İçeriğe atla

Tilkitepe Höyüğü

Arkeolojik Höyük
Adı:Tilkitepe Höyüğü
il:Van
İlçe:Merkez
Köy:
Türü:Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:
Araştırma yöntemi Kazı

Tilkitepe Höyüğü ya da eski kaynaklarda Şamramaltı[1] Van il merkezinin 7 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Günümüzde Van Havaalanı sınırları içinde olup kısmen havaalanı olarak kullanılmaktadır. Höyük 55 metre çapında, 6-7 metre yüksekliğindedir.[2]

Kazılar

Tilkitepe Höyüğü Türkiye'de ilk kazı yapılan höyüklerden biridir. İlk dönem kazısı Alman W. Belck başkanlığında 1899 yılında yapılmış, çok sayıda iskelet bulunmuştur. Ancak çalışmalar ancak 30 yıl sonra yayımlanmıştır.[1] İkinci dönem kazısı Amerikalı Edward Bowen Reilly yönetiminde 1937 yılında yapılmış, sadece tabakalanma konusunda bilgi sağlanmıştır. Dr. Cahit Kınay başkanlığında 1939 yılında da üçüncü dönem kazılar yapılmıştır. Daha sonra Prof. Dr. Afif Erzen tarafından yüzey çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalarda çok sayıda Halaf çanak çömleği toplanmıştır.[2]

Tabakalanma

Üçüncü dönem kazılarında üç tabaka saptanmıştır. Bunlar yeniden eskiye;

Son iki tabaka Kalkolitik Çağ tabakalarıdır.[2]

Buluntular

Tilkitepe'de bulunan obsidyen aletler

20. Yüzyıl başlarındaki teknolojiyle net bir tabakalanma yapılamadığı gibi mimari kalıntılar da tam saptanamamıştır. En üstteki yapı katında yuvarlak yapılarda kerpiç kullanıldığı, taş temel olmadığı belirtilmektedir. En alttaki III. tabaka Halaf Dönemi'nin boyalı ve yalın mallarıyla temsil edilmektedir. Halaf Kültürü'nün Türkiye'deki en kuzey yayılma hattı olduğu ifade edilmektedir. Yerleşmenin II. katında ele geçen çanak çömlek ise Tilkitepe'ye özgüdür ve "Tilkitepe Malı" olarak tanımlanmıştır. Bu arada Transkafkasya Malı ya da Karaz Malı olarak tanımlanan siyah açkılı mal türü bulunmaktadır. Bu bulgulara dayanılarak bu tabakanın Geç Kalkolitik Çağ'dan Erken Tunç Çağı'na geçiş evresi olarak tarihlendirilmektedir.[2]

Süphan Dağı'nın yakınlığı dolayısıyla Tilkitepe sakinlerinin rahat ulaşabildiği obsidiyen, alet ve silah yapımında en çok kullanılan malzeme olmuştur.[2]

Doğu Anadolu Erken Tunç Çağı yerleşmelerine özgü kemik çekiçler Tilkitepe'de de ele geçmektedir.[2]

Çoğunluğu ikinci evreye ait gömütlerin büyük bölümü toprak mezarlardır. Birkaç istisna dışında tüm ölülerin "hocker" biçiminde gömüldüğü belirtilmektedir. Kafataslarından yapılan yaş belirlemesine göre ölülerin çoğunluğu 40 – 50 yaşlarındadır. Kalkolitik Çağ'a tarihlenen 12 iskeletin incelenmesi sonucunda kadınların mezosefal, erkeklerin dolikosefal biçimli kafatasları olduğu görülmektedir. Erkek ve kadın boy ortalamasının yaklaşık 1,58 metre olduğu saptanmıştır. Hesaplamalarda karşılaşılan en kısa boy 145,61 cm. en uzun boy da 164,85 olarak bulunmaktadır.[1]

Değerlendirme

Reilly kazılarının verdiği sonuçlara göre, Kuzey Mezopotamya Kalkolitik kültürü olan Halaf çanak çömleğine ve MÖ 3. binyıl sonlarına ait olan boyalı Kapadokya çanak çömleğine dayanılarak, Tilkitepe MÖ 4. binyıldan itibaren iskan gördüğü belirtilmektedir.[3]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c Şevket Aziz Kansu, Meliha Ünsal Tilkitepe (Şamramaltı, Van) Kazısında Çıkarılan İskeletlerin Antropolojisi[]
  2. ^ a b c d e f "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 5 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2012. 
  3. ^ Füruzan Kınal, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Tetkik Gezisi Raporu Ankara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 77

İlgili Araştırma Makaleleri

Pirot Höyük ya da İkiz Höyük, Malatya ilinin yaklaşık 42 km. doğusunda yer alan bir höyüktür. Adını, hemen yakınında bulunan Kıyıcak köyünden almıştır.

Türbe Höyük, Siirt il merkezinin 27 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Botan Çayı'nın Dicle'ye katıldığı bölgenin yaklaşık 6 km. kuzeyinde, Botan Vadisi'nde, dere kıyısındadır. Boyutları yaklaşık 100 x 40 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Halaf kültürü</span>

Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.

<span class="mw-page-title-main">Coba Höyük</span>

Coba Höyük, Gaziantep il merkezinin yaklaşık 45 km. batı kuzeybatısında, eski adı Keferdiz olan Sakçagözü bucağına 3 km. mesafede yer alan bir höyüktür. Orta boy bir höyük olan Coba Höyük, 140 x 90 metre boyutlarında ve 9 metre yüksekliğinde bir tepedir. Bazı arkeolojik metinlerde Sakçegözü ya da Sakçagözü olarak de geçen höyük bu adı, İslahiye Ovası'nın devamı olan Sakçagözü Ovası'ndan almıştır. Ova, Amanos Dağları ve Sof Dağı'ndan kaynaklanan ve güneyde Asi Nehri'ne dökülen küçük derelerin yer aldığı verimli bir ovadır.

Dilkaya Höyüğü, Van il merkezinin 24 km. güneybatısında Edremit ilçesinin Dilkaya Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Hoşap Suyu'nun kuzey tarafında, Van Gölü kıyısındadır.

Korucutepe Höyük, Elazığ İl merkezinin 30 km doğusunda yer alan bir höyüktür. Höyük, Keban Baraj Gölü altında kalmadan önce 190 metre çapında ve 16 metre yüksekliğinde bir tepeydi.

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.

Kurban Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce, Şanlıurfa İl merkezinin 60 km kuzey-kuzeybatısında, Bozova İlçesi'nin Cümcüme Köyü'nün 2 km batısında, Fırat Nehri kıyısında yer alan bir höyüktü. Höyük, nehrin güney kıyısındaki 1,5 km genişlikteki alçak bir teras üzerine kurulmuştu. İlk yerleşmenin üst teraslardan kesen vadilerden birinin alüvyal deltasında kurulmuştu. Oldukça alçak, semer biçimindeki iki tepeden oluşur. Güney taraftaki daha yüksek olup, 250 x 180 metre boyutlarında ve ovadan 10 metre yüksekliktedir. Kuzeydeki höyük ise 170 x 120 metre boyutlarında ve 4 metre yüksekliktedir. Toplam olarak 6 hektarlık bir alana yayılmış olan yerleşimin 3 hektarlık bölümü kazılmıştır.

Karahöyük 1, Konya İl merkezinin yaklaşık 7 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Konya il sınırları içinde birden fazla Karahöyük adlı yerleşim olduğu için bu höyük Karahöyük 1 olarak geçmektedir. Biri büyükçe olan on bir tepecikten oluşur. Bu tepeler üzerindeki yerleşim 1.000 x 500 metre genişliğe ulaşmaktadır. Açmalardan birinde 29 metrede ana toprağa ulaşılması, kalın bir dolgu tabakası altında olduğunu göstermektedir.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Yassıhöyük, Denizli İl merkezinin güneydoğusunda, Acıpayam İlçe'sinin 8 km. kuzeyinde, günümüzde belde olan Yassıhöyük Köyü'nün hemen kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğü oluşturan iki tepeden büyük olanı 350 x 200 metre boyutlarında, 14 metre yükseklikte, diğer ise 190 x 150 metre boyutlarında ve 5 metre yüksekliktedir. Kültür toprağı ova tabanından en az 4 metre daha derine uzanmaktadır. Denizli İli, Acıpayam ilçesinin Yassıhöyük Köyü yakınlarındaki aynı adla bilinen höyük, arkeoloji yazınında Yassıhöyük 1 olarak geçmektedir.

Pekmez Höyük, Aydın ili Karacasu İlçesi yakınlarındaki Afrodisyas antik kenti içinde yer alan bir höyüktür. Afrodisyas, Büyük Menderes Nehri'nin güney kollarından birinin oluşturduğu vadidedir. Pekmez Höyük, antik kent alanı içinde prehistorik dönemlerden itibaren iskan gören üç höyükten biridir. Diğer höyükler Akropolis ve Kuşkalesi adlarıyla bilinmektedir. Tepe, 125 metre çapında olup 13 metre yüksekliktedir.

Mezraa Höyük, Şanlıurfa ili'nin güneybatısında, Birecik İlçesi'nin kuş uçuşu 7 km güneyinde, Mezraa Belde'sinin 1,5 km güneydoğusunda, Fırat'ın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 180 x 140 metre boyutlarında olup ova seviyesinden 13 metre yüksekliktedir.

Helvacı Höyücek Höyüğü, İzmir il merkezinin kuzeybatısında, Menemen İlçesinin kuzey-kuzeybatısında, Helvacı Köyü'nün 4 km. batı-güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çevrede Höyücek ya da Üyücek adıyla bilinmekte olup, aynı addaki yerleşmelerden ayırabilmek için bu ad verilmiştir. Bununla birlikte bazı yayınlarda Höyücek, bazı yayınlarda da Helvacı olarak geçmektedir. Aşağı Gediz Ovası'nın batı kesiminde küçük bir tepe görünümündedir. Günümüzde denizden 18 km. içerdeki yerleşmenin iskan edildiği tarihlerde Gediz Nehri'ne daha yakın ve muhtemelen deniz kenarında olduğu düşünülmektedir. Kaçak kazılar ve yol yapımıyla kısmen tahrip olmuş durumdadır.

Aşağı Salat Höyüğü, Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nin 20 km. doğusunda, Yukarısalat Belde'sinin 3 km. güneyinde, günümüzde 10 – 15 haneli Aşağı Salat Mahallesi'nin altında yer alan bir höyüktür. Dicle Nehri kıyısındaki höyük Salat Çayı'nın Dicle'ye katıldığı yerin 2 km. doğusundadır. Tepe, yaklaşık olarak 150 x 100 metre boyutlarında, nehir seviyesinden 3 metre yükseklikteki bir teras üzerindedir. Kültür dolgusu 5 metre kadar olan höyüğün güney yamacı Dicle taşkınlarıyla tahrip olmuştur. Güneydoğu kesiminin ise su ile aşınmıştır. Aşağı Salat Höyüğü Kuzey Mezopotamya kültür alanı içinde kurulmuş küçük bir köy yerleşimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Salat Vadisi'nden gelen doğal yol, Dicle Nehrini Höyük'ün de yer aldığı Salat Mevkii'nde geçerek doğuya ve güneye yönelmektedir. Höyük'ün yaklaşık 50 metre güneybatısında bir mezarlık alanı yer almaktadır.

Sultantepe Höyüğü, Şanlıurfa ili'nin Harran İlçesi'nin Akçakale yolu 13 km kuzeybatısında, Kötüçay ile Kömürcü Dere arasında, Sultantepe Köyü'nün hemen yanında yer alan bir höyüktür. Tepenin tabanda çapı 550 metre olup Urfa Ovası'nın en büyük höyüğüdür. Yüksekliği 43 metredir. Adana İli Kozan İlçesi yakınlarındaki, günümüzde yeri tam olarak bilinmeyen Sultantepe Höyüğü ile karıştırılmamalıdır.

Gelinciktepe, Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda, Orduzu Beldesi'nin ve Arslantepe Höyüğü'nün 2 km. kuzeydoğusundaki kayalı üzerinde yer alan bir tepe üstü yerleşmedir. Kayalık yükseltinin özellikle güneybatı yamacındaki kaya oyukları yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Erozyonla ortaya çıkan büyük kaya blokları bu tür oyuklar ve kaya sığınakları yaratmıştır. Ayrıca savunma kolaylıkları da sağlamaktadır.

Kayapınar Höyüğü, Tokat il merkezinin yaklaşık 25 km. güneybatısında, Artova İlçesi'nin 17 km. kuzeyinde, Yenice Köyü'nün 5 km. batısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 70 x 45 metre boyutlarında küçük bir tepedir. Hemen yanında akan dereden 60 metre yüksekliktedir. Höyükten 70 metre ilerdeki pınarın üstündeki kayalıklarda Kurtini Mağarası bulunmaktadır. Mağara henüz araştırılmamış olmakla birlikte toprak dolu olduğu belirtilmektedir.

Tilkiburnu Höyüğü, Kırklareli il merkezinin yaklaşık olarak 18 km. güneyinde, Babaeski İlçesi'ne 17 km. mesafede, Nacak Köyü'nün 750 metre doğusunda yer alan bir höyüktür. Şeytanderesi'nin doğu yakasındadır. Çanak çömlek dağılımına göre yerleşmenin 180 x 130 metrelik bir alana yayılmış olduğu ileri sürülmektedir. Kültür toprağının kalınlığı bir metredir.

Çıldırın Hüyleri, Elazığ il merkezinin kuzeybatısında, Ağın İlçesi'nin yaklaşık olarak 6 km. batısında, Yenipayam Köyü'nün batısında, Arapkir Deresi'nin kenarındaki düzlükte yer alan çifte höyüktür. Höyükler Çıldırınbaşı Hüyleri, Çift Tepeler ya da İkiz Tepeler olarak da bilinir. Höyüklerin bulunduğu düzlüğün altında, Arapkir Deresi içinde Çıldırınini adı verilen bir mağara bulunmaktadır. İ. Kılıç Kökten, 1970 yılındaki araştırmalarında, mağara içinde kültür toprağı bulunmadığının yazmıştır. Dereye yakın ve diğerine göre güneyde yer alan höyük günümüzde Keban Baraj Gölü'nün suları altında kalmıştır.