İçeriğe atla

Tröst hukuku

Tröst (İngilizce: "trust", Türkçe: "vakıf"), equity hukukunda bir kişi tarafından başka bir kişinin yararına mülkiyet tutulmasını sağlayan bir müessesedir.[1]

Her tröst, "trustee" olarak adlandırılan kişi ya da kişilerin üzerine, belirli bir mülkiyet üzerindeki haklarını "beneficiary" olarak adlandırılan başka kişi ya da kişilerin yararına veya özel ya da yardım nitelikli amaçları ilerletmek için kullanması ve bu görevi adil bir şekilde yerine getirmesi için kişisel sorumluluklar yüklemektedir.

Oluşumunda, aşağıdaki üç özellik kesin bir biçimde varolmalıdır:

  • Nesne kesinliği (certainty of object): "beneficiary" olarak adlandırılan kişiler tespit edilmiş olmalı ya da tespit edilmeleri mümkün olmalıdır.
  • Özne kesinliği (certainty of subject): tröstün konusu olan mülk, tröst oluştuğu anda mevcut olan bilgilere dayanarak tespit edilebilmelidir.
  • Niyet kesinliği (certainty of intention): tröstü oluşturan kişinin ("donör") bir tröst oluşturmak istediği açıkça anlaşılabilmelidir.

Tröst çeşitleri

  • Sabit ("fixed") tröst
  • İhtiyari ("discretionary") tröst
  • Hayırsever ("charitable") tröst
  • Açıklanan ("express") tröst
  • Zımnî ("implied") tröst
  • Varsayılan ("constructive") tröst
  • Sonuçlanan ("resulting") tröst

Kaynakça

  1. ^ Tribe, Laurence H. (2000). American constitutional law (3. bas.). New York, N.Y.: Foundation Press. ISBN 978-1566627146. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Dışsallık; bir ekonomik birimin kendi faydasını artırmak için aldığı kararın, aslında hiçbir organik bağı olmayan başka bir ekonomik birimin aldığı kararının sonuçlarını dolaylı ya da dolaysız etkilediği durumlarda ortaya çıkan bir kavramdır. Buna göre bir ekonomik birimin seçimleri, diğer birime fayda ya da zarar olarak etki edebilir. Dışsallıklar genelde pozitif dışsallıklar ve negatif dışsallıklar olarak iki grupta toplanır.

<span class="mw-page-title-main">Dava</span>

Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.

<span class="mw-page-title-main">Ceza</span>

Ceza ya da yaptırım, genel anlamıyla suç karşılığında insanlara veya kuruluşlara uygulanan bir yaptırımdır. Ceza Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı, yapılan kötü bir eylemin karşılığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Adalet</span> Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması

Adalet, en geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır. Sıklıkla adaletin genel tartışması felsefe, dinbilim ve dindeki genel durumu ve hukuk bilimi ve hukukun uygulanması gibi prosedürel adalette bulunan iki farklı alana yoğunlaşır.

<span class="mw-page-title-main">Telif hakkı</span> aklın orijinal bir eseri üzerinde gerçek veya tüzel bir kişinin sahip olduğu tüm özel ayrıcalıklar

Telif hakkı, bir kişi ya da kişilerin her türlü fikrî emeği ile meydana getirdiği bilgi, düşünce, sanat eseri ve ürününün kullanılması ve kopyalanması ile ilgili hukuken sağlanan haklardır. Telif hakkının doğması için tescile gerek yoktur. Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğar. Bununla birlikte eser sahibi isterse ülkenin ilgili tescil birimlerinde isteğe bağlı olarak kayıt tescili yaptırabilir. Telif hakları, genellikle belli bir süre için geçerlidir.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset felsefesi</span> felsefe ve siyaset bilimi alt disiplini

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

Sebepsiz zenginleşme veya haksız zenginleşme, bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın, başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir. Geçerli bir hukuksal neden bulunmadan, hukuksal bir neden gerçekleşmeden ya da hukuksal neden sona erdikten sonra bir işlem yapılması ve borç olmayan bir edimin ödenmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">İşçi</span> çoğunlukla el becerisini kullanarak karşılığında ücret alan kişi veya kişiler topluluğu

İşçi veya emekçi, TDK'ye göre tanımı başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse.

Bir ekonomik topluluğun, birliğin ya da kuruluşun, ekonomik anlamda kendisinden daha zayıf olan rakibinin tüm kaynaklarını sömürmesi, ekonomik olarak çökertmesi durumudur. Ekonomik soykırım, serbest piyasa ekonomisinin (sınırlandırılmamış) geçerli olduğu koşullarda mümkündür. Piyasa koşulları, herkese eşit mesafede olmadığı için adil bir uygulama değildir.

<span class="mw-page-title-main">Hak</span> Kişinin hukuken korunan ve kendisine bu korumadan yararlanma yetkisi veren menfaat

Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir. Kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunması, bu korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunulması gibi yetkiler verir. Esasen Arapçada hukuk kelimesinin tekil hâli olan bu kelime, zamanla kişilerin hukuken korunan menfaatlerini tanımlamak için kullanılırken, hakların oluşturduğu düzene ise hukuk adı verilmiştir.

Mülkiyet hakkı, kapitalist ekonomik kurallarının hakim olduğu bölge, sistem veya devletlerde; taşınır (menkul) ya da taşınmaz (gayrimenkul) bir eşya üzerinde hak sahibine kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarruf (abusus) yetkisi veren, hukuk düzeninin sınırları içinde kullanılabilen, mutlak ve ayni bir haktır. Mülkiyet hakkına sahip kişi (malik) mülkiyetinde olan nesneyi kullanma, başkalarına devretme, tahrip etme, nesnenin ürünlerinden yararlanma yetkisine sahiptir. Bu hak mutlak nitelikte olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir.

Aynî hak, kişilerin eşya üzerinde doğrudan doğruya hakimiyetini sağlayan ve bu nedenle herkese karşı ileri sürülebilen haklardandır. Özellikle de eşya hukukunda, hak sahibinin, söz konusu eşya üzerindeki tasarruf yetkisini tespit etme bakımından, hakkın sınırının tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu hakkın aynî hak olması hâlinde farklı, olmaması hâlinde farklı hükümler uygulanabilecektir.

<span class="mw-page-title-main">Gayrimenkul</span>

Türk Dil Kurumu sözlüğünde Arapça kökenli olan gayrimenkul kelime anlamı taşınmaz olarak ifade edilmektedir. Emlak ve taşınmaz sözlük anlamı olarak aynı anlamda kullanılmaktadır. Gayrimenkul arazi ve arazi üzerinde su kaynakları, ağaç, mineral, bina, ev, çit, köprü gibi insan eliyle yapılmış ve/veya doğada kendisi var olan arazi üzerinde yer alan daimi eklentilerini kapsamaktadır. Gayrimenkul mali değere sahip varlıklardan olsa da diğer mali varlıklardan ayrıldığı husus taşınmaz olması ve araziye bağlılıktan ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kamu malı</span>

Kamu malı, münhasır fikrî mülkiyet haklarının geçerli olmadığı tüm yaratıcı çalışmalardan oluşur. Bu haklar sona ermiş, kaybedilmiş, açıkça feragat edilmiş ya da uygulanamaz hâldedir.

Anarşist ekonomi, anarşizm felsefesinin kapsamındaki ekonomik teori ve uygulamaların bütünüdür.

Kamulaştırma, devletleştirme ya da istimlak, devletin kamu yararını gözeterek özel mülkiyete ait taşınmaz malları bedelini ödeyerek mülkiyetine geçirme işlemidir. Kamulaştırmanın temel dayanağı, kamu yararının gözetilmesidir. Devlet, toplumun genel çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla özel mülkiyeti kamulaştırabilir. Devlet, ekonomik ve sosyal düzeni sağlama, toplumsal refahı artırma ve kamu hizmetlerini geliştirme gibi sorumluluklarını yerine getirebilmek için kamulaştırma yetkisini kullanabilir.

Geoliberteryenizm, liberteryenizm ile georgizmi sentezleyen politik hareket ve ideolojidir.

Kaynakça/Ayrıntılı bilgi için:

<span class="mw-page-title-main">İzmir lor peynirli baklava</span>

İzmir lor peynirli baklava, lor peyniri ile yapılan baklavadır. İzmir 'de yapılır. Osmanlı tatlılarındandır. Kullanılan lor peyniri kesinlikle tuzsuz olmalıdır. Eski tarifte piştikten sonra bal dökülür. Günümüzde üzerine şerbet dökülmektedir. Mudanya'da bir çeşidi Girit tatlısı (katmer) olarak yapılmaktadır. Bu tarifte içinde tarçın ve ceviz bulunmaktadır. Konya Akşehir'de peynir baklavası olarak adlandırılan bir çeşidi yapılmaktadır.

Ortak mülkiyet, bir kuruluşun, işletmenin veya topluluğun varlıklarını, tek tek üyelerin veya üye gruplarının adlarını ortak mülkiyet olarak değil, bölünmez bir şekilde tutmayı ifade eder.