İçeriğe atla

Tezkire (belge)

Tezkire, (Arapça: تذكرة ) Osmanlı Devleti'nde aynı şehirde bulunan resmi daireler arasında yapılan yazışmalara denir. Tezkireyi, tahrirattan ayıran başlıca husus tezkirelerin mühürsüz oluşu, imza ile bitirilmesidir. Sadaret tezkirelerine, arz tezkiresi de denir.

İlgili Araştırma Makaleleri

Senarist, her uzunlukta, izlenebilir film için, kendi oluşturduğu ya da var olan kaynakları görsel dile çevirerek, belli bir sistem içinde görsel anlatım oluşturarak, metinler (senaryo) yazan kişiye denir. Ayrıca senaristlik bir senaryonun gidişatını, kalitesini kendi belirler.

<span class="mw-page-title-main">Biyografi</span> Bir insanın yaşamındaki olayların belirli bir sıraya göre anlatıldığı edebiyat türüdür

Biyografi ya da yaşam öyküsü, bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir biçimde açıklayan bir edebiyat türüdür. Kişi kendi hayatını anlatıyorsa buna otobiyografi, şairlerin yaşam hikâyesi anlatılıyorsa da buna tezkire denir. Biyografiler eğitim, iş, ilişkiler ve ölüm gibi temel olaylardan daha fazlasını içerir. Bir biyografi, bir konunun yaşam öyküsünü sunar, deneyimle ilgili samimi ayrıntılar da dahil olmak üzere yaşamlarının çeşitli yönlerini vurgular ve öznenin kişiliğinin bir analizini içerir.

<span class="mw-page-title-main">Tohum</span> Koruyucu bir dış kaplama içine alınmış embriyonik bitki

Tohum, koruyucu bir dış kaplama içine alınmış bir embriyonik bitkidir. Tohum oluşumu, açık tohumlular ve kapalı tohumlular bitkileri dahil olmak üzere tohumlu bitkilerde üreme sürecinin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Erime noktası</span>

Erime noktası, kristal ve saf olan bir maddenin katı halden sıvı hale geçtiği belirli bir sıcaklıktır. Bu sıcaklığa o maddenin erime noktası denir. Bütün kristal yapıya sahip saf maddelerin erime noktasında, yani katı halden sıvı hale geçene kadar, sıcaklığı sabit kalır. Ancak tamamen sıvı hale geçtikten sonra sıcaklığı yükselir. Saf kristal cisimlerin erime noktası ile donma noktası arasında sıcaklık farkı yoktur. Mesela saf su, 0 °C de donar. Fakat saf olmayan maddelerin, yani karışımların donma ve erime noktaları farklıdır.

Tezkire, sözcük anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen, Fars ve Türk edebiyatlarında kişilerin yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlatan eserlere verilen ortak addır. Tezkireler ilk kez İran edebiyatında ortaya çıkmıştır.

Revani, Türk şairdir.

Milletvekili, parlamenter, mebus ya da saylav bir parlamentoda oy verenleri temsil eden kişidir. Birçok ülkede bulunan bikameral sistem gereği; parlamento üyelerine değişik isimler verilebilmektedir. Örneğin; senato bulunan sistemlerde seçilen kişi; senatör olarak tanımlanabilmektedir. Parlamenter bağımsız olabileceği gibi sıklıkla görüldüğü üzere bir siyasi partiye bağlı da olabilir. Ülkenin parlamento sistemine ve yürürlükteki mevzuatına göre seçme ve seçilme kuralları ile milletvekilinin görev ve sorumlulukları değişiklik gösterebilir.

<span class="mw-page-title-main">Havaalanı</span> hava aracı operasyonları için genişletilmiş destek olanaklarına sahip, hava araçlarının kalktığı ve indiği yer

Havaalanı, hava meydanı veya havalimanı; hava araçlarının kalkması ve inmesi için özel olarak hazırlanmış, hava araçlarının bakım ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına, yolcu ve yük alınmasına ve verilmesine ilişkin tesisleri bünyesinde bulunduran yerlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Yazılım geliştirici</span>

Yazılım geliştirici, yazılım geliştirme işini meslek edinmiş kimse. Bu terim genelde yazılımın kodlarını yazan kişiler için kullanılsa da, yazılımın nasıl oluşturulacağını planlayan proje liderleri de bu grubun içinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Tren istasyonu</span> trenlerin düzenli olarak durduğu ve yolcu veya yük alıp bıraktığı demiryolu tesisi

Tren istasyonu, trenlerin yolcu veya yük alıp bırakmak için düzenli olarak durdukları demiryolu tesisidir. Genellikle en az bir platform ve bilet satışı ile bekleme odalarının olduğu bir istasyon binasına sahiptir. Daha büyük tren istasyonları gar olarak adlandırılır.

Dizi ya da dizi film, televizyonda belirli bir periyoda göre, haftada bir ve bazen günde bir parçalar hâlinde yayımlanan TV filmlerine verilen addır. Haftanın her günü yayınlanan dizilere günlük dizi denir. Haftada 1 gün yayınlanan dizilere ise haftalık dizi denir. Dizinin bir kerede yayınlanan kısmına bölüm adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Şarkıcı</span> dinleyicilere şarkı söyleyen kişi

Şarkıcı veya solist, şarkı söyleyen, şarkı söyleme yeteneği olan veya mesleği şarkı söylemek olan, bir müzik eserine eşlik etmek için sesini kullanan müzisyen. Şarkıcı terimi daha çok belli bir melodiyi söyleyen müzisyenler için kullanılırken vokalist terimi, insana özgü ancak melodik olmayan diğer sesleri de kompozisyon içinde kullanan müzisyenler için dile getirilir. Ağırlıklı olarak türkü seslendiren şarkıcılara türkücü denir.

<span class="mw-page-title-main">Omuz</span> insan vücudunda kolların gövdeyle birleştiği yer

Omuz insan vücudunda kolların gövdeyle birleştiği yere verilen isimdir. Omuz bölgesinde ve omuz eklemini çevreleyen birçok damar sinir paketleri, kas grupları bulunmaktadır. En önemli görevi ise bu özel yapısı ile kol hareketlerini mükemmel olarak sağlamaktır.

Zâtî, tanınmış bir Divan Edebiyatı şairidir. Ziya Paşa tarafından Türk şiirine temel koyan şairlerin üçüncüsü olarak anılmıştır. Çok sayıda şiir yazmış olması nedeniyle değişik eserlerin değişik estetik standartlarda olması sonucu ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Keliserliler</span>

Keliserliler (Chelicerata), eklem bacaklıların büyük bir altşubesini teşkil eder. Merostomata, Arachnida ve Pantopoda diye üç sınıfı vardır. Köken olarak denizde yaşayan ve karada yaşayan canlıları içerir. Bugün bazı türlerinin (Xiphosura) soyu tükenmiştir. 35.000 den fazla türü yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yazılım lisansı</span> üreticisi ya da dağıtımcısı tarafından belirlenen kullanım koşulları

Bir yazılımın ya da yazılıma bağlı nesnelerin;

<span class="mw-page-title-main">Âşık Çelebi</span> XVI.yyde Osmanlı sahasında yaşamış divan şairi

Âşık Çelebi, 16. yüzyıl şair, mütercim, yazar.

17. yüzyıl klasik Türk edebiyatı; Nefi, Nabi ve Şeyhülislam Yahyâ gibi tanınmış divan şairlerinin yanında, Evliya Çelebi, Naima ve Kâtip Çelebi gibi önemli nesir yazarları da çıkarmıştır. Bu dönem, toplumsal ve iktisadi alanlarda büyük bir karmaşanın içine giren Osmanlı İmparatorluğu'nun Gerileme Dönemi'ne rastlar. Dönem içerisinde her ne kadar, belirli münşilerden bahsedilse de; bu dönemdeki nesir yapıtlar klasik tarzla sınırlı değildir. 17. yüzyılda İstanbul’daki Floransa konsolosu sekreteri Filippo Argenti, İtalyan papazlarından Pietro Ferraguto (1580-1656) gibi yabancıların Türkçeyi iyice öğrenip, nesir alanında önemli Türkoloji çalışmaları yaptıkları bilinmektedir. Ayrıca “Cizvitlerin misyonerlik faaliyetleri için” matbaa kurdukları ve bu matbaanın 1703'te kapatıldığı söylenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Divan şairi</span>

Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da bağımsız bir edebiyat anlayışı türetilmemiştir. Klasik Türk edebiyatı içerisinde şiir dışındaki yazı şekilleri rağbet görmüyordu. Yazılan her şey nazım- yani şiir şeklindeydi. Bu yüzden "divan şairi" tamlaması divan edebiyatçılarına işaret edebilir. Şairler divan edebiyatının ilk dönemlerinden beri tezkirelerde anılmıştır. Bu edebiyat tarihlerinde divan şairlerinin biyografileri, şiirlerinden örnekler bulunmaktadır. Osmanlı coğrafyasında yazılan tezkirelerde toplam 3182 şair yer almaktadır. Divan şairleri çeşitli mesleklere sahiptiler. İlmiye(%36), derviş(%5.7), bürokrat(%2.8), asker(%4), esnaf(%3.7) bunlardan birkaçıdır. En çok divan şairi yetiştiren yöreler bürokrasi ve saray eşrafının yoğun olduğu yerlerdir. İstanbul 609, Bursa 156, Edirne 150, Konya 69, Diyarbakır 40, Kastamonu 36, Bağdat 35, Gelibolu 30, Bosna 26, Kütahya 24 şairle önemli tezkirelerde yer alan yörelerdir.

Ahdî-i Bağdadî olarak da bilinen Ahdî, 16. yüzyıl divan edebiyatı şairi ve tezkire yazarı. Divançe sahibi olan Ahdî, Şemsî mahlaslı bir şairin oğlu olarak bilinir. Eğitimini aldıktan sonra Bağdat'tan, bir şair arkadaşı olan Husrev ile birlikte ayrılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman tahtta olduğu zamanda İstanbul'a gelerek, burada birçok şair ve ilim sahibi kişiler ile yakınlıklar kurdu.