
Birinci İntifada (ayaklanma) veya Birinci Filistinli İntifada, İsrail’in, aralık 1987’den 1993 Oslo Anlaşmasının imzalanmasına kadar süren, Filistin topraklarını ele geçirmesine karşı, Filistinlilerin ayaklanmasıdır. Ayaklanma 9 Aralık'ta Cebaliye mülteci kampında başladı. Gittikçe yükselen tansiyon, ölen Filistinli ve İsrailliler ve son olarak İsrail ordusuna ait bir aracın dört Filistinli’ye çarpıp öldürmesi, ayaklanmayı ateşledi. Aracın dört Filistinliye kasıtlı çarptığı söylentisi hızlı bir şekilde Gazze’de, Batı Şeria’da ve Doğu Kudüs’te yayıldı. Genel grev, Gazze ve Batı Şeria’daki İsrailli kurumları boykot, ordu emirlerine karşı sivil itaatsizlik, İsrail yerleşkelerinde çalışmamak, İsrail ürünlerini satın almamak, vergi vermemek, Filistinli araçları İsrail ehliyetleriyle kullanmayı reddetmek, grafitiler yapmak, barikatlar kurmak ve Filistin sınırları içindeki İsrail’e ait askeri binalara taş ve molotofkokteyli atmak, ayaklanma sürecinde gerçekleşen eylemlerdi. Buna cevaben, İsrail, ayaklanmaları durdurmak için 80.000 askeri mobilize etti. Çocuk haklarını dünya çapında savunan “Save the Children” raporuna göre ilk iki yıl boyunca, 18 yaş altı bütün Filistinlilerin 7% si ateşlenen silahlardan, dayaklardan veya göz yaşartıcı gazdan dolayı yaralandı. Filistinlilerin kendi arasında, İsraille iş birliği yapma suçlamarından dolayı gerçekleşen şiddet eylemleri de ayaklanmaların daimi özelliklerinden biriydi. İsrail güvenlik güçleri 1087 Filistinliyi öldürürken, Filistinliler, 100 İsrailli sivili ve 60 İsrail güvenlik personelini öldürdü, 1400 den fazla sivili ve 1700 askeri yaraladı. Filistinliler 822 Filistinliyi, İsraille iş birliği yapma suçlamalarıyla öldürdü, yarısından fazlasının sonralarda İsraille hiçbir alakalarının olmadığı kanıtlandı.

Kudüs veya Yeruşalim, Orta Doğu'nun Kenan bölgesinde, Akdeniz ile Lut Gölü arasındaki Yehuda Dağları'ndaki bir plato üzerine kurulmuş eski bir şehirdir. Üç büyük İbrahimî din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsal sayılan bir şehirdir. İsrail, başkentinin Kudüs olduğunu ilan etmiştir. Birleşmiş Milletler, bu kararı tanımadığını açıklamıştır. Aynı şekilde Filistin de tıpkı İsrail gibi kendi başkentinin Kudüs olduğunu ilan etmiştir. Günümüzde İsrail ve Filistin Kudüs'ü başkent olarak kabul eder fakat Uluslararası alanda bu kararlar tanınmamaktadır. Çoğu ülke İsrail'deki diplomatik misyonlarını ve Büyükelçiliklerini Tel Aviv'de bulundururken, Filistin'deki diplomatik misyonlar ve Büyükelçilikler ise Ramallah, Gazze Şehri, Kahire ve Şam gibi çeşitli yerlerde bulunmaktadır.

Filistin Ulusal Yönetimi, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni yöneten bir idari örgüt ve devlet yapılanmasıdır.

İsrail-Filistin çatışması, Filistin ile İsrail Silahlı Kuvvetleri arasında Filistin topraklarında devam eden silahlı çatışmadır. Başta 1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu olmak üzere, Filistin'deki bir Yahudi vatanına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede erken gerilim yarattı. O zamanlar, Yahudi göçü önemli ölçüde artmasına rağmen, bölgedeki Yahudi nüfusu çok azdı. İngiliz hükûmetine "Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yuva kurulması" için bağlayıcı bir yükümlülük içeren Filistin Mandası'nın kurulması ardından gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüştü. Erken çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlandı. İsrail-Filistin süregelen durumu, 1967 Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başladı.

İsrail, resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: מְדִינַת יִשְׂרָאֵל,
İkinci İntifada veya El Aksa İntifadası , Eylül 2000'den 2005 yılına kadar devam eden ikinci Filistin ayaklanmasıdır. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar Şubat 2005 yılında Ariel Şaron ve Mahmud Abbas'ın katıldığı Sharm ek-Sheikh Zirvesi ile sona ermiş. Ayrıca Oslo Savaşı olarak da bilinir. Toplam ölü sayısı Filistin tarafında 3000 ve İsrail tarafında 1000 i buldu ve ayrıca 64 yabancı da hayatını ayaklanma sürecinde kaybetti. B’Tselem’in raporlarına göre, 30 Nisan 2008 tarihine kadar öldürülen Filistinlilerin 35.2% si ayaklanmalarda aktif bir şekilde rol aldı, 46.4% ü ayaklanmalara katılmadı ve 18.5% inin katılıp katılmadığı bilinmiyor. Yine B’Tselem raporlarına göre, İsrail tarafında ölenlerin 31.7% si güvenlik güçlerinden ve 68.3% ü sivillerdendi. Diğer yandan, İsrail Uluslararası Terörle Mücadele Enstitüsü’nün 2005 tarihli bir çalışmasına göre, Filistinliler arasında yaşamını kaybedenlerin çoğunluğu mücahitti. Enstitü, İsrailli şiddete başvuranların, 22% olduğu ve sivillerin, 78% olduğu sonucuna vardı. Bundan önceki Birinci İntifada 1987 ve 1993 yılları arasında gerçekleşti.

Binyamin "Bibi" Netanyahu (; İbranice:

Filistin, resmî adıyla Filistin Devleti, Orta Doğu'da ve Batı Asya'da, Akdeniz kıyısındaki tarihî Kenan Bölgesi'nde bulunan ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi'nde belirtilen bölgelerde de facto olarak hüküm süren bir Arap devletidir. Devletin başkenti her ne kadar Doğu Kudüs olarak belirlense de Kudüs tamamen İsrail'in kontrolünde olduğu için başkenti Ramallah'ta yani Batı Şeria'da bulunmaktadır. Filistin toprakları 1948'den 1967'ye kadar Mısır ve Ürdün tarafından ele geçirilmişken 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra ise İsrail tarafından ele geçirilmiştir. Şubat 2020 itibarıyla 5.051.493 nüfusla dünyada en çok nüfusa sahip 121. devlet olmuştur.

Oslo I Anlaşması veya Oslo I, resmen Geçici Yönetim Düzenleme İlkelerinin Bildirgesi olarak adlandırılır ve Filistin-İsrail çatışması için bir dönüm noktasıdır. Bu görüşme, İsrail ile Filistin temsilcilerinin üst düzeyde ilk doğrudan yüz yüze anlaşma çabası olarak tarihe geçmiştir. Bu anlaşma görüşmeleri İsrail ve Filistinliler arasındaki çatışmaların iki taraf arasında kalan nihai olarak çözecek bir anlaşma ve gelecekteki ilişkiler için bir çerçeve olarak düşünülmüştü.

Uluslararası platformda Kudüs'ün statüsü hakkında yasal ve diplomatik açıdan farklı görüşler görülmektedir. Devletler ve uzmanlar da aynı şekilde uluslararası kanunlar altında Kudüs'ün statüsü hakkında bölünmüşlerdir. İsrail ve Filistin Kudüs'ü başkent olarak kabul etmektedir. Fakat çoğu ülke Kudüs'ü İsrail ve Filistin'in başkenti olarak tanımamaktadır. Hatta çoğu tam anlamıyla İsrail ve Filistin'e ait olduğunu da düşünmemektedir. Birçok BM üye devleti resmi olarak bir BM önergesi olan Kudüs'ün uluslararası statüsüne sadık kalmaktadır.

Wye Nehri Memorandumu, İsrail ile Filistin Ulusal Yönetimi arasında Oslo II Anlaşması'nı uygulamak amacıyla ABD aracılığıyla Maryland'in doğu kıyılarındaki Wye Nehri civarında yapılan memorandum. Bill Clinton'ın evsahipliğini yaptığı dokuz gün süren bir zirve sonucunda İsrail ve FKÖ arasındaki bu memorandum Washington, DC'deki Beyaz Saray'da 23 Ekim 1998'de imzalanmıştır. Genel anlamda memorandum, Oslo II Antlaşması'nın yerine getirilmesiyle ilgili taraflara düşen karşılıklı sorumluluklara açıklık getirmekteydi. Daha detaylı olarak, Oslo II Antlaşması'nda belirtilen İsrail askerlerinin geri çekilmesi ile ilgili aşamaların ne zaman uygulanacağı ve çekilmenin miktarına değinilmekteydi.

2000 Camp David Zirvesi, 2000 yılının Temmuz ayında Maryland'deki Camp David'de Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton'un, İsrail başbakanı Ehud Barak'ın ve Filistin Ulusal Yönetimi başkanı Yaser Arafat'ın bir araya geldikleri zirvedir.

Ayrım Duvarı, İsrail Batı Şeria bariyeri veya daha çok bilinen ismi ile İsrail Duvarı, Batı Şeria'daki Yeşil Hat üzerinde yer alan bir bariyerdir. İsrail, bariyeri teröre karşı bir güvenlik unsuru olarak kabul ederken, Filistinliler bariyeri ırksal ayrımcı veya apartheid olarak tanımlamaktadır. Toplam 708 kilometre (440 mi) uzunluğundaki bariyer, Yeşil Hat'tın uzunluğunun iki katından fazladır ve %15'i İsrail içinden veya üzerinden geçerken, geri kalan % 85'i bazı bölgelerde 18 kilometre (11 mi) kadar içe girecek şekilde Batı Şeria'dan geçmektedir. Bu durum Batı Şeria bölgesinin yaklaşık % 9'unu izole ederek, bu bölgelerde yaşayan 25.000 Filistinliyi Batı Şeria'nın diğer bölgelerinden izole etmektedir.

İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi, 2005 yılında, İsrail’in tek taraflı gerçekleştirdiği ve 21 yerleşim birimindeki yerleşimcilerle askerlerin, Gazze içinden tahliyeleridir. Çekilme 2003 yılında, Başbakan Ariel Şaron tarafından önerildi, hükûmet tarafından 2004 yılında gündeme alındı ve 2005 yılında Çekilme Planı Uygulaması Kanunu olarak Knesset’te onaylandı. Plan Ağustos 2005’te uygulamaya konuldu ve Eylül 2005’te tamamlandı. Hükûmetin tazminat paketini ve 15 Ağustos 2005 mühletine kadar gönüllü olarak evlerinden çekilmeyi kabul etmeyen yerleşimciler, İsrail güvenlik güçleri tarafından birkaç günlük bir sürede evlerinden çıkartıldılar. Bütün yerleşimcilerin tahliyesi, yerleşim birimlerindeki evlerin yıkılması ve güvenlik güçleri personelinin çekilmesi 12 Eylül 2005 tarihinde tamamlandı. Kuzey Batı Şeria’daki 4 yerleşim biriminin tahliyesi ve dağılması da on gün sonra tamamlandı. Gazze Şeridi’ndeki 21 yerleşim biriminde bulunan 8000 Yahudi yerleşimci, yeniden İsrail’deki başka yerlere yerleştirildiler. Yerleşimcilere ortalama 200,000 dolardan daha fazla tazminat verildi. Çekilmeye rağmen, Birleşmiş Milletler, uluslararası insan hakları örgütleri ve birçok hukuk bilim insanı, Gazze Şeridi’nin hala İsrail tarafından askeri işgal altında tutulduğunu savunmaktadır. Bu sav İsrail ve diğer hukuk bilim adamları tarafından kabul edilmemektedir. Çekilmeden sonra, İsrail, Gazze’yi doğrudan kontrol altında tutmaya ve Gazze içindeki yaşamı dolaylı yoldan kontrole etmeye devam etmektedir. Gazze’nin hava sahasını, deniz sınırını ve Gazze’nin yedi kara geçiş noktalarını kontrol altında tutarken, sınırları içerisinde girilmesi yasak tampon bölgesi oluşturmuştur. Ayrıca Filistinli nüfus sicil kayıtları İsrail tarafından kontrol altındadır ve Gazze, su, elektrik, telekominikasyon ve diğer kamu hizmetleri için İsrail’e bağımlıdır.

İsrail yerleşim birimleri, İsrail vatandaşlarının yaşadığı, neredeyse tamamen Yahudilerden oluşan, İsrail’in 1967 Altı Gün Savaşı’nda ele geçirdiği topraklar üzerine inşa edilmiş olan yerleşim alanlarıdır. İsrail yerleşim birimleri günümüzde, içinde Doğu Kudüs’ün de bulunduğu Batı Şeria’daki Filistin topraklarında ve Suriye sınırları içinde olan Golan Tepeleri’nde bulunmaktadır. Daha öncelerde, İsrail 2005 yılında tek taraflı çekilmeden, Gazze Şeridi’nde 21, Batı Şeria’da 4 ve 1978 Mısır-İsrail Barış Anlaşması öncesinde, Mısır sınırları dahilinde olan Sina Yarımadası’nda 18 ayrı yerleşim birimi daha vardı. İsrail, barış anlaşmasından sonra yarımadadaki birimleri boşaltıp dağıttı. Uluslararası toplum yerleşim birimlerini uluslararası hukuka aykırı bulmaktadır ve Birleşmiş Milletler ise İsrail’in yerleşim birimleri inşa etmesini Dördüncü Cenevre Sözleşmesini ihlal etme olarak görmektedir.

Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail Barış Anlaşması veya İbrahim Anlaşması, 13 Ağustos 2020'de Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasında yapılan anlaşmadır. Birleşik Arap Emirlikleri bu anlaşmayla birlikte İsrail'in Mısır'dan ve Ürdün'den sonra anlaşma yaptığı üçüncü Arap ülkesi olmuştur ve Körfez ülkeleri arasında İsrail'le anlaşan ilk ülke konumundadır. İbrahim Anlaşması'nın açıklanmasından saatler sonra Birleşik Arap Emirlikleri medyası İsrail'in anlaşma karşılığında Filistin'deki ilhak politikasını kalıcı şekilde durdurduğunu yazmıştır, buna karşın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, ilhak politikasının kalıcı şekilde durdurulmadığını, bir süre askıya alındığını belirtmiştir.

İsrail-Rusya ilişkileri, İsrail ve Rusya arasındaki ikili dış ilişkileri ifade etmektedir. Rusya'nın Tel Aviv'de büyükelçiliği ve Hayfa'da konsolosluğu bulunmaktadır. İsrail'in Moskova'da bir büyükelçiliği ve Yekaterinburg'da (açılacak) bir başkonsolosluğu var. Rusya, Ortadoğu Dörtlüsü üyesidir.

"Filistin toprakları" terimi, 1967'den beri İsrail'in işgal ettiği bölgeler olan, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni tanımlamak için uzun yıllardır kullanılmaktadır. Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'dan "İşgal Altındaki Filistin Toprakları" olarak bahsetti ve bu terim UAD tarafından verilen Temmuz 2004'teki kararda yasal tanım olarak kullanıldı. 1999'dan bu yana, Birleşmiş Milletler (BM) resmî terminolojisinde, işgal edilmiş Filistin toprakları giderek diğer terimlerin yerini almıştır. Avrupa Birliği (AB) de bu kullanımı benimsemiştir. "İşgal Altındaki Filistin Bölgesi" terimi, BM ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından Ekim 1999 ile Aralık 2012 arasında Filistin Ulusal Yönetimi tarafından kontrol edilen alanlara atıfta bulunmak için kullanıldı. AB, aynı dönemde ara sıra "Filistin Yönetimi toprakları" gibi paralel bir terim de kullanmıştır.

Golan Tepeleri, Batı Asya'nın Levant bölgesinde yer alan ve 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda İsrail tarafından Suriye'den ele geçirilen kayalık bir platodur. İsrail ve ABD dışındaki uluslararası toplum, Golan Tepeleri'nin İsrail tarafından askeri işgal altında tutulan Suriye toprağı olduğunu kabul etmektedir. Savaşın ardından Suriye, Hartum Kararı'nın bir parçası olarak İsrail ile herhangi bir müzakereyi reddetti.

Oslo Anlaşmaları, İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında 1993 yılında Washington, DC'de imzalanan Oslo I Anlaşması ve 1995 yılında Mısır'ın Taba kentinde imzalanan Oslo II Anlaşması'dır. Bu anlaşmalar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 242 sayılı kararı ve 338 sayılı kararı temelinde bir barış anlaşmasına ulaşmayı ve "Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını" yerine getirmeyi amaçlayan bir barış süreci olan Oslo sürecinin başlangıcına işaret ediyordu. Oslo süreci, Norveç'in Oslo kentinde yapılan gizli görüşmelerin ardından başladı ve hem FKÖ'nün İsrail'i tanıması hem de İsrail'in FKÖ'yü Filistin halkının temsilcisi ve ikili müzakerelerde bir ortak olarak kabul etmesiyle sonuçlandı.