
William James, psikolojide işlevselcilik hareketinin öngörücüsü, pragmatizmin öncüsü Amerikalı filozof ve psikologdur.
Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.
Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.

Vandallık veya akım olarak vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir.

Carl Gustav Jung, İsviçreli psikiyatr. Analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisidir.
Nefis ya da Nefs (نفس), Arapça kökenlidir, sözlükte ruh, bir şeyin kendi, akıl, insan bedeni, ceset, kan, azamet, arzu ve kötü istekler gibi manalara gelmektedir.

Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.
Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:
- Felsefi spiritüalizm: Antik çağdan beri pek çok filozof ruh denilen bir cevherin varlığını savunmakla birlikte, bunlardan bazıları ruhların kendilerine özgü orijinal cevherler olduklarını kabul etmemişlerdir.
- Deneysel spiritüalizm: Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19. yüzyıla dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun, Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Fransa gibi kimi Avrupa ülkelerinde Spiritizm adıyla da bilinir. Latin Amerika ülkelerinde ise kurucusuna ithafen, Kardesizm adını almıştır.
Vicdan ya da duyunç, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır. Günümüzde kimileri "kamusal vicdan" ifadesini kullanmaktaysa da, dinsel, mistik vb. alanlarda böyle bir kavram bulunmaz, vicdan kavramı bu alanlarda hep bireysel vicdan anlamında kullanılmıştır. Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir. Felsefede metafizik anlayış, bu yeteneğin doğuştan var olduğunu ileri sürer, seküler anlayış ise insanın içinde bulunduğu toplumsal koşullarla belirlenmiş görgü ve bilgisinin sonucunda oluştuğunu ileri sürer. Friedrich Nietzsche'ye göre vicdan, borçlanma ahlakına bağlı olarak gelişmiş, "söz verebilen bir hayvan yetiştirme" amacıyla icat edilmiş bir kavramdır.
İslâm'da Melek, Allah tarafından parlak bir kökenden yaratılan göksel varlıklar olduğuna inanılır. Her ne kadar ilmiye meleklerin kesin doğası konusunda hemfikir olmasalar da, onların ince bedenlere sahip özerk varlıklar oldukları konusunda hemfikirdirler.
Rehabilitasyon veya Rehab şu anlamlara gelebilir:
- Rehabilitasyon hastanesi - bir hastane türü
- Psikiyatrik rehabilitasyon ya da psikososyal rehabilitasyon, psikiyatrik hastalık teşhisi almış kişilerin toplumsal yaşama kazandırılmasını ele alan bir psikiyatri branşı
- Uyuşturucu rehabilitasyonu, alkol, eroin, kokain gibi psikoaktif maddelere bağımlılık için yapılan tıbbi veya psikolojik tedavi sürecini anlatmak için kullanılan terim
- İtfaiye rehabilitasyonu, bir itfaiyecinin ateş altına acil tıbbi müdahalesinin itfaiyeciler tarafından sağlanması
- Arazi rehabilitasyonu, bazı süreçler sonrası hasar alan arazinin restorasyon süreci
- Mesleki terapi, insanlara "güncel iş becerileri" veya "iş için gerekli beceriler"i kazandırmayı amaçlayan terapi
- Nörokognitif rehabilitasyon, kognitif (bilişsel) veya motrisite hastalıklar için kullanılan bir rehabilitasyon metodolojisi
- Fizyoterapi, optimum nöromüsküloskeletal fonksiyonu edinme veya geri kazanmayı amaçlayan tedavi
- Fizik tedavi ve rehabilitasyon, fiziksel engelli kişilerin, mevcut kapasitelerini en üst düzeye çıkarmak, bağımlılıklarını azaltmak ve yaşam kalitelerini yükseltmek amacını taşıyan, bir tıp dalı.
- Siyasi rehabilitasyon, politikacı ve politik parti üyelerinin gözden düştükten sonra tekrar popülerliklerini kazanma süreci
- Rehabilitasyon mühendisliği, engelli kişilerin sorunlarını çözmek amacıyla teknolojik cihazların tasarımı, geliştirilmesi, adaptasyonu, testi, değerlendirilmesi, onaylanması ve dağıtımıyla ilgilenen mühendislik bilimleri
- Rehabilitasyon (nöropsikoloji), hastalık veya travma nedeniyle kaybolan veya azalmış nörolojik fonksiyonu iyileştirilmesini hedefleyen tedavi
- Rehabilitasyon (penoloji), kriminal davranışların rehabilitasyonu
- Felç rehabilitasyonu, felç sonrası iyilişme süreci
- Telerehabilitation, telekomünikasyon ağları ve internet üzerinden rehabilitasyon hizmetlerinin dağıtımını
- Mesleki rehabilitasyon, mesleki rehaberlik, mesleki eğitim ve seçici yerleşimi içeren sürekli ve koordine rehabilitasyonu süreci
- Yaban hayatı rehabilitasyonu, yaralı yaban hayvanlarının, yaban hayatına tekrar kazandırılmasını amaçlayan tedavisi
- Yaban Hayatını Araştırma ve Rehabilitasyon Derneği
- Türkiye İşitme Konuşma Rehabilitasyon Vakfı
- Pulmoner rehabilitasyon, akciğer rahatsızlığı olan kişilerde ilaç tedavisi yanı sıra uygulanan ve etkinliği kabul edilmiş multidisipliner bir rehabilitasyon programı
Fena, tasavvufta kişinin duygularından ve iradesinden sıyrılarak benliğini Tanrının varlığında yok etmesi. Çeşitli aşamalardan oluşur. Kişinin aşama aşama benliğinden sıyrılması değişik terimlerle ifade edilir ve fena makamları olarak adlandırılır.
Velâyet ya da Evliyâlık, İslâm'da Allah'a dost veya Allah için dost olan kimselerin dindeki konumunu tanımlamak için kullanılan dini terim.

Yazılım yaşam döngüsü, bilgisayar yazılımlarının ilk geliştirme aşamalarından başlayarak; yayındaki mevcut sürümün hatalarının giderilmesi, iyileştirme odaklı yeni ara sürümlerin yayınlarak yazılımın güncellenmesi de dâhil olmak üzere nihai (kararlı) sürüme ulaşana dek geçen geliştirme ve olgunlaştırma aşamalarının tamamını ifade etmek için kullanılan terimdir.

Dîn, İslam ile özdeşleşmiş olan fakat Arap Hristiyanlar tarafından da ibadetleri sırasında yaygın olarak kullanılan Arapça bir kelimedir. Bu terim bazen "din" olarak tercüme edilmekle beraber, Kur'an da kullanıldığı üzere hem müttaki Müslümanlar tarafından ilâhî kanunlara uymak maksadıyla takip edilmekte olan yola ya da şeriata, hem de hiçbir şefaatçinin yardımının fayda etmeyeceği bir günde bütün insanlığın kaçınılmaz olarak Allah önünde hesaba çekilerek bu dünyada yaptığı iyilikler karşılığında mükafatlandırılacağı ve işlemiş olduğu kötülükler karşısında da cezalandırılacağı ilâhi hüküme işaret etmektedir.

Küçük burjuvazi ya da kentsoylu yarı özerk köylüler ve küçük ölçekli tüccarlardan oluşan bir sosyal sınıfı ifade eden Fransızca bir terimdir.
Benlik; öz varlık, birini kendisi yapan şey, onu diğerlerinden ayıran temel şey, kendilik olarak farklı biçimlerde tanımlanabilen bir kavramdır. Daha genel anlamda ise benlik, özne olarak "ben"in nesne olan "ben" hakkında düşünmesi olarak ifade edilebilir.

Simgesel etkileşim, büyük ölçekli sosyal yapılar yerine insan eylemine odaklanan ve bununla birlikte insanlar ve toplum arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışan teorik yaklaşım. Sembolik etkileşimcilik insan eyleminin ve etkileşimin yalnızca anlamlı iletişim veya sembol alışverişi yoluyla anlaşılabilir olmasıdır. Sembolik etkileşimcilik mikro düzey etkileşimlere odaklanmanın bir sonucu olarak, sosyal ve sosyal sistemlerin makro yapılarının nesnel yönlerini değil, sosyal yaşamın öznel ve kültürel yönlerini incelemeye odaklanmıştır.
Ego ölümü, "öznel öz kimliğin tamamen kaybıdır". Terim, birbiriyle ilişkili anlamlarla birlikte çeşitli iç içe bağlamlarda kullanılır. Analitik psikolojide, psişenin temel bir dönüşümünü ifade eden psişik ölüm ile eşanlamlı terim olarak kullanılır. Ölüm ve yeniden doğuş mitolojisinde, ego ölümü, Joseph Campbell tarafından Monomit mitolojisi üzerine yaptığı araştırmada tanımlandığı gibi, kendine teslim olma ve geçiş aşamasıdır. Bu dünya mitolojisinde tekrarlanan bir temadır ve aynı zamanda çağdaş batı düşüncesinin bazı kollarında bir metafor olarak kullanılır.