
Hurriler
Jørgen Læssøe'ye göre Turukkiler Hurrice konuşan bir Hurri kavmiydi.[12] Horst Klengel Turukkular hakkında şöyle demiştir: "Turukki halkı açıkça, ilkel toplumsal koşulların zaten çürümüş olduğu ve kabile liderlerinin yağmurla beslenen tarım uygulayan devlet tarafından organize edilen nüfusla kısmen ekonomik baskı yoluyla kurulan yakın temas nedeniyle kalıcı bir işlev icra ettiği Rania Ovası ve Zagros eteklerinde yaşayan geç dönem Yahudi olmayan gruplara aitti."[33] Trevor Bryce ise bu halkın Hurri ya da Semitik olduğunu düşünmektedir.[34] Ancak Turukkiler aynı zamanda bir Hurri şehri olan Mardaman'ı yağmalamıştır.[35] Ayrıca Hurriler'in Türk kökenli olduğunu söyleyen kaynaklar da vardır.[36]
Türk
Turukkiler'in Türk kökenli olduğuna dair birçok kaynak vardır. Alman tarihçi Fritz Hommel'e göre Turukkiler Türk kökenli bir halktır.[7] Azerbaycanlı tarihçi Yusif Yusifov ve F.Celiliv Turukkiler'in Türk kökenli olduğunu savunmuşlardır. Boğazköy yazıtlarında çalışmış kişiler de Turukkilerin Türk kökenli olduğunu düşünmektedir.[5]
İran'da çalışmış arkeologlar;Subartular, Turukkukar ve Lulubiler'in Türk kökenli olduğunu söyler.[37] Rus kökenli araştırmacılar da Turukku halkının Türk kökenine sahip olduğunu söylüyor.[8][9] Fransız tarihçiler de Landsberger'in tezinin Tunç Çağı'ndaki Türk (Turuk) isminin geçmesiyle kabul edildiğini söyler.[38]
Ermeni kökenli tarihçi Saak Tarontsi de "Anatolia-Cradle of Mankind" adlı eserinde Turukkiler'in Türk kökenli olduğunu söyler.[39] Halkbilimci Barbara A. West, "West, Encyclopedia of the Peoples of Asia and Oceania" adlı kitabının 826. Sayfasında Turukkular'ın Türk kökenli olduğunu söyler.[3]
"Publications de la Société d'histoire Turque" isimli kitapta da Turukkuların Türklüğü ispatlanmıştır.[40] Martijn Houtsma'nın " İslam Ansiklopedisi" isimli eserde de böyle kabul edilir.[41] Montclair Üniversitesi mezunu profesör H. Mark Hubey de Turukku halkının Türk olduğunu söyler.[42]
Ayrıca bakınız
Not listesi
- ^ Şartamhari metninde Anadolu'da Türki Krallığı isimli bir krallık geçmektedir.Şartamhari metninin bir kısmı:
“ 8. Bana karşı bütün ülkeler isyan ettiler. 9. Guşua kralı anmanailu, pakki kralı bumanailu.
10. Ulluwi kralı lupanailu, sonra.....kralı.......inmipailu.
11. Hatti kralı pampa, kaniş kralı zipani,......kralı nur dagan.
12. Amurru kralı huwaruvaş, paraşi kralı tişenki.
13. Armanu kralı mudakina, sedir dağları kralı işgippu.
14. Larak kralı ur-larak, nikku kralı ur-banda.
15. Türki kralı ilşu-nail ( ilşu nail ), kuşaura kralı tişkinki.
16. Toplam 17 kral, ki onlar savaşa girdiler ve ben onları vurdum.
17. Onlara karşı bütün orduyu seferber ettim ve sonra tanrılara şarap sundum.
18. o zaman savaşcılarıma, binlerce düşman askeri hiç mukavemet etmedi.
” Bu metin yaklaşık olarak MÖ 3000'lerde yazılmıştır. Bu da Turukkiler'in (ya da Turukkular/Turuklar/Türükler) MÖ 3000'den önce Anadolu'da olabileceği olasılığının olduğunu gösterir.
- ^ Turukkiler hakkında farklı telaffuz şekilleri vardır. Bazıları Turukkum, Turukku,Turugum ya da Türki'dir.
Kaynakça
- ^ a b "Kuti, Lullubi ve Turukkiler". 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2024.
- ^ a b c Azerbaycan'da Kurulan Antik Türk Devleti Turukki 28 Mayıs 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "...Azerbeycan ve Anadolu M.Ö. 2250 Fransız bilginlerinin yürüttüğü kazı şimdiki Irak-Suriye sınırı yakınında, Fırat çayının batı yakasında, eski Mari şehrinin arşivini ortaya çıkarmıştı..."
- ^ a b c Barbara A. West, Encyclopedia of the Peoples of Asia and Oceania, 1967, p. 826
- ^ Martijn Theodor Houtsma, Encyclopedia of Islam, p. 142
- ^ a b WİLHEM, Herausgegeben von Gernot, 2001, Studien zu den Bogazköy-Texten, Akten des IV. Internationalen Kongresses für Hethitologie Würzburg 4-8 October 1999, Wiesbaden
- ^ Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, Türk dünyası araştırmaları, 2004, page 35: Kuzey Mezopotamya'da Yafes soyundan kalan küçük bir kısım Türk kavmi, yani Gutium veya Turukkular ise zamanla ya millî ...
- ^ a b Fritz Hommel – Geschichte Babyloniens und Assyriens, 2016 (ilk yayım: 1885)
- ^ a b Азярбайжан Милли Елмляр Академийасы Ялйазмалар Институту вя «Елм вя тящсил» няшриййаты - Филолоэийа мясяляляри No. 8. Бакы – 2013. ISSN 2224-9257. s.6-13.
- ^ a b Казымов Г.Ш. Мцасир Азярбайъан дили. Морфолоэийа. Бакы, «Нурлан», 2010. s.4-6.
- ^ LÂTİN ALFABESİNDEN KİRİL ALFABESİNE, KİRİL ALFABESİNDEN LÂTİN ALFABESİNE GEÇİŞ SÜRECİNDE AZERBAYCAN BASINI, Ankara Üniversitesi
- ^ Turkic Peoples- Name Eymology 26 Mayıs 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by Sjur C. Papazian, 30 November 2013:"...Turukkaeans (Turukkum, Turukku) were an ancient near eastern people in the northern parts of Mesopotamia..."
- ^ a b c d People of Ancient Assyria- Their Inscriptions and Correspondence 2 Haziran 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 24/10/2024
- ^ Altschüler, Boris (2006). Die Aschkenasim. s. 192. 22 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2024.
- ^ Kılıç, Yusuf (2017). "Turukkular (Çivi yazılı kaynaklar ışığında)". Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi. İstanbul: DergiPark. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2024.
- ^ Riemschneider - Akkadian Language, Berlin, 1975, s.168
- ^ F. Cəlilov – Azər xalqı, II nəşri Bakı, 2006, s. 40
- ^ F. Cəlilov – Azər xalqı, II nəşri Bakı, 2006, s. 41
- ^ Mari tabletleri,sayı 83
- ^ Mari Tabletleri, 33. Numara
- ^ 63 numaralı Mari tableti
- ^ Ahmed, Kozad Mohammed, The beginnings of ancient Kurdistan (c. 2500-1500 BC):a historical and cultural synthesis, Leiden 2012, s. 352
- ^ A. K. Mohammed,a.g.e.,s. 359
- ^ A. K. Mohammed, a.g.e., s. 359.: A. K. Mohammed, bu şehirlerin ve krallıkların lokalize edilebileceği en uygun alanın İran Kurdistan’ının ovaları ve dağlık vadileri olduğunu iddia etmektedir. Şöyle ki: “O, Kandil bölgesinin arka alanının Turukku yerleşkesi olabileceğini, hatta daha açık bir ifadeyle Sardasht’tan kuzeydeki Khaneh’e doğru uzanan ovanın Turukkuların bölgesi olduğunu savunmaktadır.” Diğer taraftan J.Eidem ve Læssøe’ye göre Turukkuların yaşadığı alan ise, “Urmiye Havzası”dır.
- ^ Marc Van De Mieroop, A History of the Anicent Near East (ca. 3000-323), Oxford 2007, s.305.
- ^ I. Šamšī-Adad, Turukkulara karşı pek çok askeri sefer gerçekleştirmiş ve bu girişimlerinin çoğunda başarılı olmuştu. Nüfusunun çoğunluğu Hurrili olan Šemšāra Şehri’nin hakimiyeti için her daim Turukkularla mücadele içinde olan I. Šamšī-Adad’ın ölmesi üzerine kent, Turukku hakimiyetine geçmiş ve şehir halkı Turukkuların baskısı altında kalınca çareyi kenti terk etmekte bulmuştur.: I. E. S. EDWARDS, The Cambridge
- ^ I. E. S. EDWARDS, The Cambridge Ancient History, History of The Middle East and The Aegean c. 1380- 1000 BC., Vol. II, Part II, Cambridge University 2008, s. 505.
- ^ A. K. Mohammed,a.g.e.,529
- ^ T. Bryce, s. 722.
- ^ A. K. Mohammed,a.g.e., s. 429
- ^ A. K. Mohammed, a.g.e., s. 432.
- ^ Išme-Dagan ve kardeşi Yasma -Addu arasındaki mektuplaşmalar hakkında geniş bilgi için bkz.: S. Bayram, Ḫ a.g.e., s. 95-103.
- ^ A. K. Mohammed,a.g.e., s.429
- ^ Eidem, Jesper; Læssøe, Jørgen, (Ed.) (2001). The Shemshara Archives: The letters. 1. Det Kongelige Danske Videnskabernes Selskab. s. 25.
- ^ Bryce, Trevor (2009). "Turukkum". The Routledge Handbook of The Peoples and Places of Ancient Western Asia. Routledge. s. 721.
- ^ Pfälzner, Peter, (2018). "Keilschrifttafeln von Bassetki lüften Geheimnis um Königsstadt Mardaman". uni-tuebingen.de. University of Tubingen. 15 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024.
- ^ Wegner ,Ilse. Einführung in die Hurritische Sprache, 2000.
- ^ Archaeologiste Mitteliungen aus Iran,s. 90:"... Tribes known under the same Su,Turukkaean and Lulubeans were differently... and problaby belonged to the Altaic-Turkish language community."
- ^ Revue des Etudes Sud-Est Europennes,Tome XXXVII (nos 1-2.)- XXXVIII (nos 1-2.) 1999-2000: " The name 'Turk' in Mari texts ": "B. Landberger's thesis is confirmed by the fact that in 1800 B. C. name of Turuk (Türk) was mentioned several times in the tablets discovered in the Mari excavation."
- ^ Saak Tarontsi,Anatolia-Cradle of Mankind:We don't just deal with the prevailing influence of Sumerian language on ancient Turkish/Turukkean language with apparent evidence of lexical borrowings on a massive scale on numerous cases of syntactic,morphological and phonolagical convergense,...
- ^ "Publications de la Société d'histoire Turque" 2 Haziran 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,s.1132
- ^ Martijn Theodor Houtsma, İslâm ansiklopedisi: İslâm âlemi tarih, coğrafya, etnoğrafya ve biyografya lûgati, 126-132. ciltler, 1950, s. 142: eski Ön-Asya çivi yazılı metinlerde görülen Turukkular (H. Z. Koşay, 1955) v.b. bizzat Türk adını taşıyan ...
- ^ "A Story of Life & Death and Love & War" 15 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. *** By H.M. Hubey *** Montclair State University. chapter 5.1: Middle East >>> Furthermore, it is exactly in this region that we find the names Kuman(ni), Turuk(ku), Khumuk(ku), Kashka/Kaska, Subar(tu), Kesh(i). It is very strange that Kumans, Kumuks, and Kashkai today speak Turkic or were Turkic speaking when they are known in history. The Sabirs (Turkic speaking) were also in the North Caucasus. The Kesh could be simply ‘people from Kesh/Kish’ which could have gotten the meaning of ‘people’ in Turkic (i.e. kişi). <<<