İçeriğe atla

Toptepe Höyüğü

Arkeolojik Höyük
Adı:Toptepe Höyüğü
il:Tekirdağ
İlçe:Marmaraereğlisi
Köy:
Türü:Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:30.03.2000
Araştırma yöntemi Kazı

Toptepe Höyüğü, Trakya Bölgesi'nde Tekirdağ İl merkezinin doğusunda, Marmaraereğlisi'nin 4 km. batısında yer alan bir höyüktür. İlk yerleşim 70 metre genişlikteki denize doğru uzanan kayalık bir burun üzerinde kurulmuştur. Burnun iki yanındaki küçük koylar, bu balıkçı topluluğun kayık ya da sallarını çektikleri koylardı. Höyüğün hemen yanında küçük bir pınar vardır.[1]

Kazılar

Höyük ilk defa 1966 yılında Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü'nden David H. French tarafından tespit edilmiştir. Ancak höyük bir yazlık sitenin arazisinde yer aldığından 1988 ve 1989 yıllarında yapılaşama yüzünden ağır bir tahribata uğramıştır. Durumun fark edilmesi üzerine 1989 yılında, tahribattan kurtulabilen 60 metrekarelik bir alanda Tekirdağ Müzesi adına[2] İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığında kazılara başlanmıştır.[1]

Tabakalanma

Tahribat öncesi yüzey bulguları höyükte üç kültür evresi olduğunu göstermektedir. En üst tabaka Bizans ve Osmanlı Dönemleri, ikinci tabaka Helenistik - Arkaik Dönemler, üçüncü tabaka ise Erken Tunç Çağı tabakasıdır.[1] Ancak iş makineleri üst tabakaları tahrip ettiğinden kazılara Erken Tunç Çağı tabakalarının çok altından başlanabilmiştir. Bununla birlikte anakayaya kadar olan 3,80 metre kalınlıktaki kültür dolgusunda 14 tabaka saptanmıştır.[3]

Buluntular

Vinča kültürünün MÖ 5.500-4.500 arası yayılma alanı(Orta Neolitik Çağ)

Höyükteki kazılarda ele geçen en dikkate değer parça, 3. evrede bulunan kadın biçiminde büyük depolama kabıdır. Bu kabın biçim ve bezeme özellikleri Orta Tuna Bölgesi'nin Klasik Tisza Evresi'ne ait insan biçimli kaplara benzemektedir. Ancak "Orta Avrupa'daki tüm örneklerinden çok daha görkemli" olduğu belirtilmektedir.[4] Bu kültürün Trakya kıyılarına kadar yayılması ilginç bir bulgu olmuştur. Diğer yandan 2. evrede bulunan çanak çömlek, iç yüzeyi açkılanıp dış yüzeyi kaba halinde bırakılmış, tırnak ya da parmak baskı bezemeli kaplar gibi buluntularla Orta Balkanlar'ın Vinča B – C geçiş dönemi ve Karanovo III-IV arasına tarihlenmektedir.[1][5]

Tahribat durumu

Höyük, bir yazlık sitenin üç katlı gazino binasıyla ve kuzeye uzanan terası da aynı siteye ait yazlık konutlarla ağır bir tahribata uğratılmıştır. Höyükten geriye pek bir şey bırakılmadığı belirtilmektedir.[6] Höyükte bu tahribatlardan önce 10-12 metre kalınlıkta bir kültür tabakasının olduğu anlaşılmaktadır. Üst tabakalardaki Helenistik Dönem, Kumtepe Ib ve Troya I evresine ait kalıntılar tümüyle yok edilmiştir.[1]

Kazı başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Prehistorya öğrencilerinin her yaz höyükte arazi uygulama çalışması yaptıklarını, ancak 1988 yılında gidilmediğini, 1989 yılı nisan ayında gidildiğinde ise gazino binasının inşa edilmiş olduğunun görüldüğünü yazmaktadır. Ayrıca gazino dışında, 36 dönüme yayılan Helenistik dönem yerleşmesinin yerine yüz kadar yazlık ev yapılmış olduğunu, "aynı günlerde gazetelerde, buradaki tatil sitesinin reklamı olarak, höyüğün tahrip edilmiş durumdaki bir hava fotoğrafının yayınlandığını" belirtmektedir. Tahribatın neden olduğu bir başka kayıp da, daha önceden, o güne kadar Anadolu'da hiç bilinmedik bir kültüre ait çanak çömlek parçalarına rastlanmış olmasıdır ki bu kültüre ait çok az sayıda buluntu ele geçmiştir.[7]

Değerlendirme

Höyüğün 3. evresine ilişkin radyokarbon tarihlendirme MÖ 4.205 ± 40 ve 4.145 ± 40 gibidir. 4. evre ise MÖ 4.460 ± 180 tarihini vermektedir.[1][not 1]

Toptepe Höyüğü 3. evre buluntularının incelenmesinin, Baklanlar ve Orta Avrupa kültürleri ile Anadolu arasındaki ilişkiler yönünden çarpıcı bir tablo oluşturacağı belirtilmekte, bu konudaki görüşleri kökten değiştireceği kazı başkanınca ifade edilmektedir.[4] Nitekim kazı çalışmalarından daha sonra Toptepe Höyüğü'ndeki kabaca MÖ 4.300 yıllarındaki Orta Kalkolitik Çağ yerleşmesi, "Toptepe Kültürü" olarak tanımlanmıştır.[8]

Dış bağlantılar

Notlar

  1. ^ Kazı başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'ın verdiği tarihler GÖ 6.155 ± 40 ve 6.095 ± 40'tır. (12. Kazır sonuçları toplantısı, Sh.: 356)

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 5 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2012. 
  2. ^ 12. Kazı Sonuçları Toplantısı, (1990) Sh.: 351
  3. ^ 12. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 353
  4. ^ a b 12. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 357
  5. ^ "Aşağı Pınar". 24 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2012. 
  6. ^ "TAY – Tahribat Raporu – Marmara Bölgesi". 28 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2012. 
  7. ^ 12. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 351-352
  8. ^ Mehmet Özdoğan, Tarihöncesi Dönemde Trakya[] Sh.: 336

İlgili Araştırma Makaleleri

Hayaz Höyük, Adıyaman ilinin Samsat ilçesine bağlı Hayaz köyü yakınında bulunan arkeolojik bir yerleşmedir. Samsat ilçesinin 17 km. güneyinde bulunan köy ve höyük daha sonra Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmıştır. Göl oluşmadan önce Fırat ile onun bir kolu olan Kalburcu Çayı'nın birleştiği noktada bulunmakta idi.

Hoca Çeşme Höyüğü, Enez ilçe merkezinin yaklaşık 3 km güneydoğusunda yer alan bir arkeolojik yerleşimdir. Keşan – Enez karayolu üzerindeki höyük, adını yol kenarındaki Hoca Çeşme adılı çeşmeden almıştır. Yerleşim kabaca 300 metre uzunluğundaki kayalık bir sırtın üzerinde 80 X 70 metre boyutlarında ufak bir yerleşimdir. Kayalığın hemen altından bol akışlı bir tatlı su kaynağı vardır. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan yapılar koruma altına alınmamış olup diğer arazide halen tarım yapılmaktadır. Bölgede, bilinen en eski yerleşim olarak görülmektedir.

Değirmentepe Höyüğü, Malatya ilinin 24 km. kuzeydoğusunda Karakaya Barajı Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür.

Pirot Höyük ya da İkiz Höyük, Malatya ilinin yaklaşık 42 km. doğusunda yer alan bir höyüktür. Adını, hemen yakınında bulunan Kıyıcak köyünden almıştır.

Şemsiyetepe Höyüğü, Elazığ il merkezinin batısında, Bilaluşağı Köyü'nün hemen güneyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğün büyük bir bölümü günümüzde Karakaya Baraj Gölü kıyısında kalmıştır. Höyük, 70 x 90 metre ölçülerinde, 5-6 metre yükseklikte dairesel ve küçük bir tepedir. Esasen höyük orta boy bir yerleşme sayılırdı, fakat Fırat günümüze kadar yerleşmenin kuzey ve kuzeybatı kesimini yemiştir.

Üçtepe Höyük Diyarbakır il merkezinin 40 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Bismil ilçesine 10 km. mesafedeki eski adı Kerh ya da Kerh-i Dicle olan Üçtepe köyündedir. Göksu Çayı'nın batı kıyısında ovaya hakim durumdaki höyük 200 x 180 metre genişlik ve 44 metre yükseklikteki doğal bir tepedir.

Domuztepe Höyüğü, Osmaniye il merkezinin 35 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Günümüzde Aslantaş Barajı kıyısında yer alan höyüğü tarihöncesi yerleşim katları su altında kalmıştır.

Samsat Höyük, Adıyaman ili, Samsat ilçesi hemen kuzeydoğusunda, günümüzde Atatürk Baraj Gölü altında kalmış olan bir höyüktür. Baraj gölü suları altında kalmasından önce Fırat kıyısından 700 metre içeride olmasına karşın iskan edildiği dönemde hemen nehrin kıyısındaydı. Yüksek bir höyük sayılabilecek olan Samsat Höyük, ova seviyesinden 37-40 metre yükseklikte olup taban alanı 500 x 350 metre kadardır. En dik yamacı doğu yamacı, en düşük eğimli yamacı ise güneybatıya bakan yamacıdır. Adı, Klasik Çağ kaynaklarında Samosate, Samosatum, İslami Dönem kaynaklarında ise Semisat, Sumaisat olarak geçmektedir. Yer olarak, Fırat'ın oldukça geniş, dolayısıyla sığ olduğu bir kesimdedir. Yerleşim olarak ise höyük, teras ve alt şehirden oluşmaktadır. Samsat Höyük, taşıdığı öneme karşın yeterince kazı çalışmaları yapılamadan baraj gölü altında kalıp yok olmuş bir arkeolojik yerleşimdir.

İmamoğlu Höyüğü, Malatya il merkezinin 15 km. kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Höyük, Karakaya Baraj Gölü içinde bir ada haline gelmiş olup yamaçları tahrip olmuştur. Ada halindeyken de, 1987 yılında höyükte kazı çalışmaları yapılmıştır. Fırat'a dökülen Höyük Deresi ve Kırmısı Dere'nin birleşme noktasındadır. Büyük olasılıkla Fırat'ın oluşturduğu bir birikinti tepesidir. Yamaçları göl suları altından kalmadan önce 14 metre yükseklikte ve 150 x 140 metre boyutlarındaydı.

Akarçay Tepe Höyük ya da Akarçay Höyük, Şanlıurfa il merkezinin batısında, Birecik ilçesinin 15 km. güneyinde bulunan bir höyüktür. Yaklaşık 350 x 150 metre büyüklüğündeki höyük 6 metre yüksekliktedir. Çanak çömlek yayılımına göre yerleşmenin 2,9 hektarlık bir alana yayıldığı belirtilmektedir.

Çine Tepecik Höyük, Aydın İl merkezinin güneyinde, Çine İlçesinin 5 km. batısında, Karakollar Köyü'nün 3 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çine Çayı'nın 1 km. doğusunda bulunan höyük 120 x 40 metre boyutlarında olup 9 metre yüksekliktedir.

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.

Ilıpınar Höyüğü, Bursa İl merkezinin kuzeydoğusunda, Orhangazi İlçesi'nin yaklaşık 2 km. güneyinde, İznik Gölü'nün 2 km. batısında yer alan bir höyüktür. Yerleşim alanı 2,5 hektar olup tepenin çağı 250 metredir. Yüksekliği 3 metreden 10 metreye değişmektedir. Höyükte ilk yerleşmenin günümüzden 8 bin yıl önce gerçekleştiği ileri sürülmektedir. İlk yerleşimcilerin Orta Anadolu'dan 10-15 aile olarak gelip yerleştikleri düşünülmektedir. Höyüğün ilk yerleşmede dahi eksiksiz bir tarım ekonomisine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Şimdilik, bölgede tarıma başlanılan ilk yerleşim olarak görülmektedir.

Beşik - Yassıtepe Höyüğü, Çanakkale İl merkezinin güneydoğusunda, Yeniköy'ün yaklaşık olarak 2 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Troya'dan 7 km. mesafededir. Bu konumuyla doğal olarak Troya'nın uydu yerleşimlerinden biri olarak görülmektedir. Beşige Koyu kuzeyinde küçük bir burun üzerindedir.

İmikuşağı Höyüğü, Elazığ İli, Baskil İlçesi, İmikuşağı Köyü'nün kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Fırat'ın doğu kıyısındadır. Tohma Çayı'nın Fırat'a döküldüğü bölgenin karşısındadır. Nehir yatağından 38 metre yüksekteki höyük 200 x 150 metre boyutlarındadır. Ovadan yüksekliği ise 20 metredir.

Kanlıgeçit Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 500 metre güneyinde, Haydar Dere'nin iki yanında yer alan bir höyüktür. Aşağı Pınar Höyüğü'nün 300 metre kadar batısındadır. Demiryolu ve Haydar Dere tarafından üçe bölünen höyüğün bu parçaları Kanlıgeçit Kuzey, Kanlıgeçit Doğu ve Kanlıgeçit Güney olarak adlandırılmıştır. Kanlıgeçit Kuzey nekropol alanı olup yayvan bir tepe görünümümdedir.

Yassıhöyük, Denizli İl merkezinin güneydoğusunda, Acıpayam İlçe'sinin 8 km. kuzeyinde, günümüzde belde olan Yassıhöyük Köyü'nün hemen kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğü oluşturan iki tepeden büyük olanı 350 x 200 metre boyutlarında, 14 metre yükseklikte, diğer ise 190 x 150 metre boyutlarında ve 5 metre yüksekliktedir. Kültür toprağı ova tabanından en az 4 metre daha derine uzanmaktadır. Denizli İli, Acıpayam ilçesinin Yassıhöyük Köyü yakınlarındaki aynı adla bilinen höyük, arkeoloji yazınında Yassıhöyük 1 olarak geçmektedir.

Menekşe Çatağı Höyüğü, Tekirdağ İl merkezinin 12 km. doğusunda, Menekşe Deresi'nin her iki yanındaki Doğu ve Batı höyükleri olarak tanımlanan iki tepeden oluşan bir höyüktür. Burası Marmara Denizi kıyısındaki kayalık bir terastır. Batı höyük 100 x 30 metre boyutlarında olup 3 metre yükseklikte, Doğu höyük ise iki yükseltiden oluşmaktadır.

Mezraa Höyük, Şanlıurfa ili'nin güneybatısında, Birecik İlçesi'nin kuş uçuşu 7 km güneyinde, Mezraa Belde'sinin 1,5 km güneydoğusunda, Fırat'ın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 180 x 140 metre boyutlarında olup ova seviyesinden 13 metre yüksekliktedir.

Maydos Kilisetepe Höyüğü, Çanakkale İli sınırları içinde, Gelibolu Yarımadası'nın Çanakkale Boğazı'na bakan tarafında, Eceabat İlçesi içinde yer alan bir höyüktür. Maydos Kale olarak da bilinmektedir. Tepe üzerinde Çanakkale Savaşı sırasında tahrip olan bir Orta Çağ kalesinin kalıntıları vardır. Tepe, 200 x 180 metre boyutlarında ve 33 metre yüksekliktedir. Günümüzde denizden yaklaşık olarak 200 metre ilçeride bulunmaktadır.