İçeriğe atla

Tuftsin

Tuftsin, bağışıklıkta önemli bir oligopeptidtir.

İnfeksiyonlu dokuda, immunoglobulin G'nin Fc parçasının enzimatik bir etkiyle yıkılmasından oluşur. Bu yıkımdan oluşan tuftsin oligopeptidi, dokuya sızmış monositlerin (yani makrofajların) hücre zarındaki reseptörlere bağlanır. Böylece makrofajlar, tuftsinlerin geliş yönüne doğru yönlenerek ambenoid hareket yaparak (yalancı ayaklarıyla hareket ederek) göç ederler. Bu yolla makrofaj, tuftsinlerin gelmiş olduğu infeksiyon kapmış dokuya ulaşır. Buna makrofajın infeksiyonlu dokuya göçü veya makrofaj kemotaksisi denir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Verem</span> Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı hastalık

Verem veya tüberküloz, bakteriyel ve bulaşıcı bir hastalık. Halk arasında ince hastalık olarak da bilinir. Mycobacterium tuberculosis mikrobunun neden olduğu uzun seyirli ve granülomatöz karakterde bakteriyel ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma yolu, çoğu zaman, bir tüberküloz hastasının çevreye tükürdüğü balgamı ya da öksürdüğünde saçılan basil yüklü damlacıklarla olur.

<span class="mw-page-title-main">Lizozom</span> Organel

Lizozom, ökaryotik hücrelerin sitoplazmasında bulunan, zarla çevrili, genellikle küçük, yuvarlak ve çapları 0,2-0,8 mikron arasında değişen yapılardır. İçerikleri asidiktir ve çeşitli sindirici enzimler içerirler.

<span class="mw-page-title-main">Monosit</span> beyaz kan hücrelerinin alt tipi

Monosit akyuvar (lökosit) türü.

<span class="mw-page-title-main">Nötrofil polimorflar</span>

Nötrofil polimorflar, bakterilerin ve yabancı cisimlerin ortadan kaldırılmasında etkili akyuvarlardır. İnsan vücudunda 100 milyar nötrofil polimorf vardır. Kemik iliğinin yarısı nötrofil polimorflardan oluşur; kırmızı kemik iliğindeki ana hücrelerin (myeloblast) olgunlaşmasıyla meydana gelirler ve fazlası orada depolanır. Bölünerek çoğalamazlar. Kan dolaşımına giren bir nötrofil polimorf 20. saatten sonra ölür, yerini genç bir nötrofil alır. Çekirdekleri, birbirlerine ince köprücüklerle bağlanan 2-4 topuzcuktan oluşur. H+E boyamalarında, sitoplazmaları uçuk mavi renkli granüller içerir.

<span class="mw-page-title-main">Aşırı duyarlılık</span> Tıbbi durum

Aşırı duyarlılık reaksiyonları, bağışıklık sistemi işlevlerinin kendi dokularına zarar verecek (patolojik) düzeylere ulaştığı olgular için yapılan bir tanımlamadır. Bağışıklık sistemi, organizmayı yabancı antijenlerden korumaya yönelik bir dizi işlev için kurgulanmıştır. Örneğin, bir birey daha önce karşılaştığı bir antijenle ikinci kez karşılaştığında, bu antijene karşı gerekenden çok daha güçlü immun yanıtlar meydana verelebilir. Doku zarar­larına neden olan bu yanıtlara aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilir. Aşırıduyarlılık reaksiyonlarının 2 ana grubu vardır:

<span class="mw-page-title-main">Makrofaj</span> Beyaz kan hücresi türü

Makrofajlar dokularda bulunan patojenlerin, ölü gözelerin (hücrelerin), hücresel kalıntıların ve vücuttaki yabancı maddelerin yutulmasından sorumlu hücrelerdir. Makrofajlar doğuştan bağışıklık sisteminin bir bölümüdürler.

<span class="mw-page-title-main">Kılcal damar</span> vücuttaki en küçük kan damarları

Kılcal damar veya kapiler vücuttaki en küçük kan damarlarına verilen isimdir. Büyüklükleri yaklaşık 5-10 μm'dir. Atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlar, dokularla etkileşimi en yoğun olan kan damarlarıdır. Kılcal damar duvarları tek bir hücre tabakasından (endotel) oluşur. Bu tabaka öyle incedir ki oksijen, su ve lipitler gibi moleküller difüzyon ile bu tabakadan geçip dokulara girebilirler. Karbondioksit ve üre gibi zararlı ve atık maddeler de difüzyon ile kılcal damar içindeki kana dağılırlar. Belirli bazı sitokinlerin salınımıyla kılcal damarların geçirgenliği (permeabilite) daha da arttırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kas</span>

Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

Gevşek bağ doku, embriyo gelişmesine devam ederken diğer dokular oluştuktan sonra kalan mezenşimden meydana gelir. Diğer dokuların aralarını dolduran, deriyi organlara bağlayan, kas aralarındaki boşlukları dolduran, epiteli içerdiği kan damarlarıyla besleyen ve solunum ve sindirim sistemindeki muköz zarları oluşturan dokudur. Seröz zarların yapısında bulunur. Yapısında en çok fibroblast hücreleri bulunmakla beraber, mezenşimden farklılaşan ya da kandan geçen makrofajlar, mast hücreleri, yağ hücreleri ve plazma hücreleri de yapısında yer alır. Süngerimsi bir yapıda olan dokuda içlerinde az miktarda zemin maddesi bulunan boşluklar vardır. Bu boşluklara areola, boşluklu dokuya ise, areolar doku denir. Areolar doku, gevşek bağ dokusu ile aynı anlamda kullanılabilmektedir. Kollajen, elastik fibriller daha yoğun olmakla beraber, retiküler fibriller de zemin maddesinde bulunmaktadır.

Düzensiz sıkı bağ doku; kalın demetler oluşturan kollajen fibrillerin farklı yönlere doğru yerleşim gösterdiği ve dağınık halde bulunduğu dokudur. Elastik fibriller de ağ şeklinde bir yapı göstererek bu dokuyu destekler. Zemin maddesi düzenli sıkı bağ dokusuna göre daha az yoğunluktadır. Hücreler, yoğun olarak bulunan fibrillerin arasından zorlukla ayırt edilirler. Farklılaşmamış mezenşimal hücreler ve makrofajlar dokuda bulunan hücrelerdir. Düzensiz sıkı bağ dokusu, dermiste, birçok organın kapsülünde, sinirlerin etrafındaki kılıfta, idrar yollarını döşeyen epitelin altında ve vücudun birçok bölgesinde yer alır.

Yağ dokusu ya da adipöz doku; omurgalılarda kısmen retiküler bağ dokudan, kısmen gevşek bağ dokudan meydana gelir. Dokuyu meydana getiren; mezenşimal hücrelerden farklılaşan yağ hücreleri; lipoblastlar dir. Oluşan genç lipoblastların bir kısmı fibroblastlara, bir kısmı ise kübik epitel hücrelerine benzer. Bu evrede hücre içinde yağ birikimi görülmez. Bu hücreler önce etraflarına bazal laminayı sentezler, daha sonra iki farklı yağ dokusunu oluşturmak üzere farklılaşırlar. Bunlar:

<span class="mw-page-title-main">Timüs</span>

Timüs, kemik iliği gibi birincil lenf organlarından biridir.

Antijen sunumu, vücuttaki bağışıklık sisteminin, makrofajlar, dendritik hücreler ve diğer hücre çeşitleriyle antijenleri yakalama ve onları T-hücreleri ile tanımlama sürecidir. Edinilmiş bağışıklık sisteminin temelleri, bağışıklık sistemi hücrelerinin kendi hücreleri ile enfektöz patojenleri tanıması arasındaki kapasitede yatar.

<span class="mw-page-title-main">Langhans tipi dev hücreler</span>

Langhans tipi dev hücreler, Langhans dev hücreleri, Langhans dev hücresi veya Langans tipi dev hücre, yangısal hücrelerden epiteloid makrofajların oluşturduğu özel bir yangı hücresidir.

<span class="mw-page-title-main">Tek çekirdekli fagositik sistem</span>

Tek çekirdekli fagositik sistem veya mononükleer fagositik sistem, bağışıklık sisteminin, yutma özelliğine sahip (fagositik) hücrelerini içeren ve bu hücrelerin pinositoz ve fagositoz yapmasıyla, vücut savunması ve artıkları temizleme işlerinde görev alan parçasıdır. Bu hücreler genellikle bol sayıda lizozom, granüllü endoplazmik retikuluma ve iyi gelişmiş Golgi kompleksine, ayrıca yalancı ayaklara (pseudopodlara) sahiplerdir.

<span class="mw-page-title-main">Granülomatozis</span> organizmaya yabancı olan canlı veya cansız tüm etkenlere karşı bağışıklık sisteminin verdiği patofizyolojik bir mekanizmalar bütünü

Granülomatozis, organizmaya yabancı olan canlı veya cansız tüm etkenlere karşı bağışıklık sisteminin verdiği patofizyolojik bir mekanizmalar bütünüdür. Granülomatozis bazı otoimmun hastalığın da başlıca mekanizmasını oluşturur. Bir granülom'un yapısını temel olarak etken ve fibröz kapsül oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör</span>

Granülosit Makrofaj Koloni Uyarıcı Faktör (GM-CSF), makrofajlardan, T lenfositlerinden, mast hücrelerinden, fibroblastlardan, endotel hücrelerinden salgılanabilen bir tür proteindir.

Granülom, ortadan kaldırılamayan canlı etkenleri sınırlandırılmak ya da yabancı cisimlerin olumsuz etkilerini önlemek amacını taşıyan makrofajların oluşturduğu, yuvarlakça-oval hücre kümeleridir. Üç boyutlu düşünülürse küre ya da yumurta biçiminde olan makrofaj kümelenmesini lenfositlerden oluşan bir katman kuşatır. Lenfositlerin hemen dışında ise, olay uzadıkça yoğunlaşan bir kollajen lif artışı (fibrozis) vardır.

Granülomlu yangı, ortadan kaldırılamayan canlı etkenleri sınırlandırılmak ya da yabancı cisimlerin olumsuz etkilerini önlemek amacıyla oluşan bir kronik yangı türüdür.