İçeriğe atla

Tunç Çağı

Üç dönem sistemi
Holosen ÇağTarihte Dönem
Demir Çağı
  Geç Tunç Çağı 
  Orta Tunç Çağı
  Erken Tunç Çağı
Tunç Çağı
    Bakır Çağı 
  Cilalı Taş Devri
Orta Taş Çağı/Orta Taş Çağı
Buzul Çağı    Üst Paleolitik 
    Orta Paleolitik
    Alt Paleolitik
  Eski Taş Çağı
Taş Devri
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nden MÖ 3. binyıla tarihlenen Hitit öncesi bir mezarın Alaca Höyük bronz standartlarından biri, Ankara

Tunç Çağı veya Bronz Çağı, bölgeden bölgeye fark etmekle birlikte yaklaşık olarak MÖ 3300'den MÖ 1200'e kadar süren, bronz kullanımı, bazı bölgelerde yazı'nın varlığı ve diğer erken kentsel uygarlığın özellikleriyle tanımlanan tarihi bir dönemdir.

Tunç Çağı, eski toplumları ve tarihi sınıflandırmak ve incelemek için Christian Jürgensen Thomsen tarafından 1836'da önerilen üç-çağ sisteminin ikinci ana dönemidir.

Eski bir uygarlığın Tunç Çağına ait olduğunun kabul edilmesi için ya kendi bakırını ergitip kalay, arsenik veya diğer metallerle alaşım yapıp bronz üretmesi ya da başka yerlerdeki üretim alanlarından bronz için gereken diğer öğeleri takas etmesi gerekir.

Tuncun o dönemde var olan diğer metallere göre daha sert ve dayanıklı olması, Tunç Çağı uygarlıklarına teknolojik avantaj sağladı.

Karasal demir doğada çok olsa da eritme için gerekli 1.250 °C (2.280 °F)’lik yüksek sıcaklık, demir kullanımını MÖ 2. binyılın sonuna kadar erteletti.

MÖ 6.000'lerden beri kullanılan ve 900 °C (1.650 °F)'den yüksek sıcaklıklar verebilen Neolitik çanak çömlek fırınlarında 231,93 °C (449,47 °F)’lik erime noktalı kalay ve 1.085 °C (1.985 °F)‘lik erime noktalı bakır eritilerek tunç yapıldı.

Tunç Çağı, Antik Avrupa, Asya ve Orta Doğu halklarının hammadde ve alet kültürlerindeki üçüncü evredir. Kalay ve bakırın karışımından oluşan tunç Anadolu'da Kalkolitik sonunda görülür. Ancak tunç madeninin alet ve kap yapılmasında kullanılması MÖ 3. binyıl başlarına rastlar.

Tunç gerdanlık - Muséum de Toulouse.

Mezopotamya'da ve Mısır'da tunçtan eserlerin yapılmaya başlandığı sıralarda (MÖ 4. binyıl sonu) yazı keşfedilmiş bulunduğundan bu ülkeler için Tunç Çağı deyimi yerine yazılı belgelerden elde edilen kronoloji ve sınıflandırmalar kullanılır. Buna karşılık yazıyı henüz kullanmayan Anadolu, Hellas (Yunanistan), Balkanlar ve Avrupa gibi bölgeler için Tunç Çağı deyimi geçerlidir. Tunç Çağı Anadolu'da MÖ 3000, Girit'te, Ege'de ve Hellas'ta MÖ 2500 - MÖ 2000, Avrupa'da ise MÖ 2000 yıllarında başlar.

Anadolu'da Tunç Çağı üç evre gösterir:

Tunç Çağı üç bölüme ayrılır:

Tunç Çağı
(MÖ 3000 – MÖ 1200)
Erken Tunç Çağı
(M.Ö. 3000 – MÖ 2000)
Erken Tunç Çağı I MÖ 3000 – MÖ 2000
Erken Tunç Çağı II MÖ 3000 – MÖ 2700
Erken Tunç Çağı III MÖ 2700 – MÖ 2200
Erken Tunç Çağı IV MÖ 2200 – MÖ 2000
Orta Tunç Çağı
(MÖ 2000 – MÖ 1550)
Orta Tunç Çağı I MÖ 2000 – MÖ 1750
Orta Tunç Çağı II MÖ 1750 – MÖ 1650
Orta Tunç Çağı III MÖ 1650 – MÖ 1550
Geç Tunç Çağı
(M.Ö. 1550 – MÖ 1200)
Geç Tunç Çağı I MÖ 1550 – MÖ 1400
Geç Tunç Çağı II A MÖ 1400 – MÖ 1300
Geç Tunç Çağı II B MÖ 1300 – MÖ 1200

Metal kullanımı

Metalin, özellikle de bronzun yaygın kullanımı Bronz Çağı boyunca Avrupa ve Küçük Asya'da yaygındı. Bu dönem, kalay cevherinin çıkarılması ve eritilmesi ve bronz alaşımını oluşturmak için sıcak bakıra kalay eklenmesi gibi özel üretim teknikleri gerektiren bronz teknolojisinin gelişmesiyle karakterize edilmiştir. Kalay kaynaklarının ticaretinde görüldüğü gibi, bu dönemde ticaret ağları da kurulmuştur. Ancak tunç teknolojisinin ortaya çıkışı ve gelişiminin tüm bölge ve kültürlerde eşzamanlı olmadığına dikkat etmek önemlidir. Buna ek olarak, kalay alaşımlı bronzun bilinen en eski kullanımı, bazı uzmanlar bu tarihlendirmeye itiraz etse de, Sırbistan'ın Pločnik kentindeki bir Vinča kültür alanında MÖ 5. binyılın ortalarına tarihlendirilmiştir.[2]

Çorum-Boğazköy'den MÖ 1235 yılına tarihlenen Hitit bronz tableti, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara

Yakın Doğu

Batı Asya'yı da içine alan Yakın Doğu, MÖ 4000 civarında Mezopotamya'da Sümer uygarlığının yükselişiyle başlayan Bronz Çağı'na giren ilk bölgelerden biriydi. "Medeniyetin beşiği" olarak bilinen bu bölge, yazı sistemleri, merkezi hükûmetleri, yazılı hukuk kuralları ve gelişmiş mimari projeleri olan ileri toplumlar geliştirmiştir. Ayrıca yoğun tarım uyguluyorlardı, şehir devletleri ve imparatorlukları vardı ve kölelikle birlikte karmaşık bir sosyal hiyerarşiye sahiptiler. Ayrıca matematik, astronomi, astroloji, savaş, tıp ve din alanlarında da önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Yakın Doğu'daki Tunç Çağı üç döneme ayrılabilir: Erken, Orta ve Geç. Kuzey Anadolu'da bulunan Hitit İmparatorluğu, Tunç Çağı boyunca önemli bir uygarlık olmuştur. MÖ 14. yüzyılda güçlerinin doruğuna ulaşmışlar, ancak daha sonra Deniz Halkları'nın istilaları nedeniyle dağılmışlardır. Tunç Çağı'nda bölgedeki diğer önemli uygarlıklar arasında Batı Anadolu'daki Arzawa ve Assuwa ile Tunç Çağı'nın MÖ 3150 civarında Protodinastik dönemde başladığı Mısır yer almaktadır.[3][4]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Dç. Dr. Halime Hüryılmaz, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, sayı 17 13 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Sh.: 86
  2. ^ Radivojevic, M; Rehren, T; Kuzmanovic-Cvetkovic, J; Jovanovic, M; Northover, JP (2013). "Tainted ores and the rise of tin bronzes in Eurasia, y.6500 years ago". Antiquity. 87 (338): 1030-1045. doi:10.1017/S0003598X0004984XÖzgürce erişilebilir. 19 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2023. 
  3. ^ Karin Sowada and Peter Grave. Egypt in the Eastern Mediterranean during the Old Kingdom.
  4. ^ Lukas de Blois and R. J. van der Spek. An Introduction to the Ancient World. p. 14.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anadolu</span> Türkiye topraklarının büyük bölümünü oluşturan Batı Asya yarımadası

Anadolu, Anadolu Yarımadası veya coğrafi olarak Asya Kıtası'nın tüm özelliklerini içerdiğinden Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755.000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.

Tarih öncesi veya Prehistorya, insanlığın yazının bulunmasından önceki dönemidir.

Anadolu ve Trakya'da yaklaşık MÖ 3000-2000 yılları arasına tarihlendirilen Erken Tunç Çağı, genel karakteri ile üzerinde tapınak ve idari binaların da bulunduğu organize, tahkimli, bağımsız şehir devletlerinden oluşan bir dönemi kapsar. Sosyal, dinsel ve teknolojik değişime tanıklık eder.

Bakır Taş Çağı, MÖ 5000-3000 yılları arasını kapsayan tarih öncesi dönemdir. Bakır Çağı'nın bir diğer adı Maden Taş Çağı'dır. Taş aletler yanında bakırın da kullanılmaya başlamasından dolayı Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan bu dönem, Geç Neolitik Çağ'ın devamıdır. Bu çağda da, Neolitik Çağ'da olduğu gibi, bölgesel farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Acemhöyük</span>

Acemhöyük, Aksaray il merkezinin 18 km. kuzeybatısındaki Yeşilova kasabasında yer alan bir höyüktür. Yayvan bir tepe görünümündeki höyüğün, çanak çömlek yayılımına göre 800x700 metre boyutlarında olduğu belirtilmektedir. Höyüğün MÖ 3.000 başlarından itibaren iskan edildiği, en parlak döneminin Asur Ticaret Kolonileri Çağı olduğu belirtilmektedir. Bu dönemde yerleşim höyüğün dışına, "aşağı kent"e yayılmış, ancak dönemin sonunda hem höyük, hem de aşağı kent terk edilmiştir. Daha sonra Erken Helenistik Dönem ve Roma Döneminde yeniden iskan edilmiş, bu dönemlerin sonunda da terk edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bronz</span> metal alaşımı

Bronz ya da tunç, bakırın önemli bir alaşımıdır. Tarihi bağlamda bakır ile kalay ve/veya arsenik'den oluşan bakır alaşımlarına tunç denir. Bununla birlikte günümüzde bronz kavramı çağdaş kullanımda bakırın bakır-nikel, bakır-berilyum ve bakır-çinko (pirinç) alaşımı dışındaki bütün alaşımları için kullanılmaktadır. Pirinç bakırın çinkoyla yaptığı alaşımdır. %10 çinko bulunduran pirince ticari bronz da denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Asur</span> Irakta bulunan antik kent.

Asur, Mezopotamya'nın kuzey kısmında, günümüzde Musul yöresinde, Dicle Irmağı'na bakan bir plato üzerinde kurulmuş antik bir kenttir. Bölgedeki arkeolojik kazılar, MÖ 3. binyılın başlarında burada bir yerleşim olduğunu göstermektedir. Ancak yayılma alanı ve diğer nitelikleri hakkında kesin bilgilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar tespit edilen yapı kalıntıları, antik Mezopotamya'da yapıldığı gibi, eski yapıların üstüne aynı tarzda inşa edilmiş olan bir İştar tapınağı altında kalmış temellerdir. Asur, Kalah ve Ninova kentleri Asur'un başlıca kentleridir.

Çağ, başlangıcı ve sonu belli olan, tarihte ayrı bir özelliğe sahip zaman bölümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Miken uygarlığı</span> Antik Yunanistanda Tunç Çağının son evresinde yaşanan dönem

Miken uygarlığı, MÖ yaklaşık 1600-1100 yılları arasında Antik Yunanistan'da Tunç Çağı'nın son evresinde hüküm sürmüş olan uygarlıktır. Saray devletleri, şehir örgütlenmesi, yazı sistemi ve sanat eserleriyle Yunanistan'daki ilk gelişmiş uygarlıktır. Dönem özelliklerinin en belirgin gözlemlendiği Miken sitesi uygarlığa adını vermiştir. Bazı araştırmacılar, Miken Yunanistan'ını Hitit metinlerinde adı geçen Ahhiyava Ülkesi ve Homeros'un bahsettiği Akaları ile bir kabul etmekte olsalar da bu görüş tartışmalıdır.

Demir Çağı, demirin çeşitli alet ve silah yapımında esas malzeme olarak kullanıldığı bir arkeolojik devirdir.

<span class="mw-page-title-main">Gordion Müzesi</span> Ankaradaki bir müze

Gordion Müzesi, Ankara'nın Polatlı ilçesinin Yassıhüyük köyündedir. Müzede Kral Midas'ın tümülüsü bulunmakla birlikte Kral Midas'ın kafatası sonradan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne götürülmüştür. İskeletinin ise sonradan kaybolduğu iddia edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kültepe</span> Eski yerleşke

Kültepe, Kayseri'de bulunan ve Kaniş (Kanesh) harabelerinin bulunduğu bir antik kent ve ören yeridir. 2014 yılından bu yana Türkiye'deki Dünya Mirası Alanları Geçici listesindedir. Ayrıca Hitit dilinin en erken izleri ile birlikte, MÖ 20. yüzyıla tarihlenen yazılı buluntularla, Hint-Avrupa dil ailesinin en eski izleri keşfedilmiştir.

Alişar Höyüğü, Yozgat'ın 45 km güneydoğusunda, Alişar köyünün kuzeyinde bulunan bir höyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Minos medeniyeti</span> Tunç Çağı uygarlıklarından biri

Minos medeniyeti, Tunç Çağı'nda Yunanistan'a bağlı olan, Ege Denizi içindeki Girit Adası'nda, MÖ yaklaşık 3.500'lerde doğmuş bir uygarlıktır. Girit uygarlığı, MÖ 2700 ile MÖ 1450 yılları arasında en parlak dönemlerini yaşadı ve yavaş yavaş eski gücünü yitirmesinin ardından Girit üzerinde Miken kültürü baskınlaşmaya başladı.

<span class="mw-page-title-main">Karaz kültürü</span>

Karaz Kültürü,Erken Tunç Çağı'na ait bir kültürdür. Sovyet arkeolog Boris Kuftin'in çalışmalarında ortaya konulan, Geç Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı boyunca Doğu Anadolu Bölgesi, Transkafkasya, Azerbaycan ve Kuzeybatı İran'ı içine alan bir yayılma gösteren kültürdür.

İzabe, maden cevherinin metal içeriğini yüksek sıcaklıkta indirgenme tepkimesi yardımıyla cevherin geri kalanından ayırma süreci. Pirometalurjinin yöntemlerinden biridir. Kimi metal oksitlerin indirgenmesi için yüksek sıcaklık yeterliyken pek çoğu için süreçte ısının yanında indirgeyici madde kullanılması da gerekir. Karbon genellikle kullanılan indirgeyicilerdendir.

Asur Ticaret Kolonileri Çağı, genellikle Anadolu'daki kentlerin hemen yakınlarında, Asurlu tüccarlar tarafından kurulan ve karum adı verilen ticaret amaçlı yerleşmelerin Anadolu'da yaygınlaşmasıyla başlayan bir dönemdir. Bu ticari amaçlı yerleşimlerin yaygınlaşması esasen Asurlu tüccarların Anadolu'yla son derece organize bir biçimde sürdürülen ticari ilişkileri yerleştirmesinin bir göstergesidir. MÖ 1.950 – 1.750 yılları arasında yaklaşık 200 yıl süren bu dönem Anadolu'da aynı zamanda yazılı tarihin ve Orta Tunç Çağı'nın başlangıcı olarak kabul edilir. Dönemin sona erişinin, Anadolu'da Hitit yayılmasından kaynaklanmış olması kuvvetle muhtemel görünmektedir. Kuşşara Kralı Anitta, Hattuşaş'Boğaz köy'ı 1700'lerin başlarında yakıp yıkmıştı. Kısa sürede en azından Orta Anadolu'daki krallıkları birer birer yıkarak bölgede ilk siyasi birliği kuran Kuşşara krallarının, Asur Ticaret Kolonileri Çağı'na son verdikleri kabul edilmektedir. Koloni Çağı boyunca Anadolu'ya sızan Hititler oraları istila ederken Asur kolonilerini de ortadan kaldırmışlar, toparlanabilen Asurlu tüccarlar da ülkelerine dönmüştür. Hititler sadece yerel krallıkları yıkmakla kalmadılar aynı zamanda ticaretin serbestliğine de geniş ölçüde sınırlamalar getirdiler. Artık maden ithalat ve ihracatı bağımsız tüccarlar tarafından yapılmıyor, ekonominin tüm alanlarında olduğu gibi Hattuşaş'ın denetimi altında organize ediliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Asya tarihi</span> Kıta Tarihi

Asya tarihi, Asya'nın çeşitli bölgelerinde, merkezi Avrasya bozkırlarındaki duruma bağlı olarak daha fazla veya daha az bağlama sahip Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'nun tarihi olarak görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Savaş arabası</span>

Savaş arabası, hızlı hareket gücü sağlamak için genellikle atların kullanıldığı, bir savaş arabacısı tarafından sürülen bir araba türüdür. Bilinen en eski savaş arabaları, günümüz Rusya'sının Çelyabinsk Oblastı'nda bulunan ve MÖ 1950-1880 yıllarına tarihlenen Sintaşta kültürüne ait mezarlarda bulunmuş ve Orta Anadolu'da Kültepe'de bulunan ve MÖ 1900 yıllarına tarihlenen silindir mühürlerde tasvir edilmiştir. Hafif, atlı savaş arabalarının yapımını mümkün kılan en önemli buluş dişli tekerlektir.

Azerbaycan'da Tunç Çağı MÖ 4. Binyıl'ın ikinci yarısında başladı ve MÖ 2. Binyıl'ın ikinci yarısında sona erdi, Demir Çağı ise MÖ yaklaşık 7-6. yüzyıllarda başladı. Bugünkü Azerbaycan topraklarındaki Tunç Çağı, Erken Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı olarak bölümlere ayrılmıştır. Tunç Çağı Nahçıvan, Gence, Daşkesen, Mingeçevir, Kobustan, Kazah ve Karabağ'da araştırmılıştır.