İçeriğe atla

Transaksiyonel uzaklık

Transaksiyonel Uzaklık

Transaksiyonel (etkileşimsel) Uzaklık

Michael G. Moore tarafından 1980 yılında ortaya atılmıştır. Öğrenci ve öğretmen arasındaki kavramsal alandır. Transaksiyonel Uzaklık genel olarak yapı ve diyalog başlığı üzerine kurulmuştur.

Diyalog ve yapı, bireylerin öğretim materyallerini kullanma hızları, öğrenme stilleri ve bireysel ihtiyaçları (bireysel farklılıklar) doğrultusunda farklılaşmasıdır. Yapının derecesi dersten derse, programdan programa farklılık gösterebilmektedir. Kısacası Transaksiyonel (etkileşimsel) Uzaklık öğrenci-öğretici, öğrenci-öğrenci ve öğrenci-içerik arasındaki etkileşimlerde algılanan uzaklıktır.

Genel Olarak Özetleyecek Olursak:

  • UE sürecindeki coğrafi uzaklık, öğrenci ve öğretmen arasındaki algısal uzaklıktan daha önemli değildir.
  • Etkileşim (transaction) terimi, bir UÖ sürecinde öğrenci ve öğretmen arasındaki ilişkinin doğasını gösterir.
  • Öğrenci-öğretmen etkileşimi süreci ile öğrencinin bireysel olarak bir deneyimi gerçekleşir.
  • Bu süreçte öğretmen,öğrenci ve içerik sürekli değişir.
  • Öğrenci, öğrenme sürecini anlamlandıracak ve yorumlayacaktır.
  • Öğrenci bu süreçte diyalog ve yapı üzerinde ilerleyecektir.
  • Öğrencinin her bir etkileşimi zihinsel potansiyeline, durumuna ve deneyimine bağlıdır.
  • Bu boyutların farklı seviyede olmasından dolayı değişik şekillerde UE uygulaması tasarımı yapılabilir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eğitim</span>

Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.

<span class="mw-page-title-main">Yapay zekâ</span> insani zekaya sahip makine ve yazılım geliştiren bilgisayar bilimleri dalı

Yapay zekâ ya da kısaca YZ,, insanlar da dahil olmak üzere hayvanlar tarafından, doğal zekânın aksine makineler tarafından görüntülenen zekâ çeşididir. İlk ve ikinci kategoriler arasındaki ayrım genellikle seçilen kısaltmayla ortaya çıkar. Güçlü yapay zeka genellikle Yapay genel zekâ olarak etiketlenirken, doğal zekayı taklit etme girişimleri yapay biyolojik zekâ olarak adlandırılır. Önde gelen yapay zeka ders kitapları, alanı zeki etmenlerin çalışması olarak tanımlar: Çevresini algılayan ve hedeflerine başarıyla ulaşma şansını en üst düzeye çıkaran eylemleri gerçekleştiren herhangi bir cihaz. Halk arasında, yapay zekâ kavramı genellikle insanların insan zihni ile ilişkilendirdiği öğrenme ve problem çözme gibi bilişsel eylemleri taklit eden makineleri tanımlamak için kullanılır.

e-öğrenme

E-öğrenme, elektronik ortam aracılığı ile yapılan öğretim denilebilir. Örgün öğrenimden en büyük farkı zaman, mekan ve süre sınırı olmamasıdır. E-öğrenme, dijital ortamda aktarılır ve internet olan her yerden erişim sağlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Öğretmen</span> başkalarının bilgi, yeterlilik veya değerler edinmesine yardım eden kişi

Öğretmen veya eğitmen, eğitim kurumlarında önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda öğretim etkinliklerini planlı ve programlı bir biçimde düzenleyerek yürüten uzman eğitmendir. Anaokulu, okul, üniversite, akademi ve başka yerlerde görev yapar. Öğrencilerin öğretim uygulaması yoluyla bilgi, yeterlilik veya erdem kazanmalarına yardımcı olur.

<span class="mw-page-title-main">Albert Bandura</span>

Albert Bandura, sosyal öğrenme kuramı ve öz yarar teorisi üzerindeki çalışmalarıyla tanınan Kanadalı ünlü psikolog.

Teknoloji alanındaki gelişmeler insanların öğrenme yolarında da değişikliklere yol açtı. Geleneksel sınıf ortamı, uzaktan eğitimin gelişimine uyum sağladı ve okullar artan nüfus, masraf ve genişleyen coğrafi alanlar yüzünden çevrimiçi müfredatlar oluşturmaya başladı. Webe dayalı formatta, düşük masraflı, yüksek kaliteli eğitim oluşturmak için geleneksel sınıfa dayalı eğitim, materyal ve bilgi alma ihtiyacı öğrenme nesnesi kavramına giden yolu açtı. Öğrenme nesneleri; uzaktan eğitim maksadıyla hazırlanan ve Öğrenme Yönetim Sistemi'nde çalıştırılan e-öğrenme içeriklerine denir. Öğrenme nesnesi kavramındaki temel düşünce eğitimle ilgili içeriğin çeşitli öğrenme ortamlarında tekrar kullanılabilen küçük parçalara bölünmesidir. Geleneksel olarak, eğitimle ilgili içerik birkaç saatlik süreden oluşur. Öğrenme nesneleri ise süreleri iki ilâ 15 dakika arasında değişen çok daha küçük birimlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Harmanlanmış öğrenme</span> Öğrenme modeli

Karma öğrenme, hibrit öğrenme, karışık öğrenme olarak da bilinen harmanlanmış öğrenme en sade tanımıyla geleneksel eğitim metodunun çevrimiçi (online) eğitim materyalleriyle zenginleştirilmesi yani harmanlanması olarak tanımlanmaktadır. Kullanılan teknolojilerin yanı sıra farklı eğitim felsefelerinin geleneksel öğrenme ortamında birlikte kullanılması da harmanlanmış öğrenme olarak tanımlanmaktadır.

Yeni teknolojilerle paralel olarak gelişmekte olan uzaktan eğitim geleneksel eğitimden farklı olarak eğitimde mekan ve zaman sınırlanması yapmamaktadır. Yeni düşüncelerin ortaya çıkmasıyla öğrenmenin daha faydalı olması için yeni metotlar denenmektedir. Uzaktan eğitim hakkında birçok teori ortaya atılmıştır.Bazı ülkelerde eğitimde uzaktan eğitim metodunun kullanılması öğrenmenin yüzdesini daha da arttırtığı gorülmüştür. Uzaktan eğitim teorilerinin ve felsefesinin gelişmesinde Rudolf Manfred Delling, Charles A. Wedemeyer ve Michael G. Moore'un önemli yerleri vardır.

Özeğitimcilik, herhangi bir ustanın rehberliği olmadan gerçekleştirilen eğitim şeklidir. Genel olarak bir otodidakt, çalışacağı konuyu, çalışma materyallerini ve çalışma sıklığını ve çalışma zamanını kendi belirleyen kimsedir. Eski Türkçede bu şekilde kendini yetiştiren kişilere hüdayinabit denir. Bir otodidakt resmî bir eğitim almış veya almamış olabilir ve yaptığı çalışmalar ya tamamlayıcı ya da resmî olarak aldığı eğitime bir alternatif olabilir. Dünyada birçok önemli buluş ve katkılar otodidaktlar tarafından yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Eğitlence</span>

Eğitlence, eğitim ve eğlencenin bir arada kullanımını ifade eden, İngilizce “education (eğitim)” ve “entertainment (eğlence)” kelimelerinin birleşiminden türetilen “edutainment” kavramının Türkçeleştirilmiş halidir. Eğlendirerek eğitmeyi amaçlayan bir öğretim yöntemidir.

Hebb teorisi veya Hebb kuralı, öğrenmenin temeli olarak sinaptik plastisiteye dair Donald Hebb'in geliştirdiği nörofizyolojik kuram. "Birlikte ateşlenen nöronlar, birbirlerine bağlanırlar" şeklinde özetlenir.

Fırsat eşitliği, kişilerin hayata eş imkanlarla başlaması ve mevcut fırsatlara herkesin eşit derecede sahip olması gerektiğini belirten, Amerikan ve Fransız devrimlerinin de temel yapısı olan eşitlik türü.

Sosyal öğrenme, akranlar arasındaki sosyal etkileşim yoluyla toplumsal bir ölçeğe kadar bireysel veya grupla öğrenmeden daha geniş ölçekte gerçekleşen öğrenmedir. Tutum ve davranışlarda bir değişikliğe yol açabilir veya açmayabilir.

Erasmus+ Programı, Erasmus+ Öğrenci Değişim Programı veya Erasmus+ Projesi, 1987 yılında başlatılan Avrupa Birliği öğrenci değişim programıdır.

Öğrenme stilleri, bireylerin öğrenmelerindeki farklılıklarını göz önüne alarak, bu konudaki teorilere atıfta bulunmaktadır. Atıfta bulunduğu teorilerden birçoğu; insanların, öğrenme tarzlarına göre sınıflandırılabileceği görüşündedir. Ancak önerilen öğrenme biçimlerinin; nasıl tanımlanması, sınıflandırılması ve değerlendirilmesi gerektiği konusunda farklılık göstermektedirler. Ortak noktaları ise; bireylerin öğrenme tarzlarında, farklılıkları olduğu kanısıdır.

Müfredat geliştirme, müfredatı iyileştirme sürecidir. Program geliştirme olarak da adlandırılan müfredat geliştirmede çeşitli yaklaşımlar kullanılmıştır. Yaygın olarak kullanılan yaklaşımlar; analiz, tasarım, seçme oluşturma ve gözden geçirme yaklaşımlarıdır.

  1. Analiz
  2. Tasarım
  3. Seçme
  4. Oluşturma
  5. Gözden geçirme

Eğitsel oyunlar, eğitim amacıyla açıkça tasarlanmış veya ikincil ya da ikincil eğitim değeri olan oyunlardır. Bir eğitim ortamında her tür oyun kullanılabilir, ancak eğitici oyunlar, insanların belirli konular hakkında bilgi edinmelerine, kavramları genişletmelerine, gelişimi pekiştirmelerine, tarihi bir olayı veya kültürü anlamalarına veya bir beceriyi öğrenmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış oyunlardır. Oyun türleri arasında tahta, kart ve video oyunları bulunmaktadır.

Özel eğitim, öğrencilerin bireysel farklılıklarına; akademik, sosyal, günlük yaşam ve benzeri yetersizliklerine hitap eden geliştirilmiş ve bireyselleştirilmiş eğitim anlayışıdır. Özel eğitim, öğrenme güçlüğü, gelişimsel yetersizlikler, iletişim bozuklukları, duygusal ve davranışsal bozukluklar, fiziksel engelli ve diğer yetersizlik sınıfında olan veya yetersizliği olmayıp özel yeteneği yani yüksek yeterliliği olan öğrencilere uygun eğitim sağlamayı amaçlar. Yetersiz veya yüksek yeterliliğe sahip öğrencilerin farklı öğretim yaklaşımları, teknoloji kullanımı, özel olarak uyarlanmış bir öğretim sınıfı, ek ders, BİLSEM, destek eğitim odası veya ayrı bir özel eğitim okulu vb gibi eğitim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilkokullar</span>

İlkokul, Amerika Birleşik Devletleri'nde 5-11 yaşları arasındaki ve anaokulu öncesi ile orta öğretim arasındaki çocuklar için ilköğretimin ana dağıtım noktası olan bir ilkokuldur.

Artırılmış öğrenme, ortamın öğrenene uyum sağladığı isteğe bağlı bir öğrenme tekniğidir. İsteğe bağlı iyileştirme sağlayarak, öğrenciler keşfetmeyi ve öğrenmeyi uyarırken bir konuyu daha iyi anlayabilirler.