
Trakya, Güneydoğu Avrupa'da yer alan güney Bulgaristan, kuzeydoğu Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki topraklarını içeren bir bölgedir. Türkiye sınırları içindeki yüzölçümü 23.764 km2 olan bu bölgenin Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege Denizi ile sınırı vardır.

Etiyopya veya Etyopya, resmî adıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti Afrika Boynuzu'nda yer alan büyük bir Doğu Afrika ülkesi. Ülkenin başkenti yerel dilde "yeni çiçek" anlamına gelen Addis Ababa'dır. Sudan, Güney Sudan, Eritre, Cibuti, Somali ve Kenya, Etiyopya'nın komşularıdır. Afrika kıtasının en kalabalık ikinci ülkesidir.

Miken, Yunanistan'daki bir arkeolojik sit alanıdır. Atina'nın 90 km güneybatısında, Mora Yarımadası'nın kuzeydoğusunda, Argos'un 11 km güneyinde, Korint'in ise 48 km kuzeyinde bulunur. Sarayın bulunduğu tepeden Argolis ve onun ötesinde Saron Körfezi görülebilir.

Doğu Afrika, Afrika kıtasının doğusunda, Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali, Tanzanya ve Uganda'yı içine alan bölge. Mozambik genellikle Güney Afrika içinde, Ruanda ve Burundi ise Orta Afrika içinde sınıflandırılır.

2024 yılı sonu itibarıyla, 195 "Taraf Devlet"te 1.223 Dünya Mirası Alanı bulunmaktadır. 1,223 Dünya Mirası Alanının 952'si kültürel, 231'i doğal, 40'ı karma özelliktedir. Bu Dünya Mirası Alanlarının 49'u sınıraşırı alan olup, birden fazla ülke tarafından paylaşılmaktadır. Sınıraşırı alanları paylaşan toplam 72 ülke bulunmaktadır. Ülkeler Dünya Miras Komitesi tarafından Afrika, Arap Devletleri, Asya ve Pasifik, Avrupa ve Kuzey Amerika ve Latin Amerika ve Karayipler olmak üzere beş coğrafi bölgeye ayrılmıştır.

Jimisar İlçesi, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'de kuzeydoğusunda, Sanci Hui Özerk İli'inde bir ilçedir.

Arkeolojik sit, geçmişten bugüne izler taşıyan ve arkeolojinin ilgi alanına giren yer ya da yerlerin genel adı. Arkeolojik sit alanları, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre "İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygarlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanları" olarak tanımlanır. Bunun yanında; 'sitin' tanımı, çalışmaya konu olan döneme ve arkeologun kuramsal yaklaşımına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir.

Troya Tarihî Millî Parkı, Türkiye'nin Çanakkale kentinde bulunan bir millî park.

Zübare, Katar'ın Medinet eş Şemal belediyesinde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Zubare, 18. yüzyılın ortalarında Kuveyt'ten gelen tüccarlar tarafından kurulmuştur. 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildi.

Devline veya Delvinye, Arnavutluk'un Avlonya ilinde bulunan bir şehir ve belediyedir. Şehir ülkenin güneyinde Ayasaranda'nın 16 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Yüzölçümü 182.90 km² olan belediyenin nüfusu 2011 yılı itibarı ile 7,598'dir.

Chavín de Huántar, en geç M.Ö. 1200 yılında kurulmuş, M.Ö. 400-500 yılları arasında, İnka öncesi kültüre sahip Chavín topluluğu tarafından işgal edilmiş bir antik kent ve arkeolojik sit alanıdır. Sit alanı, Peru'nun Ancash Bölgesi'nde, Lima şehrinin 250 kilometre kuzeyinde, denizden 3,180 metre yükseklikte, Conchucos Vadisi'nin girişindeki Cordillera Blanca sıradağlarının doğusunda yer almaktadır. Chavín de Huantar UNESCO tarafından 1985 yılında Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Chavín de Huantar antik kentine ait olan kalıntıların bir kısmı, Lima'daki Museo de la Naciónda, bir kısmı da Chavín'deki Museo Nacional de Chavínde sergilenmektedir.

Ellora, dünyanın en büyük kaya-oyma-manastır-tapınak mağaraları komplekslerinden biridir ve Hindistan'ın Maharashtra kentinde yer alan bir UNESCO Dünya Mirası'dır. Sit alanı M.S. 600-1000 dönemine ait Budizm, Hinduizm ve Jainizm anıtlarını ve kaya resimlerini barındırmaktadır. Ellora'daki 16 numaralı mağara, dünyadaki en büyük monolitik kaya kazısı özelliğini göstermektedir. Buradaki Kailaşa Tapınağı, Şiva'ya adanmış araba biçimli bir anıt özelliğindedir. Kailasha Tapınağı kazısında iki büyük Hint destanı olan Vaishnavizm, Shaktizm destanlarını özetleyen tanrı, tanrıçalar ve mitolojik çizimleri de barındırmaktadır.

Monte Albán, güney Meksika eyaleti olan Oaxaca'daki Santa Cruz Xoxocotlán Belediyesi'nde yer alan eski bir Kolomb öncesi arkeolojik sit alanıdır. Site, Oaxaca Vadisi'nin orta kesimindeki ovanın üzerinde yükselen dağlık bir alanda, kuzeyde Etla, doğuda Tlacolula ve güneyde Zimatlán ve Ocotlán şehirlerinin buluştuğu noktada yer alır. Bugünkü Oaxaca Eyaleti'nin başkenti, Monte Alba'nın yaklaşık 9 km doğusunda yer almaktadır.

El Tajín, Güney Meksika yer alan bir Kolomb öncesi arkeolojik sit alanıdır ve Mezoamerika Klasik Çağının en büyük ve en önemli şehirlerinden biridir. Klasik Veracruz kültürünün bir parçası olan El Tajín, 600 — 1200 tarihleri arasında gelişti ve bu süre zarfında bölgede çok sayıda tapınak, saray, oyun alanları ve piramit yapıldı. Şehrin düştüğü andan itibaren, 1230'dan 1785'e kadar, bir müfettiş Nişler Piramidi'nden bahsedinceye dek hiçbir Avrupalı kentin varlığından haberdar değildi.

Bhimbetka kaya barınakları, Hint Yarımadası'nda insan yaşamının en eski izlerini sergileyen Paleolitik Çağ'a ait bir Arkeolojik sit alanıdır ve Hint Taş Devri'nin başlangıcına tarihlenmektedir. Hindistan'ın Madhya Pradesh Eyaletinin Raisen Bölgesi'nde, Abdullaganj kasabası yakınlarında ve Ratapani Vahşi Yaşam Barınağı içinde yer almaktadır. Barınaklardan en azından bazıları, 100.000 yıl önce Homo erectus tarafından yerleşim gördü. Bhimbetka kaya barınakları arasında bulunan Taş Devri kaya resimlerinin bazıları 30.000 yaşındadır. Mağaralar aynı zamanda erken dans kanıtları da sunmaktadır. 2003 yılında Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.

Fell Mağarası, güney Patagonya'da yer alan bir doğal mağara ve arkeolojik bir bölgedir. Fell Mağarası, önemli bir arkeolojik alan olan Pali Aike Krateri'ne yakın bir konumdadır. Yakınlardaki Pali Aike Siti ile birlikte Dünya Mirası'na aday olarak gösterilmiştir.

Matara, Eritre'de bulunan bir arkeolojik sit. D'mt ve Aksum Krallığı döneminde önemli bir şehir olduğu tahmin edilen Matara, Senafe'nin birkaç kilometre güneyinde bulunur. Bölgeden ele geçen eserler Etiyopya'da bulunmaktadır. Eritre, Etiyopya'dan bu eserlerin geri iade edilmesini istese de, bu istek henüz olumlu olarak yanıtlanmamıştır.

Cebel Mağarası, Türkmenistan'da, Sovyet döneminde Nebit Dag (Balkanabat) olarak bilinen Hazar Denizi'nin Krasnovodsk Körfezi'ndeki Balkan Bölgesi Türkmenbaşı yakınlarında bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Mezolitik, Neolitik ve erken Tunç Çağı eserlerini içermektedir.
Liphofung Sit Alanı, Lesotho tarihinde önemli bir yer tutan bir mağara alanıdır. Lesotho Highlands Development Authority (LHDA) koruma alanlarının en küçüğüdür, yaklaşık 4,5 hektardır, ancak yoğun bir şekilde geliştirilmiştir. Mağara, Lesotho ovalarının tipik bir özelliği olan Clarens kumtaşı üzerinde yer alan büyük bir çıkıntıdır. Başlangıçta San halkı ve diğer Neolitik insanlar tarafından kullanılan kayalık alanlar, önemli kaya sanatı içerir ve zeminin altında Taş Devri araçlarının zengin bir arkeolojik birikintisi bulunur. Daha sonra, Kral Büyük Moshoeshoe, krallığın o bölümünü ziyaret ederken mağarayı bir dinlenme yeri olarak kullandı.

Dholavira, Batı Hindistan'daki Gucerat eyaletinde, Kutch Bölgesi'ndeki Bhachau Taluka'daki Khadirbet'te, adını 1 kilometre (0,62 mi) güneyindeki modern bir köyden alan bir arkeolojik sit alanıdır. Bu köy Radhanpur'dan 165 km (103 mi) uzaklıkta yer almaktadır. Yerel olarak Kotada timba olarak da bilinen sit alanı, antik bir İndus Vadisi Uygarlığı/Harappan şehrinin kalıntılarını içerir. Dholavira'nın bulunduğu yer Yengeç Dönencesi üzerinde yer almaktadır. Hindistan'daki İndus Vadisi Uygarlığına ait en büyük beş Harappan bölgesinden ve en önemli arkeolojik sitlerinden biridir. Aynı zamanda zamanının en görkemli şehirlerinden biri olarak kabul edilir. Kutch Great Rann'daki Kutch Çölü Vahşi Yaşamı Koruma Alanı'ndaki Khadir bet adasında yer almaktadır. 47 hektar büyüklüğündeki dörtgen şehir, kuzeyde Mansar ve güneyde Manhar olmak üzere iki mevsimlik akarsu arasında uzanıyordu. Alanın MÖ 2650'den beri yerleşim gördüğü, MÖ 2100'den sonra yavaş yavaş terk edildiği ve kısa bir süre tamamen terk edildiği ve daha sonra MÖ 1450'ye kadar yeniden yerleşim gördüğü düşünülüyordu, bununla birlikte, son araştırmalar MÖ 3500 civarında yerleşimin başladığını ve bu yerleşimin MÖ 1800'lere kadar devam ettiğini göstermektedir.