İçeriğe atla

Thynias

Kontrol Edilmiş

Thynias (Eski YunancaΘυνιάς) birçok antik yazarın eserinde bahsettiği, Pontus Euxinus kıyısındaki bir burunda (günümüzde İğneada Burnu)[1] yer alan bir Antik Trak kentiydi.[2][3][4] Muhtemelen bir zamanlar Thyni toprağı olan Salmydessos'un kuzeyinde yer almaktaydı ancak Strabon bu bölgenin Apollonia halkına ait olduğundan bahsetmektedir.[5] Yaşlı Plinius'a göre kent burnun biraz güneyinde konumlanmaktaydı.[6]

Thynias günümüzde Türkiye sınırları içerisinde İğneada yakınlarında bulunmaktaydı.[7][8]

Kaynakça

  1. ^ Lund Üniversitesi. Digital Atlas of the Roman Empire. 
  2. ^ Strabo. Geographica. vii. p.319, xii. p. 541.  Sayfa numaraları Isaac Casaubon'un baskısına aittir.
  3. ^ Scymn. 727; Arrian, Periplus Ponti Euxini, p 24; Anon. Per. P. Eux. p. 15; Batlamyus. Coğrafya. 3.11.4. 
  4. ^ Bizanslı Stefanos. Ethnica. s.v. 
  5. ^ Strabo. Geographica. vii. p. 319.  Sayfa numaraları Isaac Casaubon'un baskısına aittir.
  6. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Pliny isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  7. ^ Richard Talbert, (Ed.) (2000). Barrington Atlas of the Greek and Roman World. Princeton University Press. s. 52 ve dizin notları eşlik ediyor. 
  8. ^ Lund Üniversitesi. Digital Atlas of the Roman Empire. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Karabiga, Biga</span> Biganın bir beldesi

Karabiga, Çanakkale ilinin Biga ilçesine bağlı yerleşim yeridir.

<span class="mw-page-title-main">Tibarenler</span>

Tibarenler Herodot, Ksenofon, Strabon ve diğer klasik antik dönem yazarlarının söz ettiği bir topluluktur. Tibarenlerin proto-Kartveli veya İskit kökenli olduğuna inanılmaktadır. Strabon, Tibarenlerin Moschici ve Colchici Dağları arasında kalan bölgede yaşadığını ve en önemli şehirlerinin Cotyura (Ordu) olduğunu yazmaktadır. Tibarenlerden tüm görevlerini neşe içinde yerine getiren zararsız ve mutlu insanlar olarak bahsedilmektedir. Savaş ekipmanları tahta miğferler, küçük kalkanlar ve uzun uçlu kısa mızraklardan oluşuyordu. Ksenofon ve ordusu onların ülkesinde üç gün geçirmiştir. Tibarenler, M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllarda Ahameniş İmparatorluğu tarafından yenilgiye uğratıldı ve XIX. Satraplığa dahil edildi.

Magarsa, Magarsus, Magarsos (Μάγαρσος), Megarsus ya da Megarsos (Μέγαρσος), antik Kilikya bölgesinin doğusunda, Ceyhan Nehri'nin ağzında yer almış bir antik kenttir. Büyük İskender, Issos Savaşı'ndan önce Soli'den Megarsus'a yürümüş ve orada Athena Megarsis'e ve şehrin efsanevi kurucusu Amphiaraos oğlu Amphilochus'a kurban adamıştır. Şehrin Mallus'un limanı olarak işlev gördüğü düşünülmektedir. Şehrin adı Helenistik Dönem'de Antiochia ad Pyramum olarak değiştirilmiştir.

Carussa ya da Karussa, ayrıca Carusa ya da Karusa (Καροῦσα) olarak da söylenir, Polichnion olarak da bilinir, Paflagonya'nın Karadeniz sahilinde ve Sinop'un 150 Stadyum güneyinde Yunan ticaret yeridir (Emporion). Pseudo-Scylax'ın periplusunda ve Gaius Plinius Secundus tarafından da Yunan şehri olarak zikredilmiştir. Antik Atina haraç listesinde yer almasından Attika-Delos Deniz Birliği'nın bir üyesi olduğu anlaşılmaktadır.

Pisidya'daki Sozopolis, Seleukos döneminde Apollonia (Ἀπολλωνία) ve Apollonias (Ἀπολλωνίας) olarak adlandırılan, eski Roma eyaleti Pisidya'da bir kasabaydı ve günümüzde Bulgaristan'da yer alan Haemimonto'daki Trakya Sozopolis'i ile karıştırılmamalıdır..

<span class="mw-page-title-main">Mesembria</span>

Mesembria antik Trakya'da önemli bir Yunan kentiydi. Euxine kıyısında ve Haemus Dağı'nın eteğinde bulunuyordu; sonuç olarak, Batlamyus tarafından yerleştirildiği Moesia'nın sınırları üzerindedir. Strabon, buranın Megaralı bir Dor kolonisi olduğunu ve kurucusu Menas'tan sonra orijinal olarak Menebria (Μενεβρία) olarak adlandırıldığını anlatır; Bizanslı Stephanos, orijinal adının kurucusu Melsas'tan gelen Melsembria (Μελσημβρία) olduğunu söyler; ve her iki yazar da -bria son ekinin Trakya dilinde kent anlamına geldiğini belirtmektedir. Euxine Denizi'nin Anonim Periplus'ına göre Mesembria, Darius'un İskit'e karşı seferi sırasında Kadıköylüler tarafından kuruldu; ancak Herodot'a göre, kısa bir süre sonra, İon İsyanı'nın bastırılmasından sonra, Bizans ve Kadıköy'den gelen kaçaklar tarafından kuruldu. Bununla birlikte, bu ifadeler, Trakya kasabasının başlangıçta Megaralılar tarafından kolonize edildiği ve daha sonra Bizans ve Halkedon'dan ek kolonistler aldığı varsayılarak uzlaştırılabilir. Mesembria, Euxine üzerinde Yunan Pentapolis'ini oluşturan kentlerden biriydi, diğer dördü Odessus, Tomi, Istriani ve Apolloniatae idi. Mesembria'dan tarihte nadiren bahsedilir, ancak Pomponius Mela, Yaşlı Pliny, ve Ptolemy tarafından kaydedildiği ve Peutinger Tablosunda göründüğü geç bir döneme kadar var olmaya devam etti. Dor kolonizasyonu MÖ 6. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve kanıtlar, o andan itibaren önemli bir ticaret merkezi ve Apollonia'nın (Sozopol) rakibi olduğunu gösteriyor. Geri kalanı tipik İyon kolonileri olduğundan, Karadeniz kıyısındaki tek Dor kolonisi olarak kaldı. MÖ 425/4'te kent, Atina önderliğinde Delos Birliği'ne katıldı.

Apollonia ) Sardis yolunda Pergamon'nun doğusunda bir tepe üzerinde yer alan eski bir Misya kasabasıydı. Görünüşüne göre Mysia ve Lidya sınırlarına yakındı.

Corycus veya Korikos, aynı adı taşıyan bir dağın yakınında, İyonya'nın bir kasabasıdır. Kıyıya yakın bir yerdedir ve Korykos'un Erithrai topraklarında olduğunu söyleyen Thukididis tarafından alıntılanmıştır. Thukididis, Korikos'un M.Ö. 412 yılında Peloponez Savaşı sırasında bulunduğu yer olduğunu yazar. Alkibiadis ve Chalcideus mahkûmlarını serbest bıraktılar ve Sakız Adası'nın Delosn Birliği'nden ayrılmasına neden olmak için komplo kurdular. Daha sonra Spartalı Astyochus da filonun komutasını almak için Milet'e gittiğinde Korikos'taydı. Bir zamanlar Corycaei adı verilen korsan bir halkın yaşadığı bu bölge, tüccarların gemilerinde neler olduğunu ve nereye gittiklerini öğrenmek için çeşitli limanlarda casuslar bulundurarak ticaretlerini sistematik bir şekilde yürütüyorlar ve denizde onlara saldırıp, soyuyorlardı. Strabon'un bahsettiği atasözü buradan gelir. Hekataios'un Asya'sından alıntı yapan ve Strabo'nun pasajından alıntı yapan Bizanslı Stefanos, şehrin Erythrae topraklarında olduğunu yineler. MÖ 191'de Korikos Muharebesi'nin yapıldığı yerdir.

Orthosia veya Orthasia Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim gören antik Karya kenti.

Harpagion Antik Troad veya Thukydides'in bahsettiği üzere Mysia bölgesinde bir kenttir. Kentin sahip olduğu topraklar Harpageia veya Harpagia (Ἁρπάγια) diye anılmaktaydı. Granicus nehrinin ağzının yakınında, Priapos ile Kyzikos arasında bulunmaktaydı. M.Ö. 448/7 ile M.Ö. 429/8 yılları arasındaki Atina haraç kayıtlarından Delos Birliği'ne dahil bir kent olduğu anlaşıkmaktadır. Thukydides, Kynossema Muharebesi'nden üç gün sonra Peloponez Savaşı sırasında Atinalıların Harpagion ve Priapus'ta Bizantion'dan gelen sekiz gemiyi ele geçirdiğini yazmaktadır.

Polymedium ya da Polymedion, Palamedium veya Polymedia, antik Aiolis bölgesinde bulunan, Lekton burnu ile Assos arasında ve ilkinden 40 stadyum mesafede bulunan küçük bir kasabaydı.

<span class="mw-page-title-main">Acharaka</span>

Acharaca Tralles'ten Menderes üzerindeki Nysa'ya giden yol üzerinde Nysa'ya 4 km mesafede bulunan; Pluton tapınağı veya bir Ploutonion ve Charonium adlı hastaların rahiplerin yönetimi altında iyileştirildiği bir mağarası olan bir yerleşimdir. Bir zamanlar Charax (Χάραξ) adını taşıdığına dair bazı vurgular vardır, ancak bu isim Tralleis'e de ait olabilir. Yerleşimin yeri günümüzde Sultanhisar yakınlarında Salavatlı kasabasının bulunduğu yerdir. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan eserler Aydın Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Phthira, antik Karya'da bulunan bir dağdı ve Yunan olmayan Phthires halkı tarafından iskan edilmişti. Bu dağ, açıkça Homeros'un İlyada'sında "ağaç taçlı" olarak adlandırdığı Phtheiron oros ile aynıdır. Hekataios'a göre bu dağ, Latmus Dağı ile aynıydı, ancak buranın Latmus Dağı'na paralel uzanan Grium Dağı ile aynı olduğunu düşünenler vardı.

Ilbıra veya İlbir Dağları, antik dönemde Grium veya Grion Dağı, Aydın ve Muğla illerine yayılan Latmos Dağı'na paralel olarak uzanan, Latmik Körfezi'nin batı tarafında bulunan ve Anadolu'nun antik Karia bölgesindeki Milet civarından Milas yakınlarındaki Euromos'a kadar uzanan bir dağ zinciridir. Bazıları bu yeri Homeros'un İlyada'sında bahsettiği Phthira yeriyle özdeşleştirdiler.

<span class="mw-page-title-main">Antik Magnesia</span>

Magnesia Antik Yunanistan'ın bir bölgesiydi ve sonunda antik Tesalya tarafından özümsendi. Başlangıçta Magnetler (Μάγνητες) tarafından iskan edilen Magnesia, batıda Ossa ve Pelion dağları ile doğuda deniz arasında uzanan uzun ve dar bir toprak parçasıydı. Kuzeyden Peneius Nehri'nin ağzından güneyde Pagasaean Körfezi'ne kadar uzanıyordu. Magnetler, Amfiktiyonik Birliği'nin üyesiydi ve Homeros zamanında bu bölgeye yerleşmişlerdi. İlyada 'da da bahsedilmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Pteria (Kapadokya)</span>

Pteria Kuzey Kapadokya'da bulunan bu antik kent Asurluların başkentiydi. Herodot'a göre M.Ö. 547 yılında Lidya kralı Kroisos tarafından ele geçirilip yıkılmıştır. Ayrıca Büyük Kiros ile Kroisos arasında kazananı belirsiz bir savaş olan Pteria Muharebesi'nin de geçtiği yerdi.

Achaiion, Achaeïum veya Achaeum antik Troad'un Tenedos Peraia'sında bir kasabaydı. Bu bölgede bulunan bazı bronz sikkelerin üzerinde bulunan AX (ACH) işaretinin Louis Robert tarafından Ach(aiion)'una atıfta bulunduğu belirtiliyor, ancak diğer nümizmatikler sikkeleri Achilleion'a atfediyor.

<span class="mw-page-title-main">Salmydessus</span>

Salmydessus veya Salmydessos, ayrıca Halmydessus veya Halmydissos (Ἁλμυδισσός), Boğaz girişinin yaklaşık 97 kilometre kuzeybatısında, Euxine üzerinde, antik Trakya'nın bir kıyı kasabasıydı. Haemus'un doğu kolları burada kıyıya çok yaklaşır ve onu Hebrus vadisinden ayırırlar. Salmydessus halkı böylece Trakya'nın daha az barbar kısımlarıyla iletişimden kesildi ve vahşi ve insanlık dışı karakterleriyle kötü bir üne kavuştular; bu da kıyıları son derece tehlikeli olan ülkelerinin karakteriyle iyi uyum sağlıyordu. Şehri yanlışlıkla Küçük Asya'ya yerleştiren Aiskhylos, Salmydessus'u "denizlerin engebeli çenesi, denizcilere düşman, gemilerin üvey annesi" olarak tanımlar; ve Xenophon, zamanında halkının çok sistematik bir şekilde enkaz kaldırma işini yürüttüğünü, kıyının boyunca dikilen direkler vasıtasıyla bölümlere ayrıldığını ve her bölümün tahsis edildiği kişilerin, üzerine atılan tüm gemileri ve kişileri yağmalama hakkına sahip olduğunu bildirir. Bu planın, daha önce ayrım gözetmeksizin yağmalama uygulamaları nedeniyle aralarında sık sık meydana gelen kan dökülmesini önlemek için benimsendiğini söyler. Strabon, Euxine kıyısının bu bölümünü "çöl, kayalık, limanlardan yoksun ve tamamen kuzey rüzgarlarına açık" olarak tanımlar; ve Xenophon, ona bitişik denizi "balık sürüleriyle dolu" olarak nitelendirir. İlk yazarlar Salmydessus'tan yalnızca bir bölge olarak bahsediyordu, ancak daha sonraki yazarlar, Apollodorus, Yaşlı Plinius ve Pomponius Mela, bundan bir kasaba olarak bahsediyor.

<span class="mw-page-title-main">Artace (Misya)</span>

Artace veya Artake, Kyzikos yakınlarındaki antik Misya'da bir kasabaydı. Bir Milet kolonisiydi. Bir liman kentiydi ve Kyzikos'un bulunduğu yarımadadaydı ve ondan yaklaşık 40 stadia uzaklıktaydı. Yunan mitolojisinde Artace, Argonotların Argo'nun taş çapasını daha büyüğüyle değiştirdikleri yer olarak anılır. Artace, I. Darius döneminde İyon Ayaklanması sırasında Prokonnesus ile birlikte yakıldı. Muhtemelen uzun bir süre yeniden inşa edilmedi çünkü Strabon 1. yüzyılda Misya kasabaları arasında bundan bahsetmez: ancak aynı isimli ormanlık bir dağdan ve yakınında aynı isimli bir adadan bahseder, Yaşlı Plinius'un Artacaeum dediği ada. Bizanslı Stephanus tarafından alıntılanan Timosthenes, ayrıca bir dağa ve karadan bir stadyum uzaklıktaki küçük bir adaya Artace veya Artake adını verir. Procopius zamanında, Artace yeniden inşa edilmişti ve Kyzikos'un bir banliyösüydü.

<span class="mw-page-title-main">Astyra (Biga)</span>

Astyra, Strabon'un bahsettiği antik Troad'un bir kasabasıydı. Strabon, Abydos'un üstünde olduğunu ve bir zamanlar bağımsız bir şehir olduğunu, ancak Strabon'un zamanında harap bir yer olduğunu ve Abydos sakinlerine ait olduğunu yazar. Bir zamanlar orada altın madenleri vardı, ancak Strabon'un zamanında neredeyse tükenmişlerdi.