İçeriğe atla

Tozlaşma

Tozlaşma ya da polenleşme, bitkinin erkek organında üretilen polenlerin çeşitli nedenlerle dişi organın tepecik bölümüne yapışması olayına denir. Böylece tepeciğe yapışan polenler, dişicik borusundan yumurtalığa iner döllenme meydana gelir. Döllenmiş yumurtaya zigot denir. Zigot gelişerek embriyoyu oluşturur. Bu polenlerin dişicik borusuna taşınması hava, su ve böceklerle olabilir.

İlkbaharda çevremizdeki hava rüzgârla uçuşan çiçek tozlarıyla dolar. Çiçek ­tozları bitkilerin erkek üreme hücrelerini taşıyan mikroskobik taneciklerdir. Bu tane­ciklerden biri bir çiçeğin yapışkan tepeciğine konduğu zaman, içindeki erkek üreme hücresi çiçekteki dişi üreme hücresiyle birleşir. Bu birleşmeye döllenme denir ve döllenmenin sonucunda bitkinin çoğalmasını sağlayan tohumlar oluşur.

Tüm "üstün" yapılı bitkiler, yani çiçekler, otlar, çalılar, iğne yapraklı ve geniş yapraklı ağaçlar tozlaşma sürecinden yararlanan canlı­lardır. Evrimsel açıdan daha alt basamaklarda yer alan, yosunlar ve eğrelti otları gibi basit bitkilerin üreme yöntemleri ise farklıdır.

Tozlaşma, çiçeklerin erkek organından dişi organa taşınma sürecine denir. Genel olarak iki tip tozlaşma türü bulunmaktadır.

Kendi kendine tozlaşma

aynı çiçeğin veya aynı bitkinin bir diğer çiçeğinden gelen çiçektozu ile gerçekleşirse, buna kendine tozlanma (autogamy) denir. Kendi kendine tozlanmada erkek organdan çıkan çiçektozlarının aynı bitki üzerinde dişi organ tarafından tutulması gibi bir şart aranmaz. Eğer erkek ve dişi organlar aynı kalıtsal yapıya sahipse farklı bitkiler üzerinde bulunmuş olmalarına rağmen kendi kendine tozlanmış olarak kabul edilir.

Çiçeğin erselik yapıda olması kendine tozlanmayı kolaylaştırır. Kendine tozlanmayı mümkün kılan bir diğer durum, homogamy, yani erkek ve dişi cinsiyet organlarının aynı zamanda olgunlaşmasıdır.[1]

Yabancı tozlaşma (Allogamy)

Farklı kalıtsal yapıya sahip iki bitki veya bitkiler arasında gerçekleşen tozlanma türüdür. Bir çiçeğin aynı türe ait başka bir çeşit çiçeğin tozlarıyla tozlanmasına yabancı tozlaşma adı verilir.[1][2] Yabancı tozlanma, aynı türe ait çeşitliler, aynı cinse ait ürünler hatta aynı familyaya ait farklı cinsler (Poncirus trifoliata ve Turunçgiller) birbirleriyle yabancı tozlaşabilir.

Rosaceae familyasının içerisinde bulunan erik, kiraz, şeftali, kayısı ve badem gibi bitkiler aynı familya içerisinde olmaları sebebiyle birbirleriyle tozlaşabilirler.[1]

Yabani tozlaşma çoğunlukla bitkinin erkek organının tam olgunlaşmaması veya dişi organla aynı anda olgunlaşmaması ya da bitkinin tek evcikli ve iki evcikli olması durumunda gerçekleşir.[1]

Rüzgârla tozlaşma

Çiçek tozları genellikle çapı 0,05 milimetreyi geçmeyen, gözle görülemeyecek kadar ufak taneciklerdir. Bu nedenle bazı bitkiler çiçek­ tozlarının kendi türünden başka bitkilere aktarılmasında rüzgârlardan yararlanır. İlk bakışta bu size işi şansa bırakmak gibi gelebi­lir; ama bitkiler o kadar çok çiçek tozu üretir­ler ki, bunların bir bölümü mutlaka amacına ulaşır. Örneğin, bir tek köknar kozalağının rüzgârlara saldığı çiçek tozu taneciğinin sayısı birkaç milyondur.

Rüzgârla tozlaşan bitkilerin çiçekleri genel­likle küçüktür ve öbürleri gibi pek dikkat çekici değildir. Örneğin, söğüt gibi bazı ağaç­ların çiçekleri rüzgârda sallanan sarkık başak­lar (tırtıl) halindedir. Buğdaygillerin çiçek ba­şakları ise havada uçuşan çiçek tozlarını yakalayabilmek için ince püsküller oluşturmuştur.

Hayvanlarla tozlaşma

Pek çok bitki çiçek tozlarının aktarılmasında hayvanları kullanır. Tozlaşmada rol oynayan hayvanların başında arılar gelir. Çiçekten çiçeğe dolaşarak bal özü arayan arılar bir çiçeğin erkek organlarından kanat ve ayakları­na bulaşan çiçek tozlarını, daha sonra konduk­ları başka bir çiçeğin dişi organının tepeciğine bırakırlar. Eğer bir bitkinin çiçek tozları başka türden bir bitkinin tepeciğine konarsa döllenme gerçekleşmez; ama aynı türden bir bitki­nin tepeciği üstüne konarsa, her çiçek tozu taneciği dişi organın boyuncuğundan yumurta­lığa doğru ince bir kılcal boru uzatır. Bu borucukların yardımıyla yumurtalığa ulaşan erkek üreme hücreleri buradaki dişi üreme hücreleriyle birleşir, yani onları döller.

Pek çok bitki bal özü taşıdığının bir göster­gesi olan, göz alıcı renklere bürünmüş, keskin ve hoş kokulu çiçekleriyle hayvanları kendine çeker. Böylece çiçeğe gelen hayvan bal özüyle ödüllendirileceğini bilir. Ayrıca, bitkisel şe­kerlerden ötürü yapışkan ve tatlı olan çiçek­ tozları da çekiciliği artırır. Bazı bitki türleri ise bal özü sunmadığı halde, öbür çiçekli bitkileri taklit ederek hayvanları renkleriyle kandırabilir.

Bazı orkideler bu aldatmacayı daha da ileri götürerek çiçeklerini böceklere benzetir. Ör­neğin, Ophrys cinsinden orkideler toprak arısının dişisine benzeyen çiçeklerinden ötürü erkek toprak arılarının akınına uğrar. Erkek organ bu yanılgıyla dişi taklidi çiçekle çiftleşmeye çalışırken orkidenin erkek organlarından kopan çiçek tozları böceğin başına yapışır. Daha sonra başka bir orkideye gittiğinde çiçek tozlarını o çiçeğin tepeciğine bulaştırır.

Bazen de bitkiler, böcekleri kendine çeke­bilmek için güzel renkli ve hoş kokulu çiçekle­rin tersine, kötü kokulu çiçekler üretir. Örne­ğin, Rafflesia cinsinden bazı türlerin çiçekleri, kokmuş eti andıran çok kötü bir koku yayar. Ne var ki, insanlar için dayanılmaz olan bu koku, yumurtalarını bırakabileceği bir hayvan leşi arayan sinekleri çiçeğe çekerek tozlaşma­da çok önemli bir rol oynar.

Kahkaha çiçeği ve petunya gibi, çiçekleri huniye benzeyen bazı bitkilerde bal özü çiçeklerin dibinde, yani ulaşılması oldukça zor bir yerde bulunur. Bu tip çiçeklerden ancak kelebekler gibi uzun, borumsu dilleri bulunan böcekler bal özü alabilir ve böylelikle tozlaş­maya yardımcı olabilir.

Kuşlar ve yarasalar da tozlaşmada görev alan hayvanlardandır. Örneğin mine ağacı ve çin gülü çiçeklerinden beslenen kolibriler ga­galarına ve başlarına bulaşan çiçek tozlarını bir çiçekten ötekine aktarırlar. Karanlık bas­tığında yuvalarından çıkarak yiyecek aramaya koyulan yarasalar ise gece açan çiçeklerin çevresinde uçuşarak bal özü yalarlar ve bu arada yüzlerine bulaşan çiçek tozlarını öbür çiçeklere taşırlar. Bazı su bitkilerinin çiçek ­tozları ise akarsularla taşınır.

Kaynakça

  1. ^ a b c d Rahmi ÖZÇAĞIRAN (2002). "Çiçekli Bitkilerde Tozlanma Ve Çiçektozu Taşıyıcıları". Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. ISSN 1018-8851. 17 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2023. 
  2. ^ "BAHÇE BİTKİLERİNİN BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ" (PDF). Ankara Üniversitesi. 17 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 17 Haziran 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Erkek organ (çiçek)</span>

Erkek organ, stamen ya da anter, bir çiçeğin erkek üreme organıdır.

<span class="mw-page-title-main">Arı</span> zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan bir böcek

Arı, zar kanatlılar takımına ait Apoidea familyasını oluşturan tüm böcek türlerine verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Çiçek</span> bazı bitkilerin üreme organı

Çiçek bitkilerde üremeyi sağlayan organları taşıyan yapı. Bir çiçek, 4 kısımdan oluşur.

Organ, biyolojide belirli bir görevi veya görevler bütününü yapan doku grubudur. Bazı organlar kendilerini farklı yollarda yenileyebilir. Birlikte çalışan organlar sistemleri oluşturur. Organ Latince organum sözcüğünden türemiştir. Organın Türkçe eş anlamlısı olarak örgen ve kılgan sözcükleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Eşeyli üreme</span> iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması

Eşeyli üreme, iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması olayıdır. Burada iki ana süreç vardır: kromozom sayısını yarıya indiren mayoz bölünme ile iki gametin birleştiği ve eski kromozom sayılarına ulaştığı döllenmedir. Mayoz bölünme sırasında, her bir çiftin kromozomları, homolog rekombinasyon elde etmek için krossing over yoluyla parça değişimi yaparlar.

Çok hücrelilerde üreme, eşeyli ya da eşeysiz olarak gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel organ</span> canlı vücudunun "cinsel üreme" ile ilgili olan organları ve bölümleri

Cinsel organ veya üreme organı, bir hayvan vücudunun cinsel üreme ile ilgili herhangi bir parçasıdır. Üreme organları birlikte üreme sistemini oluşturur. Erkekte testis ve dişilerde yumurtalık, birincil cinsel organlar olarak adlandırılır. Kalan kısımlar ise ikincil cinsel organlardır ve bunlar, dış cinsel organlar ve iç cinsel organlar içinde yer alır. Yosunlar, eğrelti otları ve bazı benzer bitkiler, gametofitin bir parçası olan üreme organları için gametangia'ya sahiptir. Çiçekli bitkilerin çiçekleri polen ve yumurta hücreleri üretir ancak cinsel organlarının kendileri polen ve ovül içindeki gametofitlerin içindedir.

<span class="mw-page-title-main">Nektar</span>

Nektar, çiçeklerin ürettiği, şekerce zengin, böcek ve kuş benzeri tozlaşmaya yardımcı hayvanları kendine çeken salgıdır. Nektar ayrıca balın şeker kaynağıdır. Bunun yanı sıra sinek kuşu gibi hayvanların beslenmesinde de önemli rol oynar. Bitkilerin çiçeklerinin dip tarafında bulunan bezler tarafından salgılanan tatlı sıvıya nektar veya bal özü adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Hercai menekşe</span> menekşegiller (violaceae) familyasına bağlı bir menekşe türü

Hercai menekşe , menekşegiller (violaceae) familyasına bağlı bir menekşe türüdür. Diğer menekşe türleri ile birleştirilerek birçok melez kültivarın türetilmesinde yaygın bir şekilde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Üreme</span> Bir veya daha fazla ana organizmadan yeni organizmaların üretildiği biyolojik süreç

Üreme, çoğalma olarak da bilinir, bir canlının neslini devam ettirmesi olayı. Büyüme ve gelişmesini tamamlayan her canlı üreme yeteneğine sahip olur. Üreme yeteneğine sahip canlılar kendilerine benzer bireyler oluştururlar ve bu sayede nesillerini devam ettirmiş olurlar.

<span class="mw-page-title-main">Orchidaceae</span> bitki familyası

Orkideler, Asparagales takımına bağlı Orchidaceae familyasına ait bitkilerdir. Orkideler, çiçekleri genellikle renkli ve hoş kokulu olan çeşitli ve yaygın çiçekli bir bitki grubudur. Orkideler, buzullar hariç Dünya'daki hemen hemen her yaşam alanında bulunan kozmopolit bitkilerdir. Dünyanın en zengin orkide cinsleri ve türleri tropiklerdedir.

Gamet eşeyli üreme yolu ile çoğalan organizmalarda döllenme evresinde bir başka hücre ile birleşerek kaynaşan hücredir. Morfolojik olarak iki farklı gamet üreten ve her bireyin tek bir tip gamet ürettiği türlerde ovum ya da yumurta adı verilen daha büyük gamet türünü üreten bireyler dişi, daha küçük ve iribaşa benzeyen sperm adı verilen gamet hücrelerini üreten bireyler erkek olarak adlandırılır. Dişilerin ve erkeklerin farklı boyutlarda gamet üretmesine anizogami ya da heterogami denir; örneğin insan ovumu bir tek insan sperm hücresinin yaklaşık 100.000 katıdır.). Buna karşın izogami her iki cinsiyetten gelen gamet hücrelerinin aynı büyüklükte ve şekilde olması durumudur. Gamet adı ilk olarak Avusturyalı biyolog Gregor Mendel tarafından kullanılmıştır. Gametler bir bireyin genetik bilgisinin yarısını, her tipin 1n takımını taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Bitkilerde üreme</span>

Bitki türlerine göre çeşitlilik gösteren üreme genel sınıflandırma olarak eşeyli üreme ve eşeysiz üreme olarak ayırmak mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Taç yaprak</span>

Taç yaprak, petal olarak da bilinir, değişik renkli tozlaşmaya yardımcı olan dişi ve erkek organları korumakla görevli çiçek kısmıdır. Rengi ve kokusuyla böceklerin ve kuşların ilgisini çeker. Böylelikle tozlaşmaya yardımcı olur.

<span class="mw-page-title-main">Bitkilerin evrimi</span> bitkilerin kökeni ve tarihi

Bitkilerin evrimi, yaklaşık 500 milyon yıllık bir süreçtir. Siyanobakteriler milyarlarca yıl boyunca, sualtındaki kolonilerinde kalarak, baskın fotosentetik yaşam formu oldu. 1,6 milyar yıldan fazla süre önce, ikinci bir fotosentetik organizmalar grubu belirdi: Algler. Algler ökaryottur; yani hücrelerinin içinde "organel" adı verilen özelleşmiş yapılar vardır. Kloroplast adı verilen organel, tüm alglerde ve kara bitkilerinde bulunur. Hücrede fotosentezin gerçekleştiği yer bu organeldir. Kara bitkilerinin ilk ataları, yaklaşık 500 milyon yıl önce Charophyceae adlı yeşil alglerden evrimleşmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hipantiyum</span>

Kapalı-tohumlularda, hipantiyum ya da çiçek kabı çanak yaprak, taç yaprak ve çiçek erkek organların esas kısımlarının fincan şeklinde bir tüp oluşturduğu yapıdır.

Botanik sözlüğü

<span class="mw-page-title-main">İki evcikli</span>

İki evcikli bir bitki üzerinde yalnızca tek bir cinsiyete ait çiçeklerin bulunması halidir. Bu tür bitkilerde erkek ve dişi çiçekler farklı tür bitkilerde bulunur. Antep fıstığı, dut, hurma, incir, keçiboynuzu gibi meyve türleri; kavak, söğüt gibi ağaç türleri; bazı ıspanak, kuşkonmaz gibi sebzeler iki evcikli cinsiyet yapısına sahiptir. İki evcikli bitkiler yapıları gereği kendi başlarına tozlanarak çoğalamazlar, rüzgarı aracılığıyla tozlanan (anemophil) yapıya sahiplerdir. Tozlanmanın imkansız olduğu durumlarda tohum veya meyve oluşturma için farklı kalıtsal yapıdaki tozlayıcı bitkilere ihtiyaç duyulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tek evcikli</span>

Tek evcikli (Monoecious veya Monoecy) bir bitki üzerinde her iki cinsiyete (erkek ve dişi) çiçeklerin veya kozalakların bulunması durumudur. İki evcikli bitkilerin aksine bu türde iki cinsiyete ait üreme organları yanı çiçek üzerinde farklı yerlerde konumlanmıştır. Kabak, kavun, karpuz, salatalık ve balkabağı gibi kabakgiller familyasına ait sebze grubunda oldukça yaygın bir bitki türüdür. Fındık, ceviz, kestane da tek evcikli yapıya sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Erselik (bitki)</span>

Erselik hem erkek hem de dişi organın bitkinin üzerinde bulunduğu bitkilere erselik bitkiler denir. Domates, biber, patlıcan gibi sebzeler ile elma, ayva, kiraz, kızılcık, badem, böğürtlen armut, erik, şeftali, portakal gibi meyve türlerinde erselik çiçekler bulunur. Papatya familyasına sahip olan bitkilerin büyük çoğunluğu da erselik bitki yapısına sahiptir.