
Ziya Gökalp, Türk yazar, toplum bilimci, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır.

Mehmet Hilmi Ziya Ülken, Türk düşünce yaşamında ve Türkiye'de bir felsefe geleneğinin oluşmasında büyük etkisi olmuş bir filozof ve sosyologdur.

Turancılık veya Pan-Turanizm, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. İlk olarak Macarlar, Finler, Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Türkçü ve Turancı olan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları isimli eserinde Turancılığın; Macarları, Moğolları, Tunguzları, Finuvaları içine alan bir kavimler karması olmadığı görüşünü belirterek Turancılığı Türk halkları ile sınırlandırmış ve Türkçülük ile aynı anlamda kullanmıştır. Turancılık bugünkü Türkî devletlerde bu şekilde benimsense de esas olarak Fin tarihçi Matthias Alexander Castrén tarafından Ural-Altay kavimlerinin birliğini sağlamak amaçlı ortaya atılmış bir görüştür.
Türk kültürü kökeni Orta Asya'nın kültürel birikimine dayanan bir kültürdür. Selçuklu döneminden itibaren Doğu Akdeniz ve İslam kültürleri ile etkileşim halinde olup Modern Türkiye'ye kadar gelişti.
Türk edebiyatında roman, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür. Roman, Tanzimat'la başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak Türk edebiyatına girmiş olup, Fransız edebiyatından eserler başta olmak üzere ilk Türkçe örnekleri çeviri eserlerde gözlemlenmiştir. Şemseddin Sâmi’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseri sıklıkla "ilk Türkçe roman" olarak adlandırılsa da daha önce yazılmış başka romanlar da mevcuttur. Fransız romantizm akımından etkilenmiş ve ağırlıklı olarak aşk ve "yanlış batılılaşma" konularını ele almış ilk Osmanlı romanları genellikle oldukça zayıf olup, karakterler yüzeysel işlenmiş ve karikatüre benzeyen tipler ortaya çıkarmıştır. Servet-i Fünûn edebiyatı döneminde romanlar gelişmeye başlamıştır.

Türkçülük, Türkizm veya Pan-Türkizm, tüm Türk halkının kültürel ve politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan; 1880'lerde Osmanlı İmparatorluğu'nda ve o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Azerbaycan'da yaşayan Türk aydınlarının başlattığı harekettir.
Türk Marşı, Wolfgang Amadeus Mozart'ın bir bestesidir.

Modern Sanat Müzesi, kısaca "MoMa", Orta Manhattan, New York'taki sanat müzesidir. Birçok kişi tarafından dünyadaki en önemli modern sanat müzesi olarak görülmektedir.

Metropolitan Sanat Müzesi, halk dilinde "the Met", dünyanın en büyük ve en önemli müzelerinden biridir. Manhattan, New York'taki Central Park'ın yanında yer alan müze, The Cloisters adı verilen Orta Çağ sanatını barındıran bölümü bünyesinde barındırır. Müzede eski doğu, Mısır, Yunan ve Roma dönemlerine ait eserler bulunmaktadır. Avrupa Orta Çağ koleksiyonunun bir bölümü ise Manhattan'ın kuzey ucundaki ek binada bulunur. Müze içerisinde bir araştırma kitaplığı, çocuklar için bir bölüm ve etkin bir eğitim sergisi vardır. Müzede batı resim sanatının öne çıkan isimlerine ait tablolar da bulunmaktadır. 2 milyondan fazla esere ev sahipliği yapmaktadır.

Süleyman Hüsnü Paşa, Osmanlı müşiri, eğitmen ve yazar. İlk ilmî Türkçülerden biridir. Askerî okullarda okutalan yabancı dilden çevirme tarih kitaplarını algı ürünü olduğu, ayrıca da İslam ve millîlikten uzak olduğunu düşündüğü için Tarih-i Âlem adlı eseri yazdı.
Yeni Lisan Hareketi, Genç Kalemler'in hayata geçirdiği, dilde sadeleşme hareketidir.

Türk milliyetçiliği, ulusal veya etnik tanımlarla Türk milletinin ilerlemesini, gelişmesini amaçlayan siyasi bir görüştür. Türkçülük ile aynı olmayıp, içinde Türkçülük dahil olmak üzere çeşitli Türk milliyetçisi ideolojileri barındırır.

Avrupa'da Türkleri konu alan operalar Avrupa'da klasik anlamıyla opera tanımına uyan ilk yapıt olan Dafne 1594 yılında Floransa'da bir sarayda sahnelenmişti ancak bu eser günümüze kalmamıştır. Günümüzde müziği ve dizeleri elde kalan ilk opera ise 1600'de aynı sarayda sahnelenen Euridice dir. Türkleri konu alan ilk opera olan Kara Mustafa ise 1686 tarihlidir.

Burhan Cahit Doğançay, Türk fotoğrafçı ve ressam. Doğançay esasen, yarım asır boyunca dünyanın muhtelif şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine entegre etmesiyle tanınmıştır. En ünlü tablosu olan Mavi Senfoni, 2009 yılında Murat Ülker tarafından 2,2 milyon TL'ye alınmıştır.

Türk sanatı, Orta Çağ'da Türklerin Türk coğrafyası olan Anadolu topraklarına gelişlerinden itibaren, günümüze kadar geçen süre içerisinde bu coğrafi bölgede oluşturdukları tüm görsel sanat eserlerini tanımlamak amacıyla kullanılan bir terimdir. Türkiye yani Anadolu toprakları, Türklerden önce de Hititliler, Eski Yunanlar ve Bizanslılar da dahil olmak üzere, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, bu kültürlerinde ürettiği pek çok sanat eserini barındırmış ve barındırmaktadır.

Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Ziya Gökalp'in Balkan Savaşları'ndan sonra çeşitli mecralarda yayımladığı düşünce yazılarını içeren 1918'de yayımlanmış kitap.
Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.

Mustafa Celâleddin Paşa ya da doğum adıyla Konstanty Borzęcki, Leh asıllı Osmanlı paşasıdır. Nâzım Hikmet'in anne tarafından büyük dedesidir. 1848 Devrimlerinden sonra Osmanlı'ya sığınmış ve 20 yıl subay olarak görev yapmıştır. 1869 yılında Eski ve Modern Türkler adlı eserini Fransızca olarak yayınlamıştır. Türk tarihinde hanedan tarihçiliğinden ulus tarihçiliğine geçişte etkisi olan isimlerdendir. Türkçülük konusunda öne çıkan ve çokça bilinen isimlerden daha önce Türkçülük fikrini ve Arap alfabesine karşı da Latin alfabesinin kullanımını savunmuştur.
Farslaşmış toplum, Fars diline, kültürüne, edebiyatına, sanatına, kimliğine dayanan veya fazlasıyla bu unsurlardan etkilenmiş toplumdur.

Anti-entelektüalizm veya aydın karşıtlığı, entelektüellere ve entelektüalizme güvenmeme ve düşmanlık duymayı kapsayan düşüncedir. Larousse sözlüğünde "aklın üstünlüğünü ve bilimin değerini tanımayı reddetme" olarak tanımlanır. Genelde eğitim ve felsefenin küçümsenmesi, sanatın, edebiyatın ve bilimin pratik yanı olmayan ve hatta aşağılık alanlar olarak görülmesi şeklinde dışa vurulur.