İçeriğe atla

Torulaspora delbrueckii

Torulaspora delbrueckii
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem:Fungi
Bölüm:Ascomycota
Sınıf:Saccharomycetes
Takım:Saccharomycetales
Familya:Saccharomycetaceae
Cins:Torulaspora
Tür: T. delbrueckii
İkili adlandırma
Torulaspora delbrueckii

Torulaspora delbrueckii, buğday birası yapmakta kullanılan Saccharomyces rosei veya Saccharomyces rosei veya Saccharomyces delbrueckii veya Candida colliculosa olarak da bilinen bir mayadır.[1] Bir alt fermantasyon mayası olan Torulaspora delbrueckii buğday birasının kendine has karanfil baharı tadını veren bileşiği (4-vinil guaiakol) sağlar.

Genetik analizlerle gösterilmiştir ki Torulaspora delbrueckii olarak adlandırılan çeşitli suşlar aslında farklı türlerdir (ve hatta Debaryomces, Saccharomyces ve Candida gibi farklı cinslere aittirler). Bu türün standart suşu sayılan SANK 50118 ile kıyaslanırken başka suşların aynı türe ait olup olmadıkları için kıstaslar belli değildir.

Dış bağlantılar

  • Oda et al., 1997 [1]

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bira</span> arpanın mayalandırılmasıyla yapılan alkollü içki

Bira, dünyadaki en eski ve en yaygın alkollü içeceklerden biridir. Su ve çaydan sonra en popüler üçüncü içecek‘tir. Bira tahıldan üretilirː Yaygın olarak malt arpa kullanılır ama buğday, mısır ve pirinç de kullanılan ürünler arasındadır. Şıradaki(malt-su karışımı), nişasta şekerlerinin fermantasyonu birada etanol ve karbondioksiti açığa çıkarır ve köpüklü bira oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Peksimet</span>

Peksimet askeri amaçlarla üretilmiş hamurun nem miktarının en az düzeye indirilmesiyle dayanıklılığı artırılan yiyecek türüdür. Uzun yıllar bayatlamadan dayanabilen ve genellikle savaş, kıtlık gibi durumlarda tüketilen ekmek çeşididir. Etimolojik olarak Yunan kökenli olduğu düşünülse de pek ve simit kelimelerinin birleşiminden oluşmuş olması da mümkündür. Türkiye'de genellikle İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi'nde sıkça tüketilir, Erzincan gibi Doğu yörelerinde de farklı şekilleri bulunmaktadır.

<i>Escherichia coli</i> enterik, çubuk şeklinde, gram-negatif bakteri

Escherichia coli (E.coli), Enterobacteriaceae familyasının bir üyesi olup memeli canlıların kalın bağırsağında yaşadığı için bu adı alan bir bakteri türüdür. E.coli çubuk şeklindedir ve gram negatif bakteri olduğundan endospor oluşturmaz. E. coli yaklaşık 2,0 μm uzunluğunda ve 0,5 μm çapındadır. E.coli ilk olarak 1885 yılında Theodor Escherich tarafından bebek dışkısından izole edilmiş ve özellikleri belirlenmiştir. "E. coli, doğumdan birkaç saat sonra bebeklerin mide ve bağırsak sisteminde kolonize olur ve burada yaşar." E.coli suşları insan vücudunda herhangi bir olumsuz etki olmaksızın bir arada bulunur. Bununla birlikte, E. coli gastrointestinal bariyerleri aşınmış ve/ya da bağışıklığı baskılanmış konakçılarda hastalığa neden olabilir. Özellikle bir kısım E. coli, dünya genelinde insanlarda ve hayvanlarda bağırsakta ve bağırsak dışında çeşitli hastalıklara aracılık eder. İnsanlardan izole edilen E. coli suşları ishale ve bir takım bağırsak dışı hastalıklara neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Buğdaygiller</span> bitki familyası

Buğdaygiller (Poaceae), tohum kabuğu, meyve kabuğu ile bitişik, sapları boğumlu ve ekseriya içi boş, başakçıklar, başak vaziyetinde toplanmış halde, 4000 kadar türe sahip, Poales takımına bağlı bitki familyası.

<i>Saccharomyces</i>

Saccharomyces, fungus (mantar) alemine ait bir cinstir, pek çok maya türü içerir; Saccharomyces ismi Latince saccharo- (şeker) ve Yunanca -mikes (mantar) sözcüklerinden türetilmiştir. Saccharomyces'lerin tipik özellikleri arasında nitrat kullanamamaları ve karbohidratları fermante edebilmeleridir. Bu cinsin üyeleri gıda sanayisinde çok önemlidirler. Bir örnek, ekmek, bira ve şarap yapımında kullanılan Saccharomyces cerevisiae'dır. Grubun diğer üyeler arasında şarapçılıkta kullanılan Saccharomyces bayanus ve ilaç yapımında kullanılan Saccharomyces boulardii sayılabilir. Yakın zamanda Saccharomyces boulardiinin Saccharomyces cerevisiaenın bir alt türü olduğu gösterilmiştir.

<i>Saccharomyces cerevisiae</i> bira, şarap ve ekmek yapımında kullanılan; tomurcuklanan bir maya türü

Saccharomyces cerevisiae, tomurcuklanan bir maya türüdür. Eski çağlardan beri bira, şarap ve ekmek yapımında kullanılmasından dolayı en önemli maya türü olduğu söylenebilir. Üzümün kabuğundan izole edildiği tahmin edilmektedir. Koyu kabuklu meyvelerin kabuklarındaki beyaz tabakanın bir bileşeni mayadır. Kabuktaki mumun içinde yer alır. Moleküler biyoloji ve hücre biyolojisi alanlarında prokaryotlar arasında model organizma olarak ele alınan Escherichia coliye benzer şekilde, üzerinde en çok çalışılmış model ökaryotik organizmalar arasında da bu maya türü yer alır. Saccharomyces cerevisiae hücreleri yuvarlak veya yumurta biçimlidir. Çapları 5-10 mikrometredir. Tomurcuklanma olarak bilinen bir bölünme yoluyla ürer.

Saccharomyces uvarum, kromozom sayılarının karışık olmasından dolayı S. cerevisiae ve S. monacensis mayalarının bir melezi olduğu düşünülen bir maya türüdür. Biracılıkta alt fermantasyon mayası olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Saccharomycetaceae</span> Saccharomycet mantar familyası

Saccharomycetaceae, Saccharomycetales takımına ait, tomurcuklanarak çoğalan bir maya familyasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Candida albicans</span>

Candida albicans, eşeyli çoğalan, diploit, maya tipi bir mantar türü ve insanlarda oral ve vajinal fırsatçı enfeksiyonların etmenidir. Candida cinsine ait 200 tür olmasına karşın Candida enfeksiyonlarının %75'inin sorumlusu C. albicans'tır. Türkçe okunuşu kandida albikanstır.

<i>Chlamydia trachomatis</i> bakteri türü

Chlamydia trachomatis, Chlamydiaceae familyasında yer alan, gram-negatif, sadece konak hücre içerisinde çoğalabilen zorunlu parazit bir bakteri türüdür. İnsanlarda trahom, lenfogranüloma venereum, non-gonokokkal üretrit, servisit, pelvik inflamatuar hastalık gibi enfeksiyonlarına neden olur. C. trachomatis körlüğe en çok sebep olan enfeksiyon etkenidir ve cinsel yolla en fazla bulaşan bakteridir.

<span class="mw-page-title-main">Tahıl</span>

Tahıl ya da hububat genellikle buğdaygillerden hasat edilen ürünlere ve onların tohumlarına verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Tortilla</span>

Tortilla, Meksika, Orta Amerika, Karayipler, ABD ve Kanada'da mayasız ince ve yassı olup, mısır unu veya beyaz undan yapılan bir çeşit ekmektir. Benzer türde bir ekmek de Güney Afrika'da yapılan arepadır. Öte yandan arepa tortilladan daha kalındır. Bu ekmek türü, Avrupalıların Amerika'ya varmasından önceki döneme aittir. O dönemde İspanyollarca, geleneksel mayasız İspanyol kekleri ve omletlerine benzerliği nedeniyle "tortilla" adı verilmiştir. Aztekler ve Nahuatl dili konuşan diğer toplumlar, kendi tortillalarını "tlaxcalli" olarak adlandırılır. Bu tür, tortilla prototipi haline gelmiştir. Mısır unlu versiyonu orijinal Kuzey Amerika tortillasıdır ve çoğunlukça "otantik tortilla" kabul edilir. Beyaz undan yapılan tortillalar, Meksika'nın mısır yetiştirilmeye uygun olmayan bölgelerinde ortaya çıkmıştır. Türkiye'deki ismi ise yufka ekmektir. Biraz daha büyük yapılır. Genellikle Anadolunun köylerinde yapılan bir çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Maya (biyoloji)</span> gayriresmi mantar grubu

Mayalar ökaryot, tek hücreli, fungi (mantarlar) alemi içerisinde sınıflandırılan mikroorganizmalardır. Kökenleri 300 milyon yıl öncesine kadar uzanmaktadır ve bilinen en az 1500 türü bulunmaktadır. Tanımlanmış tüm mantar türlerinin tahminen %1'i mayalardır. Mayalar çok hücreli atalardan evrimleşmiş, tek hücreli organizmalardır, fakat bazı türleri, pseudohif olarak bilinen, birbirine zincirleme eklenen tomurcuklanmış hücre dizileri oluşturarak, çok hücreli organizma benzeri özellikler gösterme yeteneğine sahiptirler. Maya hücreleri, türe ve çevresel ortama göre, genellikle 3–4 µm (mikrometre) olsalar da, 40 µm'ye kadar varan farklı boyutlarda olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Saccharomyces boulardii</span> mantar türü

Saccharomyces boulardii ilk olarak 1923 yılında Fransız bilim adamı Henri Boulard tarafından liçi ve mangostan meyve kabuğundan izole edilen tropikal bir mayadır. İlk raporlar farklı taksonomik, metabolik ve genetik özellikler iddia etse de S. boulardii genetik olarak S. cerevisiae suşlarının bir gruplamasıdır, >%99 genomik akrabalığı paylaşır ve S. cerevisiae var. boulardii sinonimini verir.

<span class="mw-page-title-main">Agar plağı</span>

Agar plağı, kültür mikroorganizmalarının ya da Physcomitrella patens türü küçük yosun benzeri bitkilerin büyümesi için oluşturulmuş besiyeri Petri kabıdır.

<span class="mw-page-title-main">Antijenik sapma</span> Bir virüsün iki veya daha fazla farklı suşunun birleşerek yeni bir alt tür oluşturması süreci

Antijenik sapma, bir virüsün iki veya daha fazla farklı suşunun ya da iki veya daha fazla değişik virüsün suşlarının, bir araya gelerek orijinal virüslerden daha farklı bir antijenik özellik kazanan yeni virüslerin ortaya çıkması sürecidir. Bu terim genellikle grip virüsleri için kullanılsa da, koyunlardaki visna maedi virüsü gibi farklı virüslerde demeydana gelebilir. Antijenik sapma, reassortman ya da viral sapma vakalarında oluşan, genotipik ve fenotipik değişimle sonuçlanan bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">Newcastle hastalığı</span>

Newcastle hastalığı, etkeni Avian Paramiksovirüs - 1 (APMV-1) olan, kuş hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yedinci kolera salgını</span> 1961-1975 Kolera Pandemisi

1961–1975 kolera pandemisi (yedinci kolera pandemisi olarak da bilinir) yedinci büyük kolera salgını ve esas olarak 1961 ile 1975 yılları arasında meydana gelmiş ancak etkisi günümüze kadar devam etmiş salgındır. El Tor adlı türe dayanan bu salgın, 1961'de Endonezya'da başladı ve 1963'te Bangladeş'e daha sonra 1964'te Hindistan'a, ardından 1966'da Sovyetler Birliği'ne sıçradı. Temmuz 1970'te Odessa'da bir salgın oldu ve 1972'de Bakü'de salgın raporları ortaya çıkmış ancak Sovyetler Birliği bu bilgiyi saklamıştır. 1973 yılında Kuzey Afrika'dan İtalya'ya ulaştı. Japonya ve Güney Pasifik'te, 1970'lerin sonlarında birkaç salgın görüldü. 1971'de dünya çapında bildirilen vaka sayısı 155.000 idi. 1991 yılında 570.000'e ulaştı. Hastalığın yayılmasına modern ulaşım ve toplu göçler yardımcı oldu. Ancak ölüm oranları hükûmetler modern tedavi edici ve önleyici tedbirler almaya başladıkça belirgin bir şekilde düştü. %50 olan olağan ölüm oranı, 1980'lerde %10'a ve 1990'larda %3'ün altına düştü.

<span class="mw-page-title-main">Fermantasyon (şarap)</span>

Şarap yapımında fermantasyon süreci üzüm suyunu alkollü içeceğe dönüştürür. Fermentasyon sırasında, maya meyve suyunda bulunan şekeri etanol ve karbon dioksit'e dönüştürür. Şarapçılık'ta fermantasyonun başlangıcında şıradadaki oksijen seviyesinin yanı sıra fermantasyon sıcaklığı ve hızı da önemli hususlardır. Sıkışmış fermantasyon ve birkaç şarap hata gelişme riski de bu aşamada oluşabilir ki bu "birincil fermantasyon" için 5 ila 14 gün arasında ve potansiyel olarak ikincil fermantasyon için 5 ila 10 gün daha sürebilir. Fermantasyon, Riesling gibi birçok beyaz şarapta yaygın olan paslanmaz çelik tanklarda, açık ahşap fıçıda, şarap fıçısında ve birçok köpüklü şarap'ın üretiminde olduğu gibi şarap şişesinin içinde de yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Şarap yapımında maya</span>

Şarap yapımında mayanın rolü, şarabı meyve suyundan ayıran en önemli unsurdur. Oksijenin yokluğunda maya, fermantasyon işlemi yoluyla meyvenin şekerlerini alkol ve karbondioksite dönüştürür. Üzümlerde ne kadar çok şeker varsa, maya kuruyana kadar fermantasyon yapmasına izin verilirse şarabın potansiyel alkol seviyesi o kadar yüksek olur. Bazen şarap üreticileri, bazı artık şekerler bırakmak için fermantasyonu erken durdururlar ve tatlı şaraplarda olduğu gibi şarapta tatlılık. Bu, fermantasyon sıcaklıklarını mayanın aktif olmadığı noktaya düşürerek, mayayı çıkarmak için şarabı steril filtreleyerek veya maya hücrelerini öldürmek için brendi veya nötr ispirtolarla takviye ederek elde edilebilir. Mayalar mevcut besin maddelerini tükettiğinde ve şarap henüz kuruluğa ulaşmadığında olduğu gibi, fermantasyon istenmeden durdurulursa, bu sıkışmış fermantasyon olarak kabul edilir.