İçeriğe atla

Teyemmüm

Teyemmüm, suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması hâlinde abdest veya boy abdesti yerine yapılan bir fiziksel nötrleşme ve ibadete hazırlık faaliyetidir.

Hangi maksatla teyemmüm edeceğine niyet edip ellerini toprak veya toprak cinsinden bir şeye iki defa vurarak, birincide yüz, ikincide dirseklere kadar eller meshedilerek yapılır.

Namaz kılmak için abdest yerine bazı durumlarda teyemmüm (Arapça: التيمّم) yapılabilir. Ayrıca teyemmüm, hastalık, yolculuk, su bulamama/suyun olmaması veya erişilememesi gibi durumlarda boy abdesti yerine de yapılır.

Köken bilimi

Teyemmüm (Arapça: التيمّم) sözcüğü TDK sözlüğüne göre Arapça kökenli olmakla beraber kökeninin Arapça olmadığına dair iddialar mevcuttur []. Kur'an'da teyemmüm yapmak için türâb تراب (toprak) sözcüğü kullanılmaz, bunun yerine said صعيد sözcüğü kullanılır ki bu sözcük "toz, toprak, taş vs." anlamına gelmektedir.

Ayet ve hadisler

Abdest ile ilgili olan Mâide Sûresi, 6. ayetinde kullanılan vücûhe küm (vecihleriniz, Arapça: وجوه كم) ibaresi, başın ön yanı için kullanılır, bu yüzden başta saçların döküldüğü ön kısım, yüz, boyun altı demektir. Baş sıvazlanırken, ayette sınır koymadığı için, baş adlı organın başın ön yanı dışındaki her yanı, kulaklar, ense, boyun sıvazlanır.[1]

Bir gün peygamberin eşi Meymûne kabir azabına sebep olacak günahları ve yanlışları sorduğunda Muhammed cevap olarak: (Kabir azabının yegâne sebebi) idrar kalıntısıdır. Her kime (idrar serpintilerinden) bir şey isabet ederse onu yıkasın, eğer onu (yıkayacak imkân) bulamazsa onu toprağa (sürterek) meshetsin buyurmuştur.[2][3][4]

Kaynakça

  1. ^ İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Dr. Vehbe Zuhayli
  2. ^ Muhammed ibni Ali el-Hakîmü't-Tirmizî, Kitâbü'l-İhtiyâtât, No:7, s, 72, 73
  3. ^ Muhammed ibni Ali el-Hakîmü't-Tirmizî, Nevâdiru'l-usûl, No:1252, 3/233
  4. ^ Taberânî, el-Kebîr, 23/37

İlgili Araştırma Makaleleri

Sahabi veya çoğulu Sahabe, Ashab, bir İslâm terimidir. İslâm peygamberi Muhammed'i görmüş, onunla konuşmuş, arkadaşlık etmiş ve ona inanmış Müslümanlara verilen isimdir. İslam literatüründe bir saygı ifadesi olarak Eshâb-ı Kirâm şeklinde anılırlar. Muhammed öldüğü vakit, sayıları 124 binden fazla idi.

<span class="mw-page-title-main">İslam</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

İslam (Arapça: اَلْإِسْلَامُ, romanize:

<span class="mw-page-title-main">Namaz</span> İslamda farz olan günlük ibadet

Namaz, İslâm'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde abdestle birlikte duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an'a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrâhim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İbn Teymiyye</span> Şeyhülislam

Takıyyüddin ibn Teymiyye, özellikle Selefileri ve Vehhabîleri fıkıh, şeriat ve diğer İslamî görüşler konusunda etkilemiş olan İslam alimi. Kendinden sonra gelen çeşitli ve ağırlıklı olarak Hanbeli mezhebini benimseyen İslâm âlimlerini ve akımlarını da etkilemiştir. İbn Teymiyye'nin etkilediği isimlerin en önemlilerinden birisi de Muhammed bin Abdülvehhâb'dır.

<span class="mw-page-title-main">Ali</span> İslam Devletinin dördüncü halifesi ve Şiilerin birinci imamı

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Abdest</span> İbadet edebilmek için yapılan temizlik

Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Fatıma</span> İslam peygamberi Muhammedin küçük kızı

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

<span class="mw-page-title-main">Mihrap</span>

Mihrap, camide imamın namaz kıldırırken cemaatin önünde durduğu, kıble yönündeki duvarın ortasında bulunan oyuk ve girintili yer.

<span class="mw-page-title-main">Tefsir</span> İslami dini terim

Tefsir veya Yorumlama, İslam dini terimidir. 'el-Fesr' masdarından tef'il babında yorumlamak, açıklamak manalarına gelen bir kelimedir. Eş değer bir kelime "te'vil"dir (yorum). Kur'an ayetlerinin açıklanmasına dair dalıdır. Tefsir ilmi ile uğraşan kişiye müfessir denir. Al-i İmran suresi 7. ayette yer aldığı üzere Kur'an hem anlamı açık, hem de yoruma açık (müteşabih) ayetleri bünyesinde barındırır. İslam tarihinde Kur'an ayetlerini anlamak veya anlamlandırmak üzere çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Berzâh, Arapça kökenli bir söz olup, coğrafyada bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, kıstak, anlamına gelmektedir. İslam eskatolojisinde ise öldükten sonra ölenlerin ruhlarının gittiği ve kıyamete kadar kaldıkları düşünülen âlem veya mekândır. Kâbir âlemi olarak da bilinir. Kur'an'da üç yerde geçen berzah kelimesi engel, iki şey arasındaki perde anlamlarında kullanılmıştır.

Cünüp veya cenâbet, İslam'a göre cinsel ilişkide bulunduğu veya vücudundan meni çıktığı hâlde henüz boy abdesti alarak temizlenmemiş olan (kişi). Bu kavram gündelik konuşmada pis veya hoşlanılmayan kimseleri tanımlamak amacıyla da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İlk Fitne</span> Müslüman halkların bölünmesine sebep olan savaş

İlk Fitne, Halife Osman'ın evinde öldürülmesi ile başlayan ve Muaviye'nin İslam Devleti'nin başına geçmesi ile sonuçlanan iç savaş dönemine İslam tarihinde verilen isim.

Boy abdesti veya gusül (Arapça: الغسل), İslâm dininde bir dinî gereklilik olarak tüm vücudun yıkanmasıdır. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı guslü; kuru hiçbir yer bırakmamak üzere bedenin her tarafını yıkama olarak tanımlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

Gerdanlık Olayı veya İfk Olayı, 627 yılının ilk günlerinde Arabistan'da gerçekleşen bir olaydır. İslam peygamberi Muhammed'in eşlerinden Aişe'nin, bir sefer dönüşü sırasında Muhammed'i genç bir Müslüman asker olan Safvan bin Muattal ile aldattığı iddiası ve sonrasında yaşanan gelişmeleri içerir.

<span class="mw-page-title-main">Tirmizî</span> 9. Yüzyılda yaşamış İslam bilgini

Tirmizi, 9. yüzyılda yaşamış Fars hadis bilgini.

Kıyamet günü, hesap günü ya da mahşer günü ; dünyanın sonunun geleceğine ve tüm insanların mahşerde toplanarak hesap vereceğine inanılan zaman. "Dünya merkezli evren" anlayışında dünyanın sonu, evrenin de sonu olarak algılanmıştır. Kıyametin zamanı ile ilgili çok sayıda inanç, öngörü ve kehanet bulunmaktadır. Zerdüştlük, Hristiyanlık ve İslam gibi dinlerde ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağına, hayattayken yaptıkları iyilik ve kötülükler için hesap vereceklerine ve haklarında hüküm verileceğine, bunun sonucunda iyilerin cennete, kötülerin ise cezalarını çekmek üzere cehenneme gideceğine inanılır. Apokalypse terimi ile eş anlamlı olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ömer'in Fatıma'nın evine saldırması</span>

Ömer, Ali'nin desteğini almak amacıyla Fatıma'nın evine gider ve burada bir dizi olay meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Nadr bin Haris</span> Arap tüccar

Nadr bin Haris, Arap tüccar ve şairdir. Kureyş'in Abdumenâfoğulları koluna mensup olan Nadr, babası Hâris'ten tıp alanında eğitim almış ve babası gibi hekim olmuştur. Aynı zamanda bir tüccar olan Nadr Bizans ve İran topraklarında ticaret yapmaktaydı.