İçeriğe atla

Transfobi

Transfobi, transgender veya transseksüel kişilere ya da direkt olarak transseksüelliğe karşı duyulan hoşnutsuzluğu ve olumsuz tutumu kapsamaktadır. Transfobi, toplumun cinsiyet normlarına uymayan insanlara karşı duyulan korkuyu, tiksintiyi, nefreti veya rahatsızlığı ve bunlara bağlı olarak şiddeti kapsayabilir.[1][2] Genellikle homofobik görüşlerle birlikte ifade edilir ve bu nedenle sıklıkla homofobinin bir türü olarak kabul edilir.[3][4] Transfobinin mağdurlarından olan çocuklar tacize, okulda zorbalığa ve/veya okul içinde şiddete, koruyucu aileleri tarafından şiddete maruz kalmaktadırlar. Yetişkin mağdurlarsa kamuoyunda alaya, tacize, sataşılmaya, şiddet ile tehdide, soyguna uğramaya ve yanlış tutuklamaya maruz kalmaktadır ve bu yüzden birçoğu toplumda güvensiz hissetmektedir. Bazıları; trans olduğu için kovulacağından veya muhafazakâr politikaların, onları korumak için yasalara karşı çıkan dindar grupların etraflarını kuşatmasının baskısından dolayı sağlık hizmetini reddediyor veya işyeri ayrımcılığıyla mücadele ediyor. Kurbanların yüksek bir oranının cinsel şiddete maruz kaldığı rapor edilmektedir.

Şiddet riski ve diğer tür tehditlerdeki artışın yanı sıra, transfobiye maruz kalma sonucu oluşan stres; madde bağımlılığı, evden kaçma (küçük yaşlarda) ve intihar etme gibi olumsuz sonuçların artmasına neden olabilir.

Batı dünyasında ayrımcılığa karşı ve fırsat eşitliği yaratan politikalarının oluşturulmasında kademeli değişikliklere gitmektedir. Gelişmekte olan ülkeler de onları örnek almaktadır. Ayrıca, genel anlamda kabulü artırmak için LGBT topluluğuna ilişkin kampanyalar tüm dünyaya yayılmaktadır; BM'nin "Stop the Stigma" (Damgalamayı durdur) kampanyası bu yönde bir gelişmedir.[5]

Etimoloji ve kullanımı

Transfobi kelimesi, homofobi terimine dayanan klasik bir kelime birleştirme yöntemiyle oluşturulmuştur. Transgender kelimesindeki İngilizce bir ön ek olan trans- (aslında "karşı, uzak tarafında, ötesinde" anlamına gelir.) ile "korku" anlamına gelen -phobia (Yunanca: φόβος, phóbos) ekinin birleşmesiyle oluşmuştur. Lezfobi, bifobi ve homofobi ile kardeş terimlerle birlikte, transfobi, LGBT kişilere karşı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığı karşılamak için kullanılan terimler ailesinin bir üyesidir.

Transfobi, klinik psikolojide tanımlanmış tarzda bir fobi değildir. Anlamı ve kullanımı ile yabancı düşmanlığına paraleldir.[6] Transfobik, transfobi sahibi kimseyi ifade eder. Transfobi ve transfobik kelimeleri 2013 yılında Oxford İngilizce Sözlük'e eklendi.[7]

Kökeni

Transfeminist teorisyen ve yazar Julia Serano, Whipping Girl adlı kitabında, transfobinin cinsiyetçiliğe dayandığını savunuyor ve hem transfobinin hem de homofobinin kökenlerini, "kadınların ve erkeklerin değiştirilemez olarak birbirinden farklı bir dizi eşsiz yetenek, istek, meyil ve nitelik"e sahip olduğunu savunan, kendi adlandırdığı "muhalif cinsiyetçilik"ten geldiğini savunmaktadır. Serano "muhalif cinsiyetçiliği", erkeklerin ve erkekliğin, kadınlardan ve kadınlıktan üstün olduğunu düşünen "geleneksel cinsiyetçilik" ile karşılaştırır. Ayrıca, transfobinin, insanların cinsiyet ve cinsiyet normları hakkındaki kendinlerine güvensizliklerinden kaynaklandığını yazıyor.[8]

Transgender yazar ve eleştirmen Jody Norton, transfobinin, homofobi ve kadın düşmanlığının bir uzantısı olduğuna inanmaktadır. Transseksüellerin tıpkı eşcinseller ve lezbiyenler gibi, cinsiyet normlarına ve toplumsal ikili cinsiyet sistemine meydan okumalarından ve bunların altını kazmalarından nefret ettiklerinden ve korktuklarından bahsetmekte. Norton, "trans kadınların, erkeklerin kültürel ve politik hegemonyasının dayandığı ikili cinsiyet sistemine meydan okumasıyla transfobiyi kışkırttığını" yazmaktadır.[9]

Belirtileri

Taciz ve şiddet

Trans bireyler, trans olmayan bireylere kıyasla yaşamları boyunca saldırı ve şiddet görme oranları daha yüksektir. Söz konusu cinsel şiddet olduğunda durum yine aynı kalmaktadır.[10] Trans bireylere yönelik saldırganlık ve şiddet; fiziksel şiddet, adam yaralama, cinsel şiddet veya saldırı ve sözlü veya duygusal istismar yoluyla kasıtlı olarak sürdürülmektedir.[11] Saldırganlık ve şiddet mağduriyet, zorbalık, taciz ve ayrımcılık gibi çok sayıda damgalama içerebilir.[12] Trans bireylere yönelik istismar, aile, arkadaşlar, ortaklar, komşular, iş arkadaşları, tanıdıklar, yabancılar ve polisler gibi birçok farklı kaynaktan gelebilir.[10] Trans bireylere yönelik bu saldırganlık ve şiddet biçimleri, yaşamının her anında ortaya çıkabilir. Dahası, bir veya birden fazla istismara bir trans kişinin yaşamı boyunca maruz kalması muhtemeldir.[12]

Homofobi ve transfobi birbiriyle ilişkili olduğundan, birçok trans insan homofobi ve heteroseksizmi tecrübe etmek zorunda kalır; bunun nedeni ise insanların, trans cinsiyet kimliğini eşcinsellik ile ilişkilendirmeleri ya da trans insanların heteroseksüel olmayan bir cinsel yönelime sahip olmaları olabilir.[3][4] Yazar Thomas Spijkerboe, "Çeşitli kültürel bağlamlarda şiddete maruz kalan trans bireyler, sıklıkla transfobik şiddetin homofobik olarak ifade edildiğini bildiriyorlar." belirtmektedir.

Amerikan Psikoloji Derneği'ne göre, trans çocukların diğer çocuklara göre okulda, koruyucu ailede, yatılı tedavi merkezlerinde, evsiz merkezlerinde ve ıslahevlerinde tacize uğramaları ve şiddet görme ihtimalleri daha yüksektir.[13] Araştırmacılar, trans gençlerin rutin olarak okulda alay edildiklerini ve zorbalığa uğradıklarını ve neredeyse tüm trans gençlerin okulda, özellikle spor derslerinde, okul etkinliklerinde veya cinsiyetsiz tuvaletlerde sözlü veya fiziksel olarak taciz edildiğini söylemektedirler. Dörtte üçü güvende hissetmediklerini bildirdi.[2]

Yetişkinler olarak transseksüel insanlar, sadece sokakta yürürken veya bir mağazaya girerken bile sıklıkla alaya, bakışlara ve şiddet tehditlerine maruz kalmaktadırlar.[14] ABD'de 402 yüksek gelirli, çalışan, yaşlı trans bireyle yapılan bir ankette %60'ının cinsiyet kimlikleri nedeniyle şiddete uğradığı veya taciz edildiği tespit edildi. %56'sı sözlü veya fiziksel olarak taciz edilmiş, %30'u saldırıya uğramış, %17'sine bir şeyler fırlatılmış,%14'ü soyulmuş ve %8'i haksız tutuklama olarak nitelendirdikleri şeyleri yaşamıştı.[15] Philadelphia'da 81 trans kişiyle yapılan bir araştırmada, trans bireylerin sırf transseksüel oldukları için %30'u kamuoyunda güvende hissetmediğini, %19'u da aynı nedenden rahatsız olduğunu bildirdi. Hiç cinsel ilişkiye girmeye zorlandıkları, evlerinde şiddet gördükleri veya fiziksel olarak istismar edildikleri sorulduğunda, çoğunluk her soruya evet yanıtını verdi.[16]

Trans bireylere yönelik cinsel şiddet hakkındaki Amerikan çalışmalarının gözden geçirilmesi sonucunda, bu durumun "şok edici derecede yaygın" olduğunu ve en yaygın bulgunun trans bireylerin yaklaşık %50'sinin cinsel saldırıya uğradığı ortaya çıkmaktadır.[17]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Chakraborti, Neil; Garland, Jon (2009). Hate Crime: Impact, Causes and Responses. SAGE Publications, Ltd. ss. 77. ISBN 978-1412945684. 
  2. ^ a b Chrisler, Donald R.; McCreary, Joan C. (2010). Handbook of Gender Research in Psychology, Volume 2. Springer. s. 366. ISBN 978-1441913555. 
  3. ^ a b Maurianne Adams; Lee Anne Bell; Pat Griffin (2007). Teaching for Diversity and Social Justice. Routledge. ss. 198-199. ISBN 978-1135928506. 14 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2014. Because of the complicated interplay among gender identity, gender roles, and sexual identity, transgender people are often assumed to be lesbian or gay (See Overview: Sexism, Heterosexism, and Transgender Oppression). ... Because transgender identity challenges a binary conception of sexuality and gender, educators must clarify their own understanding of these concepts. ... Facilitators must be able to help participants understand the connections among sexism, heterosexism, and transgender oppression and the ways in which gender roles are maintained, in part, through homophobia. 
  4. ^ a b Thomas Spijkerboer (2013). Fleeing Homophobia: Sexual Orientation, Gender Identity and Asylum. Routledge. s. 122. ISBN 978-1134098354. 22 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2014. Transgender people subjected to violence, in a range of cultural contexts, frequently report that transphobic violence is expressed in homophobic terms. The tendency to translate violence against a trans person to homophobia reflects the role of gender in attribution of homosexuality as well as the fact that hostility connected to homosexuality is often associated with the perpetrators' prejudices about particular gender practices and their visibility. 
  5. ^ "Tackling Discrimination on Grounds of Sexual Orientation and Gender Identity" (PDF). 16 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Ocak 2020. 
  6. ^ Shelley, Christopher A. (2008). Transpeople: Repudiation, Trauma, Healing. Toronto: University of Toronto Press. ss. 32-35. ISBN 978-0802097842. 
  7. ^ "New words list". public.oed.com. Haziran 2013. 27 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Julia Serano. Whipping Girl: A Transsexual Woman on Sexism and the Scapegoating of Femininity, Seal Press, 2007. 978-1-58005-154-5
  9. ^ Norton (1997). ""Brain Says You're a Girl, But I Think You're a Sissy Boy": Cultural Origins of Transphobia". International Journal of Sexuality and Gender Studies. 2 (2). ss. 139-164. 
  10. ^ a b Stotzer (2009). "Violence against transgender people: A review of United States data". Aggression and Violent Behavior. 14 (3). ss. 170-179. 
  11. ^ Weir (2018). "Counselling transgender individuals: Issues and considerations". Canadian Psychology/Psychologie Canadienne. 59 (3). ss. 252-261. 
  12. ^ a b McKay (2017). "Understanding (and Acting On) 20 Years of Research on Violence and LGBTQ + Communities". Trauma, Violence, & Abuse. 20 (5). ss. 665-678. 
  13. ^ Ansara and Peter Hegarty (2011). "Cisgenderism in psychology: pathologising and misgendering children from 1999 to 2008" (PDF). Psychology & Sexuality. 3 (2). ss. 137-160. 30 Kasım 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2013. 
  14. ^ Girshick, Lori B. (2008). Transgender Voices: Beyond Women and Men. Hanover and London: University Press of New England. ss. 133-144. ISBN 978-1584658382. 
  15. ^ Beemyn, Genny (2011). The Lives of Transgender People. New York: Columbia University Press. ss. 91. ISBN 978-0231143073. 
  16. ^ Bockting, Walter O. (2006). Transgender Health and HIV Prevention: Needs Assessment Studies from Transgender Communities Across the United States. CRC Press. ss. 41-53. ISBN 978-0789030153. 
  17. ^ Stotzer (2009). "Violence against transgender people: A review of United States data". Aggression and Violent Behavior. 14 (3). ss. 170-179. , (full text: [pdf] 8 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.)

İlgili Araştırma Makaleleri

Heteroseksizm veya heteroseksüel cinsiyetçilik, heteroseksüellik ve ilişkileri lehine tutum, önyargı ve ayrımcılık düzenidir. Herkesin heteroseksüel olduğu ve karşı cinse çekim hissettiğini ve karşı cinsle ilişkilerin tek norm olduğu, bu yüzden de heteroseksüelliğin daha üstün olduğu varsayımını içerir.

<span class="mw-page-title-main">Transseksüellik</span> kişinin kendisini farklı bir cinsiyet kimliğinde hissetmesi veya cinsiyet değiştirmesi

Transseksüellik, kişinin, kendisini atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Transseksüellik, kişinin cinsiyet kimliğini belirtir, bu sebeple cinsel yönelim ile karıştırılmamalıdır. Transseksüel bir kişi heteroseksüel, homoseksüel, aseksüel ya da biseksüel gibi cinsel yönelimlere sahip olabilir.

Cinsiyetçilik, kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılıktır. Cinsiyetçilik herkesi etkiler. Basmakalıplarla ve toplumsal cinsiyet rolleriyle bağlantılıdır, ve bir cinsiyetin veya toplumsal cinsiyetin doğası gereği diğerinden üstün olduğu inancını içerebilir. Aşırı cinsiyetçilik kadın düşmanlığını, cinsel tacizi, tecavüzü ve diğer cinsel şiddet biçimlerini teşvik edebilir. Cinsiyet ayrımcılığı cinsiyetçiliği kapsayabilir. Bu terim, insanlara cinsiyet kimlikleri veya toplumsal cinsiyet veya cinsiyet farklılıklarına dayalı ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığı özellikle işyeri eşitsizliği açısından tanımlanmaktadır. Sosyal veya kültürel gelenek ve normlardan ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">LGBT</span> Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler için kullanılan kısaltma

LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.

Transgender, transcinsel veya trans, kişinin cinsiyet kimliği ile atanmış olan cinsinin uyumlu olmaması durumu. Bu duruma sahip kimseleri tanımlamak için trans birey ifadesi kullanılır ve cinsel yönelimden tamamen bağımsız bir olgudur; translar aynı zamanda karşıcinsel, eşcinsel, çiftcinsel vs. şeklinde tanımlanabilirler; bazı trans bireyler ise geleneksel cinsel yönelim etiketlerinin yetersiz veya kendilerine uygulanamaz olduğunu düşünmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Pembe Hayat</span>

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği ya da kısaca Pembe Hayat Derneği, Türkiye'de 30 Haziran 2006 tarihinde kurulmuş ve transların ilk öz örgütlenmesi olan dernektir.

Kuir Kıbrıs Derneği, cinsiyet, cinsiyet ifadesi, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılıklarıyla mücadele edilmesi; homofobi, bifobi ve transfobinin engellenmesi; Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transcinsel ve Kuir (Queer) (LGBTQ) bireylerin Temel Evrensel Hak ve Özgürlüklerinin korunması ve bu konularda duyarlılığın artırılması yönünde çalışmalar yürüten bir sivil toplum hareketidir.

Tecavüz kültürü, tecavüz ile cinsel şiddetin yaygın olduğu ve cinsel şiddetin toplum içinde yaygın olan tavırlar, normlar, âdetler ve medyalar tarafından normalleştirildiği, hoş görüldüğü ya da mazur görüldüğü bir kültürü tanımlamak için kullanılan bir kavram.

Trans erkek, biyolojik bakımdan kadın olan erkektir. Pek çok trans erkek, görünüşlerini cinsiyet kimlikleriyle uyumlu olacak veya cinsiyet hoşnutsuzluğunu hafifletecek şekilde değiştirmek için cerrahi veya hormonal geçişi veya her ikisini birden tercih eder.

Cinsiyetlik, cinsiyetin bir ikili sistem olduğuna dair kültürel bir inançtır. Cinsiyetliğe göre sadece iki cinsiyet vardır ya da olmalıdır. Bunlar da erkek ve kadındır. Kişi doğduğu cinsiyetin davranışlarını göstermelidir. Bu inanç, cinsiyet uyumsuzluğu gösteren ve/veya cinsiyet kimliği doğduğu cinsiyetle uyuşmayan kişilere karşı negatif tutum, önyargı ya da ayrımcılığı güçlendirmeye neden olabilmektedir. Cinsiyetlik aynı zamanda transfobi ve trans zorbalığına neden olan kapsayıcı bir ideolojidir. Transfobi homofobiyle benzerlikler gösterirken cinsiyetlikte heteroseksizmle benzerlikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Kadına yönelik şiddet</span> kadınlara yönelen cinsiyet temelli şiddet eylemleri

Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.

Transgender Avrupa (TGEU) transgender, transeksüel, cinsiyet değiştirmiş ve diğer aynı görüşte olan insanların, transseksüel insanların haklarını desteklemek için kurduğu, farklı organizasyonların birleşiminden oluşan bir ağdır. "Avrupa Transseksüel Ağı" adıyla 2005 yılında Viyana'da 1. Avrupa Transgender Konseyi sırasında kurulmuştur. Günümüzdeki adı "Transgender Avrupa"dır.

<span class="mw-page-title-main">Kazakistan'da LGBT hakları</span>

Kazakistan'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel (LGBT) hakları sınırlıdır. Kazakistan'daki LGBT kişiler, LGBT üyesi olmayanların yaşamadığı yasal durumlar, sosyal zorluklar ve ayrımcılıkla karşı karşıyadırlar. Hem erkek hem de kadınların eşcinsel ilişkileri Kazakistan'da yasaldır, ancak aynı cinsiyetten çiftler ve aynı cinsiyetten çiftler tarafından yönetilen aileler için yasal korumalar geçerli değildir.

<span class="mw-page-title-main">Belarus'ta LGBT hakları</span>

Belarus'ta lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler, LGBT olmayan sakinlerin uğramadığı yasal sorunlarla yüz yüzedir. Belarus'ta hemcins cinsel aktiviteler hem erkekler hem de kadınlar için yasaldır. Hemcins çiftlerin başta olduğu hanehalkları, karşı cins çiftlere mevcut olan aynı yasal korunmalara sahip değildir.

<span class="mw-page-title-main">Kırgızistan'da LGBT hakları</span>

Kırgızistan'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler, LGBT olmayan bireylerin karşılaşmadığı yasal ve toplumsal zorluklara uğrayabilir. Kırgızistan'da hemcins cinsel ilişkileri hem erkekler hem de kadınlar için yasaldır fakat karşı cins çiftlerinin sahip olduğu yasal korunmalar hemcins çiftlerinin başta olduğu hanehalklarına mevcut değildir.

<span class="mw-page-title-main">Non-binary cinsiyet</span> normatif ve ikili olmayan cinsiyet kimliği; sadece erkeksi veya kadınsı olmayan cinsiyet kimlikleri aralığı

Non-binary, ikilik dışı cinsiyet veya genderqueer, cinsiyet kimliklerinin maskülen veya feminen olmayan, yani ikili cinsiyet sınıflandırmasının dışındaki kimliklerini kapsayan bir spektrumudur. Birçok non-binary birey, kendisini doğduğu cinsiyetten farklı bir cinsiyetle tanımladığından non-binary kimlikleri transgender şemsiyesinin kapsamı altına da girebilir.

Seks işçilerine yönelik şiddet, dünya çapında hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde rapor edilmiştir. Kurbanlar ağırlıklı olarak kadınlardır, aşırı durumlarda bu şiddete cinayet de dahildir.

Apwint Myanmar kültürüne ait özel bir terimdir. Doğumda erkek olarak doğan ve açıkça kadın olarak tanımlanan ve erkeklere ilgi duyan bireyleri ifade etmek için kullanılır. Yerel bağlamın dışında, apwint genellikle daha geniş bir şekilde trans kadınlar olarak kabul edilir. Bununla birlikte, cinsel ve toplumsal cinsiyet kimliklerini tanımlamak için ayrı kategoriler kullanan tipik Batı karakterizasyonlarından farklı olarak, Asya'da hem cinsel hem de cinsiyet kimliklerini karakterize etmek için genellikle bir etiket kümesi kullanılır.

Feminist teoride, heteroataerkillik veya cisheteroataerkillik, cis erkeklerin ve heteroseksüellerin, cis dişilerin ve diğer cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin üzerinde yetkiye sahip olduğu sosyopolitik bir sistemdir. Bu terim, kadınlara yönelik ayrımcılıkla LGBTQ bireylere yönelik ayrımcılığın aynı cinsiyetçi sosyal ilkeden kaynaklandığını vurgular.

Cinsel yönelim ayrımcılığı veya cinselcilik, herhangi bir cinsel yönelimi veya cinsel eylemi hedef alan ayrımcılık türüdür.