İçeriğe atla

Tilmen Höyük

Arkeolojik Höyük
Adı:
il:Gaziantep
İlçe:İslahiye
Köy:Bostanağa
Türü:Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:Tescilli[1]
Tescil No ve derece:110 / 1;3
Tescil tarihi:29.08.1988
Araştırma yöntemi:Kazı
Tilmen Höyük (2012)

Tilmen Höyük, Gaziantep ilinin İslahiye ilçesinin 10 km. doğusunda yer alan bir höyüktür. Karasu Irmağı kollarıyla çevrili bir arazide 225 metre çapında 21 metre yüksekliktedir.[2] Sakçagözü Ovası'nın batı kenarında bulunmakta olup bu ovada ellinin üzerinde höyük yer almakta olup en büyüklerinden biridir.[3]

Büyük bir bölümü kazılarla ortaya çıkarılan yerleşmede yenileme çalışmaları günümüzde devam etmektedir. "Tilmen Höyük Onarım ve Çevre Düzenlemesi Projesi", Prof. Dr. Refik Duru yönetiminde Gaziantep Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'nce yürütülmektedir.[3]

Kazılar

Kazılara 1959 yılında Prof. Dr. Uluğ Bahadır Alkım başkanlığında başlanmış ve 1964 yılına kadar devam edilmiştir. Aynı yıl yakınlardaki Gedikli Karahöyük'teki kazılara geçilmiş, bu kazıların tamamlanmasından sonra 1969 yılında Tilmen Höyük kazılarına yeniden başlanmıştır.[2] Bu kazılara 1972 yılında son verilmiştir. Ancak Roma "La Sapienza" ve Bolonya Üniversitesi'nden N. Marchetti ve İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Refik Duru katılımıyla kazılar 2005 yılında ikinci dönem kazıları başlatılmıştır.[4]

Tabakalanma

Tilmen Höyük'te saptanan tabakalanma yeniden eskiye şu şekildedir. İslam Dönemleri, Roma - Bizans Dönemi, Demir Çağı (MÖ 1. binyıl), Orta Tunç Çağı (MÖ 2.000 – 1.500), Erken Tunç Çağı (MÖ 3. binyıl), Geç Kalkolitik Çağ (MÖ 3.400 – 3.000).[5] Roma, Bizans ve İslami dönemler seramik ve diğer bazı buluntularla saptanmakta olup mimari bir bulgu vermemektedir.[6]

Tabakalanmadan da görüleceği gibi yerleşmede dört uygarlık evresi görülmektedir, eskiden yeniye, Geç Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı, Orta ve Geç Tunç Çağı ve Demir Çağı.[7]

Buluntular

MÖ 2. binyıl sonu, 1. binyıl başlarına tarihlenen, iri taşlardan harçsız olarak yapılmış iç ve dış surların doğu tarafındaki anıtsal kapının hemen yanında iki bazalt kapı aslanı bulunmuştur.[2] Doğal olarak kentin asıl giriş kapısının bu doğudaki kapı olduğu düşünülmektedir. Biri kuzeybatıda, diğeri ise güneybatıda daha küçük boyutlu iki kapı daha vardır.[3] Surlar, yer yer dörtgen planlı kulelerle desteklenmiştir.[3]

Diğer yandan gün ışığına çıkarılan anıtsal yapılardan biri de, Amik Ovası'ndaki Alalah Höyüğü 7. yapı katındaki saraya büyük benzerlik göstermektedir. Alalah'ın bir süre, esasen Halep merkezli bir Amori krallığı olan Samhad Krallığı'nın başkentliğini yaptığı bilinmektedir. Mari'de (günümüzde Tel el-Hariri) bulunan bir kil tablette Yamhad Krallığı'nın 20 krallıktan oluşan bir birlik olduğundan söz edilmektedir. Bu bilgilerden hareket edilerek Tilmen Höyük'te kazılan sarayın Erken Tunç Çağı, MÖ 2. binyıla tarihlendiği ve Tilmen'in Samhad'ın 20 krallığından biri olduğu düşünülmektedir.[3]

Yerleşmenin kuzeydoğusunda 17 basamak ve rampayla çıkılan 8 metre yükseklikte dairesel planlı kuleler ortaya çıkarılmıştır.[3]

Yapıların hepsi, civarda bolca bulunan bazalttan yapılmış olup kerpiç sadece duvarların üst kısmında kullanılmıştır. Bu haliyle höyük, neredeyse yarı yarıya taştan oluşmuş görünümündedir.[7]

Orta Tunç Çağı'nda kent, iç ve çevresini saran dış kent olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Dış kent ve iç kent, iç içe iki sur hattıyla korunmaktadır. Dış surda doğu, batı ve kuzey kesimlerinde üç, iç surda ise doğu kesiminde bir anıtsal kapı mevcuttur. Bu dönemde iki evreli bir saray kompleksi bulunmuştur. İlk evre saray yapıları, taş döşeli bir alan etrafında dört bağımsız birimden oluşur. Bunların ikisi ikişer katlıdır. Bir sonraki evre saray yapıları ise, çok büyük taşlardan üç bağımsız birim olarak yapılmıştır.[8]

Değerlendirme

Tilmen Höyük'ün Kuzey Mezopotamya ile Anadolu arasında kültürel teması sağlayan bir bağlantı olduğu, ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır.[3]

Höyükte yerleşimin MÖ 4. binyılda başladığı, MÖ 3. binyıl sonlarında büyük bir kent halini aldığı bildirilmektedir. Kentin en parlak dönemi ise MÖ 18. – 15. yüzyıllar arasında yaşanmış olmalıdır.[3]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ TAY – Yerleşme Ayrıntıları
  2. ^ a b c TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları
  3. ^ a b c d e f g h "Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü". 8 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2012. 
  4. ^ Fatma N. Sayıt, 1959-1972 Dönemi Tilmen Höyük Kazılarında Bulunmuş Olan İlk Tunç Çağı Çanak Çömleği Yüksek lisans tezi (2006), Sh.: V
  5. ^ Fatma N. Sayıt, Sh.: 5
  6. ^ T.T.K.[]
  7. ^ a b Refik Duru, İslahiye Bölgesinde MÖ 2 binyılına Ait Önemli Bir Kent: Tilmen Höyük 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 38
  8. ^ Fatma N. Sayıt, Sh.: 6-7

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Acemhöyük</span>

Acemhöyük, Aksaray il merkezinin 18 km. kuzeybatısındaki Yeşilova kasabasında yer alan bir höyüktür. Yayvan bir tepe görünümündeki höyüğün, çanak çömlek yayılımına göre 800x700 metre boyutlarında olduğu belirtilmektedir. Höyüğün MÖ 3.000 başlarından itibaren iskan edildiği, en parlak döneminin Asur Ticaret Kolonileri Çağı olduğu belirtilmektedir. Bu dönemde yerleşim höyüğün dışına, "aşağı kent"e yayılmış, ancak dönemin sonunda hem höyük, hem de aşağı kent terk edilmiştir. Daha sonra Erken Helenistik Dönem ve Roma Döneminde yeniden iskan edilmiş, bu dönemlerin sonunda da terk edilmiştir.

Zeytinlibahçe Höyük, Şanlıurfa ilinin batısında, Birecik ilçesinin 3 km. güneyinde Mezra Köyü yakınlarında bir höyüktür. Höyük, 31 metre yükseklikte, 190 x 140 metre boyutlarında olup 26 dönümlük yerleşim alanı varıdır. Bir bölümü tarım amaçlı kullanılmaktadır.

Gedikli, Karahöyük, Gaziantep il merkezinin kuzeybatısında, Nurdağı ilçesinin 7–8 km. batısında Gedikli Köyü yakınlarında yer alan bir höyüktür. Yerel adı Karahöyük olan höyüğük, Anadolu'da aynı adla bilinen diğer höyüklerle karıştırılmaması için tüm yayınlarda Gedikli Karahöyük olarak belirtilmektedir.

Domuztepe Höyüğü, Osmaniye il merkezinin 35 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Günümüzde Aslantaş Barajı kıyısında yer alan höyüğü tarihöncesi yerleşim katları su altında kalmıştır.

Salat Tepe Höyüğü, Diyarbakır il merkezine 35 km. ve Bismil ilçesine 14 km. mesafede yer alan bir höyüktür. Dicle'ye katılan Salat Deresi'nin doğuya kıvrım yaptığı kesimdedir. Salat Deresi vadisinden 30 metre yükseklikte olan höyük 115 x 100 metre boyutlarındadır. Tepenin üstünde 45 x 30 metrelik düz bir alan bulunmaktadır. Diyarbakır Arkeoloji Müzesi tarafından Yukarı Salat Höyük adıyla tescil edilmiştir.

Zincirli Höyük Gaziantep il merkezinin batısında, İslahiye ilçesinin 10 km. kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Amanos Dağları'ndan doğu - batı yönünde geçit veren Beyhan Geçidi'ndeki ovada, küçük bir bataklığın batı kenarındadır. Geç Hitit Dönemi buluntuları ile tanınmıştır. Antik adı Aramice'de Sam'al olup Geç Hitit Dönemi'nin en önde gelen metropollerinden biri ve bir kraliyet merkezi olarak bilinmektedir. Günümüzden 3 bin yıl önce 40 hektarlık bir alana yayılmış bir kentti. Zincirli Höyük kazılarında ele geçen Asur Kralı Esarhaddon'a ait bir kitabe, kentin Sam'al olduğunu doğrulamaktadır. Hitit İmparatorluğu'nun MÖ 1.200'lerden sonra çöküşü ardından Güneydoğu Anadolu Bölgesi - Kuzey Suriye genel yayılımında, tarihçilerin Geç Hitit Devletleri, Kuzey Suriye Krallıkları ya da Suriye - Hitit Devletleri olarak adlandırdıkları devletler kurulmuştu. Bu devletlerin başkentlerinde, kentin merkezini oluşturan yönetsel ve dinsel yapılar bir yükseltide kurulmuş, ayrıca tahkim edilmiş bir kale içinde yer alınmıştır. Kentler, çift sur ile çevrilidir. Zincirli kenti de bu başkentlere bir örnek oluşturmaktadır.

Şaraga Höyük, Şanlıurfa ili Birecik ilçesi yakınlarında ve Fırat'ın batı kıyısında yer alan bir höyüktür. Önemli bir tarihi merkez olan Karkamış'ın 10 km kuzeyindedir. Höyük, 200 x 150 metre boyutlarında ve 25 metre yüksekliktedir.

Dilkaya Höyüğü, Van il merkezinin 24 km. güneybatısında Edremit ilçesinin Dilkaya Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Hoşap Suyu'nun kuzey tarafında, Van Gölü kıyısındadır.

Kırışkal Höyüğü, Gaziantep il merkezinin kuzeybatısında, Kırışkal köyünün içinde bulunan, İslahiye ilçesinin 37 km. kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Sakçagözü Ovası'nda, Zincirli Höyük'ün 25 km. kuzeydoğusundadır. Höyük, yaklaşık olarak 250 x 200 metre boyutlarında ve 7 metre yüksekliktedir. Bu haliyle bölgenin orta çapta höyüklerinden biridir.

Çine Tepecik Höyük, Aydın İl merkezinin güneyinde, Çine İlçesinin 5 km. batısında, Karakollar Köyü'nün 3 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çine Çayı'nın 1 km. doğusunda bulunan höyük 120 x 40 metre boyutlarında olup 9 metre yüksekliktedir.

Küllüoba Höyüğü, Eskişehir İl merkezinin 35 km. güneydoğusunda, Seyitgazi İlçesi'nin 15 km. kuzeydoğusunda, Yenikent Köyü'nün 1.300 metre güneyindedir. Tepe, 300 x 150 metre ölçülerinde, 10 metre yükseklikte bir tepedir. Frigya dağlık bölgesinin kuzeyinde, yukarı Sakarya ovalarının batısında yer almaktadır. Ankara, Konya ve Afyon civarından gelen tüm doğal ulaşım hatları Küllüoba'nın bulunduğu bölgede birleşmektedir ve buradan batıya, Eskişehir, İznik, İnegöl ovalarına uzanır. Bu batıya giden yollar, Kuzey Ege, Güney Marmara, dolayısıyla Balkanlar'a devam eder.

İmikuşağı Höyüğü, Elazığ İli, Baskil İlçesi, İmikuşağı Köyü'nün kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Fırat'ın doğu kıyısındadır. Tohma Çayı'nın Fırat'a döküldüğü bölgenin karşısındadır. Nehir yatağından 38 metre yüksekteki höyük 200 x 150 metre boyutlarındadır. Ovadan yüksekliği ise 20 metredir.

Karahöyük 1, Konya İl merkezinin yaklaşık 7 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Konya il sınırları içinde birden fazla Karahöyük adlı yerleşim olduğu için bu höyük Karahöyük 1 olarak geçmektedir. Biri büyükçe olan on bir tepecikten oluşur. Bu tepeler üzerindeki yerleşim 1.000 x 500 metre genişliğe ulaşmaktadır. Açmalardan birinde 29 metrede ana toprağa ulaşılması, kalın bir dolgu tabakası altında olduğunu göstermektedir.

Kazane Höyük, Şanlıurfa ili'nin yaklaşık 4 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Bölgede topraktaki organik kalıntılar üzerinde yapılan araştırmalara göre MÖ 3. binyılın ortalarında ovada kamış, saz ve ot türleri yönünden yoğun bir bitki örtüsü olduğu anlaşılmaktadır. İklim, daha yağışlı bir iklim olmalıdır. Çevredeki tepeler muhtemelen ormanlıktı.

Kanlıgeçit Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 500 metre güneyinde, Haydar Dere'nin iki yanında yer alan bir höyüktür. Aşağı Pınar Höyüğü'nün 300 metre kadar batısındadır. Demiryolu ve Haydar Dere tarafından üçe bölünen höyüğün bu parçaları Kanlıgeçit Kuzey, Kanlıgeçit Doğu ve Kanlıgeçit Güney olarak adlandırılmıştır. Kanlıgeçit Kuzey nekropol alanı olup yayvan bir tepe görünümümdedir.

Harran Höyüğü, Şanlıurfa İl merkezinin 44 km güneydoğusunda, Harran İlçesi'nin içinde yer alan bir höyüktür. Tepe, 50 x 30 metre boyutlarındadır. Harran Ovası'ndaki 250 höyükten biridir. Bu rakam, Prof. Dr. Veli Sevin ve Nurettin Yardımcı tarafından ovada yapılan araştırmalarda saptanmıştır. Höyük, Mezopotamya'dan Samsat – Malatya üzerinden İç Anadolu'ya ve Karkamış üzerinden Akdeniz Bölgesine giden ticaret yolu üzerinde bulunmaktadır. Diğer yandan MÖ 3. ve 2. binyıllarda önemli bir kült merkezi olan yerleşmenin her iki nedenle büyük ölçüde geliştiği ve bir kültür merkezi haline geldiği yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. Harran adının, Asur ülkesiyle Anadolu arasındaki ana ticaret yolu üzerinde bulunması nedeniyle Asur ve Sümer dilinde yolculuk anlamına gelen Harran-u sözcüğünden geldiği bilinmektedir. Eski Babil döneminde yerleşmenin adı Uru-ki-kaskal-al Harran olarak geçmektedir. Kent, MÖ 2. binyılda Yakındoğu'da Asur kentinden sonraki en büyük ikinci kenttir. Geç Asur Dönemi'nde kısa bir süre için başkent olmuştur. Harran ve çevresi MÖ 9. yüzyıl ortalarında bir Asur eyaleti olmuştur. Bir sonraki yüzyılın ortasından itibaren Harran bir eyalet merkezidir. MÖ 7. yüzyılda büyük bir Arami nüfusunun bölgede yerleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Med ve İskit saldırılarıyla Asur'un MÖ 612'de yıkılmasından sonra Asur topraklarından gelen Asurlu göçmeler Harran'da yeni bir başkent kurmuşlardır. Ancak aynı güçler MÖ 610 yılında yeni kurulan bu başkente saldırarak kenti yakıp yıkmıştır.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Yassıhöyük, Denizli İl merkezinin güneydoğusunda, Acıpayam İlçe'sinin 8 km. kuzeyinde, günümüzde belde olan Yassıhöyük Köyü'nün hemen kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğü oluşturan iki tepeden büyük olanı 350 x 200 metre boyutlarında, 14 metre yükseklikte, diğer ise 190 x 150 metre boyutlarında ve 5 metre yüksekliktedir. Kültür toprağı ova tabanından en az 4 metre daha derine uzanmaktadır. Denizli İli, Acıpayam ilçesinin Yassıhöyük Köyü yakınlarındaki aynı adla bilinen höyük, arkeoloji yazınında Yassıhöyük 1 olarak geçmektedir.

Tatarlı Höyük, Adana İl merkezinin yaklaşık 50 km. Ceyhan İlçesi'nin ise 24 km. doğusunda, Tatarlı Köyü içinde yer alan bir höyüktür. Tepe, üzerinde bulunduğu bazalt yükselti ile birlikte 35 metre yükseklikte olup 300 x 180 metre boyutlarındadır. Çanak çömlek buluntularına bakılarak höyüğün 100 metre çapında olduğu belirtilmektedir. Kazı çalışmalarının başlamasından önce höyük üzerinde bir düğün salonu bulunmakta idi. Daha sonra Adana Koruma Kurulu tarafından söz konusu düğün salonu hakkında yıkım kararı alınmıştır.

Sultantepe Höyüğü, Şanlıurfa ili'nin Harran İlçesi'nin Akçakale yolu 13 km kuzeybatısında, Kötüçay ile Kömürcü Dere arasında, Sultantepe Köyü'nün hemen yanında yer alan bir höyüktür. Tepenin tabanda çapı 550 metre olup Urfa Ovası'nın en büyük höyüğüdür. Yüksekliği 43 metredir. Adana İli Kozan İlçesi yakınlarındaki, günümüzde yeri tam olarak bilinmeyen Sultantepe Höyüğü ile karıştırılmamalıdır.