İçeriğe atla

Totem ve Tabu

Psikanalist Sigmund Freud’un 1913 yılında yayınlanan Totem Und Tabu, adlı eseri Türkçeye, Alman Klasikleri başlığı altında, Totem ve Tabu adıyla çevrilmiştir. Avustralya yerlileri üzerine yazılan bu kitapta, ilkel insanların dinsel, toplumsal ve ahlaksal olguların yerine nasıl totemizm sistemini kurdukları ve tabuları ürettikleri gösterilir. Freud, totemizmi Oedipus Kompleksi ‘yle açıklamaya çalışır. Bu kitapla totem ve ensest yasağının kökenine inmeyi amaçlar. Totemik sistemlerin Oedipus şartları altında geliştiğini düşünür. Ruhi tarafın çocukta ve ilk totemik gelişmelerde aynı olduğunu gözlemler ve ilkellerin düşünceleri ile bazı sinir hastaları üzerindeki gözlemlerinde aynı sonuca ulaştığını iddia etmektedir. Freud, bilinçdışı fikirlerin ilkel insanlardan zamanımıza kadar geldiğini belirtmiştir.[1] Totemizm sistemi kısaca şöyledir: Avustralya kabileleri, birtakım daha küçük gruplara, klanlara bölünmekte ve bu klanların her biri kendi toteminin adını taşımaktadır. Genellikle, bu tehlikeli ve korkulan bir hayvan, daha seyrek olarak da bir bitki ya da bir doğa gücü olup, grubun bütünüyle özel bir ilişki içinde bulunur. Totem, ilk önce grubun atasıdır, sonra da onun koruyucu ruhu iyilik yapıcısıdır, ona kehanetlerini bildirir .Bunun için, aynı toteme sahip olan kimseler totemlerini öldürmemek,etini yemekten ya da ondan herhangi bir şekilde yararlanmaktan kaçınmak gibi kutsal bir yükümlülük altında bulunurlar ve bu yükümlülüğün her türlü ihlali otomatik olarak cezalandırılmalarına yol açar. Kitap 4 bölümden oluşmaktadır:

Ensest korkusu

Tabu ve Ambivalens

Animizm, maji ve düşünsel her şeye gücü yeterlik

Çocuklukta Totemizm‘in dönüşü

ÖZET

1.Ensest Korkusu: Kitapta ilk anlatılan konu ensest yasağıdır. İlkel kabilelerde aynı klanın üyeleri birbirleriyle evlenemez ve cinsel ilişkiye giremezdi. Klanlar arası dış evlilik(ekzogami) uygun görülürdü. Aynı totemden gelen klan mensupları birbirleriyle kan akrabasıdır, hepsi bir aile oluşturur ve bu ailede en uzak akrabalık derecelerine mensup üyeler arasında bile cinsel ilişki kesinlikle yasaklanmıştır.[2] Klanlarda totem akrabalığı, kan akrabalığının yerine geçmektedir. Freud bu bölümde, ebeveynlerle ve kardeşlerle aynı zamanda damatların kayınvalideleriyle cinsel ilişkilerini önleyen birtakım kaçınmalardan bahseder. Gelgeç ilişkilerde bile, bu yasağın büyük yaptırımı vardır. Bu yasağı delen kişi uğursuz sayılır.[3]

2.Tabu ve Ambivalens: Tabu ve Ambivalens bölümü, tabu olgusunun açıklanmasıyla başlar.İlkel kabilelerde bulunan tabu çeşitleri örneklendirilir. 1) Öldürülen düşmanla uzlaşma, 2)Yaşamsal sınırlamalar, 3) Kefaret ve arınma eylemleri, 4) Bazı seremoniyel önlemler” olarak dört grupta özetlenir.[4] Tabu kısıtlamaları, dinsel etik yasaklardan daha değişiktir. Bir tanrının buyruğundan kaynaklanmayıp, kendiliğinden var olmuşlardır. Hiçbir neden içermeyen tabu yasaklarının kaynağı belirsizdir. İlk ceza tabu anlayışından çıkmıştır.[3] Freud bu bölümde ilkellerin tabu yasaklarıyla,günümüz nevroz hastaları arasında benzerlik kurmaya çalışır. Nevroz hastaları ve ilkellerin tabu üzerinden aynı davranışları sergilediği varsayımını yapar. İkisi için de yasakların kaynağı belirsizdir sebep oldukları korku yüzünden bu yasaklara uyarlar. Freud tabudan yola çıkarak “vicdan” kavramını sorgular. Vicdanın tanımı onun için şöyledir: “içimizde yaşayan belli isteklerin uygunsuzluğuna ilişkin iç algı”[5]

3.Animizm, maji ve düşünsel her şeye gücüyeterlik: Freud bu bölümde animizm,maji ve düşünsel her şeye gücüyeterlik kavramlarını açıklar. Maji bir obje kaydırılmasıdır. Bu şekilde tabuya uğrayan nesnenin belirli özellikleri başka bir nesneye kaydırılır .Kaydırılan nesneye yapılan seramonileri gerçek nesnenin algılayacağı düşünülür. Bu düşünce de düşünsel her şeye gücüyeterliliktir.[3]

4.Çocuklukta Totemizm‘in dönüşü: Freud son bölümde düşünürlerin totemizmin doğuşuna yönelik kuramlarını 3 e ayırır: nominalistik, sosyolojik ve psikolojik kuramlar. Freud daha sonra Darwin’in “insanların da başlangıçta maymunlara benzer şekilde aralarındaki en yaşlı ve en güçlü erkeğin kıskançlıktan ötekilerin diledikleri dişiyle cinsel ilişkide bulunmasını önlediği nispeten küçük sürüler halinde yaşadıkları” [6] düşüncesiyle ensest yasağı gibi bazı tabuların totem sisteminden önce yaratıldığını söyler.

Darwin’in ilk insan sürüleri teorisinden yola çıkarak Freud ; totemizm sisteminin doğuşunu, oğulların teorideki ilk babayı öldürmesi ve yemesi ancak bundan pişman olması ve baba yerine totem hayvanını kutsal saymaya başlamaları olarak görür. Kardeşler klanlığının korunması için önlem alan ilkeller birtakım yasaklar(tabu) getirir.Ensest,totem hayvanını öldürme yasağı…

Freud için bu oğullarda görülen baba kompleksi,babanın gücünden korkmak diğer yandan sürünün tüm kadınlarına sahip olduğu için onu kıskanmak ve yok etmek isteği, Oedipus kompleksinden ileri gelir.Babaya duyulan sevgi ve nefret gibi ambivalent duygular ilk insan sürüsünde onu öldürmek ve etini yemek  olarak kendini gösterir. Totem hayvanın yılda bir kez şölen yapılarak bütün totemdaşlar tarafından  öldürülüp yenmesi de Freud’a babaya karşı zafer kazanan kardeşlerin kutlaması olarak düşündürür.

Kaynakça

  1. ^ TANYU, Hikmet. "Totem, Totemizm ve Tabu Üzerine Yeni Araştırmalar". 1 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2018. 
  2. ^ freud, sigmund. totem ve tabu. s. 33. 
  3. ^ a b c "totem ve tabu incelemesi". 27 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2018. 
  4. ^ freud, sigmund. totem ve tabu. s. 76. 
  5. ^ freud, sigmund. totem ve tabu. s. 118. 
  6. ^ freud, sigmund. totem ve tabu. s. 195. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sigmund Freud</span> Psikanaliz biliminin kurucusu olan nörolog

Sigmund Freud veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörolog. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinç dışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Reich</span> Macar-Amerikalı ruhçözümcü (1897 – 1957)

Wilhelm Reich, Avusturyalı-Amerikalı psikiyatrist ve psikanalist, psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri, Faşizmin Kitle Psikolojisi ve Kişilik Çözümlemesi gibi çok bilinen ve dikkate değer kitapların yazarı, Sigmund Freud'un öğrencilerinden biri, Carl Gustav Jung ve Alfred Adler'in tersine Sigmund Freud'un cinsellikle ilgili tezlerini daha ilerilere götürmeye çalışmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Din bilimleri</span>

Din bilimleri, dinle teolojik bakış açısıyla ve normatif yöntemlerle ve apolejetik amaçla ilgilenen ilahiyatın aksine dinleri sosyal bilimler perspektifinden ve herhangi bir dini veya dinleri apolejetik (savunmacı) gaye gütmeden ve ideolojik muhalefet tavrı içine girmeden olgusal temelde araştıran ve analiz eden çeşitli sosyal bilim disiplinlerinin ortak adı.

Din psikolojisi, insana özgü olan dinsel yaşamın psikolojik açıdan çeşitli yönlerini inceleyen bilim dalı. Diğer bir ifade ile din psikolojisi, dinin insan ruhundaki temel karakteristiklerini, davranışlara yansıyan etki durumlarını ele alır. Psikoloji duygu, düşünce ve davranışların bilimsel olarak araştırılmasını konu edinirken; din psikolojisi dinî duygu, düşünce ve davranışların araştırılmasını konu edinmiştir.

Monoteizm veya tek tanrıcılık, tek bir tanrının varlığına ya da Tanrı'nın birliğine duyulan inanç olarak tanımlanır. Monoteizm sözcüğü, etimolojik açıdan Yunanca mono (tek) ve theoi (tanrı) sözcüklerinden türemiştir.

Tabu, insan davranışlarının belli alanlara ya da belli normlarla ilişkili olarak kutsal veya dokunulmaz olarak tanımlanmış oldukça güçlü sosyal yasaklara denir. Etnologlar tarafından Polinezya dillerinden alınıp kullanılmaya başlanmıştır. "Kutsal" nesnelerde olduğu gibi çelişkili bir yapısı vardır, iki karşıt anlamı da taşır. Hem "kutsal" hem "kirlenmiş" şeyler tabu olabilirler. Örneğin "kirlenen" kişiler, nesneler "kutsal" olandan ayrı tutulmalıdır. "Tabu" karşılığında birçok dilde kullanılan sözcükler iki zıt anlamı birden taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Jacques Lacan</span> Fransız ruh hekimi (1901-1981)

Jacques Marie Émile Lacan, "Freud'dan bu yana en tartışmalı psikanalist" olarak anılan Fransız psikanalist ve psikiyatr.

Ataerkillik ya da patriyarki, erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzenidir. Bu düzenin temelini erkeğin üstünlüğü fikri oluşturur; soy erkekler tarafından belirlenir, hakimiyet erkeklerindir. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Bu erkek üstünlüğü ilkesi etrafında, toplumun kültürü, adetleri, inancı ve mitolojisi, anaerkil düzenli toplumunkinden farklı bir biçim oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">İd, ego ve süperego</span> Sigmund Freudun bilinç tanımı

Psikanalizde id, ego ve süper-ego, insan zihninde etkileşime giren üç katman kümesidir. İlk defa Sigmund Freud tarafından, yapısal psişe modellemesiyle tanımlandı. Bu üç katman, bir kişinin zihinsel yaşamının faaliyetlerini ve etkileşimlerini tanımlayan teorik yapılardır. Psişenin ego psikolojisi modelinde id, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesidir—temel ve en ilkel benliktir, ana kaynağı cinsellik ve açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır; süper-ego eleştirel ve ahlaki rolü oynar; ve ego, idin içgüdüsel arzuları ile eleştirel süper-egonun arasında aracılık eden gerçekçi bir katmandır—id, bu hayali istekleri gerçeklikle ölçüp mümkünatını değerlendiren katmandır. Freud, ego hakkında şunu dedi:

Ego, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. [Ego] İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.

<span class="mw-page-title-main">Meta fetişizmi</span>

Marksist felsefede, meta fetişizmi terimi, üretim ve değişimin ekonomik ilişkilerini, insanlar arasında var olan ilişkiler olarak değil, şeyler arasında var olan toplumsal ilişkiler olarak tanımlar. Bir nesneleştirme biçimi olarak meta fetişizmi, ekonomik değeri metalara özgü olarak sunar ve metayı, malları ve hizmetleri üreten işgücünden, insan ilişkilerinden kaynaklanmaz.

<span class="mw-page-title-main">Psikanaliz</span> Freudun çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesi

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

Ensest, yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkidir. Çoğu kültürde ensest bir tabudur.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel ilişki</span> üreme, cinsel zevk veya her ikisi için gerçekleştirilen çiftleşme eylemi

Cinsel ilişki, cinsel birleşme, çiftleşme, vajinal seks veya sadece seks, bir erkeğin sertleşmiş penisinin, uyarılmış bir kadın vajinasının içine girmesini kapsayan, cinsel zevk ya da üreme amaçlı yapılan bedensel ilişkidir. Bunun yanı sıra, diğer penetrasyon tehlikesi içeren anal seks, oral seks, parmaklama, dildo kullanma gibi cinsel aktiviteler de eşcinsel veya heteroseksüel olmasına bakılmaksızın bir cinsel birleşme olarak kabul edilirler.

Totem, bazı ilkel klan ve kabilelerden, onların atası sayılan hayvan veya bitkiye verilen isimdir. Bu totemleri kutsal sayan dini/felsefi görüşe ise Totemizm denmektedir. Bu sözcük kabile dilinde nişan veya âlamet anlamına gelir. Ayrıca totem Panama, Brezilya ve Orta Afrika da kullanılan bir kısaltmadır. Totemizm klan dinidir. Émile Durkheim'e göre ise Totemizm ilkel bir dindir. Totemizm, dünyanın birçok ülkesinde Kuzey Amerika ve Avustralya'da görülür. İnançlarına göre totem olan hayvana ne zarar verebilir, ne de öldürebilir. Totem de buna karşılık insanı korur. Avustralya'da totem olan hayvan için yıllık törenler yapılır. Bu törenlerde o hayvanın çoğalmasını kolaylaştırma amacı güdülür. Totem olan hayvanın etini yemek yasak olduğu halde, bu törenlerde bu yasak uygulanmaz. Bazı araştırmacılar Antik Mısır, Yunan, İtalyan ve Galya halkının dinlerinde de totemizm izlerinin bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Birçok yerde klan fertlerinin, totemlerine benzemek için totemlerinin resmini vücutlarına nakşederek merasimlerde totemin derisini giydikleri de görülmüştür. Konuya diğer bir açıdan bakılırsa totemin tabu olduğu görülür. Totem olan hayvanı öldürmek yasak olduğu gibi, totem olan ağacın gövdesinde oturmak hatta odununu kırmak da yasaktır. Bazı dinler tarihi araştırmacılarına göre Animizm'den doğmuştur. Halk edebiyatında, masallarda ve Tevrat'taki hayvanların konuşması ile İncillerde güvercine önemli bir yer verilmesini Totemizm kalıntısı olarak sayanlar da vardır.

<i>Düşlerin Yorumu</i> Sigmund Freud tarafından yazılan kitap

Düşlerin Yorumu veya Rüyaların Yorumu, Avusturyalı nörolog Sigmund Freud'un en ünlü çalışmalarından biridir. Aslında 1899 yılında yayımlanan kitap yayınevi tarafından 1900 tarihiyle basılmıştır. Freud, araştırma hayatı boyunca bu çalışmasına devam etmiş ve gelişmeleri yeni baskılarına eklemiştir. Yazıldığı dönemde çok ilgi çekmemesine rağmen sorguladığı konu ve uyguladığı yöntemle zamanla ön plana çıkan eser olumlu ve olumsuz birçok tepki almıştır. Özellikle rüya incelemelerinin bilimselliğinin tartışmaları Freud'un eleştirildiği önemli noktalardan biri olmuştur.

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerinde ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylemler ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ile ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler, insanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler. Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler, kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil, genelinde etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan yamyamlığı</span> daha çok din, tapınma, büyü vb. amaçlarla insan eti yiyen kimse

İnsan yamyamlığı (Antropofaji), insanın, kendi türünden varlıkların (insan) etini veya iç organlarını yeme eylemi ya da alışkanlığıdır. Yamyamlık eylemini gerçekleştiren kişi yamyam olarak adlandırılır. Yamyamlık ifadesi türlerden birinin aynı türün bir diğer üyesinin tüm parçalarını ya da bir kısmını seksüel yamyamlığa ek olarak yemek amacıyla tüketmesi olarak zoolojiyi de kapsar.

Enseste ilişkin yasalar, yargı alanları arasında önemli çeşitlilikler gösterir ve tarafların yaşlarıyla cinsiyetlerinin yanı sıra, cinsel faaliyetin türü ile söz konusu tarafların aile ilişkisinin doğasına göre değişir. Resmi yasaklarla birlikte, ensestin birkaç biçimi ayrıca toplumsal tabudur ya da dünyadaki birçok kültürde hoş karşılanmaz.

<span class="mw-page-title-main">Karen Horney</span> Alman kökenli Amerikalı psikanalist (1885-1952)

Karen Horney, Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur. Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.

<span class="mw-page-title-main">Aşk ve şehvet tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Aşk tanrısı, mitolojide romantizm, seks, şehvet veya cinsellikle ilişkilendirilen tanrıdır. Aşk tanrıları mitolojilerde oldukça yaygındır ve birçok çok tanrılı dinde bulunabilir. Kadın aşk tanrıçaları genellikle güzellik ve diğer geleneksel dişil niteliklerle ilişkilendirilir.